İyi okumalar🍂
Ezâ Demirel...
Kahvaltı henüz hazır değildi, bizde salonda oturuyorduk. Ezrâ, beni yanına oturtmuş ve asla bırakmıyordu.
"Sal şu kızı." dedi Pamir abim. Ezrâ başını he he der gibi salladığında Pamir abim arkasında ki yastığı ona fırlatmıştı.
"Serkan, topuz mu yapsam saçımı?" dedi annem.
"Yap hayatım." dedi babam da. Telefonumun çalmasıyla açtım.
"Efendim."
"Ezâ, şu an kuzenin olarak arıyorum. Bugün mor etek mi yoksa sarı etek mi giysem? Çok arada kaldım." dedi kararsız sesiyle.
"Ne istiyorsan giy." dedim derin bir nefes vererek.
"Mor mu dedin? Tamam sarıyı giyiyorum aşkım." yüzüm buruşurken Seren'in aklından şüpheliydim.
"Aşkım deme bana." dedim bezmiş bir sesle. Yaman, Giray, Pamir ve Ezrâ'nın bakışları anında beni bulurken göz devirdim.
"Aaa deme öyle ama hayatım." dedi kahka atarken. Sonra bir anda ciddileşti.
"Ay ne gördüm biliyor musun!? Bu Banu var ya tasarımcı olan, Oğuz'la nişanlanmış!" dedi dedikoducu teyzeler moduna girmişti.
"Oğuz, kim?" dedim anlamayarak.
"Ezâ! Var ya bizim mankenlerden onunla işte. Düğün davetiyesi verdiler bize de gideriz değil mi?"
"Bakarız." dedim sadece.
"Neyse ben işe gideceğim birazdan canım, ararım sonra yine öptüm." dedi ve kapattı. Başımı iki yana sallayarak önüme döndüm.
"Kim o sana aşkım diyen?" dedi Pamir.
"Kocam." dedim göz devirerek.
"Ne kocası be?" dedi yüzünü buruşturarak.
"Sana ne Pamir? Dön önüne." dedi annem. Ben de omuz silkerek Ezrâ'ya yaslandım iyice.
"Ezâ'cım yapış istersen! Ezrâ bırak sende kızı." dedi Pamir sitemle.
Ezrâ ve ben onu pek takmadığımız için Pamir çoktan yalancı krizlerine girerken Aden konuştu.
"Giray abi, bizi okula bırakır mısın?" dedi gülümseyerek. Giray bana yandan bir bakış attıktan sonra Aden'e döndü.
"Bırakırım güzelliğim."
"Efendim kahvaltı hazır." Aslı'nın konuşmasıyla hepimiz ayaklandık. Yemek odasına geçerken bir anda kolumda hissettiğim acıyla bağırdım.
"Pamir! Ne yepıyorsun!?"
"Hak ettin asi bombam." dedi ve yerine geçti. Kolumu ısırmıştı! Hâlâ acırken kolumu ovalayarak ben de yerime oturdum.
"Kuduz musun lan niye ısırıyorsun kızı?" dedi Giray abim.
"Sen karışma, abi-kardeş işlerine." dedi Pamir. Sonra ne dediğini fark etmiş olacak ki konuştu.
"Yani abicim, şakalaşıyordum kardeşimle." dedi zoraki bir tebessümle. Böylece kahvaltıya başladık.
"Çıkıyorum ben."
"Kızım bir şeyler daha yeseydin." dedi annem.
"Çok yedim zaten, afiyet olsun size." dedim ve evden çıktım.
Şirkete geldiğimde Seren beni kapıda karşıladı.
"Hoşgeldiniz Ezâ Hanım, bugünkü programınızı anlatıyorum hemen." konuşa konuşa odama gelmiştik.
"Tamam, yalnız Sedat Bey'le olan toplantıyı iptal et. Bugün onunla uğraşamam."
"Tabii Ezâ Hanım, kahvenizi de birazdan getiriyorum." dedi ve çıktı Seren. Hadi bakalım, başlayalım.
