RUHUM SENİ SEÇTİ

By prtzdml27

829K 45.6K 13.9K

İyi adamlar yanlızlıktan ölüyor,İyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken...... Dostoyev... More

Tanıtım
1.Bölüm Yeni başlangıçlar
2. Böüm Deli Rüzgar
3.Bölüm Hep Emanet Olmak
4.Bölüm Rüzgarda Savrulan Yaprak
5.Bölüm Özgürlüğe Adım Adım
6.Bölüm Verilen Sözler
7.Bölüm Sessiz fısıltı
8.Bölüm Son Veda
9.Bölüm Geçip Giden Zaman
10.Bölüm Zamanın Getirdikleri
11.Bölüm Eve Dönüş
12.Bölüm Beklemek Bile Güzeldi Seni
13.Bölüm Her Son Bir Başlangıç
14.Bölüm Zaman Herşeyin İlacı
15.Bölüm Gitmek mi Zor Kalmak mı
16.Bölüm Geç kalmak
17.Bölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
18.Bölüm Kalpteki Cam Parçaları
19.Bölüm Yorgun Gönül
20.Bölüm Alınan Kararlar
21.Bölüm Sebepsiz Sevişler
22.Bölüm İddalaşma
23.Bölüm Acının İlacı
ÖZGECAN ASLAN
24.Bölüm En Büyük Teslimiyetim
25. Bölüm O Benim Geleceğim
26.Bölüm Bize Geri Dön
27.Bölüm Geri Dönecek
28.Bölüm Gitti Mi?
29. Bölüm Ben Onu Çok Sevdim
30. Bölüm Geçmişten Gelen
31.Bölüm Geçmişin Yükleri
32.Bölüm Asıl Sen Kimsin
33.Bölüm Yaralı Çocukluk
34.Bölüm Durmayan Göz Yaşları
35.Bölüm Ateş Böceği
37.Bölüm Gitmek mi Kalmak mı
38. Bölüm Zoru Seçmek
39.Bölüm Kim Demiş
40.Bölüm Gerçeğin Peşinde
41.Bölüm Korkunun Getirdikleri
42.Bölüm Kapanmayan İzler
43. Bölüm Kapanmayan İzler 2
44.Bölüm GÜVEN
45.Bölüm Eski Dosta Veda
46.Bölüm Kıskanç Yarim
47.Bölüm Kıskanç Kocammm
48.Bölüm Geçmişin Gölgesi
49.Bölüm Kına Günü
50.Bölüm Sen Gittin Ben Bittim
51.Bölüm Nerdesin Güzelim
DUYURU
52.Bölüm Beni Bul
53.Bölüm Acı Çeken Kadınlar
54.Bölüm Geldin Tamamlandım
55.Bölüm Sessizce Gelenim
56.Bölüm Mutlu Olmak Kolay mı?
57.Bölüm Evli,Mutlu,Çocuklu
58.Bölüm Ben Bir Tek Seni Sevdim
59.Bölüm Ey Aşk Sen Ne Güzel Şeysin
60.Bölüm Herşey Seninle Güzel
61.Bölüm Kimsin Sen?
62.Bölüm Mutsuzluğa Adım Adım
63.Bölüm Part 1 Değişen Zaman mı Yoksa Sen mi?
63. Bölüm Part 2
64.Bölüm Uzatılan Eli Geri Çevirmek
65.Bölüm Kar Tanesi
66.Bölüm Bilinmez Gece
67.Bölüm Affet Beni Bir Akşam Üstü
68.Bölüm Geçmişin Tozları
69.Bölüm 1. Kısım Bir Adım İleri Bir Adım Geri
69.Bölüm 2.Kısım
70.Bölüm Her Son Yeni Bir Başlangıç
71.Bölüm İstesende Gidemem Ki
72.Bölüm Sen Bitti Dersin Aslında Bitmemiştir
Bölüm Değil

36.Bölüm Ateş Böceği-2

9.5K 626 143
By prtzdml27

Genç kız gerçektende şuan karşısında gördüğü ikili ile kendisinde bir uğursuzluk olduğuna neredeyse emin olmuştu. Yoksa biraz önce yaşadığı güzel anlardan sonra şimdi olanların başka bir açıklaması olamazdı. Karşısında ona doğru gelen ikiliden biri ona lise hayatını zehir eden Eylül denilen kızken, diğeride kuzeni olacak Beril denilen yılandı.

