"Anne sütlaç da yapalım mı?" Dedim önümde duran patatesli börek tepsisine aşkla bakarken.
"Kızım onu sonra yapsak olur mu, şu an gördüğün gibi her şey birbirine giriyor." Dedi ellerini üzerindeki önlükle kurularken.
"Yok yani yabancı olmasalar yine endişelenmem de hiç tanımadığımız insanlar." Fırının içinde pişme yolunda olan diğer böreği kontrol etti. Sonra ocakta kaynayan sütü birkaç kez karıştırdı.
"Yarın yemeğe gelmiyorlar mı? E yarın biz yine yemek yapacağız niye şimdi bir şeyler hazırlıyoruz ki?"
"Yemekten sonra çayın yanında da karnıyarık yemeyeceğiz herhalde. Biraz böyle kek pasta bir şeyler yapalım ki 'bunlar da ne hevessizmiş' demesinler."
"Yani biz bu kadar şeyi bize 'hevessiz' deyip arkamızdan konuşmasınlar diye mi yaptık?" Eğer gerçekten böyleyse camdan kendimi atabilirdim. Bizim hakkımızda ne düşüneceklerini umursadığımı söylersem yalan söylemiş olurum.
"Hadi hadi, şu keki fırına sür hemen. Sonra sarmaya başlayacağız." Börek tepsisini fırından çıkarıp yumuşak kalması için üzerine kalın naylon ve sofra bezi örttü.
"Oha sarma da mı yapacağız?" Dedim şokla.
"Eveeeett." Dedi bıkkınlıkla.
"Sütlaç yapmazsak yardım etmem." Diyerek kollarımı önümde bağladım. Bu kadar şeyi yaptıysak sütlacın da âlâsını yapardık.
"Hep abinden öğreniyorsun değil mi bunları?" Dedi gözlerini kısıp bana bakarak. Sırıtarak kafamı aşağı yukarı birkaç kez salladım.
"Şu sarmayı da halledelim de duruma göre bakarız."
.
Haşlanmış, ıslak ve ekşi yaprakların parmaklarımda bıraktığı küçük buruşukluklara baktım. Yeşil ve buruşuk. Bunun için de çok uğraşmıştık ama değmişti. Ayrıca sütlaç da yapmıştık. Tabiki de ertesi günü beklemeyip birkaç kaseyi mideme indirmiştim. Sütlaçlar ve ben aynı ortamdayken sütlaçlar asla güvende değildi.
Şimdi geriye kalan tek şey misafirlerin gelmesini beklemekti. Yemekler için de çok uğraşacaktık ama eminim ki onlar için de değecekti. Emek verildiyse değmesi lazım, değmek zorunda.
"Bir tane daha sütlaç yediğini görmeyeceğim. Misafirlere kalmayacak." Diye uyardı annem beni. Ne var sanki üç buçuk kasecik sütlaç yediysek. Evet üç buçuk kase, buçuğun yarısını annem elimden almıştı da.
"Hayatım bırak yesin çocuk, ne var sanki karnını delmeyecek ya?" Babam her zamanki gibi benim yanımda saf tutarken sırıtmadan edemedim.
"Merih'ciğim yesin ama hem midesine dokunur hem misafirlere kalan kaseleri mi yedireceğiz?" 'Misafirler poh yiye' demek gelse de içimden, bu düşündüğüm çok ayıp bir şeydi. Böyle düşünmemem lazımdı. Kendime ceza verip dört kase sütlaç yiyebilirim. Mideme dokunacaksa bu ceza olurdu değil mi?
"Misafir umduğunu değil bulduğunu yermiş değil mi kuzum?" Babam bana göz kırptığında ben de sırıtarak tek kaşımı kaldırdım.
"Baba-kız cephesine girdiniz yine maşallah size." Annemin dediğiyle yine etrafa gülücükler saçtım. Niyeyse çok fazla sırıtıyordum.
"Bu kadar muhabbet yeter, sabah yine işimiz var. Herkes yatağa." Dedi annem yine. İtiraz etme lüksüm olmadığı için ayaklandım ve terliklerin gıcık şakırdak seslerini duymazdan gelmeye çalışarak odama gittim. Pijamaları giydikten sonra yatağıma uzandıktan sonra aklıma yarım kalan sütlacım gelmişti. Gel de uyu!
Yeminle uykum kaçardı, uyuyamazdım, rüyalarıma girerdi... yatağımdan kalkıp terliklerin yine o gıcık gürültüsünü çıkarmaması için giymeden sessizliğinden emin olduğum adımlarla mutfağa doğru yol aldım. Mutfağa geldiğimde kapalı olan kapı kolunu indirdim, indirdim... indirdim? Açamadım. Kilitliydi! Kesinlikle annem kilitlemişti! Mutfağın önüne çöküp ağlamak istesem de geldiğim yolu koca bir hüsranla geri dönüp tekrar odama girdim. Belki rüyamda yiyebilirdim?
