Kapının çalmasıyla uyanırken gözlerimi zorla aralayıp yattığım yerden kalktım. Kapı hala çalmaya devam ederken yavaş adımlarla ilerleyip kapıyı açtım.
Karşımda Bay Min'i görmemle neden burda olduğunu anlamazken Bay Min kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu.
"Kaç dakikadır seni arıyorum neden telefonunu açmadın merak ettim"
"Aradığınızı duymadım galiba telefonum kapandı alarmın sesini de duymamışım siz içeri geçin bende hazırlanıp gelim"
Bay Min beni onaylayıp içeri girerken bende odama geçmek için arkama dönücekken kolumun tutulmasıyla arkamı dönüp Bay Min'e baktım.
"Sen iyi misin kötü gözüküyorsun"
Bay Min'e iyiyim demek için ağzımı açıcakken Bay Min'in soğuk ellerini alnında hissetmemle yerimde titredim.
Geri çekilip "Elleriniz çok soğuk" derken Bay Min beni tekrardan kendine çekip bu sefer dudaklarını alnıma bastırdı.
Geri çekilip "Senin ateşin var bu şekilde antrenmana gelemezsin" diyerek beni odama yönlendirip yatağıma yatırdı.
Telefonunu çıkarıp bir kaç şey yaptıktan sonra tekrardan bana dönünce yorgun bakışlarımla ona baktım.
"Dün dedim ben sana ceketini giy üşürsün diye dinlemiyosun ki"
Bay Min'e bir şey demezken tekrardan yanıma gelip yatağın kenarına oturdu. Ben onu izlemeye devam ederken telefonunu çıkarıp birini arayıp bir şeyler konuştuktan sonra tekrardan bana baktı.
"Ateşin şuan çok yok gibi üstünü örtme daha fazla ateşin çıkmasın ben çorba yapıcam onu içtikten sonrada ilaçlarını içersin."
Kafamı belli belirsiz sallayıp Bay Min'i onayladım. Bay Min odadan çıkarken bende gözlerimi kapatıp biraz daha uyumaya çalıştım.
...
Bay Min'in sesiyle gözlerimi aralarken yatağın yanına oturmuş bir şekilde bana seslendiğini gördüm.
Gözlerimi tam olarak aralayınca Bay Min doğrulup arkama yaslanmama yardım etti.
Yan tarafa eğilip bir şey alırken tekrardan bana dönünce elindeki tepsiyi ve üstünde duran bir kase çorba, ilaç ve suyu fark ettim.
Canım hiç birşey yemek istemiyordu ama Bay Min'i de üzmek istemiyordum. Çorbayı almak için uzanıcakken Bay Min beni durdurup "Sen hastasın ben yediririm" diyerek çorbayı almamı engelledi.
Bende onu dinleyip arkama yaslanarak çorbayı içirmesini bekledim. Bay Min kasenin içindeki kaşığı alarak çorbayı birkaç kez karıştırdıktan sonra biraz çorba alıp kaşığı kaldırıp bir kaç kez üfleyip uzatınca ağzımı açıp çorbayı içtim.
Bay Min çorba bitene kadar aynı şeyleri tekrarladı. Çorba bitince tepsinin üstündeki ilacı ve suyu uzatınca ilacı alıp ağzıma atıp suyla beraber içtim.
Bay Min tepsiyi masanın üstüne koyup tekrardan yanıma gelip oturdu "Nasıl hissediyorsun"
"Biraz daha iyiyim çorba iyi geldi teşekkür ederim"
"Rica ederim sen iyi ol yeter. Yapmak istediğin bir şey var mı yoksa biraz daha uyumak ister misin"
Kafamı iki yana sallayarak "Uyumak istemiyorum beraber film izleyelim mi" diye sordum.
Bay Min gülümseyip beni onaylayarak masanın üstünde duran laptobumu göstermemle yataktan kalkıp laptobu almaya gitti.
Bende yatakta sol tarafa doğru kayıp onunda yaslanması için bir yastık daha koyarak yanıma gelmesini bekledim.
