Selamlar
İkinci bölümü de atayım dedim lan misafir geldi.
Şok olmuş bir vaziyette bakarken daha fazla dayanamadım
Aniden ayağa fırladım "Çüş"
Evdeki bakışlar bir anda üzerime dönmüştü. Ayaz anlamıştı galiba, Sevim'de aniden çekmişti elini
Sera kahkahası tutmaktan kızarmış, ağzını açsa gülerek evi inletecekti.
Annem aniden bacağıma dokundu "Noluyo Peri?" Kafamı eğerek yüzüne baktım.
Daha fazla bu cehennem gibi evde kalmak istemiyordum. "Anne, özür dilerim bu arada herkesten" hepsinde gözümü tek tek gezdirdim. "Test kitabımı almayı unuttum, çok acil gitmem gerekti. Kusura bakmayın iyi günler" dedim, Sevim rahatlamış gibiydi.
Koşarak salondan çıktım ve ayakkabılarımı giyinmeye başladım. Tayfun kapının köşesine yaslanmıştı "Neden beni sevmedin?"
Gözlerimi bedeninde gezdirdim. Ev kombini yapmış saçları arkadan küçük bir at kuyruğu şeklinde toplanmıştı.
Yutkundum "Sevmediğim birini sevmiş gibi mi yapmamı beklerdin"
Kendini düzeltti "Senden gelecek her türlü şeye varım"
Derince bıktığımı belli edercesine nefeslendim "Tayfun sen beni sevmiyorsun, sen sadece istediğini elde edemediğin için takıntı yaptın"
Üzerime doğru gelmeye başladı "Asıl sen, sen beni anlamıyorsun"
Elimle bir metre uzakta durdurdum onu "Emin ol anlamak istemediğim için."
Kapıyı açarak kendimi sokağa attım. Hava çok soğuk olmasa da yağacak gibiydi. Mal Tayfun yüzünden ayakkabımı tam giyememiştim. Elimle destek alıp ayakkabımı giyeceğim sırada elim boşluğa geldi. Gözlerimi kapatıp düşmeyi beklesemde beni tutan şey yüzünden düşemiyordum.
"Adımlarını dikkatli at Mahperi" kalın kolunu belime sıkıca sarmış düşmem engelliyordu.
Kızgınlığımı belli etmeden üzerimi düzelttim ruhsuzca mırıldandım "Ederim Ayaz abi"
Gülümseyen yüzü solmuş alnındaki damar çıkmıştı. "Mahperi gel iki dakika konuşalım"
Gözlerinin içine baktım. "Bak konuşmayım konuşmayım diyorum da, bana geliyorsun seni kardeşim olarak görmüyorum diyorsun sonra havalimanına gitmeden arayıp kapatıyorsun, başıma birşey mi geldi diye düşünmeden müsait değildir dedin ve bastın gittin. Peşinden Sevim ile dedikoduların çıktı annene sen söyledin sandım geldim sana haketmediğin sözler ettim eyvallah, haklıydın orada, kendimi affettirmek için geceye kadar börek yaptım, sabahın beşinde sırf seni göreyim diye dışarı çıktım,kovmaktan beter ettin beni. " sakinleşmek ister gibi derin nefes aldım" tamam dedim vazgeçmeyeceğim ben bu çocuktan yanlış anlaşılma oldu gittim resmini yaptım iki dakika sonra görücü haberini aldım"derince nefeslensemde artık yetmeyecek boyuttaydı "Hayır ben anlamıyorum Ayaz, ne yapmam gerektiğini sana geldiğinde kestiremiyorum, elin kızı içeride sana dokunuyor ben bunu sevip sevmediğini anlayamıyorum. Deli gibi o kızı yolmak istiyorum ama ne hakla karışırsın deseler ağzımı açıp edecek tek kelimem yok. "
Ayaz gözlerini tırnaklarımla oynadığım ellerime indirdi. Derince yutkunurken adem elması yukarı aşşağıya oynadı "Bu akşam, konuşalım hepsini"
Kurumuş dudaklarımı ıslattım "Annem evd-" kaşları çatıldı "Gerektiği zaman çıkıyorsun, bana gelince neden tık yok hanımefendi?"
"Zaten mesajlarda yumuş yumuşsun, gerçekte bıraksalar evleri yakarsın"
Yüzümü buruşturdu "Yumuş yumuş ne be?"
Telefonuna gelen bildirimle telefonun ekranını açtı baktı "Karargaha dönüyorum, önemli veya buluşmayı geciktiren bir durum olursa yazarım."
