Ateş Ve Barut (+18)

By murekkepatesii7

5.7K 324 192

"hiç kimse ölmeyi hak etmez Balkan" dedim gözlerinin içine baktım öyle derin baktım ki oradaki enkaz da kaybo... More

TANITIM
1. BÖLÜM KAÇIRILMA
2. BÖLÜM YENİ HAYAT
3. BÖLÜM KAVGA
5. BÖLÜM
ilerleyen zamanla ilgili kesit
6. BÖLÜm
7. BÖLÜM
SOHBET

4. BÖLÜM

516 33 15
By murekkepatesii7

  

                                                                     Bölüm şarkısı
                                              Gripin: aşk nerden nereye

Uyandığımda öğlen olmuştu. Kalkıp bir şeyler atıştırdım. "efendim arda" dedim.

"Berfu hanım bir adam bulduk karısı ve iki çocuğuna şiddet uyguluyor" dedi.

"Kanıt varmı?" Diye sordum. "evet var" dedi.

"Tamam kaldırın depoya geliyorum" diyip telefonu kapattım. Yukarıya çıkıp üzerimi giyinmeye başladım bol bir pantolon giyip üzerine de krop giydim saçlarımı açık bırakıp evden çıktım. Dünkü gittiğimiz depoya gittim. "Adamın gözü bağlı değil mi?" Diye sordum arda'ya.

"Evet efendim" dedi. İçeriye girip bağlı olan adama baktım. "ne istiyorsunuz bırakın beni" diye bağırıyordu adam. "Ateşi yakın" dedim kısık sesle adamlar dediğimi yapıp yaktılar ateşi. "kemer verin" dedim yine aynı sesle. Adını bilmediğim bir adam kemerini çıkarıp bana uzattı. Kemeri alıp adama vurmaya başladım. Adam bağırıyordu. En sonunda durdum. "bir daha bir kadına el kaldırdığını duyarsam bundan daha kötü olur haberin olsun duydun mu beni?" En sonunda sesim daha çok çıkmıştı. Yanan ateşteki demiri alıp adamın sırtına bastırdım. Adamla işim bitmişti.

"Kanıtları boynuna asın o şekilde karakolun önüne atın" dedim ve depodan çıktım. Wve gidip üzerime şık bir şeyler giydim.

Tekrardan evden çıkıp şirkete gittim. Deren  yerinde yoktu Balkan'ın kapısının önüne geldiğimde kapıyı çalmadan içeriye girdim. Deren Balkan'a eğilerek kahve uzatıyordu. Deren kalkıp bana doğru dönünce gözlerimi üzerinde gezdirdim. Tam odadan çıkacakken durdurdum. "bana bir kahve getir" dedim sert sesimle. O odadan çıkınca bende Balkan'ın karşısında ki koltuklardan birini oturdum.

"Niye geldin" dedi. "Bana şirkette iş ayarla" dedim.

"Ne işi" dedi. "fark etmez evde oturmaktan canım sıkılıyor" dedim.

"Tamam senin için uygun bir pozisyon varmı bakayım" dediği sırada Deren içeriye girdi. "dur" dedim Deren durup bana baktı.

"Dışarıya çık kapıyı çal öyle gel" dedim. Deren  kaşlarını çatarak dediğimi yaptı. Dışarıya çıktı sonra kapıyı çalıp içeriye öyle girdi bana kahvemi uzattı. "kendine bir stil danışmanı tut biraz giyinmeyi öğren" dedim. Deren bozulmuş bir şekilde bana bakıyordu.

"Neyse kovuldun zaten" dememle balkan içtiği kahvesini püskürttü. "çık sen" dedim Deren dışarıya çıkınca Balkan hemen onu savunmaya başladı.

"Ne yapıyorsun sen" dedi. "ne yapmışım." Dedim.

"Sen ne hakla benim işlerime karışırsın" dedi. Çatık kaşlarıyla. "senin anlamadan dinlemeden nefret ettiğin karın sıfatıyla karışıyorum" dedim.

"Neyi dinlemedim ben" diyip ayağa kalktı yanıma doğru gelip tam karşımda durdu.

"Sen benim neler yaşadığım hakkında bir bok bilmiyorsun üzerine bir de yorum yapıyorsun" dedim. Bende onun gibi ayağa kalkarak. "neler yaşadın tecavüze mi uğradın sen sana tecavüz eden adamı öldürdün buna inanmamı bekleme" dedi işte Balkan'da annem gibi ablam gibi bana inanmamıştı.

