"Nasıl reddedebilirdim ki... Yılbaşı olmasına rağmen ailen yerine benim yanımda olmak istedin. Ben de mutlu oldum. Ve garip bir şekilde sana güveniyorum sanki uzun zamandır tanışıyormuşuz gibi hissediyorum. Umarım boşa çıkmaz." diye de muzip bir sesle konuşmamı tamamladım. Çatılan kaşları ifademi görmesiyle yumuşadı.
Tam tekrar konuşmaya başlayacaktı ki hiç olmasını istemediğim bir şey oldu. Serdar'ın sesi duyuldu.
"Asya?"
23.10
Rahatsızca yerimde kıpırdandım. Timur'un sorgulayan bakışları yüzümde gezindi, rahatsız olduğumu fark edince kaşları çatıldı. Derin bir nefes bırakıp arkamı döndüm yavaşça. Keşke yanlış duysam ve o şu an burada olmasa ama beklediğim şey gerçekleşti ve dönünce onunla yüz yüze geldim.
"Efendim Serdar?" dedim. Sesim kontrolsüzce sert çıktı. Sinirimin hala geçmediğini onu görünce fark ettim.
"Hastan sanırım beyefendi ben beklerim sen bitir konuşmanı." dedi hakkı varmış gibi ve hala yüzünde beni irrite eden gülümsemesi ile önceden nasıl katlanıyormuşum bilmiyorum. Şimdi o kadar gıcık oluyorum ki anlam veremiyorum buna.
"Hastam değil, erkek arkadaşım kendisi. Malum yılbaşı birlikte girmek istedik. Sen rahatsızsan arkadaşlar içeride muayene olabilirsin." dedim bende işte şimdi yüzündeki gülümseme silindi. Tek kaşı alayla yukarı kalkınca belimde bir el hissettim. Timur söze girdi ardından "Hayatım arkadaşın mı?"
Timur'un sorusu üzerine yine yüzüne alaylı bir ifade yerleşti sanırım söyleyemeyeceğimi düşünüyor.
"Canım bu beyefendi Serdar, kendisiyle önce arkadaş sonra ise bir ara sevgili olmuştuk. Bahsetmiştim ya geçen görüştük diye hastaneye geldiğinde karşılaştık hani sonra görüşmek isteyince hayır diyemedim demiştim." konuşmamla yüzündeki kendinden emin ifade silindi.
Timur kim olduğunu anlayınca beni biraz daha kendine çekti. "Anladım canım madem içerde arkadaşlar var biz bekletmeyelim eski arkadaşını yılbaşında bu saatte geldiğine göre rahatsızlığı ciddi olsa gerek." diyerek onu yok saydı.
Serdar bozulsa da belli etmemeye çalıştı. "Aslında ben Aysa için gelmiştim. Nöbetçi olduğunu söylemişti. Bir bakayım yalnızdır nasılsa diye geldim." dedi pişkin pişkin.
Timur sinirle soludu "Gördüğün gibi yalnız değil. Şimdi izninle sevgilimle yılbaşına baş başa girmek istiyoruz." dedi resmen bile değil bildiğiniz kovdu. İyi de oldu. Serdar düşen yüzüyle birlikte hiçbir şey söylemeden arkasını dönüp gitti. Suçlu ifadeyle Timur'a döndüm tekrar, bu arada söylemden edemeyeceğim eli hala belimde ve beni ne kadar kendisine çektiğini şu an daha iyi anladım, bedenlerimiz arasında çok az bir mesafe var ve ben bunu fark etsem de geri çekilmedim. Kafamı biraz daha kaldırıp gözlerine baktım. Sanki o da farkında değil gibi yani ne kadar yakın olduğumuzun.
"Kusura bakma lütfen böyle bir şey yapabileceğini düşünmedim hiç. Bilsem engel olmaya çalışırdım."
"Sorun değil, senin bir suçun yok ki Asya sonuçta sen çağırmadın ya gel diye."
