İbrahim
Ufuk36 beni ensemden köpek yavrusu gibi tutup bizimkilerden uzaklaştırdığı zaman hafiften sinirlenmeye başlamıştım. Her zaman kendini üstün görüyordu ve ben cidden ondan nefret etmeye başlamıştım.
Oysa, kimseye kin ve nefret beslemeyen biriydim ve başıma ne gelirse gelsin hep affeden taraf ben olurdum.
O iğrenç olayda beni bir kere bile dinlememişti ve sürekli bana gelince yargısız infaz yapmasından bıkmıştım.
Ben bırakın buraya kız sokmayı, biri ile adam akıllı bile konuşamazdım.
İlk ve son sevgilim lise iki mi de olmuştu ve onunla da 45 dakika falan çıkmıştık ve buna rağmen Ufuk resmen bana tacizci sapıkmışım gibi davranıyordu.
Buraya geleli fazla olmamasına rağmen anamdan emdiğim sütü burnumdan getirmişti sağ olsun.
O yokken ben vardım ve onun gibi kimseye kötü davranmamıştım, insanların halinden neler olduğunu anlamaya çalışırdım ve çoğunlukla sakin bir yapıda olurdum.
"Üst rütbeli birisin, böyle şeyler hiç yakışıyor mu?" Ufuk36 konuştuğu zaman sadece yüzüne bakmak ile yetinmiştim.
Gün boyunca ona bu durumu anlatmaya çalışsam da hep kendi bildiğini okumuştu ve beni sanki iğrenç bir olaya karışmışım gibi hep dışlamıştı.
Lakabının tam da hakkını veriyordu şerefsiz.
"Neden konuşmuyorsun?" Ufuk sessiz bir biçimde konuşup hafiften iyice dibime kadar girdiği zaman, onunla fazla yüz göz olmamak için kafamı hafif sola doğru kaydırmıştım, onunla temasa girmek istemiyordum çünkü dar kafalının biriydi ve böyle şeyler normal karşılanmazdı.
En ufak bir hareketim yanlış anlaşılabilirdi ve daha çok dışarıda da fazla durmak istemiyordum çünkü kar yağıyordu ve ben üst üste Polat giymeme rağmen üşümeye başlamıştım.
Ben, bu halimde kat kat giyinmiş bir halde üşüyorsam... Batı'nın halini düşünmek bile istemiyordum çünkü Roman, Ufuk36' nın yan çarıydı.
İkisi de birbirinin yokluğunu aratmıyordu ve cidden iğrenç bir hayattı.
Ufuk36, klasik olarak yakışıklıydı ve yakışıklı olmasının yanında tam bir sığırdı. Asker olduğumuz için zoraki spor saatlerimiz vardı bu sayede Ufuk da kaslı biriydi. Bildiğim kadarıyla bir sevgilisi vardı ve aşırı kıskanç bir yapıya sahipti.
Ufuğun beyni küçük olduğu için önüne gelene artistlik yapıyordu ve benimle uğraşmaya tam anlamı ile de bayılırdı. Hatta bütün hayatının amacı, benimle uğraşmaktı.
Bunun yanı sıra garip garip huyları vardı ve yargısız infaz yapmayı çok severdi, özellikle benimle ilgili.
"İbrahim, dilini mi yuttun?" Ufuğun sıcak nefesi boynuma ve kulağıma vururken konuşmamak için kendimi sıkıyordum çünkü konuşursam damarıma fena halde basacaktı ve hiç yoktan yere ceza alacaktım.
Nefesi yüzüme vururken düşünmem oldukça zorlaşıyordu ve ben sıcağı çok seven biriydim, bu yüzden de birazdan mayışacaktım.
"Ceza mı ver de bir an önce senden kurtulayım. Ayrıca biraz daha bana yanaşmaya devam edersen akraba olacağız, geri bas sikmeyeyim belanı." Ensemi tutan elinden kurtulduğum zaman ona dirsek atarak kendimden uzaklaştırmıştım.
Aklı sıra beni burada dikerek ceza verdiğini sanıyordu ama ben bunun acısını elbet yakın zamanda çıkartacaktım.
/