ᴍᴏʙ ʀᴀɪ̇ᴅ •ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ

By Minqk7

379K 26.9K 14.3K

Para sıkıntısı çeken ve otel temizliği yapan Jungkook o gece olduğu otele saldırı yapılacağından habersizdi... More

1
2
3
4
5
6
7
8
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20-Final

9

19K 1.4K 630
By Minqk7

Sizden küçük bir ricam olacak. Ficte istediğiniz sahneler varsa dm den yazabilir misiniz? Ne yazsanız okuyacagim merak etmeyin. Aklınıza ne geliyorsa önerin

"Jimin senin bu küçük ellerine kurban olayım ben be" Jin hyungun bağırması ile kıkırdadım. O da en az benim gibi Jimin'in yemeklerine bayılıyordu.

"Abartma ya" Jimin içten içe şımarırken tabağındaki domatesten bir ısırık aldı. "Ne abartması be seni alan yaşadı"

Ciddiyet barındıran sesine kıkırdarken koluma yediğim yumrukla dudaklarımı birbirine bastırdım. Jimin küçük bir şey olsa da eli çok ağırdı, onun sinirli haline denk gelmeniz hayatınızda yapacağınız en büyük hatalardan biri olabilirdi.

"Çocuk da yapayım mı istersen?" Jin hyung omuz silkerek omletinden koca bir lokma aldı. "Yok o kadarına gerek yok"

Dediğine gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Aksi hâlde gülersem diğer kolumu kaybetme gibi bir olay yaşayabilirdim.

"Ee senin iş nasıl gidiyor Jungkook?" Jin hyungun sorduğu soru ile yutkunarak yerimde kıpırdandım. Açıkçası dün akşam Taehyung'la konuştuğum için daha az gergin hissediyordum. Yerdeki taşa bile endişelenecek bir yapım olduğu için Taehyung'un hiç düşünmeden kendini o silahlı alana atmasıyla gerginlik tohumları beni sarmıştı.

Dün akşam Jimin yorgunluktan ve korkudan hiç bir şey sorgulamadan uyumuştu. Alışveriş merkezinde etrafına bakınmaktan, gergin olduğu zamanlarda yaptığı gibi tırnağını yemekten bizi fark etmemişti bile.

Dürüst olmak gerekirse kendisine iyi misin diye sormaktan bile korkuyordum.

Düşünme faslını bırakarak cevap verdim. "iyi gidiyor hyung pek yorulmuyorum" başını olumlu anlamda sallayarak suyundan bir yudum içti. "Şimdi sen çalışansın diye seni aklı sıra ezmeye çalışan olursa bana söylemen yeterli. Ne yapar ne eder hayatı kendilerine zindan ederim." Dediği şey ile gülümserken dolan gözlerimi ellerimle sildim.

"Kesin yaparsın" Jimin'in dalga geçer gibi konuşması ile Jin hyung çatık kaşlarıyla kendisine döndü. "Niye yapmamayım ya? Zenginim ve yakışıklıyım. Pişman ederim cidden onları" masadaki ellerini avuçlarımın içine alarak konuştum. "Merak etme hyung kimsenin kimseyi eziklediği yok" gerçi Bay Kim böyle bir şeye hayatta izin vermezdi.

Başını sallayarak ellerime bir öpücük bırakarak sandalyesinden kalktı. "İyi güzel. Bundan sonra herkes ayağını denk alacak."

"Naptın ya sen? Çok mu kurtlar vadisi izledin?" Ceketini omzuna asarak Jimin'in tombul yanaklarından bir makas aldı. "İzlerken kendimi çok kaptırmışım." Dediğine gülerken sandalyeden kalkarak mutfağa doğru koştum. Jin hyung için sandviç hazırlamıştım.

Jin hyung veterinerdi. Ve kendisinin bir kliniği vardı. Hayvanlara aşık biri olarak kliniğinde her türlü hayvan vardı. İşinde ciddi bir adamdı buradaki haliyle iş yerindeki hâlinden çok fark vardı.

Yaklaşık bir yıl önce ise Jin hyungun bir müşterisinin kedisi çok hasta olduğu için Jin hyung kendisi ile ilgileniyordu. Ameliyat olması gerektiği için gece gündüz uyumadan ameliyat için çalışıyordu. Ameliyat zamanı ise maalesef ki küçük bir hata sonucu kediyi kaybetmiştik. Jin hyung neredeyse iki haftadır yemek yemiyor ve kendini suçlayıp duruyordu.

İş yerine haftada iki kere gidiyor ve geri kalan günlerinde evde geçiriyordu. Belki bunu basit bir olay gibi düşünen olabilirdi ama hayır değildi. Jin hyung dışarıdan her ne kadar eğlenceli ve komik birine benzese de çok duygusal biriydi. Jimin ve ben kendisini eğlendirmek için kırk takla atsakta bu pekte bir işe yaramıyordu. Yaptığı hatayı düzeltememek kendisini suçlu hissettiriyordu.

