Sessiz geçen bir gecenin ardından yeni gün eşiğin de yeni gerçeker ile gelmişdi. Belçin hikaye'nin devamını çok merak ettiği için hızla kahfaltı yaparak hastaneye gitti.
Mesaisi başlamadan Ahmed bey'in yanına gitmek istiyordu.
-selamın aleyküm
-Aleyküm selam ve rahmetullah ve berekatullah
Belçin her zaman ki sandalyesine oturarak Ahmed bey'in başlamasını bekledi.
Artık az çok birbirlerini tanıyorlardı.
Yaşlı adam derin bir iç çekerek yaranın en büyüğünü anlatmaya başladı.
-Evlat... evlat haberi aldılar. İkisi de çok heyecanlanmışlardı. Hemen ailelerine haber verdiler. Yeni gelecek can için kurban kestiler. Evlerinde bayram havası esiyordu.
Genç adam karısının elini öperek gözlerine baktı.
-Merhaba güzel bayan tanışmamız mümkün mü? Yada şöyle söylemeliyim bana adınızı bağışlar mısınız ?
-Merhaba beyefendi adım Piraye, Piraye Tunalı
-Ne güzel bir isim ne güzel bir soyisim aynı sizin gibi
-Teşekkür ederim siz isminizi söylemediniz
-insanlar Akif der ama siz şiir yüreklim diyebilirsiniz
Akif ve piraye'nin küçük oyunu gülüşmeler ile son buldu. Çok mutluydular.
İmrenilecek derecede mutluydular.
Aradan bir kaç ay geçti ve Akif'in işleri bozulmaya başladı. Artık evine bile yetişemez olmuşdu.
Piraye'ye etkilenmemesi için durumu açmıyordu ama gerçekten de eşi'nin desteğine ihtiyacı vardı.
Takiye çıkmasına da piraye izin vermiyordu.
Bir kere korkmuşdu aynı olayların tekerrür etmesinden korkuyordu. Akif borç almaya mecbur kaldı. Şayet borç bulamasa bakkal elinden gidecekti ama hiç kimse Akif'e borç vermedi.
Kimisi elinde olmadığı için kimise de Akif'in herhangi bir güvencesi olmadığı için borç vermiyordu.
Akif tefeciye gitti.
Borç istediği Hakkı'nın çok tehlikeli bir adam olduğunu biliyordu ama başka çaresi de kalmamıştı. Akif Hakkıdan yirmi bin aldı.
İşleri biraz olsun düzeltti iki ay sonra kazandığı yirmi bini Hakkı'ya götürdü.
-Abi ben iki ay önce senden aldığım yirmi bini işlettim buyur paran
Hakkı sinir bozucu gülüşü ile Akif'in yüzüne bakıyordu.
-Koçum sen hiç faiz diye bir şey duydun mu?
-Abi aldığım borcu getirdim
-Kırk bin istiyorum
-bende o kadar para yok
-o'da benim sorunum değil
Hakkı elinde ki para'yı alarak Akif'i yapa paça kapıya attı. Akif ne yapacağını bilmiyordu.
Borç aradı ama bir türlü bulamadı.
Eli boş bir halde evine döndü.
-Hoşgeldin şiir yüreklim
-Hoşbulduk Piraye
Piraye endişe dolu bakışlarını eşinin üzerinde gezdiriyordu. Evleneli nerdeyse bir yıl olacakdı ama piraye akif'i hiç böyle görmemişdi.
Piraye hamileliğinin neredeyse altı ayını doldurmak üzere idi.
Karnını tutarak eşinin yanına oturdu.
-Ay yüzlüm neyin var?
-Yok bir şeyim
Akif piraye üzülmesin diye olanları anlatmıyordu ama kullanılmayan sözler piraye'nin canını acıtıyordu. Akif farkına varmadan Mihriban yüreklisi ile arasına mesafe koyuyordu.
Piraye elini eşinin elinin üzerine bırakdı.
-Bir yükün var ise bu yükü tek başına taşımak zorunda değilsin ben seninle her yükün altına girerim
Akif elini çekerek ayağa kalktı.
-Yok bir şey dedim neden anlamak istemiyorsun?
Akif salondan ayrılırken ardında kırılmış bir kadın bıraktı. Piraye elini karnının üstüne bırakdı bebeğinden güç almak istiyordu.
Cinsiyetini yeni öğrendiği kızı'na seslendi.
-Mihribanım baban ne için bu kadar kendini harap eder bilmiyorum ama daha fazla da dayanamıyorum bana güç olur musun?
Anneciğim
Haftalar böyle süre geldi.
Piraye ve Akif'in arasında ki uçurum gün geçdikce büyüyordu. Piraye Akif'e gittikce daha fazla uzaklaştırılıyordu.
