Fransa'nın büyük bir çoğunluğu İngiliz ve İtalyan askerler tarafından işgal edilmişti.
Topraklara Prens Min çoktan giriş yapmış ve hükümdarlığını çoktan ilan etmişti bile.
Min Yoongi; Bu topraklar ülkemiz için çok değerli askerler!
Baş Komutan; Evet biliyoruz efendim.
Min Yoongi; (kahkaha atarak) Hadi şu saraya girelim misafir kabul ediyorlardır herhalde.
Yoongi öfkenin ve şehvetin verdiği hırsla saraya varmaya başladı. Gözleri kararmıştı sanki. Gözünü kırpmadan atının hızlanması için elinden geleni yapıyordu. Arkasında olan atlı şövalye ve askerler hızlanarak ona yetişmeye çalışıyordu.
Min Yoongi; Kapıyı açın hemen!
Şifacı; B-bu Prens Yoongi!
Min Yoongi; Neden oradan adımı söylüyorsun yaşlı s*rt*k aç çabuk kapıyı misafir bekletilmez değil mi?!
Şifacı; Tanrı aşkına sana neden kapıyı açıyım!
Yoongi çok öfkeliydi kılıcını hızlıca şifacıya yaklaştırdı ve tehditkar bir sesle;
Aç hadi!
Şifacı korkudan açmak zorunda kalmıştı Kraliçe onu asabilirdi ama yapmak zorunda kalmıştı.
Yoongi hızlıca içeri girdi ve etrafı incelemeye başladı. O sırada Kraliçe içeriye giren misafirleri görmüştü bile.
Min Yoongi; Hiç misafirperver değilsiniz!
Selina; Aptal bir İngiliz Prensi için parmağımı dahi kıpırdatmam!
Min Yoongi; Sanki çok kıpırdatıyorsun, kocanın ardında kalan paraları yiyip ülkesini kurtaramayan çocuklar yetiştiren zavallı bir kadınsın!
Selina; Konuşmalarına dikkat et!
Min Yoongi; (kahkaha atarak) Etmezsem ne olur din adamlarınızı üstümüze mi salarsın yoksa?
Selina; Defol git buradan bu topraklarda düşmana yer yok!
Min Yoongi; Düşman mı?
Selina; E-elbette öyleyiz?!
Min Yoongi; Kendi gösterişli hayatı için kocasını öne atan daha sonra bize karşı borçlu olduğunuz halde ülkemizden ayrılmayan zavallılarsınız.
Bu arada olan sert konuşmalar bütün sarayın duvarlarında yankılanmaktaydı. Hoseok gürültülü bu sesten rahatsız olup biten herşeyi daha net anlamıştı.
Hoseok; Anne! Bu duyduklarım doğru mu?
Selina; İçeri geç hemde hemen!
Hoseok; Geçmiyorum! Bu zamana kadar sana inandığıma inanmıyorum! Tanrı aşkına öl lütfen!
Yoongi bir anda ortaya çıkan Hoseok'a bakıp duruyordu. Pembe güzel dudaklarına ve ışık yüzünden değişen göz rengi onu baştan çıkarmıştı. Özellikle sesi ve asaleti çok güzeldi. Öfkeliyken onu daha da hoş buluyordu sanki.
Min Yoongi; Sende kimsin?
Selina; Seni alakadar etmez!
Min Yoongi; Soruma yanıt ver yoksa hepinizi yok edicem!
Selina; Hayır dedim ona dokunmana izin vermiycem!
Hoseok gürültülü ve korkunç kavga yüzünden kenara çekilip titreyerek ağlıyordu. Gözyaşları sebepsizce simsiyah olmaya başlamıştı. Annesi ve Yoongi şok şekilde bakıyordu. Gözyaşları bir nehir halini aldığında hareket etmeye başladı. Dönüşüm geçiriyor gibiydi, simsiyah pulları çok ama çok net belli olan bir yılana dönüşmüştü. Yılan öfke ve nefretle çevresine bakıyordu. İlk avı Hoseok'un annesiydi ve içindeki öfke böyle dışarı vurmuştu. Yılan çok hızlı bir şekilde annesine doğru yaklaştı ve ölümcül zehrini ona enjekte etti. Daha sonra eski formuna geri döndü.
Selina olduğu yerde düşüp öldü. Bedeni taşa dönüşmüştü. Yavaş yavaş çürüyordu. Yoongi çok şok olmuştu ama etkilenmişti de. Hoseok'a doğru nazikçe yaklaştı. Bir nebze de korkuyordu ama belli etmek istemiyordu.
Min Yoongi; İyi misin?
Hoseok; Ben iyiyim.
Min Yoongi; Ne oldu az önce?
Hoseok; Ben lanetlendim çocukken bu yüzden annem yok oldu.
Min Yoongi; Hiçbir şey anlamadım.
Hoseok; Babamla aramızda olan bir sırdı bu ama konusu açılmışken söylemeliyim. Babam benim üzülmemi istemeyen biriydi. Gözyaşlarım akarken canı çok yanardı eğer ölürsem gözyaşlarının her bir damlası nehir olacak ki o sıra ben senin geleceğim demişti. Ben buna hiç inanmıyordum ama gerçekmiş bu bir lanet ah Tanrım!
Min Yoongi; Bence güzel bir lânet baban çok iyi bir adamdı çocukken ona hayrandım. Onun gibi biri olmak çok isterdim. Öyle bir baban olduğun için şanslı eee...
Hoseok; Imm... A-adım Jung Hoseok.
Min Yoongi; (gülümseyerek) Memnun oldum Kral Hoseok.
Hoseok; Kral mı?
Min Yoongi; Annen öldü ve tahtın varisi artık sensin bilmiyor musun yoksa?
Hoseok; Hayır bilmiyordum.
Min Yoongi; Çok masum ve güzelsin, annen içeri girmende haklıydı. Bu güzellik için herkes büyülenir.
Hoseok; (kızararak) Teşekkür ederim.
Min Yoongi; Teşekkür etmene gerek yok. Herneyse ülkeni işgal ederken de böyle rahat olabilecek misin acaba merak ediyorum?
Hoseok; Git buradan!
Min Yoongi; Yoksa gerçekler canını mi yaktı Jung Hoseok hmm?
Hoseok; Git dedim!
Min Yoongi; Tamam krala saygısızlık bize yakışmaz.(kahkaha atarak uzaklaşır)
......