🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Medyadaki müzikle okuyun isteseniz...
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Hastaneye vardığımız zaman sıramızın gelmesini beklerken Mehmethan'ım da bende oldukça heyecanlıydık. Bekleyen kadınların kimisi hamileydi kimisi de yeni doğum yaptığı için kontrole gelen hanımlardı. Kucaklarında minicik mis kokulu yavruları da vardı.
Mehmethan'ım gülümseyerek
" Azize'm benim güzel kadınım yavrumuzu şöyle kucağımıza alacağımız günü daha şimdiden büyük bir hasretle beklemeye başladım..." diyerek tuttuğu elimi daha da sıktı.
Kocaman gülümseyerek " ah benim yiğit kocam inan ben de aynı senin gibi hissediyorum inşallah Rabbim nasip edecek " der demez doktorun asistanı " Azize Dağdelen " dedi.
Ayağa kalkarak " benim " deyince
" buyurun sıra sizde Azize hanım " diyerek içeriye buyur etti eliyle.
Mehmethan'ım yine tüm desteği ve heybetiyle yanımdaydı. Birlikte odaya girdik doktor hanım " buyurun şöyle oturun. Hoş geldiniz yüzbaşım " diyerek tebessüm etti " hoş bulduk hocam" diyerek bana bakıp " otur Azize'm " dedi. Çok heyecanlıydı benim dağların aslan komutanı kocam.
" Evet Azize hanım sizde hoş geldiniz, şimdi size soracaklarım var " diyerek başladı.
Doktor hanıma hastalığımla ilgili bilgileri de verdikten sonra şaşkın bir şekilde " Azize hanım çok bilgilisiniz ve tıbbi terimleri rahatlıkla kullanabiliyorsunuz ve anlamlarını da ayrıntılı olarak biliyosunuz " dedi.
Mehmethan'ım gülümseyerek
" hocam, karım uzman hemşiredir. Aynı zamanda da akademisyendir. İstanbul' da Amerikan Hastanesi'nde çalışıyordu iki yıl önce. Sonra Afrin operasyonuna katıldı bizimle birlikte. Daha sonra Somali 'de görev yaptı. Yine daha bir kaç gün önceye kadar Nijerya'daki Türk hastanemizde görev yapıyordu ve aynı zamanda da oradaki hemşirelik yüksek okulunda akademisyendi " dedi.
" Maşallah Azize hanım bu yaşta bu kadar başarı taktire şayan. Herkesin harcı değildir oralara gidip görev yapmak. İlk üniversiteyi bitirdiğim yıllarda ben de gitmiştim yeryüzü doktoru ve gönüllü olarak. Gerçekten çok ihtiyaçları var oradaki insanların" deyince "Rabb'im nasip etti hocam. Aslında oralara giderken ben o insanlara bir şeyler vereceğimi düşünüyordum. Ama doktor hanım inanın ki ben o insanlardan çok fazla şey öğrendim. Bana çok şey kattı oralar, anlatamam hem kelimelerim yetmez hem de duygularım yetmez orada yaşadıklarımı, öğrendiklerimi anlatmaya. Ama evet gerçekten orada ki insanlar çok zor durumdalar" dedim duygulanarak.
" Haklısınız Azize hanım. Siz tam olarak böyle başarılı bir savaş strateji uzmanımıza ve yüzbaşımıza yakışan bir eşsiniz. Şöyle buyurun bir de sizi ultrasonla muayene edelim bakalım kaç aylıkmış bizim minik " deyince Mehmethan elimi tutarak sedyeye uzanmama yardım etti.
