ÇETE [gay]

By Mutsuzkertenkele

12.5K 461 123

Karanlık Dünya, pis zihniyetli insanların pis işler çevirdiği bir alt dünyadır. Kayra ve Barlas birbirlerinde... More

Tanıtım
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20. (Barlas)
21. (Barlas)
22.(Barlas)
23. (Barlas)
24. (Barlas)
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34.
35.
36.
37.
38.
39.
40.
41.
42.
43.
44.
45.
46.
47.
48.
49.
50.
51.
52.
53.
54.
55.
56.
57.
58.
59.
60.
61.
62.
63.
64.
65.

10.

244 11 2
By Mutsuzkertenkele

Öylece koltukta oturup önümdeki çay fincanına bakarken ne diyeceğimi bilemiyordum. Barlas'ın normal bir tip olmadığını biliyordum zaten ama kendi öz ailesini böyle korkunç bir şekilde öldürmesi tüylerimi diken diken etmişti. Dişlerimi sıkıp kafamı iki yana salladım ve önümde benim verdiğim tepkileri izleyen Giray'a döndüm "bunu neden bana anlattın? Bu eminim ki herkesten saklanan bir şey" dedim.

Giray kafasını sallayıp "evet, ancak ben senin bana yardım edeceğini düşünüyorum" dedi "Barlas'ın bir sokak çetesi kurduğunu duydum. Bunu nasıl yaptığı yada ne planladığı hakkında bir fikrin varmı?" Dedi.

Alt dudağımı dişledim. Birbirlerinden haberleri yokmuydu. Bu kurduğum bütün teorileri alt üst etmişti "yani hem mafyayı hemde sokak çetelerini bitirmeye çalıştığını biliyorum ama bu kadar" dedim, Giray kafasını sallayıp iç çekti.

Biraz masanın üzerine yaslanıp "her neyse buraya Barlas'ı konuşmaya gelmedim ben" dedim, Giray'ın kara gözleri bana döndü "Savaş'ın ölümü ve depolarımıza düzenlenen baskınlar. Tüm bunlarda ilk şüpheli mafya ve bu yapılanlar Sokak köpeklerine bir savaş ilanı bilmem anlatabildim mi? Kendini savunacak bir şeyin varmı?" dedim.

Giray düz bir suratla yüzüme baktı "neden bahsettiğin hakkında hiç bir fikrim yok" dedi, kaşlarımı çattım "O zaman kim Sokağı öldürecek kadar ileri gidebilir ha? Karanlık dünyada bunu yapacak kadar güçlü kim var?" Dedim.

Giray bir süre kaşlarını çatıp yüzüme baktı. Söyleyecek büyük şeyleri olduğunu hissettim ama sadece sessizce omuz silkti "Bende Sokağı pek sevmez ancak şu an mafyanın başına geçip bütün gücü elime almak üzereyim. Neden savaşa girmek gibi büyük bir kumar oynayayım?" Dedi.

Söylediği her şeyi şaşkınlıkla dinledim. Savaş'ı sevmeyen çok olmasına rağmen onunla uğraşacak çok az insan vardı. Karanlık dünyada bir sokak çetelesinin liderlerini öldürmeye çalışmak her yiğidin harcı değildi. En az mafya kadar güçlü biri Sokağa dokunabilirdi. Böyle düşünmüştüm ama şu an kafam karışmıştı. Artık üvey babamı kimin öldürdüğü hakkında hiç bir fikrim yoktu.

Bu sırada kapı açıldığında iki korumayla birlikte içeri giren Barlas'a baktım. Alt dudağı patlamıştı ama onun dışında iyi görünüyordu. Beni görünce yüzü aydınlandı "Kayra yaşıyorsun! S
Şükürler olsun" dedi.

Gözlerimi kısıp ona baktım "Giray'ın beni orda öldüreceğini biliyordun değil mi?" dedim, Barlas endişeli bir yüzle "Giray seni öldürmeyemi çalıştï?" Dedi, tepkilerinin gerçek mi yoksa sahtemi olduğunu bir türlü anlayamıyordum. Gözlerimi devirdim ve iç geçirip ayağa kalktım "Her neyse burda bir işimiz kalmadı." dedim.

Barlas mutlu bir şekilde "güzel hadi gidelim" dedi kollarını kendisini tutan iki korumadan kurtarmaya çalıştı ama olmadı. Giray ayağa kalkıp Barlas'a bakarak "İlk fırsatta yatalak, sana karşılık bile veremicek yaşlı bir adamı öldürmeye gitmen ne kadar da ahlaklı bir davranış." dedi.

Barlas, Giray'a bakarken umursamazca omuz silkti "Azrail'e yardımcı olmak istedim ne var yani. O yaşlı herifin hayata dört elleriyle sarılması sinirlerimi bozdu" dedi.

"O yaşlı herif senin baban"

"O adam benim babam değil!"

