"Lila!" diye kızınca omzumu silktim "İyi, sen bilirsin."
O sıra eğitmenlerden sarışın olan adam girdi içeri. Konuşurken onu herkesin duyabilmesi için sesini belli bir seviyede tutmaya çalışıyordu. "Acemiler, yeterince ısındıysanız artık odalarınıza gidebilirsiniz. Valizleriniz az önce odalarınıza götürüldü. Hangi odada kalacağınızı lobideki ekrandan öğrenebilirsiniz. Bu arada akşam saat yedide hepiniz yemekhanede olun. Yemek saatini kaçırırsanız aç kalırsınız ona göre."
Uyarısını dikkate almazken Umur'la birlikte odadan çıkıp ekranın oraya gittik. Oda numaralarımızı öğrendikten sonra ikimizde aynı katta bulunan odalarımıza doğru yürümeye başladık. Ben 312 numaralı odada kalırken Umur 315 numaralı odadaydı. Canip'in hangi odada kaldığına bakmamıştım çünkü yanımızda takılmak yerine hala kızlarla birlikteydi.
Umur'la birlikte onun odasının önüne geldiğimizde Umur içeri girmeden "Sonra görüşürüz." dedi.
Ona gülümserken bende kendi odamın önüne geçtim. Kapının kulpunu tutup açtığımda içeride Siyah küt saçlı bir kızın olduğunu gördüm. Bu kız badim olmalıydı. Sırtı bana dönüktü. Valizindeki eşyaları yerleştiriyordu. Geldiğimi fark etmemişti herhalde, dönüp de yüzüme bakmadı bile.
Kulağında kulaklık olduğunu düşünürken içeri girip etrafı inceledim. Oda çok küçüktü. Yan yana iki yatak hemen yanlarında da komodin vardı. Dolaplar kapının hemen sağında duruyordu. Solunda da banyoya açıldığını düşündüğüm bir kapı vardı. O kapının hemen yanında üçgen şeklinde bir raf vardı. İçinde de oyuncak bir vombat. Bunun çok saçma olduğunu düşünürken badim olacak kızın sıkılmış gibi ellerindeki eşyaları yatağının üzerine bırakıp iki yatağın ortasında kalan üçgen pencereye doğru yürüdüğünü gördüm.
Camı açıp cebinden çıkardığı sigara paketinden bir dal yakarken ona doğru yürüdüm. Açık olan camdan içeri giren rüzgar kızın saçlarını uçuştururken kulağında kulaklık olmadığını gördüm. Şaşırdım. Demek geldiğimi duymuştu "Selam." Çok arkadaş canlısı sayılmazdım ama bu kız badim olacağı için onunla iyi geçinmem gerektiğini düşünüyordum. Bu yüzden selam verme gereği hissetmiştim.
Kız beni duymayıp sigarasını içmeye devam ederken sinirlenip bu sefer yüksek sesle konuştum "Selam, ben Lila!"
Birkaç saniye bir şey demedi. Sigarasını tüttürmekle ilgileniyordu. Tam bir şey demeyeceğini düşünmeye başlamışken arkasını dönüp koyu kahve gözleriyle beni inceledi. İncelemesi normalden uzun sürerken beni beğenmemiş gibi burun kıvırıp önüne döndü "Bak Lila bilgin olsun diye söylüyorum, kızlarla pek anlaşamam. Bu yüzden aramızda bir mesafe olursa sevinirim. Samimiyetten nefret ederim. İlgi çekmeye çalışan kızlarda da öyle. Ve tabii güzel olan kızlardan." deyip henüz yarım olan sigarasını komodinin üzerindeki küllükte söndürdü. "Adım Eva. Tanıştığıma memnun olmadım çünkü kızlarla tanışmaktan hiç haz etmem. Erkek olmanı dilerdim çünkü kız badilerin beni taşıyabileceğini pek sanmıyorum. Bu yüzden hayal kırıklığı yaşıyorum şu an."
Önce şaka yaptığını düşünsem de daha sonra ciddi olduğunu anlayıp küçük bir şaşkınlık yaşadım. Hayda! Bununla mı uğraşacaktım ben? Derdi neydi bu kızın? Sorunları mı vardı acaba? Kesinlikle normal bir kafası yoktu. Sırtı hala bana dönükken ben de onunla olmaktan pek memnun değilmişim gibi görünmeye çalıştım. "Peki, o zaman üst birliklerle konuşmaya ne dersin?"
"İşe yaramaz." dedi bana doğru dönerken. Hayal kırıklığı hala sürüyor gibiydi "Ne kadar memnun olmasam da seçtikleri badiyle devam etmek zorundayım." Yatağına doğru yürürken bir kez daha beni inceleme gereği duydu. "Umarım uyurken horlamıyorsundur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKU BADİ
FantasyÇocukluğunu iki dostuyla geçirerek büyümüş olan Lila, o akşam arkadaşının çalıştığı hastanenin morg bölümünde yalnız kalmıştı. Başına geleceklerden bihaber oturmuş cesetlerin bekçiliğini yaparken, bir ölünün canlanmasıyla neye uğradığını şaşırır. G...
4. BÖLÜM: BADİ
En başından başla