"Yok tabi ki ben çağırmadım bir daha yüzünü bile görmek istemiyorum. Neyse onu konuşmayalım boş verelim. Şurada ilk defa görüşüyoruz bu olayı hiç olmamış sayalım olur mu?"
Söylediklerim hoşuna gitmiş olsa gerek ki yüzünde yine o sebebim olabilecek gülümseme oluştu. "Olur öyle yapalım. Hem şurada ne kaldı yeni yıla güzel şeylerden konuşalım, güzel geçsin yılımız." dedi.
Öyle demesiyle bakışlarım kolumdaki saate gitti 23.34 olmuş. "Hii Timur çok az kalmış. Aslında sana teşekkür etmek istiyorum ben."
"Neden, ne için teşekkür edeceksin?"
"Her zaman ailemle olurdum bu zamanlar, ilk defa yalnız olacaktım ve doğruyu söylemek gerekirse biraz üzüyordu bu beni. Tek olmak beni biraz korkutuyor sevmiyorum. Şimdi sen yanımdasın yalnız değilim."
"Teşekkür etmene gerek yok. Benim içinde ilk oldu. İlk defa yeni yıla bir kadınla giriyorum ve bundan oldukça memnunum." Yine aynı şey, hızla çarpan kalbim bu adamın her cümlesinin beni bu kadar etkilemesi normal mi?
"Sanırım bu yılın bana getirdiği en iyi şey sensin. Baksana kim inanırdı ki şu an seninle bu durumda olacağımıza?"
"Yanlış anlamazsan ben inanmazdım valla Asya. İlk yazdığında benimle dalga geçtiğini falan düşünmüştüm."
"O yüzden mi bana o kadar ters konuşmuştun?" dedim. Gerçi şimdi düşününce mantıklı bir tepki yani kim olsa aynı şeyi yapardı.
"Yok, ben genel olarak biraz ters bir insanım ailem dışındakilere." bu ne demek şimdi sen de benim ailemsin mi demek istedi. Evet Timur evlenirim seninle. Asya dur kızım gerçek yüzünü göstermek için daha erken korkutup kaçırma çocuğu henüz senin esprilerine hazır değil.
"Keşke sen olsam ben de ya. Hemen samimi oluyorum ben insanlarla sonra da uğraş dur işte."
"Ben öğretirim sana. Bak şimdi kaşlarını şöyle biraz çatıyorsun. Yüzündeki gülümsemeyi de sil. Kimse yanına yaklaşmaz zaten." anlatırken bir yandan da kendi uygulamalı gösteriyordu. Yapmaya çalıştım ama yüzündeki gülümsemeyi görünce durdum.
"Yok Asya olmadı sen sert durmak yerine daha şirin durdun." dedi sesindeki muzip ton daha da gülmeme yol açtı.
Tam konuşacaktım ki havai fişek sesleri doldurdu etrafı. Konuşmaya dalınca fark etmemişiz geçen zamanı, yeni yıla birlikte ve gülerek girdik dostlarım. Bu ne demek biliyorsunuz değil mi? Bir seneyi birlikte ve gülerek geçireceğiz. O kadar mutlu etti ki bu beni gözlerimin ışıltısının beş metre öteden belli olduğuna neredeyse eminim.
"Mutlu yıllar Timur, umarım yeni yıl sana istediğin her şeyi verir." diye güzel bir dilekte bulundum.
"Mutlu yıllar Asya, yeni yıl bana seni getirdi, zaten güzelliklerle girmiş oldum eminim yılımız çok güzel geçecek." dedi. Ben buradan beni istediğini de çıkardım arkadaşlar bu adam bana başka bir şey demese de olur.
Biraz geri çekilip cebinden bir kutu çıkardı. Çekingen bir sesle konuştu bu sefer, o kendinden emin ifadesi kaybolmuştu. "Ben böyle şeylerden pek anlamam ama ablam söyledi yanına giderken eli boş gitme diye bende bunu buldum yani görünce aklıma ilk sen geldin umarım beğenirsin." dedi. Kutuyu aldım elinden.
