Ama bir anda inşaat şirketi kurdu. Mühendis olarak da ağabeyimi aldı. Şu anda işleri iyiydi. Bu evin parasından fazla kazanıyordu. Ama bu paranın sadece inşaat işiyle geleceğine tabii ki inanmıyordum...

"Emir, yürüyüş yapmak istiyorum"

Evin arka tarafı ormanlık patikaya çıkıyordu. Ön tarafta da birkaç koruma vardı.

"Tamam aşkım yaparız."

Ona göstermeyerek göz devirdim.Sanki beraber yürüyelim demiştim.

"Sen evde dinlen istersen. Ben çok geç kalmam"

"Asya...Dediğin şeyin olmayacağını biliyorsun değil mi? Tek boş günüm ve seninle geçirmek istiyorum.Sonra gelince uzanırız beraber ha"

Evlilik bu muydu? Yüzünü görmek istemediğim adamla ömrüm boyunca her gece aynı yatağa yatmak...

Gercek aşkı hiç bulamayacağımı düşünürdüm.Hukuk fakültesindeki erkeklere de hiç bakmamıştım.Ortalık abaza kaynıyordu ve benim amacım güzel bir ortalamayla mezun olmak ardından aşkı bulmaktı.

Fakat hayat, her zaman oyunu kendi kurduğunu hatırlattı bana.Evlilik oyunum gibi. Şah mat...

"Asyam,yürümek istiyorsan çıkalım hadi"

Bana seslenmesiyle kendime geldim.Yürüyüş iyi gelebilirdi...

Evin arka kapısından çıktık ve baya yürüdük ama benim içim doluydu sadece yürüyüşle  rahatlayamazdım.

"Emir koşmak istiyorum."

"Aşkım nereden çıktı şimdi hamile halinle? Ayağın takılır düşersin falan"

"Düşmem...Adamlarından kaçarken de koşuyordum..."

Bunu dediğimde kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı.Kollarıyla omuzlarımı arkadan sararak saçıma birkaç öpücük kondurdu.

"Eve dönüyoruz"

"Eve dönmüyorum. Koşmak istiyorum. Bunu bile senden izin alarak mı yapacağım?"

"Asya beni sinir etme!! Hamile halinle ne koşması? Yürüyelim dedin yürüdük. Fazlası yok!!"

"Emir...Abartma istersen. Sen eve git ben biraz daha yürüyeceğim."

Kolumu aniden sıkarak dibime girdi.

"Ben senin aklından geçen tilkileri biliyorum...Koşup nereye kaçacaksan güzelim? Kocana bir ihanet yetmemişken ikincisini de yaparsan..."

Bu bardagi taşıran son damlaydı...

"Ne yaparsın? Öldürür müsün beni? Haa?! Ne yaparsın"

Sevmediğiniz biriyle fazladan vakit geçirdiğiniz olduysa benim durumumu biraz anlayabilirsiniz. Ben o evde tutsaktım... fazlası değil.

Ve artık tutsağın baş kaldırma vakti gelmişti.

"Bana bak Asya!! Elimden kaza çıkmadan yürü eve"

İçimde tuttuğum bazı şeyler o, bunları dedikten sonra kontrolsüzce ağzımdan kaçıvermişti...

"Ne kaza çıkacak elinden?!! Çıksın... Nefret ediyorum seninle yaşamaktan.İstemiyorum seni...En kısa zamanda kaçacağım buradan. Ne olduğu umrumda ol-"

Bağırarak ve ağlayarak söylediğim sözlerimi bölen bir tokattı...
Yere düşmemi sağlayan bir tokat... Daha önce bana hiç eli kalkmamıştı... Şaşkınlıkla yanağımı tutarken kendisi de yaptığından şaşkın, pişman gözlerle bana bakıyordu

"Asya..."

Hemen kalkıp eve koşmaya başladım. Arkamdan koşuyordu. Hızımı arttırdım ve eve vardığımda direk odaya çıkıp kapıyı kilitledim.

Kendimi yatağa atıp hüngür hüngür ağlamaya başladım ki canavarımın sesi duyuldu.

"Asya aç şu kapıyı!! Deli etme beni..."

"DEFOOL...Bari şimdi rahat bırak beni"

Açmadığımı görünce kapıyı yumruklamayı kesti.Uzun bir süre ağladıktan sonra banyo yapmak istedim.

Sıcak su beni rahatlatırken bir fasıl da banyo da ağladım.
"Sen üzülme bebeğim. Annen seni burada doğurmayacak.Yeni bir hayat kuracağız birlikte."

Banyodan sonra kurulanıp,giyinip yatağa geçtim. Bu kaos beni yormuştu.

Gözümü açtığımda belime arkadan sarılan eller ve boynumdaki dudaklarla huzurlu uykumun bir kez daha içine sıçıldığını anladım

"Bırak beni! Hangi yüzle sarılıyorsun bana?"

"Elim kırılsaydı...Özür dilerim bir tanem...Sen benim çiçek taze dalımsın..."

Söylediği saçma şeyle ve yoğun içki kokusuyla hafif sarhoş olduğunu anladım.

"Emir, içmenden nefret ettiğimi biliyorsun"

"Neyimi seviyorsun karıcığım? Söyle onu yapacağım..."

"Senden hiçbir şey istemiyorum.Beni rahat bırak yeter.Bana vurdun Emir...Bana vurdun. Hâlâ bana dokunup,saçmalıyorsun."

"Elim kırılsaydı da olmasaydı öyle bir şey.Bir anda oldu yemin ederim. Ben sana kıyamam ki.Özür dilerim sevgilim. Sen de bana vur istersen... Seni gözümden sakınıyorum ben.Kaçacağım deyince nevrim döndü."

"Hâlâ bahane mi buluyorsun.Git yanımdan,istemiyorum seninle yatmak."

Daha da dibime gelerek beni daha sıkı sardı.

"Asla...Seni asla bırakmam.Bir daha kaçmak gibi saçma sapan düşüncelere girme. İstediğin her şeyi yaparım ben. Ama benimle kal. Benim ol...Kalbini bana aç"

"Emir... olmuyor işte niye anlamıyorsun?"

"Olur,her şey zamanla olur.Çocuğumuz doğsun o bizi tam aile yapacak.Seni,sizi bir an olsun yalnız bırakmayacağım.Sen benim her şeyimsin Asya"

Biri için bu kadar önemli olmak güzel olsa gerekti. Ama ben özgürlüğümü özlüyordum. Arkadaşlarımla sabahlamalarımızı , özgürce gezmeyi, tek başıma seyahat etmeyi özlüyordum.

Aynı zamanda Emir için bu kadar anlam ifade ediyor olmam korkunçtu.Karşılık veremeyecek olduğumu bilmek,bana hem derin bir vicdan azabı hem de ızdırap verirdi. Her şeyi zamana bırakmıştı ama zaman bazı şeyleri değiştiremiyordu...



HERKESE MERHABAALAAR. 1K OKUNMAYA ULAŞTIK AMA VOTELAR DÜŞÜK. LÜTFEN VOTE ATIN ARKADAŞLAR.GÖRÜŞMEK ÜZERE 👋🏻

SENDEN VAZGEÇMEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin