Yemeği bitirip toparladıktan sonra kahve alıp oturduk.
"Baya baya evlendik ya ben hala inanamıyorum"
"Ben de güzelim, sonunda bütün çektiklerimiz bitti galiba evlendik, kızımızla mutluyuz"
"Ha kızımız demişken bir arayayım meraktan öldüm ya"
Pis pis sırıtarak;
"Zaman oldu mu Gece'yi merak etmeye"
"Pisliksin Serkan büyük pisliksin"
"Tamam tamam ara da kızımı göreyim ben de"
"Gör"
Halamı aradım ve halam yerine Gece açtı.
"Anneee çok özledim sizi"
"Biz de seni aşkıım"
"Ne zaman almaya geleceksiniz beni"
"Gelelim istersen hemen"
"Oluur"
"Tamam aşkım geliyoruz o zaman biz"
"Tamam görüşürüzz"
"Görüşürüz anneciğim."
Telefonu kapadıktan sonra Serkan bana "nE" dercesine bakıyordu.
"Ne"
"Ne ne Eda"
"Eda? Güzelime ne oldu şimdi?"
"İki dakika yalnız kalamıyoruz dün zaten gece yarısı geldik uyuduk uyandık kahvaltı e hadi Gece hanımı alalım"
"Serkan boş boş konuşma. Arada atladığın şeyler var bu bir. İkincisi de kalk hadi kızımızı alacağız"
"Alalım tabii kızımızı"
Hazırlanıp halama geçtik. Halam bir çay, kahve içmeden salmadı.
"Ee çocuklar balayı yapmayacak mısınız"
"Aslında hiç düşünmedik ama"
"Olmaz öyle, ben Gece'yle konuşayım 3/4 gün de olsa kalsın siz de baş başa bir tatil yapın. Daha yeni evlisiniz sonuçta."
"Ya bi Gece'yle konuşmamız lazım"
"Neyi benimle konuşacaksınız anneciğim"
"Halacığım bak şimdi annenle baban yeni evlendi ya"
"Evett"
"Yeni evlenince çiftler baş başa tatil falan yapar. O yüzden diyorum ki bir kaç gün daha biz de kalsan bir 3 gün 4 gün daha"
"Tamamm olur hem sizinle beraber güzel vakit geçiriyoruz ben çok sevinirim"
"E cevabını aldın Eda hadi bakalım siz naş naş"
"Ay hala şuan evimden mi kovuluyorum yoksa"
"Yoo burası benim ve Melo'nun evi senin evin başka değil mi artık"
"Duydunuz Eda Bolat kovuyorlar bizi biz gidelim"
"Fırsatçısın, neyse anneciğim biz bir kaç gün tatil yapalım madem seni çok özleyeceğiim"
"Gel bir öpeyim bebeğim benim ben de çoook özleyeceğim seni"
"Ben de! İkinizi de çok özleyeceğim."
Serkan Gece'yi bir eliyle kucağına almış diğer elini de belime dolamıştı.
"Ay tamam tamam hadi durmayın böyle"
"Niye hala ne yaptık ya"
"Duygusallaştım kuzum duygusallaştım sizlik bir şey yok. Küçücüktün yok okula terlikle gidicem yok oraya çıkıcam buraya kaçıcam derdin. Şimdi büyümüş koskoca kadın olmuşsun işinde çok başarılısın, annesin. Bir çocuğun var, evlisin. Biliyordum bir gün göreceğimi ama ne zaman görsem de hiç hazır değilmişim"
"Yapma halaa"
"Tamam tamam hadi gidin siz"
"Biz hemen geleceğiz tamam mı babacığım"
"Tamamm görüşürüzz"
Gece'nin yanaklarından kocaman öptükten sonra Serkan'la çıktık.
"Okula terlikle gitmek?"
"Kışın... Kışın okula terlikle gitmek istemiştim o da senin fikrin nasıl istersen demişti ondan bahsediyor olacak galiba"
"Ahhaha Eda ya hep deliymişsin sen. Her neyse bebeğim biz nereye gidelim"
"Bilmem nereye gidelim"
"Hmm bence Bodrum. Çok güzel gezilecek yerler ve koylar var. Yatla açılırız"
"Olur, ben de gitmek istiyordum oralara. Seninle yani"
"Peki o zaman eve uğrayalım bavul yapıp çıkalım. Ben ayarlıyorum"
"Sen ne değişik bi adamsın ya her şeyi iki saniyede ayarlıyorsun"
"Hahahchshsıqnfo"
Eve varıp bavullarımızı hazırladık 3 gün 2 gecelik bir tatil olsa da bize fazlasıyla yeterliydi.
"Arabayla mı gitsek ya"
"Saçmalama Eda elli saat araba falan süremem ben"
"Paslaşa paslaşa sürsek. Noluur hem öyle daha eğlenceli"
"Arabayla uzun yolculuğun nesi eğlenceli olabilir sevgilim"
"Görürsün"
"Of tamam tamam iyi arabayla gideriz"
"Yorulursan söyle yer değiştirelim"
"Tamam tamam"
Arabaya binip yola çıktık İstanbul dışına henüz çıkmıştık saat 11'i gösteriyordu.