"Timur ne gerek vardı. Teşekkür ederim ama ben mahcup oldum şimdi ben düşünemedim sana bir şey almayı."
"Sen zaten benimle görüşmeyi kabul ederek bana en güzel hediyeyi verdin Asya, somut bir şeye gerek yok." dedi.
"Buluşmak nasıl hediye olsun Timur ya, olmadı ama böyle."
"Benimle buluşman artık bana güvendiğini gösteriyor Asya. İnan bundan daha büyük bir hediye olmaz bana. Hadi aç bakalım beğenecek misin?"
Kutunun kapağını kaldırmamla rose-gold zincir üzerine sanki bir dala konmuş görünümü veren kelebekli kolye vardı. Çok zarif duruyor. Çok sevdim kolyeyi.
"Kelebekler özgürlüğü, masumiyeti ve saflığı simgelermiş aldığım yerdekiler öyle söyledi. Benim de aklımda direkt sen belirince yakışacağını düşündüm beğendin mi, ya da tarzın mı bilemedim ama." söyledikleri onun ne kadar derin bir insan olduğunu bir kez daha anlamama yetti. Yaptığı her şeyin resmen bir anlamı var.
"Çok beğendim, takar mısın rica etsem." dedim. Kutusundan çıkardığım kolyeyi ona uzatırken.
"Tabi." dedi. Kolyeyi elimden aldı, yavaşça bakın çevresinden dönüp arkama geçti. Takabilmesi için saçlarımı toparlayıp kaldırdım. Kolyenin bir ucunu önümden geçirip arkamda birleştirirken tenime değen eli elektrik çarpmış gibi hissettirdi. Arkadaşlar bu elektrik olayı doğru mu şimdi yani. Ben bu olayı hep şehir efsanesi sanıyordum. Karanlıktan klipsi takacağı yeri görmek için biraz daha eğilince bu sefer ensemde nefesini hissettim. Tüm vücudum titredi, nefesimi tuttum. Çıt çıkmıyor, takınca geri çekildi saçlarımı bırakıp ayağa kalkıp ona doğru döndüm.
"Nasıl oldu, yakıştı mı?" deyince elini kaldırıp saçıma uzattı sonra aklına bir şey gelmiş gibi duraksayıp gözlerime baktı. "İznin var mı?" dedi ne için izin istediğini anlamasam da başımı onaylar gibi salladım. Ellerini saçıma götürüp önüme gelen kısımları omuzlarımdan arkama attı. Bir adım geri çekilip tekrar baktı.
"Bence güzel oldu, umarım sen de seversin." dedi ve o an ambulans sesi gelmeye başladı.
"Severim ama sanırım acil bir hasta geliyor ona bakmam lazım daha sonra konuşalım olur mu?"
"Olur tabi işine bak sen. Bu kadar vakit ayırman bile iyi teşekkür ederim bu güzel gece için. Git hadi sen." dedi iyice artan sesle "Görüşürüz." deyip hızlıca giriş kapısına koştum.
1 Ocak
Hepinize merhaba dostlarım. Bendeniz yorgun savaşçı uzun bir nöbet gecesini geride bırakıp evime gitmek için yola çıkmak üzereyim. Ufak bir problemimiz var ama o kadar uykum var ki arabayı nasıl kullanacağımı bilmiyorum. Bu şekilde uzun nöbet günlerinin en kötü yanı bu. Neyse ki güçlü kız modumuzu açıp bu sorunu da halledecek çözümü bulduk. Taksiye bineceğiz mecbur çünkü şu an kendime gram güvenim yok.
Bu arada size güzel bir haberim var 2 gün önce eğitimimin son sınavını verip artık buradaki eğitimimi bitirmiş bulunuyorum. Yani bu şu demek birkaç gün içinde gideceğim hastane belli olacak çıkmadan onun haberini aldım.
Ankara'da son günlerim yani bu. Çok heyecanlıyım bunu acil birileriyle paylaşmam lazım. En iyisi annemi arayım önce.