Doktor hanım ultrasona bakarken tebessüm ederek " yaklaşık iki aya yaklaşmış, 5-6 gün sonra tam 2 ayı doldurmuş olur. Şu anda her şey normal gözüküyor. Kan tahlillerinizi tekrar yaptırmaya gerek yok zaten Nijerya'daki doktor yeni yaptırdığı için pek değişen bir şey olmaz. O tahlilleriniz de çok güzel gözüküyordu. Ama dediğimiz gibi sürekli gözetim altında olmalı ve kan değerlerini ölçütürüp ilaçlarını ayarlamalıyız. Maşallah zaten siz çok duyarlı ve bilgili bir anne adayısınız bu konuda. Azize hanım bir de kalp atışlarını dinleyelim" deyince odaya yankılanan sesle Mehmethan dolu dolu gözlerle bakarak elimi daha sıkı tuttu " şimdi bu kadar ses küçücük fasulye kadar minik kuşumuzdan mı çıkıyor?" deyince doktor hanımla ben gülmeye başladık.
" Evet " dedim başımı sallayarak" o fasulye kadar olan yavrumuzdan çıkıyor bu gürültülü kalp sesi " deyince" Maşallah şimdiden kalp atışları bile bu kadar görültülüyse doğunca bayağı sesli bir minik olacak gibi kuzumuz" dedi.
Doktor hanım gülerek " size çekerse Mehmethan bey kuşkusuz. Babasının başarıları oldukça yankı uyandırdı "
diyerek güldü.
*****
Doktordan çıkınca, benim heybetli, güçlü, kuvvetli, yiğit ve mert kocam daha da bir şahlanmıştı.
" Baba oluyorum ben " deyip deyip kolunun altına beni alıp başımın üstünden öperek " sen bana bu duyguyu yaşatan güzel kadınım hakkın ödenrmez. Şükürler olsun Rabbim'e..." deyip duruyordu.
Hemen Aygül annemi ve Serdar babamı arayıp " annem babam malum burada eşimize dostumuza bir düğün de yapamadık. Hem çocuğumuzun sadakası mahiyetinde olsun hem de Velime yemeği mahiyetinde olsun, hemen babam birkaç baş hayvan alsın kestirsin. Aşçılara da çağıralım güzel bir yemek yaptıralım konuya komşuya fakire fukaraya çağıralım ikram edelim. Kur'an okutalım dualar ettirelim..." diye haber saldı.
Aygül annem ve Serdar babam da çok mutlu olmuştu.
" Azize'm seni bugün biraz dolaştırmak istiyorum kendini nasıl hissediyorsun?" deyince gülümseyerek " kendimi çok güçlü ve dinç bir anne ve bu yakışıklı komutanın sevdiği karısı olarak hissediyorum " deyince kahkaha atarak " bayılıyorum sana kadın. Bayılmak hafif kalır ölüyorum be kadınım senin için " dedi.
Dudaklarımı büzerek " ölüyorum deme kocam, deme öyle. Bu kelimeyi duymaya yüreğim dayanmıyor. Ben her sabah sen evden çıkınca seni tekrar sağ salim görebilmek ve tek parça halinde evimize dönebilmen için dualar ediyorum. Yani böyle bir gerçekle yaşıyoruz daima. Biliyorum ölüm hepimiz için çok yakın ansızın gelebilir ama senin görevin icabı ben daima yüreğim ağzımda yaşıyorum. Lütfen deme böyle yiğit kocam. Rabbim bana senin acını yaşatmasın" dedim dayanamayıp ağlayarak.
" Azize'm ben sana aşkımı itiraf ettim ağla diye söylemedim ki" diyerek gözyaşlarımı silip yanağımdan öptü. Kocamı da üzmüştüm yine. Bu hamilelik hormonlarıyla iyice dengem şaşmıştı. Zaten sulu gözlüydüm bir de hamilelikle tam olmuştum. Tebessüm etmeye çalışarak " söyle bakalım yakışıklı beni nereye götüreceksin? Hem bir şey söyleyeyim mi biz çok acıktık" deyince " siz " diyerek güldü.