Şimdi anlamıştı arkadaşının yüzünün neden birini öldürecekmiş gibi duran ifadesini. Emindi ki kendi yüzününde Ezgi'den bir farkı yoktu. Ahh iki kızda ne çok çekmişlerdi lisede bu Eylül denilen kızdan. Allah'tan üniversite için başka bir şehre gitmiştide kurtulmuşlardı. Ama şimdi burda olduğuna göre demek ki geri dönmüştü.

Giray karısı ve kızkardeşinin suratlarından bu kızları pek sevmedikleri hemen anlamıştı. Yalnız sarışın olan ona pek yabancı gelmemişti. Bu kızı bir yerden tanıyordu ama nerden çıkaramıyordu. Sonra aklı beş yıl önceki güne gidince kızın kim olduğunu hatırlamıştı. Sonrada karısı ve kız kardeşine doğru eğilip konuşmaya başlamıştı.

"Bana sakın bu kızın senin o şerefsiz amcanın kızı olduğunu söyleme."
Giray cevap vermeyip yüzüne öylece bakan karısı ile kaşlarını çatmış yeniden konuşmuştu.

"Beni delirtmeye çalışıyorsun kadın cevap versene."
"Aaa üstüme iyilik sağlık. Sen demedin mi oysa söyleme diye niye şimdi bana kızıyorsun ki acaba?"

Giray kendisi ile eğlenen karısına küçük bir tebessüm sunup burnunun ucundan öpmüştü.
"Sen çok fena bir şey oldun güzelim ve ben seninle nasıl baş edeceğimi inan bilmiyorum."
"Merak etme ben sana öğretirim korkma."

Giray küçük karısını başıyla onaylamış sorusunu tekrar yenilemişti.
"O kız kuzenin öyle değil mi?"
"Maalesef öyle."
"Ne işi var onun burda, o zaman kim davet etmiş ki acaba?"
"Eskiden onlarda burada oturuyordu ya, yanındaki Eylül denilen kız çağırmıştır mutlaka."

Ezgi deminden beri konuşan ikilinin arasına birden bodoslama dalıp bütün kinini kusmaya başlamıştı.

"O çağırmış kesin baksana. Ondan başka kim olabilir ki sanki. Diğerleri kuzenin olacak yosma ile durumumuzu bildikleri için asla böyle bir şey yapmazlar. Ama o şeytanın yamağı olan Eylül sırf bizi gıcık etmek için bulup getirmiş.

Yalnız limonum hiç kusura bakmada senin kuzeninde tam bir kaşar. Kızda utanmada yok onun ve annesi yüzünden neredeyse Sultanım ölecekti. Ama baksana şuna sanki, kendi ve annesinin hiç suçu yokmuş gibi birde utanmadan kalkmış buraya kadar gelmiş. Yeminle söylüyorum size biraz daha böyle dik dik bakmaya devam ederlerse bu sefer ikisinide elimden kimse alamaz onları."

Giray ve Ateş genç kızı ilk defa bu kadar sinirli ve ağzı bozuk olarak görmenin şaşkınlığını yaşıyorlardı. Kendine ilk gelip aklına takılan soruyu soran Ezgi'nin biricik yari Ateş'ti.

"Ayşe teyzemin ölümden dönmesi onlar yüzündenmiydi yani niye ne yaptılar ki annesi ile birlikte?"
Ezgi kızgınlıkla birden sonra söylemesi gereken konuyu ağzından kaçırmıştı. Şimdide abisi ondan bir cevap bekler gibi dikkatlice ona bakıyordu. Genç kız bakışlarını abisinden kaçırmış yardım etmesi için limonuna çevirmişti. Leyal genç kızın yardım isteyen bakışlarına daha fazla dayanamamış ve kocasına doğru dönmüştü.

"Bunları sonra konuşalım mı şimdi öğrenipte tadını kaçırmanı istemiyorum."
"Öyle olsun bakalım, ama en kısa zamanda bu konuyu tekrar konuşacağız."

Genç kız tamam der gibi başını sallayıp başını adamın omzuna koyup etrafını incelemeye başladı. Neredeyse şuan burda yirmi yakın kişiydiler. Hepside onların mahalleden çocukluk arkadaşları idi. Ne güzel ne tasasız günlerdi o günler.