Kafamı salladım "Dikkat et"
Ben arkasını dönüp gidecek sanarken kolumdan beni de tutup ilerletti "Eve bırakacağım ilk seni"
Arabaya bindiğim an konuşmamıştım eve yaklaştığımızda boğazımı temizledim "Nasıl çıktın oradan"
Yüzünü bana çevirdi "Yürüyerek" oflayarak önüme döndüğümde erkeksi bir şekilde kıkırdadı "Karargaha gitmem gerek dedim"
Başımı ona çevirdim "Yalan mı dedin yani?" benim gibi bana baktı "Hayır gerçeği söyledim"
Evin kapısına gelince elim kapıya uzanmıştı. Geri Ayaz'a baktığımda tebessüm etti. "Ayaz, içimde kötü bir his var lütfen dikkat et olur mu?" dedim.
Bileğimdeki ince zinciri çıkartıp ona uzattım. "Babam almıştı. Bana hep uğurlu geldi, artık sana gelsin" bilekliği avucuna aldı.
"Dikkat et Mahperi, Allah'a emanet ol" başımı sallayarak arabadan indim.
Arabadan inip eve girdim. Buluşamayacakmışız gibi hissediyordum. Telefonun bildirimlerini son ses yapıp derse oturdum. Kaç gündür aksatmıştım.
Derse oturmuştum ama aklım, Ayaz'daydı. Telefona gelen bildirimle elimdeki kalemi kitaba fırlatıp elime telefonu aldım.
Ozan
O:Merhaba, konuşabilir miyiz?
O:Müsait misin?
Siz:Söyle
O:Evin kapısındayım iki dakika gelebilir misin?
Siz:Ozan, biri görür buradan söyle
Aslında her Ayaz ile konuştuğumda da bu şekilde tedirgin hissetmem gerekiyordu ama nedensizce etrafımı unutup sadece ona odaklanıyordum, şuanda Ozan'ı çekemeyecek durumdaydım. Yerimden kalkmaya tenezzül bile edemezdim.
O:Bak, anlamıyorsun beni Peri'm
O:Ben sana giden yollarının hepsini yaktım, sadece gelmeni bekliyorum. Sen bana bir adım atsan ben sana bin gelirim, lütfen.
He bu arada Ozan ile ayrılık sebebimiz beni aldatmasıydı. Ozan'ın kız kardeşi gelip aldatma hakkında bir sürü şey zırvalayınca içime zaten bir kurt düşmüştü. Sonradan ben kızla bunu sahilde bastım.
Siz:Ben senin bana gelen yollarının hepsini kapattım, senin yakabileceğin şey benim taştan duvarlarım değildir.
Siz:Bundan sonra beni rahatsız etmezsen sevinirim. Hayatıma yeni biri girse bile bunun seni ilgilendireceğini düşünmüyorum. İyi akşamlar
Ozan' adlı kişiyi engellediniz.
Derince nefeslenip telefonu cebime atarak salona indim. Abim serpilmiş yatıyordu.
Aklıma gelen şey ile yanına giderek izlediği televizyonun önünde durdum.
"Kızım çekilsene manyak mısın?"
Elimi silah gibi tutup ona uzattım "Işık'a aranızda ne var"
Gözlerini kaçırmış, sesini kısmıştı "Saçmalama, ne olabilir aramızda"
Kaşlarımı öyle mi dercesine havalandırdım. "Kardeşim diyorsun yani?"
Alttan alttan gözlerime bakıyordu "Hayır demiyorum ama artık beni abisi olarak görüyor galiba"
Omuzlarım silktim "Ben bilemem, belki o senin hakkında bambaşka düşünüyordur."
Heyecanla koltuktan fırladı "Ne düşünüyordur?"
Tekli koltuğa yayılarak oturmuştum. "Bugün sorabilirim aslınd-"
"SOR" ani bağırdığı ile yerimden sıçramıştım. Elimi saçlarıma götürüp uçlarıyla oynamaya başladım.
"Sorabilirim ama, sende başından başlayarak neler olduğunu anlatacaksın"
Yutkunmuştu, elini kumral saçlarına götürerek iki yana dağıttı. "Bu bir gün bir hikaye atmış, benim sevdiğim bir diziden parça, izleyince bende dedim yanıt vereyim bari"
Elime saçımı sarıp sarıp açıyor, onunla oynuyordum. Kafamı salladım
"Sonra işte karakterlerinden konuşurken falan konu baya dağıldı, birçok aynı noktamız olduğunu farkettik" yalan söyler gibi başını eğmişti "tabi ben onun noktalarına göre kendimi değiştirmeye çalışmıştım ama neyse, baya bir konuştuk biz bununla ama biliyorsun bizim mahalle çok da büyük bir yer değil duyulsa yanarız"
Kafamı sallayarak onayladım "Eeee"
"Bende hani dedim annemi göndereyim hani görücü usulü falan o da benlik bir sıkıntı yok ama annemi ikna etmeniz lazım dedi, annem ile Işık'ın annesi geçen pazarda kavga etmiş. Yani kavga gibi demeyelim de sözlü atışma olmuş aralarında. Ondan şu an annem ile konuşamıyorum, Işık desen eskiden olduğu gibi soğuk bu aralar galiba beni abisi olarak görmeye devam ediyor, kıza resmen sorucam deyip geçiştidim gibi oldu"
Cebimden telefonumu çıkarttım. Abime elimle bir saniye işareti yapmıştım.