Bay Min laptobu alıp yanıma gelince açtığım yere oturarak laptobu dizlerinin üstüne koydu.
Laptop açılınca karşısına çıkan şifre bölümüyle bana bakarken uzanıp şifreyi girerek bilgisayarın açılmasını sağladım.
Bay Min Netflixe girip "İstediğin bir film varmı" diye sordu. "Hayır istediğini aça bilirsin hyung"
Bay Min kafasını hızlıca bana çevirirken "Ne oldu yanlış bir şey mi dedim" diye sordum.
"Hayır sadece ilk defa ben sana bir şey demeden bana hyung dedin"
Bay Min'in bu şaşkın haline kıkırdadım. Bay Min bu sefer gülüşüne bakarken yanaklarının kızarmasına engel olamadım.
Gözlerimi Bay Min'den kaçırırken bir anda dudaklarımın üstünde hissettiğim baskıyla gözlerimi kocaman açtım.
Bay Min geri çekilip şaşkın halime bakarken bu sefer kıkırdayan oymuş. Hafifçe Bay Min'in omzuna vurup "Hyung niye öptün ki hastayım sana da bulaşıcak" diye mızmızlandım.
Mızmızlanırken dudağımı büzerken Bay Min'in yine dudağımı öpmesiyle bu sefer geri çekilmesine izin vermeden bende karşılık verdim.
En sonunda nefessiz kalırken geri çekildim. Yanaklarımın daha fazla kızardığını hissederken arkama yaslanıp Bay Min'in filmi açmasını bekledim.
Bay Min bir film açtıktan sonra laptobu ortamızda durucak şekilde ayarladıktan sonra filmi başlattı.
Filmi izlerken bir süre sonra Bay Min'in kolunu omzundan atıp kendine çekmesiyle kalp atışım hızlanırken göğsüne yaslanıp filmi izlemeye devam ettim.
...
Film bitince Bay Min'in göğsünden kalkıp ona bakınca uyuduğunu fark ettim. Onun bu haline gülümseyip laptobu kapatıp yataktan kalkarak masanın üstüne koyduktan sonra tekrardan Bay Min'in yanına ilerledim.
Yastığı indirip zar zor da olsa yatmasını sağladıktan sonra masanın üstündeki tepsiyi alıp odanın ışığını kapatıp odadan çıkıp mutfağa ilerledim.
Bulaşıkları yıkadıktan sonra tekrardan odama döndüm. Hasta olduğum için ilacı içtikten sonra terlediğimden dolayı dolaptan bir eşofman takımı alıp banyoya ilerledim.
Üstümdekileri çıkarıp duşa girerek hızlıca bir duş alıp çıktım. Üstümü giyindikten sonra zaten hasta olduğum için daha fazla hasta olmamak için saçımı kuruttum.
Jimin'in giydikleri.
Çıkardığım kıyafetleri kirliye attıktan sonra tekrardan odama girdim. Bay Min'in yastığıma sarılmış bir şekilde hala uyuduğunu görüp gülümsedim.
Yanına ilerliycekken telefon sesiyle masanın üstüne bakınca Bay Min'in telefonunun çaldığını görüp Bay Min'in uyanmaması için hızlıca ilerleyip telefonu elime aldım.
Arayanın Bay Kim olduğunu görüp telefonu açtım.
'Bu gün niye gelmedin Jungkook'a da takıma koçluk yapmasını söylemişsin Jimin'de gelmedi bir şey mi oldu'
Bay Kim telefonu açmamla hemen konuşurken konuşması bitince konuşmaya başladım.
'İyi günler Bay Kim Yoongi hyung benimle. Bu gün biraz rahatsızdım da benimle ilgilendi şimdi de uyuyo'
'Ah anladım tamam Jimin. Sanada geçmiş olsun sonra görüşürüz'
'Teşekkürler görüşürüz Bay Kim'
Telefonu kapatıp masanın üstüne koyarak Bay Min'in yanına ilerledim. Yatakta yanına yatıp yüzünü izlemeye başladım bir süre sonra gözlerim kapanırken uykuya daldım.