Sonra gözleri onu dikkatliçe izleyen Eylül'e takıldı. Bu kızın onca yıl kendileri ile olan dertlerini bir türlü anlamamışlardı. Bir kaç kez konuşmaya çalışmışlardı, ama kız her seferinde onları itmiş kendine yaklaştırmamıştı bile. Giray yanındaki arkadaşı Ömer ile sohbet ederken başını karısına doğru çevirip onu kontrol etmek istemişti. Karısı sessizce öylece karşısındaki kıza gözünü bile kırpmadan bakıyordu.

"Eğer dikkatliçe baktığın bir kadın olmasaydı inan burda kan çıkardı." Demişti hafif eğlenen ses tonu ile genç adam. Leyal kocasının sesindeki tınıdan dalga geçtiğini anlamış sırf ona ayak uydurmak için cevap vermişti.

"Niye kan çıkarmış acaba Giray bey. Hem erkek bile olsa ne olacak ki. Bakarım bakmam sanane bundan acaba?"
"Banane mi? Çok ayıp karıcığım insan kocasına sanane demez Allah adamı taş eder taş."
"Hiçte bile etmez."
"Öyle diyorsan öyle olsun bakalım."

Genç kız başını kocasının yasladığı omuzundan kaldırmış bakışlarını yüzüne çevirmişti.
"Öyle diyorum. Neyse ben gidip biraz bizimkileri ile sohbet edeyim. Sende çok fazla içmede eve taşımak zorunda kalmayayım seni."

Giray karsınının sözlerine gülüp dudağının kenarından öpmüştü.
"Merak etme küçüğüm ben ne kadar içersem içeyim asla sarhoş olmam."
"Tamam öyleyse birazdan gelirim ben" diyerek oda kocasının dudağının kenarından öpüp yanından ayrılmıştı.

Herkes bir süre sonra içilen içkilerden ve edilen dostça sohbetlerle birlikte çok güzel vakit geçirmeye başlamışlardı. Leyal ve Ezgi mahalleden arkadaşları olan Özge'nin işte başına gelen komik olayları anlatması ile gülmekten karınlarını tutmaya başlamışlardı. Özge gazetecilik mezunuydu ve bir gazetede haberci olarak çalışıyordu.

Giray bir taraftan arkadaşlarının anlattıklarını dinliyor bir taraftanda gözlerini karısının üzerinden ayırmıyordu. Bu durumda bir süre sonrada arkadaşlarının gözünden kaçmamaya başlamıştı.

Ömer:
"Valla abi birkaç yıl önce biri senin şu durumunu söylese güler geçerdim. Ama şuan hayretler içerisindeyim."

"Nedenmiş, hem ne varmış halimdeki?"
"Ne yokki abi kulağının biri bizde biri karında. Benden söylemesi sen çok fena aşık olmuşsun bizim küçüğe."

Giray arkadaşlarının dalga geçen sözleriyle derin bir nefes alıp, içkinin etkisi ile birlikte gözleri ile karısını izleyerek konuşmaya başlamıştı.
"Bilmiyorum ki daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştim. Buna aşk diyorsanız evet ben karıma aşık oldum."

Arkadaşları genç adamın yaptığı itiraf ile kısa bir süre susmuşlardı.
"Valla abi geç bile kaldın. Zaten en başından boşanmanız bile hataydı. Ama ne demişler zararın neresinden dönersen kardır. Eee barıştığınıza göre düğün ne zaman?"

"Razı etmeyi başarsam hemen olacakta bakalım bekliyoruz hanım efendinin kararını"

Giray'ın arkadaşları ile yaptığı sohbeti arkalarında onları dinleyen iki kızda çok rahat bir şekilde duymuştu. İkiside duydukları ile büyük bir öfke ve kıskançlıkla dolmuştu. Eylül'ün öfkesi eskiden beri herkes tarafından hep sevilen kızın yine en iyisini bulup onun önüne geçmesi iken, Beril'in öfkesi ise beğendiği adamın o besleme kız tarafından elinden alınmasına idi.

Beril gecenin başından beri etrafına gülücükler saçan kuzenine duyduğu öfke ile birlikte sürekli içimiş ve neredeyse ayakta zor durur olmuştu. Ne geldiyse başlarına hep bu kuzeni olacak kız ve babaannesi olacak kadın yüzünden gelmişti.