+Efendim kuzum.
-Annem nasılsın, ne yapıyorsun?
+İyiyim annem kahve içiyoruz babanla. Sen ne yapıyorsun?
-Ben de nöbetten çıktım şimdi eve gidiyorum, taksideyim yorgun olunca hiç riske girmeyeyim dedim arabayı hastanede bıraktım.
+İyi yapmışsın yavrum aferin böyle ol hep.
-Ay Serpil sultan ben dayanamayacağım daha fazla seni başka bir şey için aradım ben.
+Ne için Asya, bak kötü bir şey yok demi?
-Yok yok sakin ol. Bu kızın artık eğitimi bitti birkaç güne görev yerim belli olacak.
+Oyy kuzum benim. Bizi nasıl gururlandırıyorsun bir bilsen. Canımın içi benim başarıların hep böyle daim olsun inşallah annem.
-İnşallah annem. Babam nasıl bak aksatmıyor değil mi ilaçları.
+Yok yok aksatmıyor. Hem o unutsa ben unutmam merak etme sen aklın kalmasın.
-Olur mu annem benim varım yoğum sizsiniz.
+Tamam kızım zil çalıyor şimdi ben kapatayım yine konuşuruz.
Dedi ve konuşmama müsaade bile etmeden kapattı. E ama benim heyecanım bitmedi ki ya. Timur'u mu arasam acaba ayıp olur mu ki. Ya da aman be ne olacak arayım.
-Asya? İyi misin bir şey mi oldu?
+İyiyim dur sakin ol.
-korkuttun beni bu saatte bırak aramayı mesaj atmazdın ki sen hiç.
+Ya ben çok heyecanlıyım önce annemi aradım ama zil çalınca kapadı ben de seni aradım.
-Öyle mi? Peki nedir bu kadar heyecanlanama sebep olan şey?
+Sabah başhekimle konuştuk son sınavdan da geçmişim eğitimim bitti. Birkaç güne görevlendirme gelecek. Ankara'da son günlerim bugünler. Çok heyecanlıyım acaba nereye gideceğim inan hiç bilmiyorum.
-Çok sevindim senin için tebrik ederim. Yapacağını biliyordum zaten.
+Teşekkür ederim. Ben pek emin değildim ya tamam çok çalıştım uğraştım ama askeriyeye çok az dışardan alıyorlar üstelik kadın olunca bu oran daha da düşüyor.
-Haklısın gurur duydum seninle. Bunu kutlamayı çok isterdim inan ki ama az önce bir telefon aldım göreve gitmem lazım. Ama şöyle yapalım sana sözüm olsun bunu kutlayalım olur mu?
Daha yeni gelmişti ama görevden. Göreve gideceğini öğrenince heyecanım söndü birden yerini endişe aldı. Umarım sağ salim geri döner. Gider ayak belli edip moralini bozmamak için modumu düşürmemeye çalışıp konuşsam iyi olur.
+Tamam yazıyorum bunu bir kenara. Ne kadar sürer peki? Ben gitmeden döner misin?
-Bu sefer ki biraz uzun en az 20 gün ama sözüm söz hafta sonu için olsa bile izin alıp yanına geleceğim dönünce.
+Tamam söz verdin, bende aldım bu ne demek biliyorsun değil mi?
-Ne demek?
+Söz verdiğin için geri sağ salim dönmen gerek. Yaralandım falan kabul etmem ben ona göre! Gidiyorsun geri sapasağlam geliyor hemen izin alıp yanıma geliyorsun ve kutlamamızı yapıyoruz.
Hafif bir gülme sesi doldu kulağıma söylediklerim hoşuna gitmiş olsa gerek.
-Tamam anlaştık. Öyle olsun, şey görev süresince konuşamayız iletişim yasak o yüzden merak etme olur mu? Ben numaranı ezberledim mola için karakollara geçersek ailemle birlikte seni de ararım fırsat olursa. Şu an güzergâh kesin olmadığı için bir şey diyemiyorum.
