Daha önce hiç Benkei'ye yazıldığını görmedim. Benkei bebeğime yazmak istedim. Benkei hakkında çok bir şey bilmiyorum.
***
Senin koca bir bebeğin var. Görenin korktuğu ama yumuşak bir kalbe sahip bir bebek. Mesela şu an üstüne gelen, çete kıyafetinde kanlar olan, sinirden anlında damarlar çıkmış adamı kim görse korkardı ama sen gülümseyerek onu bekliyordun.
Diğerlerinin senden henüz haberi yoktu. İlişkiniz güzel gidiyordu ve seni arkadaşlarıyla tanıştırmak istiyordu. Senin ne isteyeceğini bilmediği için bunu söylemeye cesaret edemiyor.
Kapıda onu karşıladığında gerçekten rahatlamıştı. Kavgadaki insanların ona yeterince karşılık verememesinden dolayı öfkesini yeterince yaşayamamıştı fakat seni görünce bütün öfkesi gitmişti.
"Keizo!" Heyecanla boynuna atlayıp sarıldın. Yaklaşık iki metre civarı olan adamın yanında 1,70 olmana rağmen kısa kalıyordun. Koca elleri beline sarıldığında yanağına bir öpücük kondurdun.
"İçeri gel aşkım. Ceketini yıkamamız ve duş alman gerekiyor. Kan kokusu çok ağır." Yüzünü buruşturup ona baktığında Keizo endişelendi.
Senden uzaklaşıp ceketini kokladı. Kan kokusu gerçekten burnuna dolarken mutsuzlukla başını eğdi. "Aman Tanrım. Özür dilerim hemen temizleneceğim." Panik dolu sesi seni güldürdü.
Yanağını sıkıp elini tuttun. "Senin için banyoyu hazırladım sevgilim. Üniformanı bana ver makinaya atayım."
Keizo uysal bir şekilde evin kapısını kapatıp ceketini ve üniformanın kalanını çıkardı. Sen makinaya giderken o da peşinden duş almak için geldi. Senden utanmıyor çünkü daha önce defalarca birbirinizi bu şekilde ve çok yakın halde gördünüz.
Makinaya üniformaları doldurup çalıştırdığında Keizo küçük gelen Jakuzi'de köpük dolu sıcak suda rahatlamaya çalışıyordu. Gülümseyip yanına gittin. Jakuzi'nin kenarına oturup dudağından öptün. "Çok mu yorucuydu bebeğim?"
Başını aşağı yukarı salladı. "Kimse benimle yeterince dövüşemiyor ayrıca çocuklar benden korkuyor." Şimdi ne olduğunu anlamıştın.
"Yine ne oldu?" Omuzlarını hafifçe tutup masaj yapmaya başladın. Rahatladığını hissettiğinde devam ettin. Keizo'nun yumuşak bir insan olduğunu bilen tek sensin.
"Bir çocuğa ayıcık vermek istedim ama benden korktu." Üzgün sesiyle sana baktığında kendisi koca bir ayıcığa benziyordu.
Güldün. "Aman Tanrım Keizo çok tatlısın." Yüzünün her yerine öpücük kondurup saçlarını köpükledin. "Çabuk yıkan ve aşağı gel koca bebeğim. Yemek hazırdır."
Başını salladığında kalkıp çıktın. Mutfağa gidip tabaklara yemekleri koyup masaya koydun. Biraz sonra Keizo geldiğinde masaya oturdunuz.
Yanaklarının kızarık olduğunu fark ettiğinde gülümseyip baktın. "Keizo? Bana söylemek istediğin bir şey mi var?"
Başını aşağı yukarı sallayıp kalktı. Üstündeki ceketin iç cebinden küçük bir kutu çıkarıp sana uzattı. "Bu senin için."
Kutuyu alıp açtın. Keizo'nun verdiği kutunun içinde bir yüzük vardı. Çok tatlı bir yüzüktü. Mor taşları bir çiçek gibi duruyordu. "Keizo bu çok tatlı."
"Mor çiçekleri sevdiğini söylemiştin ve gördüğümde aklıma geldin." Hafif utangaç konuşması çok tatlıydı. Sana çok değer veriyor bu oğlan.
Ayağa kalkıp dudağından öptün. "Teşekkürler sevgilim. Sana sahip olduğum için çok şanslıyım."
Beline dolanan büyük kollarla kendini evinde hissettin. Keizo çok tatlı bir adam ve bunu bilen tek kişi sensin.
***
"Keizo!" Endişeli sesinle Keizo ve diğerleri sana döndü.
Koca oğlanın yanına gelmesi bir kaç adım sürdü. Endişeyle yüzünü avuçladığında bedenindeki bütün sinir gitmişti. Yanağına yasladığın avcunu tutup gülümedi. "Oh burda ne işin var? Okulda olman gerekmiyor mu?"
Sinirle kaşlarını çattın. "Nasıl okulda durabilirim ki! Kavga okulda olay oldu! Sen iyi misin?"
Takeomi başını hafifçe eğip sana baktı. "Benkei o senin kuzenin falan mı?"
Kaşların normal haline dönerken parmak uçlarında eğilip önünde eğilen oğlanın omzundan arkadaşlarına gülümsedin. "Merhaba siz Keizo'nun arkadaşları olmalısınız."
Keizo elini tutup arkasını döndü. Seni hafifçe ileri itip öne çıkardı. Utanmıştın çünkü bütün gözler sana dönmüştü.
Wakasa baygın gözleriyle seni sürdü. "Sen Benkei'nin karımısın?"
Gözlerin büyüdü. Karısı? "Evet öyle." Senin yerine cevap veren Benkei ile gülümseyerek ona döndün.
"Keizo-"
Shinichiro hem Takeomi hem de Wakasa'yı itip size gülümsedi. "Hadi! Gitsen iyi olur! Size iyi eğlenceler."
Onlar gözden kaybolunca Keizo'ya dönüp yanağını sıktın. "Seni kaç defa daha dikkatli olmak için uyarıcam ben! Başına buyruk ve savurgan olma Keizo! Yaralanabilirsin."
Azarlamana karşı başını eğdi. "Özür dilerim."
İleri sokaktan sizi izleyen üçlüyü fark etmediniz bile. Shinichiro hayal kırıklığı ile iç çekti. "Tanrım! Benkei bile bir kız arkadaş buldu ama ben hala bulamadım."
Takeomi sigara yakıp güldü. "Benkei'nin karısına karşı tavırlarını fark ettiniz mi? Sanki annesi gibi."
Wakasa dik bakışlarını Keizo'yu azarlayan sana çevirdi. "Hm, farkında mısınız Benkei onun dokunmasıyla hemen sattı."
Shinichiro gülüp ilerledi. "En azından senin gibi lolipopa satmadı."
Sen ise gülümseyerek Benkei'nin yüzündeki kanları siliyordun. "Seni seviyorum koca adam."