Ne vardı ki bu küçük besleme kaderine boyun eğsede babasının istediklerini yapsaydı. Şimdi dayısı ile evli belkide çocukları bile olurdu. Babasıda dışarda yanlarında olurdu. Ama kuzeni ve babaannesi ne yapmış etmişler onların hayatına etmişlerdi. Neyseki babası ve dayısı iki gün sonra çıkacaklardı. Ondan sonrada bu kızdan intikamlarını rahatça alacaklardı.

Genç kız aldığı aşırı alkolünde etkisi ile birlikte ayağa sendeleyerek kalkmış, ilerdeki masaya doğru yalpalayarak yürümeye başlamıştı. Zorla attığı bir kaç adımdan sonra kuzeninin olduğu masanın başına dikilmişti. Leyal arkadaşları ile yaptığı sohbeti üzerlerine düşen gölge ile kesmek zorunda kalmış ve başını yukarıya kaldırarak kuzeni ile göz göze gelmişti.

Beril gözlerine aşağılar gibi bakan kuzeni ile iyice delirmiş ve çatal dilini konuşturmaya başlamıştı. Tabi önce herkesin dikkatini çekebilmek için ellerini sesli bir şekilde çırpmıştı.

"Heyyy millet herkes buraya baksın. Şu deminden beri saygı duyup övdüğünüz küçük besleme var ya bildiğiniz en aşağılık fahişenin ta kendisidir."

Giray duyduğu ses ile gözlerini arkadaşlarından çekip karısının karşısında dikilen kadına dikmişti. Ve sonrada kadının ağzından çıkan her bir kelime ile birlikte soluğu onun yanında almış boğazına yapıştığı gibi karşı duvara sertçe çarpmıştı.

"Bana bak bir daha o sikik ağzını açıp benim karımın kadınımın adını ağzına alırsan yemin ederim kadın falan demem seni gebertirim. Anladın mı lan?"
Beril içkinin verdiği cesaret ile adamın öfkesini yok saymış tekrar konuşmaya başlamıştı.

"Karın mı? Bu küçük beslemeden olsa olsa orosbu olur. Senin bu orosbu karın yüzünden benim babam ile dayım yıllardır hapiste yattılar. Karım dediğin besleme önce dayıma kuyruk salladı altına yattı, sonrada babaannem olacak kadın ile birlik olup seni kafeslediler. Eeee iyisini bulunca da diğerine iftira atarak hayatından çıkardı uyanık karın.

Bu kız senin zannettiğin kadar masum değil. Yakında ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksın."
Giray duyduğu sözlerden sonra iyice delirmiş. Ve bu saatten kızın ölüp ölmediği umrunda olmayarak tüm gücü ile boğazını sıkmaya başlamıştı. İçerdekiler ne yaptılarsa kızı genç adamın elinden almayı başaramadılar. Az daha bu şekilde sıkmaya devam ederse kadın son nefesini onun ellerinden verebilirdi.

Leyal kuzeninin iftiralarını içi kan ağlıya ağlıya dinlemişti. Dilin gerçekten kemiği yoktu. Hele kuzeni gibi bir kadının Allah korkusu bile yoktu. Gözleri birden bire kuzeni olacak kızın boğazını sıkan kocasına takıldı. Ve o an içine garip bir kıskançlık peyda oldu. Ve hızlıca yerinden kalkıp kocasının karşısına dikildi. Onu ancak kendisi durdurabilirdi.

"O ellerini hemen bu kadının üzerinden çekiyorsun. Yoksa yeminle önce onu sonrada seni kendi ellerim ile ben öldürürüm. Senin tenin hiç bir şekilde bu kadınınkine değmeyecek. Tek dokunduğun kadın ben olacağım. O yüzden ölmeyip ve benimle yaşlanmak istiyorsan o elini şimdi çekiyorsun."

Giray karısından duyduğu sözlerle hemen dediğini yapmış ve elini direk çekip pantalonuna silmeye başlamıştı. Karısı doğru söylüyor du. Ne şartla olursa olsun onun teni başka bir tene dokunmamalıydı.

Beril girdiği öksürük nöbetinden Eylül'ün verdiği suyla sonunda çıkmıştı. Sonrada arkadaşının çekiştirmesi ile ayağa kalkmış ve yılanlı dilini yine konuşturmuştu.

