MAVİ GÖREV (TAMAMLANDI!)

By pretywomn

93.7K 5.5K 5.7K

~~~ Seçtiği mavi zarfı, evine geldiğinde masanın üzerine bırakıverdi. Hala açamamıştı. Endişeliydi kadın.. B... More

1 ~ MAVİ GÖREV
2 ~ MAVİ GÖREV
3 ~ MAVİ GÖREV
4 ~ MAVİ GÖREV
5 ~ MAVİ GÖREV
6 ~ MAVİ GÖREV
7 ~ MAVİ GÖREV
~ KESİT ~
8 ~ MAVİ GÖREV
9 ~ MAVİ GÖREV
10 ~ MAVİ GÖREV..
~ KESİT ~
11 ~ MAVİ GÖREV
~ KESİT ~
12 ~ MAVİ GÖREV
~ KESİT ~
13 ~ MAVİ GÖREV
~ KESİT ~
14 ~ MAVİ GÖREV
~ KESİT ~
15 ~ MAVİ GÖREV
16 ~ MAVİ GÖREV
17 ~ MAVİ GÖREV
~ KESİT ~
18 ~MAVİ GÖREV
~ KESİT ~
19 ~ MAVİ GÖREV
~ KESİT ~
20 ~ MAVİ GÖREV
~ KESİT ~
21 ~ MAVİ GÖREV
22 ~ MAVİ GÖREV..
23 ~ MAVİ GÖREV
24 ~ MAVİ GÖREV
25 ~ MAVİ GÖREV
26 ~ MAVİ GÖREV
27 ~ MAVİ GÖREV
28 ~ MAVİ GÖREV
29 ~ MAVİ GÖREV
30 ~ MAVİ GÖREV
31 ~ MAVİ GÖREV, SEZON FİNALİ..
32 ~ MAVİ GÖREV, Yeni Sezona Giriş..
33 ~ MAVİ GÖREV
34 ~ MAVİ GÖREV
35 ~ MAVİ GÖREV
36 ~ MAVİ GÖREV
37 ~ MAVİ GÖREV
38 ~ MAVİ GÖREV
39 ~ MAVİ GÖREV
40 ~ MAVİ GÖREV
41 ~ MAVİ GÖREV
42 ~ MAVİ GÖREV
43 ~ MAVİ GÖREV
44 ~ MAVİ GÖREV
46 ~ MAVİ GÖREV
47 ~ MAVİ GÖREV
48 ~ MAVİ GÖREV
49 ~ MAVİ GÖREV
50 ~ MAVİ GÖREV
51 ~ MAVİ GÖREV
52 ~ MAVİ GÖREV
53 ~ MAVİ GÖREV
54 ~ MAVİ GÖREV
55 ~ MAVİ GÖREV
56 ~ MAVİ GÖREV
57 ~ MAVİ GÖREV
58 ~ MAVİ GÖREV
59 ~ MAVİ GÖREV
60 ~ MAVİ GÖREV
61 ~ MAVİ GÖREV
62 ~ MAVİ GÖREV
63 ~ MAVİ GÖREV
64 ~ MAVİ GÖREV
65 ~ MAVİ GÖREV
FİNAL ~ MAVİ GÖREV

45 ~ MAVİ GÖREV

563 52 87
By pretywomn


Selam arkadaşlar, nasılsınız?

Yeni bölümle karşınızdayım. Umarım seversiniz bölümü, yani bence seveceksiniz..

Hikaye nasıl gidiyor? Yorumlarınız benim için çok önemli lütfen bol bol yazın.

Ayrıca geçen bölümde yorumlar yapan tüm okuyucularıma sonsuz teşekkür ediyorum. Yorumlarınız, fikir ve önerileriniz beni öylesine mutlu ediyor ki. Hepsini okuyorum cevap veremesem de. İyi ki varsınız..🙏🏻💙

Şimdi keyifli okumalar olsun..

..

Hande'nin anlatımıyla..

Sabah gözlerimi açmamla istifra etmem bir olmuştu. Midemdeki her şeyi geçte olsa çıkartmıştım.

