Seni kırk kez sordular
Bilmiyorum dedim
Biliyordum
16 şubat 2006
23:52
"Senden geri dönüş alamadığım her gün biraz daha gerçeklikten koptuğumu, sırtımı yaslamaktan çekindiğim soğuk duvaralara yaklaştığımı hissediyorum zelzele."
"Kasımın son haftalarında -hiç unutmam- bir perşembe gecesi sen yorgunluktan yatağımızda uyurken bir dal yakmak için balkona çıkmıştım. Evet, uyanmayasın diye terliklerimi bile giymeden. Kendimi balkona nasıl attım bir bilsen..."
"Bana kaşlarını çatarak o günkü gibi baktığını biliyorum ama inan bana uyurken gözlerini önüne düşen kahverengi saç tellerinin yüzüne kattığı gölgeler benim sağlığımdan daha değerli."
"Sahiden, atmıştım atmasına da dalımdan çektiğim ilk nefeste ensemde hissettiğim dudakların sıcaklığı mıydı içimi ısıtan yoksa içime çektiğim duman mı?"
"Cevabını ikimiz de biliyoruz sanırım. Bu soğukta kendimi yalın ayak dışarı attığım için bana kızarken senin de benden farksız olmadığın biliyordum. Havayı bahane ederek ellerini belime sarıp beni bir çocuk misali kucağına çektiğini soğuktan korumaya çalıştığını, o hoşlanmadığın karanfilli sigarayı sırf ben içiyorum diye dudaklarının arasına kabul ettiğini hepsi biliyordum."
"Seninle ilgili her ayrıntıyı bilirim zelzele. Ben ölen ufak kedi yavrusu için ağlarken senin, benim akıttığım göz yaşlarına ağladığını bile bilirim ben."
31 ağustos salı.
00:10 şakağından öpülmeyi hak edenlerin anısına.
R.