"Sevinin sevinin ama inanın bu sevinciniz çok kısa bir zaman sürecek. Çünkü yarından itibaren babam ve dayım tahliye olup, yarım bıraktıkları işi tamamlamak için geri dönecekler. Ondan sonrada karından kalanlar ile idare edersin."

Giray duyduğu laflar ile tekrar kızın üzerine saldıracaktı ki karısının önüne geçmesi ile durmak zorunda kaldı. O sıradada bir kaç kişi Eylül ile birlikte ikisini ordan kovup uzaklaştırdılar.

Sonrada hepsi mahçup bir şekilde Beril'in gelmiş olması yüzünden özür dilemişlerdi. Giray daha fazla uzatmamak için arkadaşlarına önemli olmadığını söyleyip, karısının elinden tutup köşedeki masaya doğru yürüttü. Daha sonrada konuşmadan sıkıça öylece sarılmışlardı. İkili bir kaç dakika sonra da Ezgi'nin onları çağırması ile birlikte ayrılıp tekrar arkadaşlarının yanına doğru gitmişlerdi. Giden fazlalıklardan kurtulan insanlar, o andan itibaren gecenin tadını doyasıya çıkarmışlardı.

"Şşşş sessiz ol anneannem uyuyordur şimdi, sakın gürültü yapıpta kadını uyandırayım deme."
Giray karısının dediklerini duyuyor ama dinlemiyordu. O hala diline dolanan Karadeniz türküsünü söylemek derdindeydi.

"Offf Ezgi tut şu abinin kolundan sıkıca yoksa düşüp kalacak burda."
"Ahhh abi ahhh görende bir derdin var zannedecek, insan hiç bu kadar içer mi?"
"Söylenme hadi, bu asla sarhoş olmayan abini odasına taşıyalım bir an evvel yatıralım yatağına."
İki kız zorda olsa sonunda genç adamı odasına sokup yatağına yatırmıştı.

"Çok teşekkürler canım gerisini ben hallederim, sende git yat artık çok yorulduk bugün."
"Emin misin? Bak istersen üzerini değiştirmene yardım edebilirim?"

"Yok çok sağol hallederim ben iki dakikada."
"İyi tamam! Yalnız limonum abimin içkili halinden yararlanıp sakın ondan yararlanmaya kalkma. Yoksa inan namusunu temizlemek zorunda kalırsın."

"He gülüm he hadi odana yoksa kahvenin köşesinde Ateş abinin senin dudaklarını nasıl sönürdüğünü anlatmaya başlamamı istersin?"
"Tamam limonum ne kızıyorsun. Ahanda abim orda senin olsun tepe tepe kullan hayrını gör. Hadi banada eyvallah Ezgi kaçar."

Leyal giden deli arkadaşının arkasından gülmüş, sonrada kocasının üzerindeki elbiseleri teker teker çıkarmıştı. Daha sonrada sadece boxseri ile kalan adamı öylece yatağın yorganının altına yerleştirdi. Üzerine bir şey giydirme gereksinimi duymadı. Çünkü kocası normalde de böyle yatmayı seviyordu. Genç kız daha sonra giysi dolabından kocasının bol tişörtlerinden birini alıp, üzerindekilerini tek tek çıkarıp onu giydi. Aynada kendine baktığında tişört neredeyse diz kapaklarına kadar geliyordu. Kocası gerçektende heybetli bir erkekti.

Genç kız düşüncelerinin değişen yönüne hayret edip kendisini banyoya güçlükle attı. Bu adam onun bütün dengesini bozuyordu. Adını bile anması hormonlarını harekete geçirmesine sebep oluyordu. Başını hızlıca sallayıp lavaboda elini yüzünü buz gibi suyla yıkayıp kendisine gelmişti.

Sonrada diğer işlerinide halledip odaya kocasının yanına yatağa geçip yatmıştı. Aslında bu gece arkadaşının yanında da yatabilirdi ama son defa burda kocasının koynunda yatmayı tercih etmişti. Genç adam sanki karısının varlığını hissetmiş gibi arkasından sarılıp yüzünü boynuna gömmüştü. Leyal bir süre uyumayıp olduğu anın tadını çıkarmıştı. Ama kısa süre sonrada yorgunluk bütün vücudunu ele geçirmiş onu uykunun rahat kollarına bırakmıştı.

