Uyanmıştım fakat gözlerimi açmak istemiyordum.
Bazı şeylerle yüzleşmek..
Dün olanları hatırlıyorum ama hiçbir açıklama falan istemiyorum.
Ben hiçbirşey duymak istemiyorum.
"Uyandığını biliyorum aç gözlerini"
İşte bu Jungkook'tu ama sesi biraz fazla yakın değil miydi?
"Soo bin aç gözlerini"
Açmalı mıyım cidden.
Yok ya konuşur konuşur susar sonra.
"Soo bin aç artık gözlerini"
Tamam bunu biraz sinirli ses tonuyla söyledi.
Hadi Soo bin aç gözlerini en fazla ne olabilir ki.
Gözlerimi yavaş yavaş açtım ve tavanı gördüm ama yanımda bir kıpırdanma olduğunu fark edince yanıma baktım.
Jungkook yatağımda benimle beraber uzanıyordu. Yüzlerimiz fazla yakın değil miydi.
Hemen doğrulup ayağı kalktım.
"Yatağımda ne işin var?"
Yatakta oturur pozisyona geçti ve gözlerini gözlerime dikti.
"Uyurken seni izlemek , saçlarınla oynamak , kokunu..kokunu içime çekmek istedim"
Neden bu söyledikleri benim kalbimin hızla atmasını sağladı ki.
Neden avuçlarım terliyor.. bunların olmasının nedeni Jungkook mu?
"Peki.
İsteklerini yerine getirdiysen eğer-"
"Açıklama yapmak istiyorum Soo bin"
"Neyin açıklaması Jungkook?"
Birde bilmiyormuş gibi yap tamam mı Soo bin.
Neden salak gibi sordum ki.
"Herşeyin açıklaması."
Derin nefes aldım ve Jungkook ayağıya kalkarak yanıma geldi.
Yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve elimden tutup beni yatağa oturttu.
Kendiside yanıma oturdu.
Fakat hala ellerimi bırakmamıştı.
Yavaşça ellerimi ayırdım ondan ve biraz da uzaklaştım.
"Dinliyorum" dedim.
"Soo bin sana herşeyi kesintisiz bir şekilde anlatacam sende hiç sözümü kesmeyeceksin tamam mı?"
"Tamam"
Derin bir nefes alıp gözlerimin içine bakarak konuştu.
"Soo bin ben bir vampirim , biz vampirler doğduğumuz andan itibaren birine mühürleniriz.
Bir vampir ve bir insanın birbirine mühürlenmesi neredeyse imkansız.
Fakat..fakat senin annen bir vampirle-"
"Ne?
Ne diyorsun sen Jungkook?"
"Sakin ol Soo bin.
Henüz herşeyi anlatmadım, biraz sakin ol "
Derin derin nefes alıp onu pür dikkat dinlemeye başladım.
"Annen bir vampirle birlikte olmuş, ve annenin birlikte olduğu adamın da karısı varmış. Annenin ölme nedeni de bu zaten."
Durup tepkimi ölçtü. Fakat tepki verecek durumda değildim.
Dona kalmış onu dinliyordum.
"Annen sana o vampirden hamile kalmış , yani senin baban bir vampir Soo bin.
Yıllar geçmiş, annen vampirler tarafından çok zorluk çekmiş.
Tüm vampirler seni ve anneni öldürmek istemiş.
Fakat annen seni doğurmakta ısrar etmiş ve doğurmuş. Bir gün annen ve baban buradan gitmek istemiş ve arabaya binip yola koyulmuşlar. Fakat babanın karısı diğer vampirlerle beraber anneni ve babanı öldür-"
"YETER!"
Nefesimin kesildiğini hissettim.
Ayağıya kalkıp odayı turlamaya başladım.
Pencereyi açıp nefes almak istedim.
Pencereyi açarken ellerimin titrediğini hissettim.
Sonunda pencereyi açıp nefes almaya başladım, yağmur yağıyordu.
Birden belimde iki çift el hissettim.
Bu elbette Jungkook'tu.
Beni kendine doğru çevirdi.
"Soo bin lütfen izin verde herşeyi anlatayım, anlatayım ki sende rahatla bende rahatlayayım."
"Jungkook b-ben birşey duymak falan istemiyorum, nefesim daralıyor "
"Soo bin lütfen.."
Gerçekten herşeyi anlatmak istiyordu.
Gözlerimin içine öyle bir bakıyordu ki.
Çaresizlik görüyordum.
Kendini benden biraz çekip konuşmaya başladı.
"Annen ve baban ölünce seni de öldürmek istediler fakat melez olduğunu biliyorlardı ve bir nevi vampir sayılıyordun ama seni yetiştirmek de istemiyorlardı o nedenle seni yetimhaneye götürdüler ve seni teyzen evlatlık aldı."
Dehşetle yüzüne baktım yani benim üvey annem aslında teyzem miymiş?
"Sonra yıllar böyle geçti.
Ben seni 4-5 yıl önce buldum ve o zamandan bu zamana kadar seni izliyordum. Çünkü seni gördüğüm ilk andan beri sana mühürlü olduğumu anlamıştım. Fakat sana mühürlü olmak istemiyordum çünkü sen melezsin ve bu iyi bişey değil.
Annenin yüzüğüne gelirsek o yüzük naletle doldurulmuştu. Babanın karısı büyü yapmıştı o yüzüğe , yüzük sende olduğu sürece başına gelmeyen kalmayacaktı bende o nedenle yüzüğü attım.
Bayılma nedenin ise bana mühürlü olmandan kaynaklanıyor çünkü bünyen bunu kaldıramıyor.
Sana tuhaf davranmanın nedeni de mühür çünkü her ne kadar senden uzak durmak istesem de sonuç olarak sana mühürlüyüm."
Bunca şeyi duyduktan sonra çok tuhaf olmuştum. Başım dönüyordu.
Bu kadar şey öğrenmek bana iyi gelmemişti .
Yerimde sendeledim biraz.
Hemen Jungkook beni tutup yatağa götürdü.
Saçlarımı okşayıp ve kokladıktan sonra geri çekildi.
"Sen biraz dinlen.
Bugün kaldıramayacağın şeyleri duydun."
Artık etraf kararmaya başladı.
Kahretsin yine bayılıyorum.
Kulağıma eğilip konuşmaya başladı.
"Akşam gelecem bebeğim"
Bebeğim mi?
Ben onun bebeği miyim?
Peki o benim neyim..?