Dün geceyi hayal meyal hatırlıyordum. Ama eve nasıl geldiğim, yatağıma nasıl girdiğim ve üzerimin nasıl değiştiği hakkında hiçbir bilgim yoktu. Tabi tahmin etmek zor değildi. Özellikle pırıltılı elbisem ortalarda gözükmüyordu bile, imha edildiğinden adım gibi emindim.

Başımın ağrısı fazlaydı, evimde ağrı kesici de yoktu. Hemen bir duş aldım, bol bol su içtim. En azından Ayşe'de vardır diye düşünüyordum. Ayrıca daha da geç kalmadan şirkete gitmeliydimki Tolga'nın sözlerine maruz kalmamalıydım..

Şirkete en alttaki otoparktan değil de giriş kapısından girdim. Otoparkta Tolga'yla karşılaşma ihtimalim daha fazlaydı ve ben onu görmek istemiyordum. Dün gece olanlardan sonra özellikle, fazlasıyla utanıyordum.

Hiçbir şey istediğim gibi gitmemişti, planıma sadık kalamamış kendimi fazla kaptırmıştım. Oysa bu benim yapacağım bir şey asla ama asla değildi..

Şirkete kapıdan girmem dikkat çekmişti. Tabi dikkat çeken başka bir şey de geç kalmamdan dolayı tarayamadığım dağınık saçlarım ve yüzümdeki geceden kalmışlığımı silmemi sağlayacağını umut ederek taktığım koca güneş gözlükleri olabilirdi..

Hızlı olarak merdivenlerden direk yukarı çıkmıştım, kaçarcasına. Ardından da çıktığım yönetim katında onunla karşılaşıvermiştim. Asansörden indiğinde ben de merdivenleri tamamlamıştım, yan yana gelivermiştik.

"Günaydın.." dedi, beni gördüğünde. Tuhaf bakışları üstümdeydi, halimi garipsemiş ve anlam verememiş gibiydi. Sadece fazlasıyla utanıyordum işte..

"Günaydın.." diyerek kaçar adım uzaklaşıp kendimi başka kimseye selam dahi vermeden odama attım. Derin de bir nefes verdim.

Masama yerleştiğim gibi başım yeniden zonklamaya başladı yaşadığım yeni gerginliğin ardından. Bugün işe gelmemeliydim, kesinlikle şuan pişmanlıkla bunu düşünüyordum..

Düşüncelerimi bölen çalan kapı oldu.
"Günaydın Hande hanım.." diyen Ayşe, elindeki küçük bir kutuyla yaklaştı masama.

"Bunu için lütfen iyi gelecektir, kötü görünüyorsunuz.." dedi direk ve elindeki hap kutusunu bıraktı.

"Ahh Ayşe sen harikasın.." diyerek kutuya saldırdım hemen.

"Aslında ben değil." dediğinde hapı çoktan alıp ağzıma götürmek üzereydim ki, cümlesini tamamlamadığı için duraksadım.

"Kim? O mu?" diyerek elimle pencereyi, yani hemen camın arkasındaki onun odasını işaret ettim.

"Tabiki o, sizi başka kim bu kadar çok düşünür ki.." dediğinde kız kocaman bir sırıtışla, boğazıma bir yumru oturdu. Elimdeki hapa gözüm gitti. Yine yapmıştı..

Bir hışım kalktım koltuktan. Elime hap kutusunu da aldım.

"Demek öyle Tolga. Ben sana gösteririm!" diyerek söylenircesine odasına daldım.

Masasına kadar gittim, anlamayarak yüzüme bakıp beni izliyordu. Elimdeki kutuyu masasına bıraktım gürültüyle.

"Yine yapıyorsun öyle mi? Hiç değişmeyecek misin sen? Ahh, ama haklısın ben neyim ki.. Zaten evliyim dimi! Şimdi gözünün önünde içeyim de sonra bir şey olursa falan Allah korusun içmedin diye iftira atma.. Bak.." diyerek elimdeki hapı ona gösterdim. Ardından da dudaklarımın arasından içeri soktum. Masasındaki su şişesini açarak birkaç yudum içtim.

"Oldu mu Tolga bey? Artık daha iyiyim bende sizin gibi, şüphem kalmadı.. Ayrıcaa.. Neyse ne.." diyerek lafımı tamamlamayı yarıda bırakarak dönüp çıktım odasından.