...
Saat kaçtı bilmiyorum ama üstümden yorganın alınmasıyla titriyerek gözlerimi araladım.
Bay Min'in yorganın elindeyken bana baktığını görünce soğuktan dolayı mızmızlanıp yorganımı almaya çalıştım. Ama sadece almaya çalışmamla son buldu.
Bay Min yanıma gelip "Ateşin çok fazla çıktı Jimin sana ılık bir duş aldırim ondan sonra biraz daha çorba içip ilacını içerek uyursun" diyerek beni kucağına alıp banyoya ilerledi.
Çok fazla üşüsemde bir şey demeyip Bay Min'in ne yapmak istiyorsa yapmasına izin verdim.
Banyoya girince beni klozetin üstüne bırakıp suyu ayarladıktan sonra tekrardan bana dönünce üstümü çıkarmak için izin alınca izin verip üstümü çıkarmasını bekledim.
Üstümü çıkarınca sadece iç çamaşırımla kalırken buna bile utanıcak halim olmadığı için Bay Min'in beni tekrar kucağına alıp küvete sokmasına izin verdim.
Suyun soğukluyla titrerken çıkmak için hareket edeceğim sırada Bay Min omzundan tutup çıkmama engel oldu.
"Biraz dayan ateşin düşsün çıkarıcam seni"
Bay Min'i dinleyip küvette kalırken yaklaşıp ateşime baktıktan sonra düştüğüne emin olup küvette ayağa kalkması sağlayıp bornozumu giymeme yardımcı oldu.
Bornozumu giyince beni tekrardan kucağına alıp odaya ilerleyip yatağın üstüne bıraktı. Dolabımda ilerleyip temiz iç çamaşırı ve eşofman takımı çıkarıp yanıma gelip yatağın üstüne bıraktı.
"Kendin giyine bilir misin bende o sırada çorbayı ısıtim"
Kafamı sallayıp "Giyine bilirim" dedim.
Bay Min odadan çıkınca bornozumu ve üstümdeki ıslak iç çamaşırı çıkarıp Bay Min'in verdiklerini giydim.
Bornozumu ve ıslak iç çamaşırımı kirli sepetine attıktan sonra yatağıma ilerleyip oturucakken içerden Yoongi hyungun sesinden başka birilerinin sesinin daha gelmesiyle odamdan çıkıp salona ilerledim.
Salona girince Bay Kim, Jungkook, Hoseok hyung, Seokjin hyung ve Namjoon hyungun burda olduğunu görüp yanlarına ilerledim.
Seokjin hyung geldiğimi görüp oturduğu yerden kalkarken "Niye kalktın sen hastasın biraz daha yatsaydım" diyerek yanıma gelip koltuğa oturmama yardım etti.
"Zaten sabahtan beri yatıyorum biraz otursam bir şey olmaz"
Seokjin hyung kalktığı yere otururken içeri giren Yoongi hyungun bakışları beni bulurken kaşlarını çatıp "Niye kalktın sen yatman gerekiyor" diyince dudaklarımı büzüp "Ama hyung zaten sabahtan beri yatıyorum biraz otursam bir şey olmaz" diyerek Seokjin hyunga dediklerimin aynısını ona dedim.
Yoongi hyungun kaşları normale dönerken elindeki tepsiyle beraber yanıma gelip tepsiyi koltuğun önündeki yuvarlak sehpaya koyup yanıma oturdu.
Çorbaya içmek istemediğim için değişik bakışlar atarken Yoongi hyung bunu fark edip "Hiç öyle bakma yatmaya bilirsin ama bu çorbayı içmek zorundasın" diyerek çorbanın olduğu kaseyi eline aldı.
İkimiz beraberken çorbayı içirmesi sorun değildi ama diğerleri varken çorbayı onun içilmesi utanmama sebep oluyordu.
Bakışlarım etrafta dolaşırken Seokjin hyungun bize gülümseyerek baktığını görünce Hoseok hyungun ve Jungkook'un Yoongi hyung ile çıktığımız söylediğini anladım.
