Ah walking on the moon sana yine istemsiz bir şekilde bağlandım...
Yb geç geldi kusura bakmayın ama sınır bugün dolmuştu.😾
Chanyeol
Dersi dinlerken bir anda arkamızda fısıldaşmalar duydum.Dikkatlice dinlediğimde Rosé'nin bacakları hakkında sapıkça şeyler söylüyorlardı.
Rosé'ye dönüp baktığımda onun neredeyse uyuyacağını farkettim.Ben bu sapıkça konuşmaları duyunca nolur nolmaz diye ceketimi çıkarıp bacaklarına örttüm.Uyanır gibiydi ama sonra gülümseyip tekrar uyudu.
Çok tatlıydı.Ona gülümseyip derse döndüm.Ama hoca öyle bir anlatıyordu ki ara verince ohlamalar duyuldu.Evet bildiniz bu ohlamalardan biride bendendi.
Sınıfta kimseyi tanımadığım için ne yapsam bilememiştim.Yapacak bir şey bulamayınca kitap okumaya karar vermiştim.Okuduğum kitap "Şeker portakalı"ydı.Çok etkilemişti beni.Ben onu okurken biri bana seslendi.
"Hey!"
Arkamı dönüp sorgulayan bakışlarla"Bana mı seslendiniz?"
"Evet!Hadi buraya gel seni arkadaşlarımla tanıştırayım."
Kafamı onaylayan bir biçimde sallayıp Rosé'nin uyanmaması için dikkat ederek kalktım.Onların yanına gittim.
"Selam dostum!Ben Baekhyun ama sen bana baek diyebilirsin."diyip göz kırptı.
"Aha bu da bizim para babamız Suho olur kendileri."Demesiyle Suho senen çocukdan şakayla karışık dayak yemesi bir oldu.
"Seni eşşek sıpası senii"(Y/N:Burdan sevgili dedeciğime saygılar ve sevgiler nfjfhhfd)
"Şanslısın ki Chanyeol var diye seni dövmücem. "
Baekte bana sarılıp"Kahramanımmm!!"
"Höşt!Hemen yılışma çocuğa daha yeni geldi hem."
"Para verirsen yılışmam para babası."
"Tamam gel veriyim.Yeter ki yılışma çocuğa.Hem daha yeni geldi."
Laf arasında Suho bana çok tanıdık geliyordu ama bir türlü nerden tanıdığımı çıkaramadım.Umarım hatırlayabilirim.Çünkü tanıdığıma eminim bir de hafızam çok kuvvetli o yüzden buna eminim.
"Eveet paramı da kaptığıma göre tanışma faslına devam edebilirizz.Gel bu ikili de sekook ikilisi şu sırık olan Sehun diğer tavşana benzeyen tavşan da Jungkook."
Onlarla da memnum oldumlaştık.
Aslında hepsi çok eğlenceli ve hoş tiplerdi.Ve anladığıma göre çok yakın arkadaşlar.
Onlar bana komik anılarını anlatıp bir yandan beni tanımaya çalışırken bir ara gözucuyla Rosé'ye baktım.Ohh daha uyanmamıştı hele bizim yüksek seslerimizden sonra.
Ama kendimi bir an sorgulamaya başladım.Ben niye onu kontrol ediyordum?Niye ona karşı böyle davranıyordum?
Ben bu değildim.Ben kızlara karşı çok soğuk bir erkektim.Hele bi 3 yıl önce yaşadıklarımdan sonra...
Ben bu düşüncelere dalmışken duyduğum bir soru ile pat diye gerçek dünyaya düştüm.
"Rosé ile sevgili misin?"
Bir anda sorulduğu için özellikle de böyle bir soru sorulduğu için ilk başta afalladım.
"Y-yok canım ne alaka biz onla sadece arkadaşız.Hem nerden çıkarıyorsunuz bunları?"
"Yerseenn."
"Ona olan bakışlarını görmedik evet evet."
"Bakın ahan da şuraya yazıyorum bunlar hemen sevgili olurlar."
"Rahat bırakın çocuğu.Hem biraz sessiz olun sınıftayız aynı zaman da uyuyan bir yengemiz var."
"Heyy!Durun bir kere ben ona aşık değilim."
"Aynı zamanda benim aşka küseli çok oldu."
"Belki o tekrar gelmiştir sana."(Suho bunu dalgın bakışlarla söylüyor hayal edin lütfen.)
Buna cevap vermedim daha doğrusu veremedim.Bilemiyordum çünkü.Bu his hiç tanıdık değildi bana...
Aranın bitmesiyle hepimiz yerimize geçtik.Ve dersi dinlemeye başladık.Daha doğrusu onlar dinliyor, ben dalgın bir şekilde düşünüyor,Rosé ise uyuyordu...
7 oy 7 yorum