İyi okumalar~❤
Tahminen odası olduğunu sandığım yere girdiğimizde bana dönmüştü.
Tam bir şey diyecekken kapının tıklatılmasıyla vazgeçip kapıyı açtı.
" Efendim küçük hanıma temiz kıyafet getirdik."
Jk: Tamam siz onu götürüp yardımcı olun.
Beni kolumdan tutup kapıdan çıkarmıştı. Önümden giden kadını takip ediyordum bende.
Banyoya girdiğimde bizim ev kadar büyük olduğunu fark ettim.
...
Üstümdeki kıyafetlere baktım. Hiç benim tarzım değildi ama güzeldi. Kıyafet ve ayakkabı 'biz zenginiz' diye bağırıyorlardı.
Dışarıya çıktığımda beni buraya getiren kadın 'beni takip edin' diyerek önden önden gitti.
Büyük merdivenlerden aşağı indiğimizde asansörü görünce göz devirdim.
Evde madem asansör vardı ne diye o kadar basamak indik acaba?
Salon sandığım ama aslında 4 5 salonun birleşimi olan yere geldiğimizde Jungkook oturduğu koltuktan kalkarak yanıma geldi.
Jk: Çok güzel olmuşsun.
Beni beğenmesine sevinmiştim.
Vn: Bunlar çok pahalı olmalı. Ben yarın temizleyip sana getiririm.
Gülerek kafasını iki yana salladı.
Jk: Kadın kıyafetine ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum. Sende kalabilir.
Kalfanın elinde tuttuğu kutuyu alıp bana uzattı.
Jk: Bunun içinde okul forman var.
Vn: Bu kadarına gerek yoktu.
Jk: Gerek vardı Vien. Bu kadar kötülük yapmamıza rağmen bırakta küçük bir iyiliği çok görme.
Gülümsedim. Yanına yaklaşıp parmak uçlarımda yükselerek yanağını öptüm.
Vn: Sen onun aksine iyi birisin. Yaptıkların için teşekkür ederim.
Daha fazla bir şey demeyerek koşarak büyük villadan çıktım.
Bahçe kapısından çıkacağım anda önüme çıkan arabayla panik olup yere düştüm.
Hızla yanıma gelen beden kollarımdan tutup kaldırdı. Ardından düşen kutuyuda bana bakarak uzattı.
Vn: Sarı Kafa?
Jm: Çocuklarımın Katili?
Jm: Ne işin var burda senin?!
Vn: Seni ilgilendirmez!
Gidecekken omzumdan sertçe tutup geri çekti.
Vn: Kafama yumurta yağdırttığın yetmedi mi?
Jm: Hak ettin.
Vn: Sende çoğu şeyi hak ediyorsun.
Jm: Bu üstündeki kıyafet de neyin nesi?
Vn: Kaç kere söylemem gerekiyor. Seni ilgilendirmez!
Jm: Jungkook'un evinden çıktığına göre o vermiş olmalı.
Vn: O senin aksine iyi biri.
Jm: İyilik mi istiyorsunuz küçük hanım? Buyrun.
Bileğimden tutup arabaya bindirdiğinde kapıyı açıp koştuğumda bacağıma dolanan ellerle çığlık attım.
Vn: Ya! Napıyorsun?! Bırak beni?! Kime diyorum sarı kafa!
Popoma attığı şaplakla yüzüm kızarmıştı.
Vn: Sapık! İmdat! Adam kaçırıyorlar!
Jm: Bağır bağır. Bu kadar sakin bir semti ayağa kaldırmadığın kalmıştı onu da yap.
Sırtına vuruyordum ama nafile.
Tekrar ön koltuğa attığında bunda kapıyı kilitlemişti.
Arabanın önünden dolanıp sürücü koltuğuna oturduğunda sinirle ona bakıp çıplak koluna dişlerimi geçirdim.
Jm: Ahh bırak gerizekalı!
Saçımı geriye doğru çektiğinde acıyan saç diplerimle bende bağırdım.
Vn: Ahh sen görürsün şimdi!
Bende onun saçını çekiştirip tırnaklarımı açıkta kalan boynuna geçirdim.
Jm: Yatakta olsak ahh bu beni etkilerdi!
Vn: Bırak aptal saçım kalmadı ahh!
Jm: Sen bırak ilk önce!
Vn: Aynı anda.
Jm: 3 dediğimde. 1.2.3
O çektiğinde son kez kuvvetlice çekip cama yapıştım.
Vn: Yaklaşma daha kötüsünü yaparım.