.
Çiçeğim: Biz gelirken de bu kadar hazırlık yapmazsan
Çiçeğim: Annem almaz bak seni :q
Ben de kaçarım sana
Çiçeğim: Oha harbiden mi
Dur bir düşüneyim
...
Yok ya yemedi nckdlskda
Yani sana varırım da
Babamı falan düşündüm, yemedi
Çiçeğim: Ben de zaten öyle kaçak göçek almam seni
Çiçeğim: Vermezlerse kaçırırım da
Çiçeğim: Önce delikanlı gibi istemek varken niye ortalık karışsın ki
Ben de öyle düşünmüştüm *-*
İstemeye gelirsiniz beni kahveler falan
Ardından nişan düğün
Oooooohhhh mis gibi
Çiçeğim: Böyle deyince de insanın evlenesi geldi be
Çiçeğim: Gelek mi istemeye
Çiçeğim: Ya da tanışmaya
Bcnfkskslddn
Hadi tm bu akşm glin
Anneme söylim ben :d
Mnnvnvnxmxns
.
"Kızım tonla işimiz var, iki dakika yazışmayıver." Annemin iğneleyici bakışlarını da dikkate alarak telefonu masanın üstüne bıraktım. Ama benim şu an yapacak bir işim yoktu ki! Annem hepsini yapıyor ne yapmam gerektiğini sorunca da 'yok ben sana söylerim' deyip yine kendi yapıyordu.
Telefonumun bildirim sesi mutfağı doldurunca kaçamak bakışlarla telefonuma baktım.
"Hadi şu çorbayı karıştırıver topaklamasın."
Bir şey demeden oturduğum sandalyeden kalkıp ocağın üzerinde kaynayan çorbanın yanına gittim. Saate baktığımda tahminimce gelmelerine birkaç saat vardı.
"Ne zaman gelirler?" Diye sordum anneme.
"Bilmiyorum ki, ama fazla vaktimiz kalmadı. Akşam oldu sayılır. Bir-iki saate gelirler herhalde." Oh oh iyi. Günlerdir çektiğim bu stresin bitmesini istedim. Bir an önce gelip gitseler iyi olacaktı.
"Fazla işimiz de kalmadı zaten, çorba piştikten sonra masa düzenlenecek, salon birkez daha gözden geçecek, tabaklar servisler hazırlanacak falan..."
"E hani tonla işimiz vardı?"
"O zaman öyleydi, şimdi böyle." Dedi gıcık bir gülüş sergileyerek.
"Ha haaa çok komiksin mom!" Dedim gülmeye çalışarak. Bu sefer o da gerçek bir gülüş sergileyerek cevap verdi.
"Huyum kurusun öyleyimdir." Çorbanın piştiğinden emin olduktan sonra ocağın altını söndürdüm. Annem de mutfağı toparlayıp temizlemeye başladığında ben de toplu olduğundan emin olmak için salona geçtim. Her şey yerli yerindeydi. Yerler temizdi, toz zerresi bile yoktu. Mutfağa geri döndüm.
"Yemek masasının örtüsünü değiştir, ben de tabakları hazırlayayım." Dedi dolabın en üst rafına yetişmeye çalışırken.
"Hangi örtüyü alayım?"
"Halanların geçen bayram getirdiği kenarları kupürlü örtüyü al." Örtü değil gece elbisesi mübarek. Gerçi gece elbibesi olarak kullanılsa daha hoş olurdu. Hayır onu geçtim, bir insan niye yurtdışından hediye olarak yemek masası örtüsü getirir ki? Özellikle Fransa gibi bir ülkeden! Parfüm falan getir ama değil mi yani... ya da Neymar Jr baskılı PSG forması falan... herneyse.
Annemin 'masa örtüsü' diye bahsettiği benimse abiyeden bozma olduğunu savunduğum açık pembe kupürlü örtüyü bulup masaya serdim. Daha sonra mutfaktan annemin hazırladığı yemek takımını getirip masanın üzerine bıraktım. Geriye kalan tek şey yemeklerin gelmesi ve sofranın düzenli olarak kurulmasıydı.
Zaman daha da daralırken kendimi koltuklardan birine attım ve telefonumu elime aldım. Tabi anında annemin uyarışları beynimde yankılandı. Üstümü değişecekmişim! Zaten temizlerdi? Üstünü değişmesi gereken biri varsa o da Ali'ydi. 13 gündür aynı çoraplarla dolanıyor, abartmıyorum.
Yine de üstümü değiştirip daha hanım hanımcık olan bir şeyler giydim. İşler tamamen hallolunca koltuğa kurulup nihayet elime telefonu alıp çiçeğimin mesajlarına bakabildim.
.
Çiçeğim: Oluuur :q
Çiçeğim: Vallahi her türlü işime gelir
Çiçeğim: Zorla misafirliğe götürülüyorum
Çiçeğim: Sizin misafirler gelmedi mi daha
Çiçeğim: yavrum?