Yazardan..

Kadın geldiği gibi odaya, yine bir hışım çıkıp gitti. Adamın gözleri anından Ayşe'ya kaydı.

"Ben özür dilerim. Açıklamak istedim ama dinlemedi, ben.. Özür dilerim Tolga bey.."

"Tamam Ayşe sorun yok.. Bu sefer de böyle olsun. Belki şans bana güler.. Neyse.. Sen de söyleme içtiği hapın ağrı kesici olduğunu, bırakalım da ertesi gün hapı sansın.."

"Peki efendim, nasıl isterseniz.." dediğinde kadın odadan çıktı. Ve dua etti. Tek derdi bu iki inatçı keçiyi birleştirmekti. Bunun için de susacaktı elbet.

..

Günler bir şekilde geçiyordu, Hande ise yaşadığı hap olayından sonra fazlasıyla üzülmüştü. Tolga'nın onu tamamen bıraktığını düşünmekten kendini alamıyordu.

Melisa şirketteydi, tüm gün Tolga ile birlikteydi. Doğru düzgün ayrıldıkları da yoktu.

Düşünüyordu kadın. Yapabileceği her şeyi düşünüyordu..

Odasında attığı voltayı keserek kapıya gidip Ayşe diye seslendi. O sırada da Ayşe ve Ecem, Tolga'nın karşısına geçmiş onu dinliyordu. Kadının seslenmesiyle üçü de hemen ona döndü.

"Ahh pardon, siz devam edin ben bölmeyeyim.." dediğinde kapısını kapatmak üzereydi ki Ayşe engel oldu.

"Geldim Hande hanım.." diyerek onunla odaya girdi.

"Ne söylüyor yine o suratsız?" diye sorduğunda, masasına oturdu.

"Akşam için istediği şeyler varda Tolga beyin.. Siz boşverin onu, ne istemiştiniz?"

"Ne istiyor?" diyerek sordu bu sefer. Ne istediğini zaten çoktan unutmuştu.

"Söylemesem bence daha iyi olacak.. Lütfen.." dese de kadın dinlemedi ve üsteledi.

"Dinliyorum Ayşe!" dedi, netti.

"Akşama evde güzel bir organisazyon istedi. Evlenme teklifi edecekmiş Melisa hanıma, üzgünüm.."

"Birde utanmadan senden mi yardım istiyor? Benim asistanımdan?"

"İzin vermezseniz yapmam, gerçekten.." dediğinde kadın çekinerek, Hande başını olumsuzca salladı.

"Yapacaksın, yap.. Sen git hatta tüm planı yap ve bana haber ver.."

"Emin misiniz?"

"Eminim Ayşe.." dediğinde, kız kapıdan çıkmıştı bile. Hande nasıl istiyorsa, öyle yaptı.

..

Ayşe tüm planı yaptıktan sonra hepsini Hande'ye tek tek, ayrıntısıyla anlattı. Her ayrıntıyı bilen Hande ise, içindeki huzursuzluk ve öfkeyle eve gitti.

Evine gittiğinde de yerinde duramıyordu. Kapan olsaydı şuan oraya kendini kapatır ve saatlerce hatta günlerce antreman yapardı sinirle. Ama attık öyle bir şansı da yoktu, Tolga Kapan'ı tamamen silmişti yeryüzünden. Tabi, sadece onun için..

Odaları dolaştı dedalarca, evin içinde volta attı. Yemek yapmaya karar verdi, vazgeçti. Televizyon izlemeye karar verdi, vazgeçti. Soğuk bir duş almak istedi, vazgeçti..

En sonunda aklı olanlara yetmedi, dayanamadı. Patlayacak gibi hissediyordu. Eline aldığı birkaç şeyle kapıdan kendini dışarı atıverdi hızlıca. Aracına bindiği gibi de gittiği yer açıktı.

Aracını girişte, büyük kapılarda bıraktı. Aşağı indiği gibi bagajını açarak içinden beyzbol sopasını çıkarttı, eliyle sıkıca tuttu.

Kapıdaki güvenlik onu görünce hemen kapıyı açmıştı zaten..

