Another life/Chanbaek

By Apricty_

6.8K 994 146

Baekhyun arkadaşının ısrarıyla gittiği falcı yüzünden geçmişteki hayatını merak etmiş, geçmiş yaşam meditasyo... More

One
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
eleven
thirteen
fourteen (M)
fifteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty
twenty one
twenty two
twenty three
twenty four
twenty five
twenty six
twenty seven
twenty eight
twenty nine

twelve

212 33 1
By Apricty_

Gözlerimi açar açmaz hissettiğim darbe ile inledim. "Elimde gebereceksin duydun mu beni?!" Sert bir zeminde yatıyordum. Başım zonkluyordu. Karnıma yediğim her tekme darbesini hissediyordum.

Ben geçmişi değil bir kabusu görüyordum sanki.

"Nerede söylesene?! O çok güvendiğin zengin piç nerede ha? Gelsin elimden alsın seni!" Titrek bir nefes verdim. Yanaklarımdan süzülen yaşlar kurumuştu. Ağlamıyordum artık.

"Seni kullanıp siktir olup gitti! Ona hiç bir şey olmaz ama sana olur işte! Ona uyarsan böyle olur!" Kolumdan sertçe tuttu ve kaldırdı. "Kalk ayağa!"

Dolu gözlerimle baktım gözlerinin içine. "Ne yapacaksın? Oğlunun katili mi olacaksın?" Öfkeden yanan gözlerle baktı gözlerimin içine. "Benim oğlum değilsin artık."

Kapıdan çıktığımızda öfkeli kalabalığı gördüm. Hava kararmaya başlamıştı.

Chanyeol burada değildi. Kendimi ilk kez bu kadar yalnız hissediyordum.

Ölecek miyim? Diye düşündüm korkuyla. Bu son muydu yani?

Önlerine hızla attı beni. Yere dizlerimin üzerine düştüm. "Sizindir! Ne yaparsanız yapın." Bakışlarımı yerden kaldırdım korkuyla. Öfkeli kalabalık bana insan değilmişim gibi bakıyordu.

Bunlar yalnızca bir erkeği sevdiğim için miydi? Lanetli miydim onların gözünde?

"Köyümüz lanetlenecek." Dedi içlerinden biri. "Onu kurban etmeliyiz." Titrek bir nefes aldım. "Hepiniz delirmişsiniz." Toz toprak olan ellerimi yumruk yaptım sertçe. Zorlukla doğruldum, titreyen bedenimle kalktım ayağa.

"İnsanım ben! Lanetli de değilim duydunuz mu beni? Fahişelik yapmadım. Sevdim yalnızca. Sizin gibi." Akan göz yaşlarımı kuruladım hızla. "Bunun yüzünden ölmeyi hak ediyorum öyle mi? Asıl sizsiniz lanetli olan. Kafanızın içi lanetli." Bakışlarım arkamda bir kaç adım geride duran ve bana alayla bakan babama döndü.

"Sen insan bile değilsin." Alaylı bakışlarını yerini safi sinir alırken derin bir nefes aldı. "Kurban edeceksiniz beni öyle mi? Tanrıya dua ediyorum. Bahsettiğiniz lanet bırakmasın peşinizi. Her daim arkanızdan gelsin."

Titrek sesim hiç kimsenin konuşmadığı alanda duyuldu. "Siz benim günahıma giriyorsunuz ya, Tanrı sizin de cezanızı versin."

İçlerinden biri hızla ilerledi ve bir sopa darbesi indirdi dizlerime. Ayakta zorla duran dizlerim hızla güçlerini kaybederken düştüm yere.

"Sen yaşamayı hak etmiyorsun!" Diye bağırdı öfkeyle. Başımı kollarımın arasına aldım zorlukla. Diğerleri de gelirken darbelerin arttığını hissettim.

Bir uyuşukluk peyda oldu sonrasında vücudumda. Hiç bir şey hissetmemeye başladım. Kulaklarım uğulduyordu.

Daha önce hiç ölüme yakın olduğumu hissetmemiştim. İlk defa yaşıyordum.

Tüm seslerin arasında net duyduğum tek ses ona aitti. "Baekhyun!" Diye bağırmıştı dakikalar sonra. Bağırışından sonra kesildi tüm sesler. Kıpırdayamıyordum.

"Ne yaptınız siz!" Omuzumdan tutulduğumu hissettim. Sırt üstü yatırıldım. Acıyı ilk kez hissederken dişlerimi birbirine bastırdım. "Baekhyun." Fısıltısı ulaştı uğultu içindeki kulaklarıma.

Gözlerimi zorlukla araladım. Ağlıyordu. Beni yalnız bırakmıştı.

Başını olumsuzca salladı. "İstemiyorum." Beni kucağına çekmeye çalıştı. Tüm gücü tükenmiş gibiydi. "Ölme nolur." Zorlukla yutkundum.

"Ben sana geldim." Diyebildim. Sesim kısıktı ama o duymuştu. "Sen, bıraktın." Bilincimin kayıp gitmek üzere olduğunu hissediyordum.

Başım zonkluyordu.

Başını olumsuzca salladı. "Bırakmadım, bilsem gider miydim? Bırakır mıyım?" Kucaklandığımı hissettim sonrasında ise havalandığımı. Bir kaç ses daha duydum ama net değildi.

Kulaklarım sanki diğerlerine kendini kapatmıştı. Bir tek onu duyuyordum.

"İyi edeceğim seni." Dedi sanki sayıklar gibi. "izin vermem gitmene. Söz veriyorum birlikte gideceğiz buradan." Adımlarının sesini duyuyordum. Hızlıydı, koşuyordu sanki. Bilincim gelip gidiyordu.