"Evet kimse bana tecavüz edemez çünkü niye ben bana tecavüz etmeye kalkan birini öldürdüm. Ama ya o zaman 14 yaşındaysam o zaman nasıl karşı koysaydım" dedim onun bir şey demesine izin vermeden yine ben konuştum. "Deren'in yerine ben geçicem" dedim.

"Lafı değiştirme" dedi. "değiştirmedim kapattım" dedim. Elleriyle saçlarıma dokundu.

"Hayır kapatma anlat" dedi. "şimdi olmaz akşam sana konum atacağım yere gel" dedim. Yanından geçip odadan çıktım. Deren ağlayarak eşyalarını topluyordu. Beni görünce bana baktı bende gözlüğümü takıp dışarıya çıktım arabama binip eve gittim. Akşam için üzerimi giyinmeye başladım.

Üzerimi giyindikten sonra her canım sıkıldığımda, üzüldüğümde gittiğim yere gittim.  Deniz kenarına oturdum hava esiyordu ama ben alışmıştım. Balkan'a konum attım. Yarım saat sonra gelmişti. Yanıma oturdu.

"14 yaşındaydım ablamda 17 bir sevgilisi vardı 24 yaşında sonra ablamla kavga ettiler ablam bana bir mektup verdi ona götürmem için aldım götürdüm. Mektubu aldı sonra beni de evin içine soktu zorla saçlarım kısaydı o zaman ilk önce boynumu öpmeye başladı sonra bana tecavüz etti. Anneme söyledim inanmadı üzerine beni dövdü 'sen nasıl böyle bir şey yaptın' diye sonra ablam öğrendi bir üzerine o dövdü 'sen benim sevgilimi baştan çıkardın' falan dedi kimse ona toz kondurmadı." Derin bir nefes alıp devam ettim.

"2 sene 8 ay 5 gün boyunca her gün geldi tehdit etmiş annemi eğer gelmezsem herşeyi bütün köye anlatacakmış annemde kabul etmiş. Tabi ilk 5. Ayda hamile olduğumu öğrendim o da öğrendi adam beni döve döve o bebeği düşürdü sonra bir daha hamile olma ihtimalimin yüzde bir olduğunu söyledi doktor." Balkan ellerini yüzüme koyup ona bakmamı sağladı. "ben sende inanmazsın diye söylemedim" dedim gözleri dolmuştu hatta bir damla göz yaşı akmıştı. Bende ellerimi onun yüzüne koydum.

"O adam şimdi nerde" dedi. "önce ablamı öldürdü sonra bende onu öldürüp 47 parçaya ayırdım ve yaktım" dedim.

"Yaşadıkların çok ağır" dedi gözleri yüzümün her yerini gezdi en sonunda dudaklarım da durdu yaklaştı ama öpmedi. "bir daha sen izin vermeden seni öpmem" dedi. Konuşurken dudakları dudaklarıma çarpıyordu. Gözlerimi kapatıp onu öptüm yavaş yavaş geriye doğru giderken üzerime çıktı. Dudakları dudaklarımdan ayrıldığında ikimiz de nefes nefeseydik gözlerimi açıp yüzüne baktım. Önce alnımı öptü sonra yanaklarımı sonra burnumu sonra çenemi öptü öptüğü her yer alev almıştı sanki. En sonunda tekrar dudaklarıma geldi öpücükleri o kadar narindi ki sanki en ufak bir şeyde kırılcakmış gibi öpüyordu.

Dudakları boynuma doğru gidince kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı bunu anlamış olacak ki durup konuştu. "sakin ol" diyip devam etti sadece yavaş yavaş öpüyordu. Bir eli göğsümü kavrayıp sıklığında inledim. Dudakları boynumdan göğüslerimin ortasına doğru yol çizdi tekrar kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Üzerimden kalkıp beni de kaldırdı. "benden korkuyor musun" diye sordu.

"Hayır" dedim net bir ifadeyle. "Bana sakın güvenme" dedi. Tam bir şey diyecekken yine konuştu. "nedenini sorma" dedi. Beni göğsüne çekti denizi izlemeye başlık. Ellerini bacaklarımda dolaştırmaya başladı eli bacaklarımın arasına geldiğin de inledim. Balkan bundan hoşlanıyormuş gibi daha çok yapmaya başladı.

"Balkan" dedim kısık sesle kulağıma doğru eğildi. "efendim" dedi ben bir kez daha inledim.

"Gidelim artık" dedim zorlukla konuşarak. Bir süre daha elini orda tuttuktan sonra konuştu.

"Tamam" dedi elini çekip önce kendi kalktı sonra beni kendine doğru çekti ellerimi göğsüne koyup bir süre yüzüne baktım. Sonra yürümeye başladım. Arabaya binince Balkan ellerini yine bacaklarıma koydu. "Ben bu akşam eve gelmeyeceğim" dedi.