Ağır ama sert, kararlı ve güçlü adımlarla kendinden hiç şüphe duymadan yüzündeki ufacık bir sırıtışla kapının zilini çaldı. Sopayı sağ eline alarak omzunun üstüne dayadı rahatça..

Birkaç saniye sonra yapacakları aksiyon filmlerini aratmayacaktı..

Kapıyı açan garsonlardan biriydi, salona adımladığında görmeyi beklediği manzara tam olarak buydu. Salonun ortasında hazırlanan büyük bir yemek masası, mumlar, çiçekler, balonlar ve kırmızı..

Karşılıklı oturmuş yemeklerini yiyen Tolga ve Melisa, gözlerini Hande'ye çevirdiğinde ikisi de şaşırmış gibiydi.

"Hande?" dediğinda adam kaşlarını çatarak, kadın daha da bozulmuştu. Hande omzundaki sopayı yere dayadı destek alırcasına.

"Siz hiç rahatsız olmayın, devam edin lütfen.." dedi gülümseyerek. Masaya yaklaştı, parmaklarını masaya dokundurdu gezdirircesine. Yavaştı, onu izliyordu herkes. Ardından da masadaki yanan mumlara aldırmadan, masanın örtüsünü elinde toplayarak tek seferde çekip aldı.

Masanın gürültüyle önlerinde dağılmasıyla "Napıyorsun sen!" diyerek yerinden kalktı Melisa. Şok yaşıyordu, ilk kez başına böyle bir şey geliyordu kadının.

Tolga ise daha sakindi. Kadının ne yapacağını önceden anladığı için kumaş peçeteyi masadan almıştı. Ağzının kenarlarını sakinlikle sildirdi hiçbir şey olmamış gibi. Ardından da peçeteyi kırılan ve yere dağılan diğer şeylerin yanına fırlattı.

"Sakin ol lütfen Melisa. Otur.." dedi ardından kadını sakinleştirmek için..

Melisa istediği gibi yapsa da, şoktaydı hala. O sırada Hande ise elindeki sopayla her yeri darmadağın etmeye başlamıştı bile. Ne dekorasyon ürünleri kalmıştı ne televizyon. Elindeki sopayı rastgele sallıyordu ve kırılan kırılıyordu.

Sinirini atana kadar dakikalarca kırdı döktü. Sinirle bağırıp seslerde çıkartıyordu. Nefes nefeseydi.

En sonunda her yöne baktı döne döne, kırılacak başka bir şey kalmadığına emin oldu.

Nefes nefese, gücü tükenmiş ve yorgun düşmüş bir haldeydi..

"Şimdi devam edebilirsiniz.." dediğinde gözleri karardı. Bayılacağını hissediyordu. İlk olarak elindeki sopa gürültüyle mermer zemine çarptı, ardından bedeni bir yığınmış gibi yer çekimine karşı koyamadı.

İşte tüm bu olanlar, yaşadığı stres ve üzüntüdendi..

..

Hande'nin anlatımıyla..

Gözlerimi yavaş yavaş kırpıştırarak araladım. Nerede olduğumu anlamam birkaç saniyemi almıştı. Tolga'nın evindeki misafir odasındaydım!

Her yer karanlıktı, sadece baş ucumdaki komodinin üzerindeki abajur hafif bir ışıkla yanıyordu. Yutkundum, derin bir nefes aldım.

Gitmem gerektiğini düşünüyordum, yani gitmeliydim. Resmen bir kenara atılırcasına misafir odasına atılmıştım. Ben bunu hak ediyor muydum? Hayır.. Gerçi yaptıklarımı düşününce belki de hak ediyorumdur diye düşünmeden de edemedim.

Malum, ben Hande'ydim..

Olduğum yerde kıpırdandım, ellerimden ve yataktan yardım alarak doğrulmaya çalıştım.

"Uyandın sonunda.. İyi misin? Dur bir saniye.." diyen bir ses duymamla anında irkildim, Tolga'ydı. "Korkma.. Benim.." dedi ardında da ürktüğmü anladığından.

Bana doğru atıldı hemen, arkama destek olacak yastıklardan dayadı.

"Saat kaç?" dedim, iyi olup olmadığımla ilgilenmesini istemiyordum.