Işık
Siz:Cık cık cık cık
Siz:Böyle arkadaşlık olmaz olsun
Siz:Abimle fingirdeş, oynaş sonra de ki yol üzerinden aldı
Siz:Sen niye benim çocuğuma soğuk yapıyorsun bakıyım.
Telefonu kapatarak tekrar cebime aldım. "Bu sabah aynı arabadaydınız, ne oldu"
Gözleri halının desenini kitlenmişti. "Gezeriz diye aldım biraz da siz arayınca o da durmadı indi."
Kafa salladım "Yazdım, cevap verince söylerim"
Heyecanla koltuktan kalkıp alnımı öpmüştü "Peri'm benim"
Gülerek telefona gelen mesaja baktım. Abim hemen yaklaşıp telefonun ekranına bakmıştı Ayaz'dan olduğunu görünce sağa çektim.
Öksürerek abimin omuzlarından ittirdim "Kızlar grubundan, özel bir mesaj"
Kafa sallayarak, tebessüm eder biçimde televizyona tekrar döndü.
Ayaz
O:Gitmem gerek çok özür diliyorum
Parmaklarımı klavyenin üzerinde gezdirdim.
Siz:Belliydi zaten, ne kadar yoksun buralarda
Bu soruyu sorarken bile kalbim o denli acımıştı ki, elimi kalbime koysam çıkartıp alırdım. Anında çevrim içi olmuş yazıyor... gözükmüştü.
O:Belli olmaz bu işler, benden başka kimsenin sözüne inanma. Ters giden bir durum olursa yazıyorsun bana.
Siz:Dikkat et.
O:Allah'a emanet ol Ay ışığı, her gece kendini göstermekten çekinme çünkü ben seni bekliyor olacağım.
Yazdığı mesajı onuncu okuyuşumdu çünkü resmen erimiştim. Telefonun başında mal mal ekrana sırıtıyordum. Aniden bu sabah yaşananlara aklıma geldi ve telefonu kapatarak cebime fırlattım.
Ayağa kalktığımda abim bana bakmıştı. "Yazmadı değil mi? "
Kaşlarımı hayır anlamında kaldırdım. Odama geçmek için merdivenlere gittiğim anda kapı çalmıştı. Yönümü değiştirip kapıya gittim. Delikten baktığımda Mahallenin manavının karısı Aynur abla buradaydı.
Kapıyı tebessüm ile açıp beklenti halinde ona baktım.
"Annen nerde kuzucuğum"
Düşünür gibi bir iki saniye bekledim. Acaba görücü olayını baştan anlatmalımıydım. "Komşuya gitti onlar"
Kafasını salladı ve elime pembe bir davetiye bıraktı. "Benim kızın düğünü var da, haftaya sizi de bekliyoruz gelmezseniz darılırız bak. Düğünden iki saat önce de geline kına yakacağız sadece kadınlar olacak, bizim eve gelirsiniz sonra düğüne geçeriz. Annene aynen böyle de"
Gülümsedim ve elimdeki davetiyeyi açarak konuştum "Derim Aynur teyze timam"
Evin kapısına ulaşmak için kullanılan iki beton basamağı geri inerek karşı eve doğru gitmişti. Peşinden bende kapıyı kapattım ve davetiyeyi ayakkabılığa bırakarak geri içeri girdim. Abim bana bakıyordu "Kim gelmiş"
"Aynur teyzenin kızı evleniyormuş"
Yüzünü buruşturmuştu "Sidikli Fadime koca bulabilmiş mi?"
Yalandan bir korkuyla yüzüne baktım. "Sen ne kadar iğrenç bir insan olmaya başladın öyle"
Gözlerini devirerek izlediği filme odaklandı. Bende koşarak odaya çıkmıştım.
Merhaba
Tekrar buluştuk hikayenin sonunda
Lütfen vote ve yorum kocaman öpüyorum
İyi geceler tatlı rüyalar muuuyyaah <3