"Neden" dedim. "yer altı işleri" dedi.

"Bende geleyim mi?" Diye sordum gayet ponçik bir şekilde.

"Hayır" dedi. "nolur lütfen" dedim.

"Hayır" dedi net bir tavırla elini bacağımdan itip camdan bakmaya başladım. "yapma ama böyle" dedi.

"Banane ya bende gelmek istiyorum" dedim. Hiç bir şey demeden arabayı sürmeye devam etti. Evin önüne gelince arabadan inerken kolumdan tuttu durup ona baktım. "yarım saate hazır ol" dedi sevinçle gülümseyip dudaklarına bir buse kondurdum. Odama çıkıp hazırlanmaya başladım.

Saçlarımı her zaman ki gibi açık bıraktım. Dudağıma çarpıcı bir ruj sürüp aşağıya indim. Balkan beni görünce önce gülümsedi sonra kaslarını çattı. "bu şekilde mi geleceksin" dedi.

"Evet" dedim. "bu şekilde gelemezsin" dedi.

"Bu şekilde geleceğim" dedim inatla. "o zaman gelmiyorsun" dedi. Arabaya bindi koşarak gidip bende bindim. "geleceğim" dedim.

"Bak orada sana bir şey derler" sözünü keserek ben konuştum. "demelerine izin vermem" dedim. "iyi tamam" diyip arabayı sürdü. Radyodan şarkı açtı.

"Şarkı söyle de keyfimiz yerine gelsin" dedi.

"Hani benim sesim kötüydü" dedim. "hayır sesin çok güzel ben sana kızdığım için öyle dedim" dedi. Yine nakarat kısmından söylemeye başladım.

Körfez'e döndüm yüzümü, bir zeybek gibi dimdik
Yalnızlıklardan ördüğüm duvarları yıkmak için
Sonsuza kadar.

Bugün fal bakmayı öğrendim
Elini tutabilmek için.
Son bir defa.

Boynuna sarılıp, gitsem
Huzuru koklasam Ege'de
Aşk nerden nereye?
Soldan sağa dört harf ölüm
Yazılmamış beş harf hayat
Aşk nerden nereye? 

Radyoyu kapatınca balkan bana baktı. "o gün davette Zayn'le ne konuştunuz" dedim.

"Nerden geldi şimdi aklına" dedi. "bilmem" dedim.

"O çok güzelsiniz hanımefendi" dedi.

"Sen" dedim.

"O benim karım evliyiz biz" dedi.

"Niye öyle bir şey dedi ki" dedim.

"Ne deseydim" dedi.

"Bilmem" dedim.

Yarım saat sonra varmıştık arabadan inip içeriye girdik. Balkan arkadaşlarının yanına giderken bende peşinden gittim.

"Hoş geldiniz" dedi Haluk. Önce Balkan'ın elini sıktı sonra benim. Levent ve Zayn de oradaydı ve adını bilmediğim bir kadın. Zayn Balkan'ın elini sıktı ama benim elimi yine öptü.

"Eres muy guapa otra vez, quiero darte un regalo si me lo permites" dedi ve yanımızdan ayrıldı. anlamayan gözlerle bakınca kadın beni küçümseyerek konuştu. "çok güzel olduğunuzu söyledi ve size bir hediye vermek istediğini söyledi" dedi ve ekledi. "İspanyolca bilmiyor musunuz?" Diye sordu.

"Yoo hayır bilmiyorum" dedim kaşlarımı çatarak.

"İlginç" dedi. " Nesi ilginç anlamadım en azından sizin gibi bir dil biliyorum diye hava atmıyorum İspanyolca öğrenmeye zamanım olmadı" dedim.

"4 dil biliyorum nasıl zamanın olmadı hiç İspanya'ya da gitmemiş sinizdir siz" dedi.

"12 dil biliyorum o yüzden İspanyolca öğrenmeye vaktim olmadı evet daha önce yurt dışına çıkmadım çünkü sevdiğim adamla gitmek istiyorum" dedim. Balkan'a bakıp gülümseyerek o da bana bakıp gülünce içim eridi sanki kızın Balkan'a karşı olan ilgisini anlayınca böyle bir şey söyledim. Kadın bozulmuş bir şekilde yanımızdan ayrıldı. Onun yerine tekrar Zayn geldi.

"Çok yakışıcak size" dedi yarım yamalak Türkçesiyle. Kutunun içinde bir kolye vardı ucunda zarif bir taş güzel duruyordu ama pahalı görünüyordu.

"Çok teşekkür ederim çok incesiniz ama ben bunu kabul edemem" dedim.