"Saat 03.58.." dedi hızlıca saatine bakarak. (Bu bölümü yazdığım saat😱)

"Ooo, saatler geçmiş. Resmen uyumuş kalmış gibiyim.."

"En son ne zaman uyudun sen?" dediğinde, kendini yatağın kenarına bıraktı. Yüz yüzeydik. Dudağımı dişledim.

"Bilmem, illa uyumuşumdur.." diyerek yanıtladım onu.

"Gözlerin kan çanağı gibiydi geldiğinde. Şirkette zaten normal değilsin, anlamada güçlük çekiyorsun. Beslenmen de yeterli değil sanırım, bembeyaz kesildin iyice. Noluyor sana Hande?"

İşte şimdi tepemi attırmıştı.

"Ne mi oluyor? Cidden! Bana ne mi oluyor?" diyerek kendimi göstererek ve gözlerimi kocaman açarak bağırırcasına konuştum.

"Seni duyabiliyorum, bağırmana gerek yok.."

"Sen neden yapıyorsun bana bunu.. Off, ben gidiyorum.." diyerek yataktan kalkmak için battaniyeyi üstümden atıyordum ki engelledi.

"Dur, anlat bana neler olduğunu.." dedi sakinlikle.

"Göründüğüm gibiyim Tolga, ne anlatmamı istiyorsun ki.. Sana bu kadar yakınken, sensizliği tüm bedenimde hissediyorum işte.. Hepsi bu.. En azından uzaktayken geçiyordu zaman, çünkü uzak olduğunu biliyordum.. Ama şimdi.. Karşımdasın, evet, yani belki, ama benimle değilsin. Hissediyorum.. Biliyorum hatalar yaptım, yapmaya da devam ediyorum ama her şeyin bir nedeni var. Senin sürekli bir şeyleri bıçak gibi kesip atmandan çok sıkıldım. Sen belki vazgeçmiş olabilirsin ama ben vazgeçmicem.."

"Neden?" dediğinde hafifçe kaşları çatılmıştı.

Kollarımı göğsümde bağladım. "Boşver.."

"Söyle işte.. Neden vazgeçmiceksin?"dediğinde, gözlerine baktım yeniden. Mavilerinden eser yoktu karanlıkta..

"Aşktan.." dedim mırıltıyla.

Aramızdaki şey buydu işte, aşk..

"Pekala.. Öyle olsun, dene bakalım olacak mı.." dediğinde benim gibi mırıltıyla, kalktı yataktan. "Kal burada, gitme, dinlen. Sabah kahvaltıdan sonra gideriz şirkete.."

"Hayır, kalmak istemiyorum. Hele o kadında bu evdeyken asla burada kalamam.." dedim yataktan kalkarak.

"Pekala, nasıl istersen.."

"Ben yolu biliyorum, çıkarım. Sen sevgilini yalnız bırakma.." dediğimde gücenmiş gibi, önden önden çıktım odadan. Tek kelime etmedi, arkamdan gelmedi.

Ben de sessizce evden çıkıp gittim..

Belki de hak etmiştim bunu..

..

Birkaç gün sonra..

Yazardan..

Günler geçiyordu..

O gece olanlardan sonra Hande şirkete gitmedi. Tolga her sabah geldiğinde, öğlen olduğunda ve akşam çıkışta Hande'yi soruyordu Ayşe'ye. Onu en iyi bilen Ayşe'ydi..

Yine bir sabah şirkete geldiğinde sordu kadını, gelmemişti yine. Tolga onun neden böyle yaptığına anlam veremiyordu. Tanıdığı Hande asla kaçak oynamazdı, bilirdi..

Öğlene yakın Ayşe aradı yeniden Hande'yi, bilgi almak için. Her geçen gün kadının sesi sanki daha da kötü çıkıyordu.

"Siz iyi olduğunuza emin misiniz Hande hanım? İsterseniz gelebilirim, zaten dosyalar var imzalanması gereken.."

"Ayşe, ben iyiyim.. Gerçekten.. Zaten birazdan gelicem, ufak bir işim var.."

"Aaa, gerçekten mi? Yaşasın, sonunda.. Hemen gelin Hande hanım, bekliyorum.."

"Görüşürüz Ayşe.." diyerek telefonu kapattı.