Barlas'ın sesi aniden odanın sessizleşmesine neden oldu. Çatık kaşlarıyla birbirlerine öldürecek gibi bakan iki kardeşe baktım. Sanırım burada olmamam gerekiyordu.

Giray sakin bir sesle "istediğin kadar kaç ama o senin baban ve burasıda senin evin" dedi Barlas öfkeyle karşılık vermeye hazırlanırken Giray araya girdi "bende senin abinim ve üzerindeki ölüm emrini kaldırıyorum" dedi.

Barlas duraksadı ve Giray'a baktı "karşılığında ne istiyorsun?" Dedi.

"Evine geri gön ve tedavi ol"

Barlas sinirle güldü "Tedavimi olayım? Ben deli değilim! Seninde o yaşlı abaza piçten hiç bir farkın yok!" Dedi, pin pon maçı izler gibi gözlerim ikisi arasında dönüp duruyordu. Boğazımı temizledim "Sanırım ben artık gitmeliyim" dedim.

Giray bana baktı "Ah aklıma gelmişken. Üç gün sonra bir balo düzenleyeceğim mafyanın yeni reisinin kim olduğunu duyurmak için yani sende davetlisin istersen arkadaşlarınıda getirebilirsin" dedi, kafamı salladım "davet için teşekkür ederim, katılmaya çalışacağız" dedim.

Çıkışa doğru yürürken Barlas bana döndü "Bir dakika beni burdamı bırakacaksın?" Dedi, ona döndüm ve tek kaşımı havaya kaldırdım "Evet?" Dedim, Barlas az önceki sinirinden ayrılıp sahte bir alınmayla "Yok artık, aramızda özel bir şeyler olduğunh düşünmüştüm. Beni peçete gibi kullanıp atacak mısın?" dedi dudağını büküp.

Alayla gülümseyip "Aslında evet. Şu anda seni daha fazla kullanacağım bir şey kalmadı" dedim, Barlas alayla gülüp "Üzgünüm ama hayır canım önce ben seni kullanmaya başladım" dedi.

Tek kaşımı havaya kaldırıp sırıttım "Olabilir ama sonuca bakarak konuşmak gerek?" Dedim, Barlas duraksadı ve kaşlarını çattı "Ah siktir, şu an benden daha karlı durumdasın. Ve şimdide beni arkada bırakıp gideceksin öylemi?" dedi, kafamı salladım "hemde elimi kolumu sallayarak gidiyorum." dedim kapıya doğru yürümeye başladım "bak ne kadar rahat çıkıyorum" dedim.

"Evet görebiliyorum"

"Bir daha beni kandırmaya çalışmazsın artık"

"Bir daha?"

"Ne? Burda seninle ilişkimi keseyim mi?"

Barlas kendini tutan iki adama rağmen zar zor bana döndü "Yok canım" dedi, sonra aklına bir şey gelmiş gibi "Bekle bekle, çantadan almam gereken bir şey var" dedi sonra yanındaki adamı ittirip "Ya bi sal beni" dedi adam Giray'a döndü. Giray kafasını sallayınca adam Barlas'ı bıraktı.

Barlas sekerek yanıma gelince bacağından yaralı olduğunu fark ettim, önümde durup bana baktı "Şimdi sana bir sihir yapacam" dedi, sağ elinin işaret parmağına taktığı daha önce fark etmediğim siyah yüzüğü hafifçe çevirdiğinde yüzüğün içindem çıkan keskin sivri çıkıntıya baktım. Tam ağzımı açıp bir şey diyeceklen Barlas tek kolumdan sarkan çantayı tutup çantanın alt kısmını yüzükle boylu boyunca kesti ve saniyeler içinde kestikten düşen siyah renkli silahı anında kavrayı emniyeti kapattı ve arkasını dönüp korumalardan birini kafasından vurdu.

Beni kolumdan tutup kapıdan çıkıp hemen yandaki duvara sırtını yasladı "Burda sorun çıkarmadan durmak hoşuma gitmiyor" dedi sonra bana döndü "Seninle dışarıda görüşürüz" dedi birden uzanıp dudağıma yakın bir yerden öpünce afalladım. Elim refleksle öptüğü yere giderken kaşlarımı çattım gülümsedim "Kimi öptüğüne dikkat et manyak herif. Sana bağlanmamı istemezsin." dedim ama o benimle değil silah çektiği abisini vurmaya çalışmakla meşguldü.

İç geçirip onları arkamda bırakıp yürürken Giray'ın "Barlas o silahı bir yerine sokmadan buraya gel!" Diye bağırdığını duydum.  Onun gibi bir adamın argo kullanması beni şaşırtmıştı ama bu gün en çok şaşırdığım şey bu değildi.

Aklıma Barlas gelirken dudağımı dişledim sıkıntıyla ensemi kaşırken "hay sokayım" diye mırıldandım. Keşke iki normal genç olarak okulda tanışsaydık, o zaman bu kadar can yakıcı olmazdı.