Yaptığımız uğraşlara cevap vermeyen Jin hyunga son çare olarak kendisine motive edici konuşma yapmıştık. Birkaç gün sonra ise yemeklerini yemeye ve işine gitmeye devam etti. Bizle konuşurken kendisine bir daha kliniğinde bir hayvanı kaybetmemek için söz vermişti.

O cidden çok kırılgan ve kalbi güzel biriydi.

Yolda yürüdüğünde ve bir yerlerde kedi yada köpek görse nereye gideceğini umursamadan o hayvanla saatlerce ilgilenirdi. Hatta elinde olsa eve bile gitmezdi.

Tezgahta streç filmle sardığım sandviçi elime alarak dış kapıya doğru gittim. Jin hyung ayakkabılarını giyiyordu.

"Hyung sandviçini unutuyordun" bana doğru dönerek gülümsedi. "Bebeğim gerek yok demiştim ya" umursamadan kendisine doğru adımlayarak çantasını elime aldım. ön zinciri açarak sandviçi dikkatli bir şekilde koydum. Genelde sevdiği çikolatalı sütü koysamda kalmadığı için mecbur sadece sandviç koymuştum. Jin hyung çalışmaktan yemek yemeyi unuttuğu için bu iki haftadır kendisinin yemeğini ben hazırlıyordum. "Hyung çikolatalı süt bitmiş işe giderken kendine alırsın böyle kuru kuru güzel olmaz"

Bana gülümseyen gözlerle bakarken şirince ona gülümsedim. Yanaklarımı ellerinin arasına alarak ikisinide sulu bir öpücük bıraktı. "Teşekkür ederim güzel Jungkook'um"

"Rica ederim hyung"arkamızdan gelen Jimin'e kısaca sarılarak çantasını bir koluna astı.Dış kapıyı açarak bize doğru döndü. "Görüşürüz güzellerim" kapıyı kapatması ile Jimin mutfağa doğru koştu. "Hadi Jungkook işe geç kalacaksın!"

İşe gidecek modumda değildim şuan. Oflayarak oturma odasına doğru adımlayarak masadaki kahvaltılıkları toplayan Jimin'e yardım etmek amacıyla elime bir tabak aldım. "Hyunggg bugün işe gitmesem olur muuu?" Şirinliğime göz devirerek bardağında kalan soğuk suyunu içerek cevap verdi. "Olmaz tabiki. Okul mu bu Jungkook?"

Mutfağa doğru adımlamasıyla oflayarak masadaki ekmek kırıntılarını çatal yardımı ile tabağa koydum. Ne olacaktı yani bir güncük işe gitmesem? Kıyamet kopmayacaktı ya. Eminim ki Bay Kim'e hastayım diye bir yalan uydursam dinlenmem gerektiğini söylerek işe gelmeme gerek olmadığını söylerdi. Basit bir yalandı işte.

Masayı temizlediğime emin olup mutfağa doğru adımlayacak iken telefonumun çalması ile pantalonumun arka cebindeki telefonu elime aldım. Bilinmeyen bir numaradandı. Çağrıyı yanıtlayarak telefonu kulağıma dayadım. "Alo?"

"Evinin önündeyim" Taehyung'un sesi ile gözlerim faltaşı gibi açıldı."Taehyung?" Elimdeki tabakla birlikte pencereye doğru koşturdum. Perdeyi aralayarak, arabasına yaslanmış bir elinde sigarası diğer eliyle telefonla uğraşan Taehyung'a kısa bir bakış atarak konuştum. "Neden ki? Bir şey mi oldu?"

Olduğum pencereye bakarak göz kırpması ile elimdeki tabağın parmaklarımdan kayacak iken  endişeyle tabağı göğsüme bastırdım. Kıkırdayan sesine göz devirdim. "Hadi giyin bekliyorum"

Emin değildim. İki yanımda bir ses varmış gibi hissediyorum. Biri, o hiç insanları düşünmeden otele saldırı yaptı dese de bir diğeri eğer sana zarar verseydi yada kötülüğünü isteseydi seni alışveriş merkezinde kurtarmazdı diyordu.

"Jungkook?" Gergince yerimde kıpırdandım. "Gelmek istemiyorsan söyleyebilirsin seni zorla götürecek değilim ya"

"T-tamam geleceğim" gitmek istiyordum ve gidecektim daha fazla düşünüp beynimi bulandırmanın bir manası yoktu. "Tamam hadi hazırlan seni bekliyorum" başımı olumlu anlamda sallayarak mutfağa doğru koştum.