" Evet biz kocacığım. Malûm artık iki kişilik yiyorum bilmiyorum musun? Heyecanlı baba söyle bakalım bizi nereye götüreceksin? Ama önce bize güzel bir yemek yedir babası da öyle gidelim" deyince kahkaha atarak
" sizin yiyeceğiniz yemek olsun be hatun. Seni Amasya'nın en güzel restoranına götüreceğim " bakla dolması, baklavaları, kebapları, mezeleri... kısacadı her şeyleri olan" diyerek arabanın kapısını açarak
" buyur Azize'm " diyerek oturttu.
Kendisi de yanıma oturarak yola koyuldu.
Sevinçle kocama bakıyordum. Yavaş yavaş iyileşiyordu kalbimdeki yaralar. Belki tam olarak kapanmayacaktı daima aklımda olacaktı ama eskisi kadar dokunulduğunda acıtmıyordu. Canım kocam çapkın bir bakış atarak
" hayırdır Azize'm niye öyle bakıyorsun?" deyince
" Mehmethan'ım biliyor musun neyi fark ettim?" der demez " neyi fark ettin ruhu revamım" dedi aşkla bakarak.
Kocaman gülümseyerek " yaralarım eskisi gibi incitmiyor beni. İyileşiyor gibiyim. Tamam belki tam olarak kapanmayacak ama sen iyileştiriyorsun beni. Yavrumuzun haberini aldığımdan beridir de daga da bir iyileştim" deyince gülümseyerek "daha da iyi olacaksın hatunum Rabbimin izniyle. Yavrumuzda doğsun daha mutlu olacağız. O'nun gülücükleri, O'nun masumiyeti, Cennet kokusu seni daha da iyi edecek" dedi.
" İnşallah Mehmethan'ım O günü sabırsızlıkla bekliyorum..."
******
Yeşilırmak kenarında, şark köşeli güzel bir restoranda geldik. Çeşit çeşit donatılmıştı yer soframız. Irmaktan akan suyun sesi adeta bir terapi gibi gelmişti. Hepsinden şaşırtıcı bir şekilde iştahla yemeye başladım. Sanırım mutluluk ve psikolojik rahatlık insanı böyle yapıyordu. Mehmethan'ım kebapları dürüm yapıp yapıp bana uzatıyordu kalanını bir de kendi ağzına katıyordu. Bende kaşığımla O'na uzatıyordum. Eğlenceli güzel bir yemek yemiştik. Üzerine çaylarımızı da içtikten sonra " gidelim mi hatunum? Sayet gezerken yine acıkırsanız söyleyin bana. Karımı ve yavrumu aç koyacak bir adam mıyım ben?" diyerek birde espri yaptı.
Gülerek " Mehmethanım bu kadar yemekten sonra herhalde iki gün yiyemeyiz" der demez " ne iki gün karıcığım? Senin her iki saate bir ağzına bir şey atman gerekiyor. Sen ki canlısın" diyerek burnumu sıktı
" minicik bir burnun var " diyerek iç çekti.
" Mehmethan'ım öğle namazımızı da kılalım öyle gidelim" dedim.
" Tamamdır lotus çiçeği karım " diyerek elime yapışıp ilerdeki camiye gittik.
Namazlarımızı kılıp çıktıktan sonra Ferhat ve Şirin müzesine geldik.
Kocam bana sürpriz yapıp söylememişti nereye getireceğini. Tabelayı görünce nedense bir hüzün kapladı çok duygulandım.
" Mehmethan'ım bu efsanevi aşkın yaşandığı yeri mi göreceğiz şimdi?" deyince " evet güzelim ben daha önce gezdim ama seninle kara sevdamla gezmek daha bir ayrıcalıklı ve özel olacak. Hem Şirin'le Ferhat'ı daha iyi anlarız. Biliyor musun güzelim ben Ferhat'ı çok iyi anladım sen çekip gittiğinde ve ben seni 2 yıl ve yakın zamanda aradığımda, asla ve asla bulamayacağımı düşündüğümde. Aynı topraklarda yaşadığımız Ferhat'ın kaderini yaşayacağımı sanmıştım" dedi duygulanarak.