•••
Kapım tıklanarak açıldığında bakışlarımı bilgisayarımdan ayırdım.
"Barış Bey geldi efendim, alayım mı?" dedi Seren. Başımla onayladım.
"Buyrun Barış Bey." dedi Seren, ardından Barış'ın girmesiyle çıktı.
"Hoşgeldin." dedim gülümseyerek.
"Hoşbuldum." dedi gülümseyerek. Ardından karşıma oturdu.
"Döndüğünü duyar duymaz geldim, hemde yemek yeriz diye düşündüm. Biliyorum hep yemek yiyoruz ama güzel oluyor." dedi. Açıklama yaparken tatlı gözüküyordu.
"Tamam, çıkalım o zaman?" dedim ayağa kalkarken. O da hızla başını sallayıp ayaklandı. Çantamı alıp yanına geçtim. Beraber çıktığımızda ofistekilerin bir gözü bizdeydi.
"Bugün nereye gidelim?" diye sordu arabayı çalıştırırken.
"Sür sen, yolda bir yere gireriz." dedim. Başını sallayıp sürmeye başladı.
10-15 dakika sonra sonra sahilde gördüğümüz seyyar bir köftecinin önünde durduk. Gidip bir yere otururken yanımıza gelen adam siparişlerimizi alıp gitti.
"Güzelmiş burası." dedi etrafa bakınarak. Her zaman ki gibi lacivert takımıyla oldukça hoş görünüyordu.
"Ezâ," dedi bir anda. Gergin görünüyordu.
"Gidecek misin?" dedi.
"Nereye?" dedim anlamayarak.
"Demiştin ya, İtalya'ya." dedi.
"Gitmiyorum, düzelttik aramızı." dedim gülümseyerek. Derin bir nefes verdiğinde gülümsemem büyüdü.
"Buyrun, abim ablam!" dedi yemeklerimizi önümüze koyan adam. Ardından uzaklaştı. Vakit kaybetmeden yemeklerimizi yemeye başladık. Tadı gerçekten harikaydı.
Yemeklerimiz bitiğinde ayaklandık. Yemeklerimizin parasını da ödeyip biraz yürümeye karar verdik.
"Bugün hava çok güzel." dedi Barış, kapalı havaya bakarken.
"Bence de. Her zaman soğuk hava insanı olmuşumdur." dedim omuz silkerek.
"Ben de. Sıcak havalar boğuyor beni." dedi o da omuz silkerken.
"Bir şey soracağım." dedim ona bakarken.
"Tabii sor." dedi merakla.
"Saçların doğal mı yoksa şekil vermek için bir şey mi yapıyorsun?" dedim.
Ne alaka Ezâ?
Merak etmiştim.
"Doğal," dedi gülümserken. Dokunmamak için büyük bir çaba sarf ediyordum.
"Hatta, sen bak." dedi ve elimi tutup saçlarına götürdü. Saçlarına dokunurken yumuşaklığıyla daha çok dokunasım gelmişti.
"Benimde saçlarım böyle olsaydı keşke." dedim elimi saçlarından çekerken. Benim saçlarım ise dümdüzdü.
Elini uzatıp önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına koyarken konuştu.
"Bence çok güzeller." dedi samimice.
Ardından sarılmasıyla kalakalmıştım. Yutkunup bende kollarımı ona sararken, içimde hiç adlandıramadığım bir duygu hissetmiştim. Birkaç saniye sonra geri çekilmesiyle bende kollarımı çektim.
"Gidelim mi?" dedi ben hariç her yere bakarken. Gülmemek için kendimi sıkarken konuştum.
"Olur."
•••
Barış'a beni tekrar şirkete bırakmasını söylemiştim. Yol boyunca konuşmamış müzik dinlemiştik. Ve onunla hiç sıkılmadığımı fark etmiştim. Başımı iki yana sallarken gülümsüyordum.
Kapım tıklanıp açıldığında gülüşümü hızla sildim.
"Müsait misiniz Ezâ Hanım?" dedi Banu.