Jimin bugün öğlen vaktinde işe gideceği için telaşsız bir şekilde bulaşıkları bulaşık makinesine yerleştiriyordu. "Hyung ben hazırlanıp çıkıyorum" tabağı durulayarak bulaşık makinesine yerleştirdim. "Tamam bebeğim akşam görüşürüz" yanağına öpücük bırakarak odama doğru koşturdum.

Duş yapmak istesem de Taehyung'u fazla bekletmemek için gardırobu açarak askılıktan belimin altında biten beyaz tişörtümü aldım. Altına da siyah kot pantolonu aldıktan sonra hızlıca giyinerek alt kata doğru hızlı adımlarla indim.

Portmantodan siyah ceketimi alarak sırt çantamı omzuma astım. Dış kapıyı açtıktan sonra Jimin'e veda etmek amacıyla 'Görüşürüz' diye bağırdıktan sonra Taehyung'a doğru adımladım.

"Selam" beni baştan aşağı süzen gözleri, gözlerime tırmandı. "Selam, çok güzel olmuşsun" kapıyı açarak söylediği şeyle utançla güldüm. Açıkçası bu giydiğim kıyafetler çok basit bir kombindi.

Jimin'le benim bindiğimiz arabadan farklı bir arabayla gelmişti bu sefer. Ve şoför olmadığına göre muhtemelen kendisi sürecekti. Kapımı kapattıktan sonra arabanın etrafından dönerek şoför koltuğuna oturup kemerini bağladı. Kemerimi takarak çantamı kucağıma bıraktım.

Şuan ne konuşacağım hakkında bir fikrim yoktu. Konu açma da berbat biriydim ve bundan dolayı insanlarla doğru düzgün sohbet bile edemiyordum.

Taehyung içimdeki sesi duymuş gibi konuştu. "Evinin yakınında arabayla gelirken evinden biri çıktı o kimdi?" Ah sanırım Jin hyungdan bahsediyordu. "Ah evet Jin hyungdu. Kendisi üst kattaki komşum olur"

"Anladım. Ne zamandır tanışıyorsunuz peki?" Üniversite için Seul'e gelirken bu evi bulmakta pek zorlanmamıştık. Çünkü amcam biz Seul'e gelmeden iki ay önce evin sahibi Jin hyung sayesinde evi kiralamıştı. Ondan dolayı ise kolayca eve yerleşmiş ve Jin hyungla çok iyi arkadaş olmuştuk. Belki kısa bir sürede olsa birbirimize olan bağımız ve sevgimiz güçlüydü.

"Dört yıl olmuştur." Başını olumlu anlamda sallayarak alnına düşen saç tutamlarını eliyle geriye taradı. "Güzel" konu açmak için bin bir uğraş vermeyi bırakarak aklıma ilk gelen soruyu sordum. "Senin hayvanın var mı?"

Soruyu duyduğu anda gözleri parladı. Ah sanırım hayvanı vardı ve çok seviyordu. "Evet Yeontan diye bir köpeğim var. Senin var mı?" Jimin'le birbirimize zor bakarken evimizde bir köpek düşünemiyordum bile. Her ne kadar hayvan sevsem de evde bakmamız pek mümkün değildi. "Hayır maalesef yok"

Büzdüğüm dudaklarıma gözü dalarken gülümseyerek konuştu. "Bende seni Yeontan'la tanıştırırım eminim ki seni çok sever"

Aslında ben dün akşam atacaktım ama yanlışlıkla bölümü sildim ve açıkçası sinirden ağladım sjnsjeh

Çünkü çok özene bözene yazmistim ve silinmesi beni gerçekten sinirlendirdi. Ondan dolayı bu bölüm guzel gelmeyebilir çünkü sinirden ve hızlı yazmaktan dolayı oldu maalesef ki 😬

Evli mutlu çocuklu

Continue Reading

You'll Also Like

1.9K 197 10
Tüm zamanların en tehlikeli katili olan Titha Jeon Jungkook ormana saldığı tavşanını takip eden omega Kim Taehyung'a tutulacağından habersizdi.
419K 48K 40
Asırlarca bir mağarada hapsedilmiş Tanrı'nın oğlu Jeongguk, gözüne kestirdiği melek-şeytan melezi Kim Taehyung'u ağına çeker. "Sen benim kanatlarımsı...
328K 29.8K 30
Jk: Yeni okulumda bir tane hoca yanıma gelip sen hangi sınıftasın güzelim dedi. texting düzyazı (smut var)
43.1K 3.5K 14
Annesi ve babası tarafından çok küçük yaşta yetimhaneye bırakılan Jeon Jungkook. Yetimhaneye baskın yapıp çocukları kendi klanına katan Mafya Kim Tae...