Üzgün bir şekilde " ben de bir Şirin veyahut Leyla olacağım sanmıştım Mehmethan'ım... Ama çok şükür Rabbime kavuştuk" deyince" çok şükür Azize'm " diyerek kolunun altına alarak yürümeye başladı.
" Şimdi sana rehberlik yapa yapa bu dağın her santiminde neler olduğunu anlatacağım güzelim " deyince " senin gibi rehbere can kurban yakışıklı kocacığım "dedim. Gülerek " senin gibi afeti devran bir turiste de can kurban güzelim" diyerek başladı anlatmaya.
" Azize'm bu acıklı efsanenin yaşandığı yerleri, Ferhat Dağını ve iki cansız bedeni taşımış olan Yeşilırmak'ı görmek için Amasya'ya gelinmesi gerekiyor bence..."dedi.
" Çok haklısın Mehmethan'ım."
" Dinle Azize'm genç Ferhat, Amasya Sultanı Mehmene Banu'nun kız kardeşi Şirin'e tutulmuştur ilk gördüğünde. Yiğittir, merttir, delikanlıdır, söz dinlemezdir, deli akan bir kana sahipmiş " der demez gülerek " tıpkı senin gibi kocacığım.
Hemşerin Ferhat'a çok benziyorsun " deyince gülerek burnumu sıkıp
" iyi bir dinleyici ol yerli turist
hanım " dedi. Tebessüm ederek susuyorum bak rehber bey hemen de kızma " deyince gözlerini kısarak
" halen daha konuşuyorsun turist hanım" der demez elimle ağzıma fermuar işareti yaparak " bak sustum anlat " deyince kahkaha attı.
" Ferhat'ın mesleği de nakkaşlıkmış. Yani dönemin saray ve dini yapılarının duvar süslemelerini yaparmış. O'nun süslediği saraylar için Şirin'e olan aşkından dolayı o kadar güzel oldukları söylenir.
Ferhat vakti geldiğinde Şirin'i istemeye ailesini gönderir. Ama Ferhat'ı Mehmene Banu, Şirin'den çok önce görmüştür aşık olmuştur. Kız kardeşini de çok severmiş ve O'nun üzülmesini de istemezmiş. Ama aşkı kardeş sevgisinden daha güçlü gelmiş. Kız kardeşini vermek istemediği için Ferhat'ın yapamayacağını düşündüğü zor hatta imkansız bir şeyi ister.
Demiş ki ' Dağı del Şehire suyu getir sana Şirin'i vereyim...'
Delikanlı Ferhat hiç ikiletmez, alır eline kazmasını çıkar dağlara. Fakat suyu şehire getirebileceği en uygun yer bugün Şahinkayası olarak bilinen yerdir ve çok da uzaktadır.
Ferhat yine de gider sevdası için azimle ve sabırla vurur kazmayı dağa. Kayalar kırılır ve adeta toz olur çakıl taşları haline gelmiş. Taş taş üstünde bırakmaz yiğit ve güçlü kuvvetli Ferhat. Koca dağı yara yara azimle ilerler. Zamanla yol verir koca dağ suya. Bu durumu öğrenen Mehmene Banu, bir cadı buldurur ve O'ndan Ferhat'ı durdurmasını ister. Kötü kalpli cadı düşünür taşınır ve bir yolunu bulur. Gider genç delikanlı kara sevdalı Ferhat'ın yanına. Kazmasını büyük bir kuvvetle kayalara vurmakta olan Ferhat'a
şöyle demiş;
' Ferhat kazamanı niçin hırsla kayalara vurup duruyorsun?'
Kara sevdalı olduğun Şirin öldü...'