"Müsaitim, gel." içeri girip kapıyı kapattı. Oturması için elimle masamın önünde ki koltuğu işaret ettim.
"Ezâ Hanım, duymuşsunuzdur Oğuz'la nişanlandık."
"Evet, duydum hayırlı olsun."
"Sağolun. Yakında evleniyoruz ve sizden balayı için 1 hafta izin isteyecektik." dedi Banu.
"Tabii, nereye gideceksiniz?"
"İspanya, ikimizde gitmek istiyorduk, balayını orda yapalım dedik." dedi gülümserken.
"Seren Hanım'a davetiyelerinizi verdik, sizi de bekliyoruz." diye devam etti.
"Müsait olursam gelirim." dedim tebessümle. Banu ayaklandı ve teşekkür ederek çıktı. Bende fazla oyalanmadan çantamı alıp çıktım.
"Seren, çıkıyorum ben."
"Tamam Ezâ Hanım, iyi akşamlar."
"Sanada." dedim ve şirketten çıktım. Arabama binip eve sürdüm.
Eve geldiğimde zile bastım. Kapıyı Aden açtı.
"Hoşgeldin." dedi.
"Hoşbuldum." dedim ve içeri girdim. Salona geçtiğimde herkes burdaydı.
"Hoşgeldin kızım." dedi annem. Başımı sallayıp tekli koltuğa oturdum.
"Anne ben hiç aç değilim yemek yiyemeyeceğim." dedim geri yaslanırken.
"Olur mu öyle kızım?" dedi annem.
"Olur, olur çok yedim ben."
"Peki madem." dedi.
"Abi televizyonun sesini açsanıza." dedi Aren sırıtarak. Yaman kumandayı Aren'e attığında, Aren havada kapıp televizyonun sesini açtı. Televizyona döndüğümde yutkundum.
"Gündeme bomba gibi düşen Barış Aysan ve Ezâ Demirel aşkı kameralarımıza işte böyle yansıdı!"
Ekranda Barış'la yemek yediğimiz ardından yürüdüğümüz sonra elimi tuttuğu sonra saçımı geri attığı sonra sarıldığımız fotoğraf gelirken salonda gereksiz bir sessizlik vardı.
"Aysan ve Demirel'in sıcak görüntüleri gündemi salladı!"
"Abartmanızı sikeyim." diye mırıldandıktan sonra gözlerimi televizyondan çektim.
"Abla hani seninle aldığım bir takım elbise var ya onu giyerim düğününde güzel olur." dedi Aren sırıtarak. Ona sert bakışlarımı gönderirken diğerleri hâlâ televizyona bakıyorlardı.
Telefonumun çalmasıyla arayana baktım. Seren
"Seren şu an mü-"
"Ezâ! Barış'la ne zaman oldunuz siz!? Anlamalıydım be! Düğün ne zaman çabuk bilg-" telefonu yüzüne kapattığımda Ezrâ bana dönmüştü.
"Ezâ?" dedi sakince. Yaman ve Giray gömleklerinin ilk düğmelerini açarken sıcaklamış görünüyorlardı.
"Kızım! Çok sevindim! Ne zamandır birliktesiniz?" dedi annem heyecanla.
"Yok öyle bir şey. Yemek yedik sadece." dedim.
"Abicim bende iş arkadaşlarımla yemek yiyorum, el ele göz göze değil ama." dedi gergince Giray abim.
"Bir şey mi var mı aranızda?" dedi Pamir.
"Hayır, yani yok yani." dedim.
Düzgün konuşsana Ezâ.
"Aden ve Aren bir daha televizyon izlemeyin abicim." dedi Pamir abim.
"Yok yani, hiç mi hayırlı bir şeylere denk gelmezsiniz." diye devam etti.
"Ezâ, yarın akşam yemeğine çağır bakalım arkadaşını, tanışalım." dedi Yaman.
Aynen kanka.
•••
Eveet, bir bölümün daha sonuna geldik!
Düşünceleriniz neler?
En sevdiğiniz karakter?
Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere.