--
"Jeongin git şu babanı çağır geç kalacağız."
Jeongin, Minho babasının konuşmasıyla arabadan inecekken Jisung evden çıktı ve elindeki poşet çantalarla ön koltuğa yerleşti. "Bunlar ne Jisung?" Minho eşinin kucağındaki poşet çantaları gösterdiğinde Jisung kucağındakileri arkada oturan kardeşinin kucağına bıraktı.
"Junhan için birkaç şey hazırladım. Junhan, bunları gidince dolaba koy. Ne zaman benim yemeklerimi özlersen çıkarır yersin tamam mı?"
Jisung kardeşine gülümsediğinde Junhan dudaklarını büzdü. "Beni bu kadar sevdiğini bilmezdim abi." Jisung kardeşine göz devirerek "Eşek." deyip önüne döndü.
Jeongin dolu gözleriye amcasının koluna girerek kafasını omzuna yasladı. Minho da arabayı çalıştırarak Havaalanına sürmeye başladı. Junhan bugün Türkiyeye dönüyordu. Bu duruma en çok üzülen Jeongindi. Minho mu? O seviniyor, baş belasından kurtulduğu için.
Havaalanına gelmişlerdi. Şimdi Junhan uçağa binmeden önce vedalaşıyorlardı. Jisung kardeşine sarıldı. "Aradığımda açacaksın, bana sürekli mesaj atacaksın, bir şey olduğunda bana hemen haber vereceksin ve en önemlisi oralarda başını belaya sokmayacaksın tamam mı?"
Junhan, abisine sıkı sıkı sarılıp geri çekildi. "Tamam abi tamam annem gibi başlama lütfen."
Jisung kardeşine burun kıvırdığında Junhan eniştesine baktı ve kollarını açtı. "Sarılmayacak mısın enişte?"
Minho göz devirip sevmiyor gibi göründüğü ama aslında kardeşi gibi gördüğü bu yaramaz çocuğa sarıldı. Sırtını sert sert pat patlayıp geri çekildi. "Abini habersiz bırakma. Senden haber alamayınca nedensizce bana patlıyor."
Junhan güldü. "Size son kez dün keşfettiğim bir şarkıyı söyleyeyim mi?" Minho kaşlarını kaldırdı. "Söyle bakalım."
"Eniştem bilmeeez, abimiin kıymetiniii.. Of enişte ooff."
Junhan kendi kendine gülerek yerinde oynarken Minho, Junhanın kafasına vurarak susturduğunda bir burun çekme sesi duyuldu. Minik Jeongin ağlıyordu. Junhan yeğenini ağlarken görünce dayanamadı. Hızlıca Jeongine sarıldı.
"Oy benim aslan parçammm!"
Jeongin, amcasına sıkı sıkı sarıldı. "Amca gitme yaa."
"Aslanım okul bitsin geleceğim. Şurada 2-3 ay falan kaldı."
Jeongin ne kadar bırakmak istemese de Junhanın artık gitmesi gerektiğinden yeğeninden ayrılıp son kez onlara bakarak "Tekrar geleceğim." diyerek gitmişti. Jeongin, Jisung babasına sarıldığında Minho oğlunun saçlarını okşadı.
"Oğlum temelli gitmedi tekrar gelecek. Hadi bizde dönelim bak benim şirkete gitmem gerek yeni stajyerler ile görüşeceğim."
Jeongin hemen kafasını kaldırıp babasının gözüne baktı. "Hayır Jeongin gelemezsin. Jisung babanla dükkana gideceksin."
"Ama baba ben kuaförde çok sıkılıyorum ya çok dedikoducu kadınlar geliyor oraya."
Jeongin sızlanırken Minho kafasını sağa sola salladı. Bugün cumartesi olduğundan okula gönderemiyordu o yüzden Jisungun dükkanına, kadın kuaförüne gönderiyordu. "Babanla gideceksin Jeongin."
Jeongin hemen Jisung babasına baktı. Jisung iç çekip eşine döndü. "Minho seninle gelsin işte. Hem bugün bir gelinim var, çok yoğun olacağım senin yanında daha rahat eder."
Minho çocuk gibi ofladı. "Peki tamam. Ama o Hyunjin itiyle konuşmayacaksın."
"Baba o benim sevgi-"
"Jisungla gidiyorsu-"
"Tamam baba tamam of konuşmam tamam."
Jeongin sızlana sızlana arabaya giderken Jisung oğlunun arkasından bakıp sinirle eşinin koluna yumruk attı. "Aptal! Sevgili onlar. Tabiki konuşacaklar."
"Sevgili deme işte deme şunu. İstemiyorum ben oğumun başkasıyla olmasını. Yanımda aşk böceklerine dönecekler istemiyorum. Hâlâ güvenmiyorum o Hyunjine."
Jisung kafasını iki yana salladı. "Yürü hadi yürü. Beni kuaföre yetiştirmelisin bir sürü işim var daha."
~~~~~~~~~~~
KUAFÖR JİSUNG NASIL??
Kuaför Jisung deyince aklınıza bunun gelmesi lazımdı umarım gelmiştir..
Ve..
Junhan bebişimiz aptallıklarını da alarak ayrıldı..🥺
Ama
Eğer çok özleyeni olursa dönermiş.. Öyle dedi🥺
Burada da Minhoya 'yeğenimi üzme geri gelir başından ayrılmam' diyor
Okuyucuları bilmem de ben seni özleyeceğim Junhan..