"Pışşt arabanın üstünü açsana"
"Açayım"
"Şarkı da açalım"
"Açalım"
"Ben açıcam"
"Ahaha Eda dalga mı geçiyorsun"
"Yoo"
"Karabiberim vur kadehlere hadi içelim içelim her gece zevk-i sefa doldu gönlüme hadi içelim acıların yerine"
"Bu ne kızım ya"
"Ya bilmiyor musun"
"Hayır"
"Kültürsüzlük ama"
"Yoo ne alaka benim kültürüm gayet iyidir"
"Kusura bakma canım her şey derstekiler değil. Boşanıyoruz ayrıca acilen, olmaz bu evlilik"
"NE"
"Bu şarkıları bilmeyin biriyle evli olamam"
"Of Eda ödüm koptu"
"Al artık koynuna beni karam, günahın boynuma can karam anladım..."
"Sensizlik haram gel artık insafa be karam al artık koynuna beni karam günahın boynuma can karam anladım sensizlik haram gel artık insafa be karam"
Bir yandan şarkıya eşlik ediyor bir yandan ufak ufak dans ediyordum. Serkan da bana bakıp gülüyordu.
"Eğlenceliymiş değil mi? Araba yolculukları"
"Yanımda sen olduğun için daha eğlenceli bir şey yok benim için şuan Eda Bolat"
Serkan'a uzun ve güzelce baktım sonra eğilip öptüm.
"N'apıyorsun kızım deli misin araba sürüyorum"
"Banane öptüm işte, öldük mü? Hayır"
"Deli ya"
Uzun bir yolculuktan sonra Bodrum'a akşam gibi vardık. Akşam deniz kenarında bir balık restorantına gittik. Daha sonrasında yata geçtik. Sabah olduğunda erkenden uyanıp denize açıldık.
"Bu deniz de çok çalkantılanıyor ya"
"Ne bekliyordunuz Eda hanım, deniz bu"
"Of başım döndü"
"Allah'ım yarabbim ya, otur o zaman şuraya"
"Tamamm"
Gidip yatın kenarına oturup denizi izlemeye başladım.
"Bak burası *****"
"Yaa çok güzelll"
"Evet. Gel hadi"
"Nereye"
"Denize"
"Ha doğru giriliyor burada di mi çok derin değil köpekbalığı yok ölmeyiz?"
"Saçmalama Eda görmüyor musun zaten ne kadar berrak"
"İyi"
Yavaş yavaş merdivenlerden denize indim. Serkan çoktan inmiş gelmemi bekliyordu o kadar derin bir yer değildi durduğumuz yer 2/2.50 metre arasıydı.
"Hadi Eda ya"
"Of iyi tamam"
"N'aparsan yap ben yatıcam"
"Denizde?"
"Bak kendimi bırakınca düşmüyorum ki"
"Serkan çocuk gibisin ya"
"Olabilir ne yapabiliri- Ay Eda boğuluyorum kum beni içine çekiyor canavar aaaa"
"NE"
Merdivenden inip Serkan'ın yanına geldim. Ne oluyor diye anlamaya çalışırken Serkan beni kendine çekip öptü.
"Ya sen manyak mısın ödümü kopardın"
"Şaka yapıyordum ya"
"Off buz gibi burası"
"Normal"
"Ya sen niye beni öpüyorsun"
"Karımı öpemez miyim"
"Ama ben kocamı öpünce sıkıntı öyle mi?"
"Araba sürdüğüm için Eda ne zaman istersen öp ne yapayım"
"Tamam peki öyle olsun. Madem araba sürmüyorsunuz şimdi öpeyim ben de"
"Öp"
Serkan'ın dudağına küçük bir buse kondurdum. Gün öyle koy ve tarihi yerler, antik kentler ve sayre geze geze aktı. Akşam Serkan yatta çok güzel bir masa hazırlamıştı.
"Prenses gibi olmuşsunuz Eda hanım"
"Teşekkürler Serkan bey siz de pek yakışıklısınız"
"Oturmaz mıydınız"
"Ha tabii"
Oturup yemeklerimizi yemeye başladık bir yandan da sohbet dönüyordu.
"Şarap içelim mi? Bir kadeh ama"
"Ben hiç almıyım bana yaramıyor Serkan"
"Ee baş başayız ne olacak"
"Saçmalıyorum falan yok ya"
"Eda şurada yeni evlendik balayındayız. Ben de çok içmene izin vermeyeceğim zaten"
"İyi peki birazcık madem"
Serkan kalkıp şarap ve kadeh getirdi. Sonrasında bir kaç yudum derken bir kaç bardak içtim galiba.
"Eda bitmediğini söyle bana o şişenin"
"Ben nerden bileyim şişeye sor"
"Anlıyorum"
To be continued...