+Tamam fırsatın olursa kesin ara ama merak ederim aklım sen de kalır. Ne zaman gideceksin peki?
-Aslında birazdan çıkacağım. Sen aramasaydın ben seni arayacaktım veda etmek için.
+Vedalardan hoşlanmam teğmenim. Bunu kısa süreli bir ara olarak görüyorum ve dönmeni dört gözle bekliyorum ki bunu gözlerim bozuk olduğu için söylemiyorum.
-Anlaştık doktor hanım. Gözünün bozuk olduğunu bilmiyordum.
+Lens kullanıyorum. Gözlüğü yakıştıramıyorum kendime pek.
-Eminim o da yakışıyordur.
Derin bir nefes aldı kısa bir ara verip cümlesine devam etti.
-Asya inan konuşmaya devam etmek isterdim ama artık kapatıp çıkmam lazım.
+Tamam kendine çok dikkat et olur mu?
Muzip bir sesle de devam ettim cümleme.
+Nasılsa doktor tanıdığım var bana torpil geçer falan diye düşünüp yaralanma bak.
Dedim gülerek. Sırf aklı kalmasın içi biraz daha rahat gitsin diye. Oysa telefonu kapatır kapatmaz modum düşecek suratım asılacak yani eminim.
-Tüh ya olmadı bu bak.
+Tamam tutmayım daha seni Allah'a emanet ol.
-Sen de... Sen de Allah'a emanet ol Asya.
Ve telefonu kapattı. O bilinmezliğe gitti bense ardında burada kaldım. Üzerimdeki bütün uyku gitti ama kendimi kapının önünde oturduğum duvardan kalkıp eve gidecek kadar bile enerjik hissetmiyorum. Sanırım bu alışmam gereken bir şey. Ondan hoşlanıyorum ve eğer hayatıma alacaksam bu şekilde kabul etmem lazım sanırım.
Şimdi kendi kendime gelin güvey oluyorum gibi duruyor ama salak değilim arkadaşlar karşımdaki bana ne sinyal veriyor fark edebiliyorum. O yüzden biraz da bu şekilde konuşmam. Neyse kalk Asya git eve uyuyamayacaksın ama taşınmak için eşyalarını toparlamakla başla işe, bayılacak duruma gelince uyursun belki...
5 Ocak Perşembe
Sevgili dostlarım merhabalar. Birkaç gündür görüşemiyorduk malum benim taşınmak için hazırlık yapmam falan lazımdı. Gerçi ev eşyalıydı zaten kişisel eşyalarım ve mutfağı toparladım sadece. Biraz evrak işleri yordu beni. Şimdi hastaneye son kez gidiyorum, çıkışımı yapacağım arkadaşlarımla vedalaşacağım.
Geri de kim bilir ne zaman gelirim bir daha buraya. Bu arada evet gideceğim yer de belli oldu. Hazır mısınız söylüyorum. Ben, ben tamam tamam acun taklidi yapmıyorum hızlıca söylüyorum Urfa'ya gidiyorum arkadaşlar.
9 Ocak'ta göreve başlamam lazım o yüzden bugün yola çıkacağım arabayla gideceğim için eh bir de yerleşme falan var. Malum zaman kısıtlı olduğu için evi ayarlaması falan telefonla oldu onu önceden görmem lazım.
Emlakçı normalde kadınlara tek başına pek ev vermek istemiyorlar dedi ama birisi doktor olduğumu duyunca hemen onaylamış öyle söyledi. Umarım iyi bir yerdir. Aslında lojmanlara geçeceğim ama şimdi yer yokmuş bir aya boşalacak dediler. O yüzden orayla anlaştım bakalım neler olacak.
Şimdi size veda edip önce hastaneye sonra ise Urfa'ya gitmek üzere yola çıkacağım dostlarım. İşim çok olduğu için sizden anlayış bekleyip oraya varınca konuşalım hepinizle güzel günler dilerim.
İnstagram/Tiktok: birbulutkalemi