Kar gibi örttüm üstünü, içinde tüm çiçekler
Birer birer titrediler
Uykusuzluğundan belli kafanda birikintiler
Teker teker döküldülerUmutlarını borç verdin, cebinde hiç kalmadı.
🫀
| |BÖLÜM 49| |
💎
Kapıyı açtığımda gözlerimin kadrajına bir çift mavi göz girdi.
Mavi gözlerin sahibi profilimi kısa bir göz gezdirmeyle sakince süzdü.
Bense kapının tutamacında asılı kalan parmak boğumlarımı huzursuzca bastırmakla meşguldüm.
Parmaklarımın tekinsiz gerginliğe maruz kalmışlığı gözüne çarptı.
Bakışlarını ellerimde tuttu.
Kaygının getirdiği donuk tavrımdan ötürü sessizliği kabul edip dudaklarımı birbirine prangalamıştım.
Gözlerini yüzüme çıkarttı, küçük, samimi ve hafif bir tebessüm dalgasını dudaklarına konuk etti. Yumuşak üsluptaki zarif ses tonuyla "Beni içeri almayacak mısın?" dedi.
Hanımefendinin Karan'ın annesi olduğu barizdi.
Ses tonunun tanıdıklığı yanında; esmer teni, güzel mavi gözleri, dikkat çekici yüz hatları Karan'ın tıpatıp aynısı olmasa da benzerliği su götürmez gerçekti.
Annesi çok ama çok güzeldi.
Karan'ın Antalya'daki hastanesinin kasasında depoladığım çikolatalarımı alırken, ayaklarımın dibine düşen, katlanmış resim kağıdında, abisinin çocukluğunda çizdiği ve Karan'a hediye ettiği aile tablosu resmi vardı. Annesini esmer, siyah saçlı, mavi gözlü olarak çizmişti hayatını kaybeden Umut abisi. Anımsadığım resimdeki tasvir edilmiş kişi, karşımdaki zarif görünümlü hanımefendinin Karan'ın annesi olabileceği ihtimaline beni tereddütsüz çeldi.
Karşımda hiç beklemediğim bir anda annesini görmenin getirdiği afallamışlığımı kenara attım ve parmaklarımı çelik tutamaçtan usulca ayırdım.
Dudaklarıma yerleştirdiğim minik tebessümle "Tabii," dedim nahif bir sesle. Elimi içeri geçmesini gösterici şekilde buyur edercesine asılı bıraktım. "Buyurun lütfen."
Nevres Hanım içeri girdiğinde kapıyı kapatıp iki saniye kadar derin bir nefes aldım. İtiraf etmeliyim ki birazcık gerilmiştim.
Üzerime baktığımda sevdiğim adamın annesiyle ilk tanışmam için toplumun üzerimize işlediği çerçevede kıyafetim pek uyuşmuyordu çünkü şık giyinmemiştim. Üzerimde Karan'a ait düz bir tişört, altımdaysa tişörtün altından belli belirsiz görülen kısacık şortum, tepemde saç bandıyla topladığım salaş topuzum ile bağdaş kurup, elindeki geniş popcorn kasesinde patlamış mısır atıştırarak film izleyenler gibiydim. Şahaneydim!
Normal zamanlarda ojelerim, rujum, zarif kıyafetlerim ile dururken, evin içinde regl sancısı çektiğim için olabildiğince rahat giyinmiştim.
Nevres Hanım son derece bakımlı, siyah saçları tek omzunda toplanmış, fazlasıyla genç, güzel ve alımlı, aynı zamanda asil görüntüsüyle şu anki halimle bana tezat düşen görüntüye sahipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞÜHBE | Umudun Mavi Patırtısı
General Fiction💎 Cevelan bir çift buluttan süzülen nağmesi ziyan edilmiş gözyaşının payan ağıtlarına kulak vermek üzereyim. Çarmıha gerilmiş bir bedenin kafesten ruhuna hapsedildiği izbelikteyim. Yıldızsız gökyüzünde, kaydı sanılan yıldızı gabya çubuklarındaki ye...