"Ama neden" dedi üzgün bir ifadeyle. Balkan'lar Zayn gelirken başka tarafa geçmiş konuşuyorlardı Balkan'ın gözü ara bize kayıyordu. "şey" dedim sözümü kesti arkama geçip saçlarımı toplayıp yan tarafa doğru koydu. Kolyeyi takınca saçlarımı düzeltip tekrar önüme geçti.

"Ben bir lavaboya kadar gideyim" dedim yanından ayrılıp lavaboya doğru gittim içeriye girmeden bir el beni kolumdan çekip başka bir odaya çekip ağzımı kapattı çantam da yere düştü. Elini yavaşça dudaklarımdan çekti. "seni buraya getirdiğime pişman etme" dedi.

"Ben bir şey yapmadım" dedim kısık bir sesle. "adamın ağzına düşecektin" dedi. Ben mi adamın ağzına düşecektim bir kere ben adama hayır dediğim halde adam bana yaklaşmıştı ama Balkan'ın bu sözüne o kadar sinir olmuştum ki yüzüme alaycı bir gülümseme takındım.

"Ama adam da baya yakışıklı" dedim. Oda karanlıktı Balkan'ın sadece sol tarafı aydınlanıyordu camdan giren ışıkla kaşlarını çattığını anlamıştım. "şaka mısın lan sen" dedi sesi biraz yüksek çıkmıştı. "yoo" dedim.

"Adam baya iyiydi acaba yatakta nasıl" diye mırıldandım. "lan sanane nasılsa nasıl" dedi yine aynı ses tonuyla. Sonra yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi. "ben nasılım öğrenmek ister misin?" Dedi bana bir adım attı bende bir adım geri gittim. Bir adım daha geldi ben bir adım daha geri gittim.

"Neden kaçıyorsun" diyip bir adım daha geldi. Bende bir adım daha geri gidince gidicek başka bir yerim kalmamıştı. "kaçmıyorum" dedim. Bir adım daha attığında aramızdaki mesafe sıfıra inmişti. Ellerimi göğsüne koydum alt dudağımı ısırdım. "şu dudaklarını artık serbest bırak yoksa ben bırakıcam" dedi. Gözleri dudaklarımdaydı. Sertçe yutkundum. Dişlediğim dudaklarımı bıraktım. Ellerini belime koyup beni kendine çekti ve dudaklarıma yapıştı diğer eli elbisemin yırtmacından kalçalarıma ulaşıp sıktı alt dudağımı dişlerinin arasına alınca sessizce inledim. Belimde olan eli yukarı aşağı giderken fermuarımı indirdi. Dudaklarından dudaklarımı ayırınca nefes nefese kalmıştık. Elbisemin askılarını indirce bütün vücudumu gözlerinin önüne serdi sertçe yutkundu eğilip göğüslerimin ucunu dişlerinin arasına aldı acıyla inledim. Bir eli bacak arama gidince yine ağzımdan bir inleme kaçtı göğsüm dudaklarının arasında oyuncak olmuştu sanki ısırıyordu, çekiyordu, yalıyordu, emiyordu. Kafasını kaldırıp tekrar dudaklarımdan öpmeye devam etti. Eli hâlâ bacak aramda olduğu için yine inledim. Dudaklarını ayırıp boynuma doğru eğildi. "bunun çok daha fazlasını isterdim ama şuanda burası pek müsait değil" dedi. Eğilip elbisemi giydim arkamı dönüp fermuarı kapatması için işaret ettim fermuarı kapatınca kolyeyi çıkarıp eline aldı.

"Ben istemedim" sözümü keserek o konuştu. "biliyorum" dedi ellerini yanaklarına koyarak alnımdan öpüp odadan çıktı. Kendimi savaştan çıkmış gibi hissediyordum banyoya gidip rujumu düzelttim. Sonra aşağıya indim.

Continue Reading

You'll Also Like

134K 6.1K 41
"Tatlı dile, güler yüze Doyulur mu, doyulur mu?" Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözle...
30K 1.5K 20
Birce Sağlam, Diyarbakır'da görev yapan bir Türk askeridir. Kendisine gelen telefonla, ''Pençe'' isimli özel bir time alındığını öğrenir. Görev için...
3.6M 207K 69
Üsteğmen GÖKÇEN TOPRAK, Çok zor şartlara karşı vermiş olduğu mücadelede hayatı yenmiş bir kadın... Bu buruk kadının aile sıcaklığını bulma yolunda ka...
663K 66.7K 31
Bugün tam bir ay oldu buraya geleli. Dört duvarın arasındayım. Küf kokuyor burası, biraz da is. Derin bir koku çekiyorum içime, işte diyorum kendime;...