Hande yatakta doğruldu, zamanı gelmişti. Yani bu sefer doğru olanı yapacaktı.

Duş aldı, hazırlandı, güzelce giyindi. Evden çıktığında heyecanı da büyüktü..

Şirkete gittiğinde herkes onu sevinçle karşıladı, şirketi özlemişti. En üst kata çıktı, Ayşe onu görür görmez boynuna sarıldı.

"Sizi öyle çok özledim ki.. Öyle güzel olmuşsunuz ki.." diyen kadını, gülümseyerek cevapladı.

Sıra Tolga'ya geldiğinde. "Odasında mı? Müsait mi?" Diye sordu.

"Melisa hanım var yanında.."

"Pekala.. Ben ona bir şey söylemek için geldim, ardından dosyaları imzalarım.."

"Tamam efendim, nasıl isterseniz.. Ben haber vereyim önce bi, olur mu?"

"Tabi tabi, nasıl olması gerekiyorsa öyle olsun Ayşe.. Yani siz ayarlayın.."

"Tamam efendim, hemen arıyorum...... Tolga bey, Hande hanım sizinle görüşmek istiyor.. Tamam efendim.." dediğinde telefonu kulağından indirdi.

"Buyrun Hande hanım.." diyerek ona yolu gösterdi. Yani amaç ona destek olmaktı Ayşe için..

"Ayşe yolu biliyorum, o kadar da değil.." dediğinde gülümsedi.

Kapıyı bir kez tıklayıp içeri girdi. Mavi gözler zaten heyecan ve merakla onu bekliyordu. Odaya girdiği gibi göz göze geldiler..

Öncelikle Tolga her yerine baktı. Sağlıklı mı diye kontrol etti tüm vücudu. Bir kilo dahi verse, anında anlıyordu.. Gözlerini kıstı en sonunda, evet kilo vermişti!

"Selam.." dediğinde masaya yaklaştı, onlara doğru.

Tolga'nın hemen başında dikiliyordu Melisa onu sahiplenirmiş gibi..

"Hoş geldin.." dediğinde Tolga, yüzü asıldı. Kendine bakmıyordu işte, kızgındı kadına..

"Sonunda bir şirketin olduğunu hatırladın demek Hande.." diyen ise Melisa oldu, yapmacık sırıtıyordu.

"Hoş buldum.." dedi kadın çekinerek. Melisa'yı duymamış gibi yaptı..

Tolga arkasına yaslanarak kadını izlemeye devam etti. Yine nefes kesiciydi, gözlerini hiçbir zaman bu kadından alamayacaktı zaten..

(Hande'nin kıyafeti..)

"Evet ne için gelmiştin Hande?" Diyen Tolga oldu, aradaki uzun süren sessizliği bozmak adına..

"Aslında seninle özel olarak konuşmak istediğim bir şey var Tolga.." dedi mırıldanarak.

"Melisa'dan gizlim veya özelim yok Hande.." dediğinde ise kadın anında bozuldu, duraksadı.

"Evet Hande, söyleyebilirsin.." dedi Melisa pişkince.. "Aslında senden önce ben söyleyeyim bir haber, düğün tarihimizi aldık biz.. Davetiye örneğimiz de geldi, baksana.. Nasıl olmuş? Sizinki nasıldı? Sen daha tecrübelisin malum.." diye atılarak davetiyeyi Hande'ye uzattı.

Hande önce davetiyeye, sonra Melisa'ya baktı. Ardından da davetiyeyi açtı ve üstünde yazan tarihi okudu hemen, on gün vardı..

"Güzel olmuş Melisa.."dedi sadece..

Tolga'nın kaşlar anında çatıldı. Oysa bunu yapmasından önce davetiyeyi parçalara ayırmış olması gerekiyordu. Bir şeyler vardı ama ne..

"Ee sen ne söyleyecektin?"dedi olayı topralamaya çalışarak Tolga. Hande garip davranıyordu, olması gerektiği gibi değildi..

"Ben, şey.. Hiç, yani unuttum.. Sonra konuşuruz, zaten o kadar önemli değildi.. Yani önemli değildi ki unuttum bile.." dediğinde boğazı yumru yumru oldu, belli etmemeye çalıştı tüm oyunculuğuyla ve hafifçe gülümsedi.

