Son kez baktım boş evime. Kolilediğim eşyaları görevliler kamyona yüklerken, her metrekaresinde anılarımın olduğu boş odaları gezdim.
Amerikan mutfağı şeklindeki odada, birlikte yemek yaptığımızı gördüm kısa bir süre için. Bana güzel yemekler hazırlamayı öğretirdi. Pek beceremezdim ama o bıkmadan gösterirdi bana. Sonra koltuklara çevirdim kafamı. Beraber film izlerdik hep. Korku filmlerini çok severdik. Ben biraz korkuyordum. Ne zaman korkup ona sarılmaya çalışsam gülerek bana engel olur ve o sahneyi izlettirmeye çalışırdı. Fakat birbirimizle boğuşmaktan izleyemez ve kahkahalarla gülerdik. O anı hatırlayınca tebessüm ettim, gözlerim dolmuştu. Yatak odamıza gittim, beraber uyuduğumuz günlere... Her gece ona sarılarak uyurdum, saçlarımı okşar ve öperdi. Beni çok güzel severdi.
Beni en çok üzen yere gittim en son. Balkonumuz. Geceleri orda oturup içki içerken ki sohbetlerimiz... Hayatımın en değerli anlarıydı. Bazen salıncağa, bazen yerdeki puflara otururduk. Rakı ve viskiyi çok severdi. Bana acı gelseler bile onunla içmek hoşuma gidiyordu.
Gözlerimden yaşlar usulca düşerken bir süre gökyüzüne baktım, ölülerle dolu olan yere. Sevdiğim herkesin olduğu yere. Çok ilginçti ölüm, aynı anda hem yerin altında hem de en yüksekte nasıl bulunabilir ki insan?
Sakinleştikten sonra son kez yaşlı gözlerle baktım evime. Son kez baktım anılarımıza, ardından çıktım evden.
Ve yerde sürüklediğim bavulumla yeni evime doğru yürümeye başladım.