Akif çalan kapının sesi ile ayaklandı çünkü eşi artık bir çok ev işini yapamıyordu.
Akif kapı da gördüğü adamlar ile korkuya kapıldı.
Gelen Hakkı ve adamları idi.
Akif kendi canı icin korkuyordu ki Piraye ve Mihriban için korkuyordu.
-dışarı gel yoksa ben içeri gelirim
Akif mecbur kalarak Hakkı ile bahçeye indi.
-Sen bana paramı vermeyenlere ne yaparım biliyor musun?
-...
Adam öfke fışkıran gözleri ile Akif'e bakıyordu.
-Ne bir adın kalır ne bir ailen anladın mı?
Yirmi binimi getireceksin
Hakkı ve Akif konuşurken Akif'e bakmak için Piraye kapıya çıktı.
Akif başı ile gözünden sakındığı eşine gir işareti yaptı. Piraye içeri girerken Hakkı konuşmaya başladı.
-Güzel karı almışsın
-Eşimi karıştırma
Hakkı sinir bozucu gülüşü ile Akif'e bakıyordu.
-Karın yaşamaya devam etsin istiyorsan paramı getir.
Hakkı ve adamları gitmişlerdi ama bıraktıkları ateş mutluluk evi'ni yakıp kül edecekti.
Akif ne yapacağını bilmiyordu.
Elinde avucunda yoktu.
Kimse borç vermiyordu.
İki hafta para aradı bulamayınca kendi ailesinden ve Piraye'nin ailesinden istedi.
İki ailede hiç düşünmeden ellerinde avuçlarında ne var ise evlatları için feda ettiler.
Piraye'ye aylarca yaşanan tüm olayları anlatacak
Ve eşi ile arasını düzeltecekdi.
Parayı vererek tefeciden de kurtulacakdı.
Sıkıntılardan kurtulmanin sevinci ile kendini evinin yoluna vurdu. Elinde tuttuğu para dolu zarfı sıkı sıkıya tutuyordu çünkü elinde ki para tomarı onların kurtuluşu olacakdı.
Genç adam güler yüz ile bahçeye girdi.
Açık kapıyı görmesi ile yüzünde ki tebessüm yok oldu. Aklından binlerce seneryo geçiyordu.
Ya Piraye'ye bir zarar verdilerse korkusu ile eve koştu. Eve adım atması ile elinde ki zarfı düşürmesi bir oldu. Nefes alamıyordu çünkü can paresi yerde kanlar içerisinde yatıyordu. Koşarak pirayesinin yanına vardı. Diz çökerek piraye'nin başını dizlerinin üzerine bıraldı.
Yüzünü elleri arasına alarak okşamaya başladı.
'Beni bırakma sevgilim' diyordu.
'Beni bırakam mihriban yüreklim' dedi.
Sonra elini eşinin karnına götürdü.
'Anneni bırakma Mihriban' dedi.
Bu nasıl bir çaresizlikdi. Akif'in gözünden akan yaşlar ne Piraye'ye ne de Mihriban'a fayda vermiyordu.
Akif gül yüzlü Eşi'ni kucağına alarak ayağa kalktı.
Yeni fark etmişdi.
Kanların büyük çoğunluğu etek kısmındaydı.
Sonra düşündü.
'Piraye Mihriban gider ise dayanamaz' diye
Akif kucağın da Piraye ile sokağa koştu.
Yardım istiyor avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
-YARDIM EDİN KARIM ÖLÜYOR
Gidiyor gönlümün Arambahş'ı.
Gidiyor evimin sultan'ı.
Gidiyor canım'ın canı.
Gidiyor bu aciz adam'ın Nefes'i.
Gidiyor Akif'in Pirayesi.
Gidiyor.
-Allah rızası için yardım edin
Akif'in gözlerinden yaşlar yağmur kadar hızlı iniyordu.
-Yardım edin, diye feryat ediyordu.
Arabası olan bir adam geldi.
Akif'i tanımıyordu Akif'de onu tanımıyordu ama adı; insandı.
Hani demiş ya Ahmed arif nerde bir can gitse oralı olur yüreğim olmaz ise insan olmam diye bu da bir durumdu.
Akif eşini araba'nın arka koltuğuna yatırdı sonra is earkaya geçerek esi'nin başını dizleri'nin üstüne aldı.
Piraye'nin güzel başını elleri arasına alarak teskin olmaya çalışıyordu.
-Beni bırakma sevdiğim, beni hasret ile arkadaş eyleme çimen gözlüm Gitme
Sizce piraye ölecek mi?
Yoksa bebek mi ölecek?
Bölüm nasıldı?
Belçin mi piraye mi? Hangi kadını daha fazla sevdiniz?
Arambahş:huzur veren