"Peki, nasıl istersen.."

Davetiyeyi usulca masaya uzattı ve bıraktı. "Görüşürüz.." dediğinde de arkasını döndüğü gibi odadan çıktı.

Tolga şaşkınlıkla izlemişti yaşananları..

Hande odadan çıktığı gibi çantasını aldı ve Ayşe'ye dahi tek kelime etmeden hızlı hızlı çıkıp gitti şirketten. Gözü kimseyi görmüyordu..

..

Günler geçti..

Evinde pineklediği, yataktan doğru düzgün çıkmadığı günleri geçirdi yine. Üşendiği için doğru düzgün beslenemedi ve bu da onu fazlasıyla halsiz bıraktı. Ayrıca sürekli yorgun hissediyordu, canı hiçbir şey yapmak istemiyordu..

Telefonları çok açmıyordu, zaten Tolga hiç aramıyordu..

Bir akşam daha salonda pikenin altına girmiş yatıyordu ki telefonu çalmaya başladı. Telefonu aldı, ekranda gördüğü telefon numarasıyla gerildi. Bu tarz telefon numaralarına alışıktı ama eskiden..

"Alo?" dedi çekinerek..

"Hande?" diyen sesi anında tanıdı.

"Amirim!" dediğinde, koltukta iyice doğruldu. Şaşkındı..

"Sana ihtiyacım var, eskisi gibi.."

"Ne zaman?"

"Bu gece.. Hazır bekle, konum ve bilgi atacağım.."

"Emredersiniz amirim.." diyerek telefonu kapattığında kalbi de deli gibi çarpıyordu.

Kesinlikle özlemişti. Kendine gelebilmesi için böyle bir şeye ihtiyacı olduğunu hissediyordu. Uzun zaman sonra ilk kez daha canlı hissediyordu. Sevinmişti, yüzü gülüyordu. Aksiyonu, kargaşayı çok özlemişti. Özellikle hayatı bu kadar sıradanlaşmışken..

Birkaç saat olmamıştı ki kapı zili aralıksız çalmaya başladı. Adeta susmuyordu, sinirle kalktı koltuktan ve kapıya gitti..

'Kim o' bile demeden settçe açtı kapıyı..

"Kimsin ya sen, gecenin bu saati kapıma dayanmaya utanmıyorsun!" dediğinde, karşısında sinirden gözleri dönmüş ve rengi değişmiş Tolga'yı gördü..

"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun be kadın!" diyerek içeri daldı adam. Kadın kapıyı kapattığı gibi adamın arkasından gitti salona doğru..

"Noluyor be!" dedi anlamayarak..

"Gece o işe gitmeyeceksin, tehlikeli, asla olmaz! Bunu nasıl kabul edebilirsin o kadar olaydan sonra aklım almıyor! Çıldırdın mı sen? Delirdin mi? Aklını mı kaçırdın? Napıyorsun! Ben senin o işlerden uzak durman için neler yaptım!"

"Sen nerden öğrendin?" dediğinde kadın sakindi, kollarını göğsünde bağladı.

"İnan öğrenmem zor olmuyor.." dediğinde kabaca, Hande gözlerini devirdi. Ardından da koltuğuna geçti oturdu.

"Ne yapıp yapmayacağımı sana soracak değilim.. Hem senin düğün telaşen yok mu? Bu saatte seni merak eder müstakbel eşin, hadi evine.."

"Hande gitmeyeceksin oraya.."

"Gidicem tabi ki!"

"Gitmeyeceksin diyorsam gitmeyeceksin!"

"Ya biliyor musun, seni bu hiç mi hiç ilgilendirmiyor.."

"Git bakalım da göreyim, burda kalıyorum bu gece. Yemek yaptın mı? Açım ben.." dediğinde adam kabaca, kadın gözlerini yeniden devirdi ve kumandayı eline aldı.

"Git mutfakta zıkkımlan!" dedi sakince..

Yemek falan yapmamıştı, evde pek bir şey olduğu da söylenemezdi. Tolga ne isterse yiyebilirdi, zıkkımın köküde dahil..