****

Büyük malikanenin bahçesinden resmen bir korumanın cömertçe arabasına binmeme izin vermesi sayesinde terk edebilmiştim. Kocaman olduğu için kapıya ulaşmak yıllar sürüyordu. En azından yürüyerek.

Bahçenin çıkışında arabdan inip korumaya teşekkür ettim ve beni bekleyen Emre ve onun yanında ona yiyecekmiş gibi bakan Güneş'in yanına gittim. Ne garip bir iki olmuşlardı lan böyle, gerçi Emre'nin yüzünün kızardığına çok sık şahit olmazdım bu yüzden komik bir durumdu çünkü şu an karşımdaki çocuk ciddi durmaya çalışsada kulakları ve boynu kıpkırmızı olmuştu.

Yanına gidince boğazını temizleyip "ee ne oldu?" Dedi, iç geçirdim "hiç bir bok olmadı, hedefimiz Giray değilmiş. bunu yapmadığını söylüyor" dedim, Emre kaşlarını çatıp "yalan söylemiş olabilir diyeceğim ama neden yaptığı şey saklasın ki, bizi zor duruma sokmaktan keyif alması gerekir" dedi, kafamı salladım "yalan söyleyen çok fazla insan gördüm. Giray'da muhtemelen bir konuda yalan söylüyor ama bu konuda olduğunu sanmıyorum" dedim.

Bu sırada Güneş etrafına bakınıp "Barlas nerede?" Dedi, durup ona baktı "ah evet Barlas abisi ile konuşmak için geride kaldı onu merak etme" dedim, gerçeği söyleseydim ağzıma sıçardı herhalde.

Elimi cebime sokup "şu Bahçeden aldığımız kız ne halde?" Dedi, Güneş, Emre'den gözlerini çekmeden "onu Melek'in yanına bıraktık biz, güvendedir" dedi sonra duraksayıp omuz silkti "sanırım" dedi.

Emre boğazını temizledi Güneş'in kendisine olan bakışlarından rahatsız olmuş olacak ki "burda işimiz bittiyse gidelim hadi" dedi, Güneş dudağını büzüp "nereye hemen?" Dedi

"İşimiz var"

"Çok mu?"

"Çok"

"Ne kadar çok"

"Kelimelerle tarif edemem"

İkisinin haline sırıttım. Emre'nin yüzündeki yara izinden midir yoksa soğuk tavırlarından mıdır bilmem hiç onun bu kadar ağzının içine düşen birini görmemiştim. Emre'de alışık olmadığı bu durum karşısında ne yapacağını bilemiyor gibiydi.

Emre bir şekilde Güneş'i ayrılmaya ikna ettiğinde Güneş omuz silkip "iyi vadem sonra görüşürüz nasıl olsa" dedi ve birden parmak uçlarında yükselip Emre'nin yanağından öptü. Emre'nin gözleri şaşkınlıkla açılırken hızlıca kendisinden ayrılıp kenara park ettiği motosikletine koşan sarışına dehşetle baktı.

Güneş uzaklaşırken Emre bana baktı "Beni öptü" dedi, kafamı salladım "Evet bende gördüm" dedim, az önce Barlas'ın da beni böyle aniden öptüğü aklıma gelirken elimi öptüğü yere götürmemek için kendimle savaş verdim resmen.

Emre yüzünü svazlayıp "bu çocuk benim dengelerimle oynuyor. Ters bir anıma denk gelirse yemin ederim vururum ben bunu" dedi, tek kaşımı havaya kaldırdım "vadem bu kadar nefret ediyorsun neden bu kadar utandın?" Dedim.

Emre hızlıca bana dönüp "ben utanmadım!" Dedi, sırıttım "ama kıpkızmızısın" dedim.

Emre hemen "bu şeyden.. şeyden işte.. sinirden. Çok sinirlendirdi beni!" Dedi, güldüm. Omzuna vurup "tamam abicim bir şey demedim" dedim ve Emre'nin park ettiği arabaya ilerledim.

Son zamanlarda monoton geçen hayatımda garip garip şeyler oluyordu ve ben sadece şaşkınlıkla izliyordum.

Continue Reading

You'll Also Like

26K 715 22
Ahu:*Bir fotoğraf gönderildi.* (01.30)
84.2K 2K 34
Babasının yer altı dünyasının en büyük mafyasına borcu olduğu Güneş, mafyalar tarafından kaçırılıyor.(+18)
7.3K 588 16
-rhyme- *Bu hikaye eşcinselliğin yasal olduğu bir Türkiye'de geçmektedir.* Geçmiş ve gelecek konuludur.
1.1K 87 23
@eleynau yardımcı yazar ---------------------------------------------------- Seni cidden sevdiğimi mi düşündün? -... !!ARGO/KÜFÜR!! !!SMUT!! !!ANGST!!