Tekrardan önüme dönerken Yoongi hyungun çorba dolu kaşığı uzatmasıyla ağzımı açıp çorbayı içtim.
Diğerleri sohbet ederken Yoongi hyungda bana çorba içirip arada sohbete katılıyordu bende çorbayı içip onları dinliyordum.
Çorbam bitince tepsideki ilacı ve suyu uzatınca ilk önce ilacı alıp ağzıma attım sonrada suyu alıp ilaçla birlikte içtim.
Bardağı tepsiye koymak için eğilecekken Yoongi hyung eğilmemi engelleyip bardağı alıp tepsiye koyduktan sonra yaslanmama sağlayıp kenarda duran ince battaniyelerden birini alıp bacaklarımın üstüne örttükten sonra tepsiyi alıp mutfağa ilerledi.
Etrafta dönen sohbeti anlamaya çalışırken Hoseok hyungun Seokjin hyunga dönüp "Hyung siz ne zaman çıkmaya başladınız" demesiyle gözlerimi kocaman açıp "Ne ne zaman kiminle" diye sordum tabi biraz bağırmış ola bilirim.
Yoongi hyung telaşla mutfaktan çıkıp bana bakarken "Ne oldu neden bağırdın" diye sordu.
Cevap vericekken Jungkook'un benim yerime "Sadece Seokjin hyungun biriyle çıktığını öğrendi ve şimdi bu kişinin Namjoon hyung olduğunu öğrenince daha büyük bir çığlık atıcak" diyince dediklerini algılayınca şaşkınca yanyana oturan Seokjin hyungla Namjoon hyunga dönüp "NEE" diye bağırdım.
Hepsi bu halime gülerken mızmızlanıp "Komik değil en son benim haberim oluyor ve ben öğrenmesem siz bana söylemiyceksiniz" dedim.
Yoongi hyun yanıma gelip oturarak beni kendine çekerek göğsüne yaslanmama sağlayıp "Sevgilimi üzmeyin zaten hasta" diyerek dudaklarını saçlarıma bastırıp kokumu içine çekip bir öpücük kondurduktan sonra geri çekildi.
Sevgilim demesiyle kalbim sesini onun bile duya bileceği şekilde atarken yaptığı harekete gülümseyip sırtımı daha çok göğsüne yasladım. Ortamda sıcak bir konuşma dönerken bir süre sonra saatin geç olmasıyla hepsi kalkarken Yoongi hyung gece yine ateşimin çıkma olasılığına karşı yanımda kaldı.
Diğerlerini yolcu ettikten sonra beraber odama geçtik Yoongi hyungun üstünde pantolon olduğu için bundan rahatsız olacağını düşünüp ona eşofmanlarımdan birini verdim.
Yoongi hyung verdiğim eşofmanı alıp "Nerde giyine bilirim" diye sorunca ona odamdaki banyoda giyine bileceğini söyledim.
Yoongi hyung banyoya giderken bende yatağa ilerleyip sol tarafa yattım. Yoongi hyung banyodan çıkınca ışığı kapatıp yatağın yanına gelip yanıma uzandı.
Yüzünü benim olduğum tarafa çevirirken kolunu uzatıp belimden kavrayarak kendine doğru çekti.
Göğsüne kafamı yaslayıp gözlerimi kapatırken ikimizin de yarşırcasına atan kalp atışlarını duya biliyordum. Birbirine karışan kalp seslerimiz sanırım hayatımda duyduğum en güzel sesti tabi Yoongi hyungun sesinden sonra.
Kafamı daha çok göğsüne dayarken "İyi geceler hyung" dedim. Yoongi hyungda başını daha çok saçlarıma gömüp "İyi geceler Jimin " diyerek belimdeki ellerini sıkılaştırıp daha sıkı sarıldı.
Bu gün çok fazla uyusamda Yoongi hyungun kokusuyla tekrrdan uykuya daldım.
Selammmm umarım bölümü beğenirsiniz.
Bir dahaki bölümde görüşürüz
Sizi seviyorum<3