Sinan'ı zar zor takip etmiş ve nereye
gittiğini öğrenmiştim. Şu an olduğum yerde titreyerek onu izliyordum.
Bir yetimhaneye gelmişti. Yanında bir bebekmişcesine ilgilendiği çocuk da, muhtemelen kardeşiydi.
Yaklaşık yarım saat daha ne yaptığına bakıp birkaç fotoğraf çektim. Artık buradan ayrılma zamanı gelmişti.
Bir ara sokağa girdiğimde içimdeki yakalanma hissi de yavaş yavaş kaybolmuştu. Telefonu açıp çektiğim fotoğraflara baktım "Özür dilerim..." diye mırıldandım. "...yapacağım her şey için. Ama bil ki bunu zorla yapıyorum."
Karşıma çıkan bir parka ilerleyip banka oturdum.
Berre Arıyor...
"Seninle okul dışında çok karşılaşmaya başladık." Hızla arkama döndüm. Ne zamandan beri oradaydı? "Hiç olmaman yerlerde oluyorsun Sefa."
"Sen mi belirliyorsun nerede olacağımı?" dedim anlık cesaretle. Yürek mi yemiştim?
"Gerekirse ben belirlerim. Bu denk gelişler can sıkmaya başladı." dedi hafif sinirle.
"Kader." dedim rahatça.
"Kader denen saçma şeye inanmıyorum. Bir daha karşıma çıkarsan fena olur."
Bir adım yaklaştım. "Okulda yaptığınız zorbalıklar yetmedi mi? Şimdi de dışarıda ki hayatımada mı müdahale edeceksiniz?"
Hırsla bana doğru geldi, geçen ki yakınlığımızla aynıydı bu yakınlık. "Sence ben gerizekalı mıyım Sefa?" dedi gözlerimin içine bakarak. "Cevap ver bana."
Her kavga ettiği insana bu derece yaklaşıyor muydu acaba?
Olsa bile benim gibi hisseden yoktur, yani sanırım.
"Sefa, gözlerime bak." Sinan'ın sesiyle beraber en başından beri dudaklarına baktığımı fark ettim. Gerçekten rezil olmuştum.
Gözlerine bakıp boğazımı temizledim. "Hayır, neden gerizekalı olasın ki şimdi?" dedim sakince.
Gülümsedi. "O zaman sabahtan beri beni takip ettiğini de anlamışımdır değil mi?"
Ne? "Ne alaka? Hem sen demedin mi 'Denk geliş' diye?"
Derin bir nefes aldı. "Sefa... Bir daha sormam, sen cevap verene kadar da bir yere gitmem. Adam akıllı cevap ver sonra da siktir git."
Berre Arıyor...
Telefonu hızla kapatmaya çalıştım. Sinan keyifle sırıtıp ellerini ceplerine koydu. "Berre ha?" Elini uzatıp tekrar konuştu. "Ver şu telefonu, madem sen anlatmıyorsun ondan dinleyeyim."
"Hayır." diyerek telefonu pantolonumun cebine koydum. "Anlatılacak bir şey yok, biz sadece denk geldik. O kadar."
"Berre'yi tanıyorum. Onunla iletişim kurman için illa ki verdiğin bir şey vardır ya da seni tehdit ediyordur. Hangisi?" dedi.
"Anlatsam yardım edeceksin sanki." deyip bankta duran çantama doğru yürüdüm, buradan gitme zamanım gelmişti. "İyi akşamlar, Sinan."
"Çektiğin fotoğrafları sildiğin zaman yanıma uğra da Berre'nin yanlış taraf olduğunu iyice aklına kazıyayım. Senin gibi birini harcamasına gönlüm razı olmaz. Akşam 21:00'a kadar süren var. Ya o fotoğrafları kendi rızanla silersin ya da zorla."
***
of baya bi olmus yazmayali hic icimden gelmiyor bir seyler yazmak
ustelik yazamadigim gibi baska hikayeler de okuyamiyorum cok keyifsizim
neyse aylar sonra attigim icin tarih koyucam
25 Ocak 2021
hocca galin. <3
SANDIGIMDAN (arsiv) TOZLANMIS BI KURGU CIKARDIM 2 YILDIR YAZMIYORMUSUM COK TUHAF OLDUM neyse kimse gormese de buna devam edicem cunku keyfim ve kahyasi 7/7/2023