Çiçeğim: Müsait olduğunda yazarsın
Özür dilerim :"(
Cevap veremedim :(
Mutfaktaydım, sofra hazırlığı falan
Ve hâlâ gelmediler
Çiçeğim: Özür dilemeee
Çiçeğim: Meşgul olduğunu biliyorum
Çiçeğim: Bence gelmekten vazgeçtiler zbxbhdszja
O kadar hazırlığın üstüne gelmezlerse
Gerçekten oturup ağlarım
Onlar yesin diye annem sütlaç yedirmedi bana
Çiçeğim: Şimdi üzüldüm bak
Çiçeğim: Bir kaseden ne olacak ki
Öhö öhm
...
3 buçuk kase
Çiçeğim: OHA
Çiçeğim: Desem ayıp olacak
Çiçeğim: O yüzden bir şey demeyeceğim :)
Sütlaç turuncu çizgim :q
Çiçeğim: Kırmızı olmasın o :D
Yok, kırmızı çizgim sensin :}
Çiçeğim: Hoşuma gitti
Müsaitsen arayayım?
Çiçeğim: Olabilirdi ama yoldayım
Çiçeğm: Pek uygun değilim
Yolda mısın?
Nereye gidiyorsun ki
Çiçeğim: Evet yoldayım
Çiçeğim: Babam peşinden sürüklüyor işte
Çiçeğim: Bir ahbabına gidiyormuşuz bu kadar biliyorum
Aman dikkatli olun
Ne olacağı belli olmaz
Çiçeğim: Kızım sanki muharebeye gidiyoruz
Çiçeğim: Alt tarafı misafirlik
Çiçeğim: Hatta şu an sizin sokaktayız
A hahahaha
Çok komik
Geç dalganı geç sen
Çiçeğim: Bebeğim gerçekten sizin oralardayız
Çiçeğim: Hatta şu an sizin siteden içeri giriyoruz
Çiçeğim az önce güldüğüme bakma
Komik değildi xnfndjsjsks
Çiçeğim: Cama çıkıp bak derim
Çiçeğim: Binanızı tam kestiremiyorum şu an
Çiçeğim: Ama belki sen görürsün
.
Gerçekten bizim sitede olamazlardı değil mi? Yani belki de sadece beni deniyor veya beni görmeye gelmiş olabilirdi. Yine de salondaki büyük pencereye çıkıp bahçeye bakındım. O sırada arkamdan sarılan kollarla küçük de olsa çığlık attım.
"Ah, korkuttum mu?" Babamdı. Önümü ona döndüm.
"Dalmışım." Dedim gülümsemeye çalışarak.
"Misafirleri mi bekliyorsun?" Damadını gözlüyorum
"Yeeeaaaani. Hâlâ gelmediler. Bence vazgeçtiler."
"Yok yok gelirler şimdi..." yanağıma küçük bir öpücük bıraktıktan sonra koltuklardan birine geçince Merih ile konuşmama geri döndüm. Dikkatimi babamın çalan telefonu bozsa da umursamadım. Babam evi tarif ettiğine göre büyük ihtimal gelecek olan arkadaşıyla konuşuyordu.
.
Göremedim :(
Çiçeğim: Neyse, binaya girdik zaten.
Belki bahçede buluşuruz?
Çiçeğim: Vaaaay
Çiçeğim: Sevdim bu fikri :D
Ehe :)
Çiçeğim: Güzelim kapatmalıyım
Çiçeğim: Merdiven çıkıyorum, az sonra yazarım
Pekiiii
Dikkat et
Ben düşüp dudağımı yarmıştım
Sakın sen de öyle bir şey yapma
Çiçeğim: Ah, evet
Çiçeğim: O zaman için özür dilerim
Çiçeğim: Gerçekten özür dilerim
Aptallaşmaz mısın
Bu konuları açma artık, lütfen
Çiçeğim: Özür dilerim.
Bir daha özür dilersen engelleyeceğim(!)
Şimdi önüne bakarak çık ve telefonu cebine koy
Did you understand me?
.
Merih'in cevap vermesini beklemeyip telefonumu kapatıp cebime koydum. Yoksa konuşmamız uzayacak ve merdivenlerden düşebilecekti. Oturmak için babamın yanına yönelmişken kapı çalındığında oturmadan adımlarımı kapıya çevirdim. İnşallah gelen misafirlerdir. Az daha beklersem küfleneceğimden şüphem yok.
Fazla oyalanmadan kapıyı açtığımda elinde, kırmızı kurdeleyle bağlanmış bir tepsi baklava tutan Merih ve ailesini görmeyi hiç mi hiç beklemiyordum. Gözlerim yerinden çıkacak kadar açılınca bir aptallık yapıp kapıyı suratlarına çarpmış olmamalıydım. Ama, yaptım. Evet aptalım. Evet gerizekalıyım. Ben tam bir beyin fakiriyim.