O zorluklar içinde miniklerime konuşmanın heyecanını taşıdım. Zordu öyle lafta değil gerçekten zordu. Tuğçe yanımdaydı ama sevgili kocam yine zor günümde yanımda olmamıştı. Dualar eşliğinde hem oldum hem doğdum sanki. Rabbim yardım etti onlar kucağımdaydı. Yusuf'um yanımda olmasa ben bi ambulansın içinde emin ellere yedim. Şanslıydım yani. Bi dağ başında olsamda yanımda Can Dostumun desteği vardı. Gecenin bir vakti başlayan doğumum Sabahın ilk ışıklarıyla sona ermişti ancak, yolu açmaya çalışanlar başta telaşlansalar da sonra işlerine herhangi bir tersliğe rağmen devam etmişlerdi ve yolumuz açılmıştı. Telefonlar hala çekmese de yola koyulmamızla içim rahatladı.
Yaklaşık 2 saat gibi bir durmalı kalkmalı yolculuk bitmişti. Hastane kapısında deyim yerindeyse delidanalar gibi dönüp duran bir adet Yusuf'la karşılaştık. Ambulansın kapısını kırarcasına açmıştı. Onun beklediği Koca göbekli bendim ama Kollarımı dolu görünce gözleri açıldı "İLAYDA" diye bağırdı. Tuğçe Hemen el koydu olaya "Şşşş " dedi hemen "uyuyorlar ve çok iyiler merak etme"
Bizi hemen hastane odasına alıp miniklerimi kontrol ettiler. Zehra annemde gelmişti, oda yine bizimkilerle dolmuştu. Ben miniklerimi göremiyorum ama bu ne düşüncesizlikti ya. Yusuf'um yanıma gelip sımsıkı sarıldı "Bırak yaşasınlar keyfince" dedi. Evet yaşamalıyız benim onlar ne zorluklarla doğurdum hemde diye hamurdandım. Abim miniklerime annesi gibi çirkin şeyler diyordu, Tuğçe Abimi dürtükleyip "sus gerçek sanacak alınacak sütü kesilir bak" diyordu. Zehra annem ilk Torun oldukları için ağlama eşliğinde seviniyordu.
Herkese mutlulukla baktım yine onlar bana verilen en değerli varlıklarımdı Canım Ailem. Pastalar ve balonlarla arkadaşlarım geldi, tebriklerini sunup gittiler. Ve ben 2 adet sürekli ağlayan miniklerle başbaşa. Abimler evlerine gitti, Zehra annem uykusunu açmak için kafeye indi, Yusuf'un acil hastası çıktı ve ben pert....
Tamam miniklerim biz neleri aştık bunu da aşarız. Az daha dayanın sütümüz gelecek. Birini alıyordum öteki ağlıyordu, değiş tokuş ede ede uyuttum sonunda. Derken ben de sızdın Tabiki. 2 gün sonra da evimize geçtik. Mesleğime bir süre ara vermek zorunda kalmıştım. Minikler büyüyene kadar yani, annem sağolsun hep destekçimdi. Yusuf'umda işten kalan vakitte bize ayırıyordu vaktini. Ben yine bir gün minikleri severken Yusuf bana seslendi.
" İlayda farkında mısın? biz bir şey unuttuk "
"yok " dedim kendinden emin
" ne unutmuşuz ki ben farkında değilim"
" Eee bebeklerin adını koymadık" dedi gerçekten unutmuştuk. Bu ne sorumsuzluktu. 1 haftalık anne babaydık ama sınıfta kaldık. Önceden çok düşünmüş olsakta son kararı verememiştik.
"Kızı Sen Koy Oğlumuzu ben" dedim heyecanla.
" Peki" diye düşünmeye başladı.
"İmera olsun Kızımın ismi sevdin mi İlaydam" dedi. hiç düşünmeden "olsun " Dedim.
Karlı geceme doğmuş 'gün'üm İlk o da olmuştu Çünkü.
"oğlumuzun adı da Ensar olsun o zaman korusun adının anlamı gibi kardeşini"
Çok güzel dedik aynı anda. Sonra birbirimize bakıp güldük ağlamalı, zırlamalı, bol uykusuzlu koca bir ayı ardımızda bırakmıştık. Kusmalar, çişler, kokular, uyuklamalar hepsinin yeri güzeldi ama gerçekten yorulmuştum. Tuğçe'ye sürekli alıştırma adı altında alt değiştirme operasyonu yaptırmıştım. İmera Tuğçe'yi sevmiyordu ne zaman kucaklasa ağlamaları kalktığınıyordu. Ensar'sa benden çok onu sevdi, Daha sesini duyunca susar. Babasına bile bu kadar naz niyaz etmiyordu. Tabi bu da Tuğçe ile Yusuf'un kıskançlık kavgalarına dönüşüyordu.
İmera'mda babayla dayıya düşkündü Tabiki. Yeterki kucaklarına alsınlardı. Dayısı göbek üzeri rahatlatma Yogosoymuş abimin değmesiyle ondan yapıyor her gelişinde o cadıda alsın da o göbeğe koysun diye uyuyorsa da uyanıyor o gelince.
Kim kimi severse sevsindi. Ben sonuca bakıyorum. Bana dinlenme oluyordu onların gelişi, fakat Tuğçe'nin çığlıklarıyla bu sevinçlerim yarıda kalmıştı. Neden mi çünkü oğluşumun ikinci anne gibi gördüğü Tuğçe'mizin suyu gelmişti.
" İLAYDA GELİYOR " diye bağırıyordu. Abim hastaneye gitme cabasına girmiştir.Fakat çok geçti bebek kanala girmişti bile Zehra annemin yardımıyla evde olacaktı doğum. Abim panik halde benim doktor olduğumu unutmuştu olmaz deyip duruyordu. Tuğçe'nin her çığlığında eli ayağına dolanıyordu. Bebek gözükmeye başladığında abim küt yerde. Yusuf'la Annem yer değiştirdi. Bizim evde bir panik bir curcuna Yusuf'la abim ayılıp bayılmaca oynuyordu resmen. Kaç kere Yusuf'un ayıltıp abimin geri bayıldığını sayamadım artık pes etmişti ki, güzel prensesimiz geldi. Sesi ile babasını da ayırttı sağlık durumu iyiydi meleğimizin. Onlar bizim gibi yapmayıp adını kararlaştırmışlardı.
Hoşgeldin hayatımıza HATİCE SEVDE.....