"Ahh bendeki de ne salaklık! Sanki yemek yapıcaktı hanımefendi!" diyerek mutfaktan söylenmelerini duyuyordu, hafifçe dudakları kıvrıldı.

Özlemişti onun söylenmelerini..

..

Tolga kendine güzelce bol yağlı yumurtalar kırdı bir tavada, bulabildiği tek şey yumurtaydı. Buzdolabındaki her şey neredeyse bitikti ama nedense yumurta kolisi hiç açılmamıştı..

Bir tepsiye alıp yiyeceklerini salona geçti, kadını görmek istediği için bunu yapmıştı..

Salona girdiği gibi Hande yüzünü buruşturdu. Anında da midesi kalktı, koşar adım çıktı odadan birden..

Tolga öylece yanından geçen kadına bakakaldı, ne olmuştu şimdi?

"Hande iyi misin?" diyerek bağırdığında öğürme sesleri duydu.

"Evimden gidersen daha iyi olucam salak şey!" diye bağırdı kadın birkaç dakika sonra..

Tolga elindekileri bıraktığı gibi Hande'nin yanına gelmişti bile. Banyo kapısı kapalıydı, kapıyı tıklattı.

"Git Tolga!" dedi bu sefer..

"Hande aç kapıyı!" dedi adamda ısrarla..

"Git dedim!" diye ağlamaklı çıkan sesiyle yeniden bağırdı Hande..

"Neyin var? Noluyor? Hande aç şu kapıyı, kırdırtma bana!"

"Git o yumurtayı çöpe at!"

"Neden? Tamam, sen çık yeter ki.. Hemen atıyorum, birkaç saniye ver bana.." dediğinde adam korkuyla istediğini yaptı.

Yumurtaları çöpe attığı gibi de yeniden banyoya gitti, kapıya vurdu.

"Tamam, istediğin gibi yaptım. Attım onları, hadi çık.. Korkutuyorsun beni Hande.."

Birkaç saniye sonra kapı yavaşça aralandı.

Kadının gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu ve yüzü bembeyazdı. Yüzünü yıkadığı için elindeki havluyla yüzünü kuruluyordu, hiç ama hiç iyi görünmüyordu..

"Hande!" dediğinde adam yine sinirlenmişti. "Noldu böyle sana.." diyerek mırıldandı. Anlamamıştı..

Kadın elindeki havluyu bir kenara bıraktı ve banyo kapısında dikilerek hala onu bekleyen adamın gözlerinin içine baktı.

Adam kaşlarını çatmış, onun bu görünüşünden memnun olmadığını adete haykırıyordu. Hande onun her bakışını bilirdi. Endişesini de anlıyordu..

Ardından yavaşça mırıldandı..

"Ben.. Hamileyim.."

..

Devam edecek!

Bölümü nasıl buldunuz? Yazın bana..

Şimdi sizlerden ufacık isteklerim var. Bol bol yorum yazın ve o minik yıldıza dokunun lütfen. Çok zor değil, gerçekten!

Ne kadar yıldız ve yorum, o kadar hızlı bölüm. Yıldızlar ve yorumlar çok olmadığında yazma isteğimde olmuyor malesef, üzgünüm ama sizde elinizden geleni yapın istiyorum hikayenin devamı için..

Sağlık ve sevgiyle kalın..

En kısa zamanda yeniden görüşmek dileğimle..

Continue Reading

You'll Also Like

15.9M 647K 55
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu...
4.7M 219K 77
Bir kız hala ayakta ve hayatta ama eksik. Bir aile birlikte ama mutsuz. Bir hikaye başladı ama sonsuz... 15.10.2020 Tüm hakları bende saklıdır. Alın...
1.2M 38.8K 34
Bir kız zeki ve asi. Bir mafya sert ve tek ailesi olarak gördüğü ablası dışında herkese merhametsiz. "Umutlarımı yok ettin, hislerimi teninden birer...
786K 69.6K 58
[TAMAMLANDI.] #HACKER'DA 1 : 28 EYLÜL 2020 #UMUT'DA 1: 17 KASIM 2021 Gölge'ler bir tek Gece'leri özgür kalır. MİT tarafından ele geçirilen...