Elimde kalan sarı saçları üstüne doğru atarken o da benim kopan saçlarımdan kurtulmaya çalışıyordu.
Jm: Sen iyilik istiyordun değil mi? Seni eve bırakayım o zaman.
Bu normal bir cümleyken neden Jimin'in ağzından çıkınca kötü birşeymiş gibi hissediyordum.
...
Vn: Sarı kafa yavaşla! Yavaşla dedim.
Otobanda 160 la gitmek ne demekti ya.
Elim ayağım titrerken kapı koluna tutunuyordum.
Jimin ise beni duymuyordu. Aksine hoşuna gidiyormuş gibi gülüyordu.
Vn: Kaza yapıcaz. Yavaşla dedim!
Sağ taraftan gelen kamyonu görmemle gözümde sahneler canlanmaya başlamıştı.
Vn: Anne bu hafta sonu tatile gidelim mi?
"Bilmem ki, hım.. bunun için babanı ikna etmelisin bebeğim"
Vn: Baba nolur gidelim noluur
" Benim kızım ister de gitmez-"
Yan taraftan gelen kamyonu fark etmiyordu. Gözümden akan yaşları ve elimin tiremesini önemsemeden Jimin'in kolunu tuttum.
Vn: JİMİN!
Ağzımdan tek kelime çıkabilmeşti.
O kadar çok bağırmış olmalıyım ki Jimin aniden frene basmasıyla önümüzden kamyon geçip gitmişti.
Nefes alamıyordum. Titreyen ellerimle kapıyı açıp kendimi yola attım.
Sadece ağlıyor ve ellerimi yere koyup titremesini geçirmeye çalışıyordum.
Göğsüm sıkıştıkça nefes almam daha da zorlaşıyordu.
Yanaklarımda hissettiğim elle ona bakmaya çalışıyordum ama buna bile gücüm yoktu.
Vn: Benim yüzümden. Hepsi benim suçum.
Jm: Kendine gel. Bu kadar korkacağını tahmin etmemiştim.
Vn: Benim yüzümden.
Onu duymuyordum. Ne dediği umrumda bile değildi.
Gözlerinin içine dolu gözlerimle baktım.
Vn: Ailem benim yüzümden öldü.
Jm: Vien!
Adımı öğrenebilmişti ama buna bile takılamıyordum.
Baş parmağıyla göz yaşımı sildi.
Jm: Ben özür dilerim.
Bana sarıldığında öylece kalmıştım. Jimin'in yerinde başkası olsaydı aynı şeyi yaparmıydım bilmiyorum ama ona sıkıca sarıldığımda ağlamam daha da şiddetlenmişti.
...
Evimin önüne gelesiyeye kadar ne ben konuşmuştum ne de o konuşmuştu. Sadece yolu tarif edebilmiştim.
Kapıyı açtığımda o benden önce davranıp kapının önünde durdu.
Vn: Sana teşekkür etmemi beklemiyorsun herhalde.
Onun yüzünden bu hale gelmiştim elbette teşekkür etmeyecektim.
Jm: Hayır beklemiyorum. Sana iyi davrandığımı düşünme sana sadece acıyorum.
Vn: Bu halde bile böy-
Jw: Vien nerede kaldın kızım.
Büyükannem kapıdan bana sesleniyordu. Kadın yaşlıydı falan ama kulakları benden iyi duyuyordu.
Vn: Geliyorum büyükanne.
Jw: Arkadaşını da davet etsene kızım ayıp olur.
Vn: Gerek yok büyükanne. Ona ayıp olmaz. Gidecekti zaten. Öyle değil mi?
Jimin'e döndüğümde sırıtıp kafasını iki yana salladı.
Jm: Torununuz beni kovmaya çalışıyor efendim. Sizinle tanışmayı çok isterim.
Bir bu eksikti zaten.
Vn: Hayır hayır sen git sonra gelirsin arkadaşım.
Onu sırtından iterek arabaya bindirmeye çalışıyordum ki kafama yediğim sert cisimle sinirle büyükanneme döndüm.
Vn: Bir kere de isabet ettirme be kadın.
Jimin gülmemek için kendini zor tutuyordu.
Jw: Çabuk arkadaşınıda al içeriye gir. Terliğimi de unutma!
Önden içeriye girerken sinirle Jimin'e baktım.
Vn: Onlara yanlış bir şey dersen ya da yaparsan seni gerçekten öldürürüm sarı kafa.
Gülerek konuştu.
Jm: Bu kadar kaşlarını çatma yaşlanınca kırış kırış olursun.
Benim bir şey dememe kalmadan önden poposunu sallaya sallaya gitti.