Sabah ilk uyanan genç kız olmuştu. Kocası nasıl olduysa kendini üzerine çıkarıp yatırmıştı. Ellerinin biri açıkta olan kalçasında diğeride sırtındaydı. Leyal burda kalıp kocası uyanasıya kadar onunla biraz daha yatak keyfi yapmayı çok istesede, kalkıp mükemmel bir kahvaltı hazırlaması gerektiğinin farkındaydı. O yüzden yavaşça kocasını uyandırmadan kalkmış ve dolaptan bir kaç parça yolda rahat edeceği kıyafetler alıp giymişti.

Sonrada banyoya geçip rutin işlerinide halledip odadan çıkmıştı. Koridoru geçip mutfağa girdikten sonra kimse kalkmadan bir saat içinde herkesin kahvaltıda sevdiği herşeyden hazırlayıp sofraya yerleştirmişti. Daha sonrada evdeki diğer kadınlar tek tek uyanıp salona gelmeye başlamışlardı. Ezgi ve anneannesi sofrayı görünce beğenilerini övgü ile sunmuşlardı. Ayça hanımda her zamanki gibi sadece geçip hiç birşey demeden kurulmuştu sofraya.

Leyal mutfağa gitmiş tam bardaklara çay dolduracakken arkasından sarılan kollar ile yerinden korku ile zıplamıştı.
"Aklımı aldın be adam insan hiç öyle sessiz sessiz gelir mi?"

Giray başını karısının meftunu olduğu boynuna götürmüş ufak ufak orayı öpüp koklamaya başlamıştı.

"Yeni mi anladın aklını aldığı mı? Ben baya oldu diye biliyorum."

"Evet tam dört yıl önce yokluğunla beni kendine aşık ettin"

Giray karısından duyduğu itiraf ile mutlu olmuş, sonra aniden kendine çevirip dudaklarını öpmeye başlamıştı. İkili birbirlerine tutku ile karşılık verip son nefeslerine kadar birbirlerini tüketmeye başlamışlardı. Daha sonra karısının nefes alması için mecburen öpüşmeyi bitirmiş, anlını onun alnına dayayıp kendine gelmesini beklemeye başlamıştı. Leyal aldığı derin nefesler ile bir süre sonra sakinleşmiş başını kocasının güvenli göğsüne yaslamıştı.

"Bir daha sakın ben evde olduğum zaman, ben uyurken yataktan çıkma. Çünkü uyandığım zaman ilk seni görmek istiyorum. Güne seninle başlamak gibisi yok "Ateşböceğim".
Leyal duyduğu kelime ile kocasına iyice sarılmıştı. Aldığı karar ile ne kadar doğru yaptığını şimdi daha iyi anlamıştı. İkili bir kaç dakika daha öylece dikildikten sonra bardak ve çaydanlıklarıda alarak sofraya geçmişlerdi.

Sofraya genel olarak sessizlik hakim olsada, arada Ezgi ve Ayşe hanımın akşam hakkında konuşması ile onlarda azar azar sohbete katılıyordu. Bir süre sonra kahvaltının sonlarına doğru Leyal herkesin dikkatini çekmek için boğazını hafifçe temizleyerek herkesin ona bakmasını sağlamıştı.

"Benim size bir şey söylemem gerekiyor."
"Söyle kuzum seni dinliyoruz."

"Ben GİDİYORUM"

Evetttt millet 24 saat içinde iki bölüm birden yayınladım. Bugün baya yoruldum ama değdi gibime geliyor. Umarım sizde beğenirsiniz? Yorum yapmayı unutmayın....
Gelelim soruma...

Sizce Leyal nereye gidiyor?

Continue Reading

You'll Also Like

183K 16K 29
Ailesinin zoruyla tatilini fındık toplamaya gitmek için harcayan Enes'in başına Ordu'nun mafyası musallat olur.
815K 34.5K 62
Başlama tarihi: 10/09/2024 *Kitabımda ki karakterlerime, başka kitaptaki adları ile seslenmeyiniz! Bu bir ricadır... Siz; eğlenmek için seçtiğim kurb...
3.5M 172K 19
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.
294K 15.1K 58
Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur; Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır ora...