O anda aşk ve kara sevda ateşiyle yanıp kavrulan genç Ferhat kendini kaybetmiş ' Şirin yoksa bu dünyada yaşamak bana haramdır' diyerek ve kazmasını fırlatır. Bir rivayete göre göğe doğru attığı kazması döner gelir, Ferhat'ın başına düşmüş. Ve son nefesini veren Ferhat'ın bedeni, şehire getirmeye çalıştığı sularla birlikte dökülür kayalıklardan aşağıya. Bir rivayete göre de kayalıklardan aşağıya bırakır kendini suların içerisine.
Bunu duyan Şirin'de gelir kayalıklara. Bakar ki sevdiğinin bedeni suyun içinde cansız yatıyor. ' Ferhat'ım yoksa bana da yaşamakt haramdır...' deyip O'da atar kendini kayalıklardan. Uzanır, yatar Ferhat'nın yanına.
Su şehre gelmiştir ama iki seven hayatta yoktur artık. Halk iki kara sevdalının bedenlerini yanyana mezarlara gömerler. Rivayet odur ki, her mevsim iki mezarda da birer gül açar bütün ihtişamıyla. Ama iki mezar arasında da bir kara çalı çıkarmış sevenleri ayırmak için...Ve o güller bile birbirine kavuşamazmış..." dedi.
Azize duygulanarak" zaten bu biliyordum bu güzel hikayeyi ama dinleyince ve şu anda o dağı gezince daha bir etkileniyor insan. Mehmethan'ım yani şu adım attığımız yerlerde şimdi bu iki aşığın yaşadığı acı dram var. Kim bilir neler çektiler. İntihar büyük günah. İnşallah akıllarını kaybederek yapmışlardır diye düşünelim..." dedi.
" Bak bu oyuk kayaları Ferhat'ın geldiği söylenir..." deyince Azize koca kayalarının içerisine oyulmuş yerlere bakarak şaşkın bir şekilde" Boşuna dememişler Mehmethan'ım, aşk engel tanımaz diye " dedi.
"Elbet aşk engeli tanımaz Azize'm. Tıpkı benim seni zorla götürüp nikah kıydığım gibi düşün. O anda seni bulunca tekrar kaybetmek istemedim. Bizim aşkımıza Ferhat ve Şirin misaliydi Azizem. Kavuşamazsak ikimiz de çok acılar çok dramlar yaşayacaktık o iki yıla yakın zamanda olduğu gibi..." dedi.
Derin bir çekerek" iyi ki zorla götürüp nikâhımızı kıymışsın kocacığım... Biz evliliğimizi en güzel şekilde yaşayarak da bir Ferhat'la Şirin destanı Leyla ile Mecnun, Zühre ile Tahir destanı oluşturabiliriz ve oluşturuyoruz da çok şükür tüm engellere tüm zorluklara rağmen" dedim.
" Oluşturuyoruz elbette lotus çiçeği karım. Hem de en güzel destanı yazıyoruz... Ben dağların korkusuz aslan yüzbaşısı, sen naif çiçeğim hastaların şefkatli ve merhametli hemşiresisin..." dedi sımsıkı sarılıp yanağımdan öperek.
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Evet kıymetli okuyucularım nasılsınız?
Bölüm nasıldı?
Azize kızımız nasıldı ve nasıl konuştu?
Mehmethan Dağdelen yüzbaşı nasıldı ve nasıl konuştu?
Sizce yapılacak olan Kuranda neler olacak?
Rümeysa ve ailesi, anneanne neler yapacak?
İnşallah yiğit ve mert yüzbaşı Mehmethan ve Azize kızımızın bu güzel günün burunlarından gelmez. Önümüzdeki bölüm gözyaşları bol bol olacak 😭😭
Mahmut abinin hastalığını öğrenecek Azize kızımız...
Bu hikayem finale yaklaştığı için hemen yazıp bitirmek istemiyorum. Çünkü inanın kitaplarımdan ve karakterlerimden kopamıyorum.😔
Yeni hikayem olan Katre-i Aşk kitabımda çok heyecanlı bölümler yazdım ve daha da heyecanlanacak okuyanlar var mı görüşleriniz neler?
En güzele emanet olun 🥀🥀
🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