Yerin aksine yumuşak bir zemin hissettim sonrasında. "Hekim lazım. Bulacağım." Kapanan kapının sesini duydum. Gitmişti.

Hiç bir şey görmüyordum. Uyanmak istiyordum artık ama bırakmıyordu, izin vermiyordu uyanmama.

Kısık sesler geldi anlayamadığım önce. İçlerinden birkaçını anladım. "Zor ama deneyeceğim." Demişti biri. "Tüm mal varlığım senindir. Kurtar onu."

Chanyeol'un güçsüz sesiydi bu. "Karnı şişmiş, iç kanaması var. Kırığı ve çatlağı olabilir. Hastaneye gitmesi gerek." Doktorun söylediklerinin anlayabilmek çok zordu. Sesler bir gidip bir geliyordu.

"Çıkartamam onu! Camları bile taşladılar herkes delirmiş gibi!" Korkuyla bağırıyordu Chanyeol. "Yalvarırım yap bir şeyler."

"Burada yapabileceğim hiç bir şey yok. Üzgünüm." Son duyduğum bu olurken korkuyla aralandı gözlerim. Hızla doğrulduğum sırada hissettim yanımdaki bedeni.

Derin nefesler alırken kendimi boğuluyormuş gibi hissediyordum. Ter içindeydim.

Ve Chanyeol'un yanındaydım.

Beni onda kalmam için ikna etmişti. Birlikte uyumuştuk. "Baekhyun." Diye mırıldandı gözleri aralanırken. Dolu gözlerimle baktım yüzüne.

Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordum.

Halimi gören Chanyeol doğruldu hızla. "İyi misin?" Yüzümü hızla sakladım boynuna. Kollarımı sıkıca sardım beline. Hızla sarıldı bana. "Bebeğim iyi misin?"

"Kalbin çok hızlı, çok terlemişsin. Kabus mu gördün?" Başımı salladım yalnızca. "Ç-çok kötü bir kabus." Yavaşça uzaklaştım ve baktım gözlerinin içine.

"Chanyeol." Diye mırıldandım. Anlıma adeta yapışmış olan saçlarımı uzaklaştırdı hiç bir iğrenme belirtisi göstermeden. "Söyle güzelim benim." "Bizi kötü bir kaderin beklediğini bilseydin, benimle devam etmek ister miydin?" Gülümsedi, yaklaştı ve dudaklarıma yumuşak bir öpüş verdi. İçim giderken kapandı gözlerim.

"Henüz geleceği göremediğim için bizi nelerin beklediğini bilemiyorum bebeğim. Ama ne olursa olsun istiyorum seni. Yanımda, hayatımda." Zorlukla yutkundum. "Ne gördün?" Diye sordu dikkatle yüzümü incelerken.

Bakışlarımı kaçırdım, "hatırlamıyorum." Yavaşça uzaklaştım ve kalktım ayağa. Odanın içindeki lavaboya doğru ilerledim. "Yüzümü yıkayıp geliyorum."

Hızla içeri girdim ve kapadım kapıyı arkamdan. Bakışlarım aynadaki aksimde gezindi. Hayalet görmüş gibiydim.

Bir hayaletin anılarını birebir tanık olmuştum.

Ölmüş müydüm yani? Bu muydu ilk yaşamamın sonu. İç kanama sonucu ölüm müydü? Vücudum titredi korkuyla. Birebir hissetmiştim her şeyi.

Yaşadığı korkuyu da, üzüntüyü de acıları da. Hızla yıkadım yüzümü. Saçlarım ıslandı ama umursamadım. Nefeslerim biraz olsun sakinleştiğinde açtım kapıyı. Chanyeol yatakta oturmuş sırtını başlığa yaslamıştı.

Kapıyı açar açmaz bakışları bakışlarımla buluştu. "Daha iyi misin?" Başımı salladım hafifçe. Kollarını açtı. "Gel." Yavaşça ilerledim oturdum yatağa dikkatle. Omuzumu çok zorlamamam gerekiyordu.

Beni yavaşça çekti kendine. Kucağına yerleştiğimde okşadı saçlarımı. "Tamam anlatma ne gördüğünü." Diye mırıldandı saçlarımı okşamaya devam ederken. "Uyumaya korkuyor musun?"

Yutkundum ve salladım başımı. "Ben seninle birlikte uyanık kalırım." Diye cevapladı beni hızla. Bakışlarım büyük cama döndü. Hava henüz tam anlamıyla aydınlanmamıştı bile. "Uyku sorunun olmasına rağmen uyuyordun, uyandırdım seni." Gülümsedi hafifçe. "Güzel bebeğim, uzun zamandır bu kadar dinlendiğimi hatırlamıyorum ben. Beş saat deliksiz uyumuşum. Düşünebiliyor musun?"

Güldüm bu dediğine. "Özür dileme veya üzgün hissetme sakın. Sadece rahatlamanı istiyorum. Gergin olmanı, korkmanı değil. Güvendesin. Benimlesin."

Gözlerimi kapattığım an kulaklarımda yankılandı ismimi bağırışı. Acı ve korku doluydu.

"Teşekkür ederim." Diye fısıldadım başımı göğsüne yaslarken. Saçlarımın arasına küçük bir öpüş verdi. "Bebeğim benim."

Gözlerimi kapatıp göğsünde dinlendim dakikalarca. Biraz olsun kıpırdamadan sessizce durdu Chanyeol. Uyanık olduğunu arada saçlarıma verdiği öpüşler yüzünden anlıyordum.

Bu zamanda, bu hayatta olduğum için şanslıydım. Babam yine beni pek sevmemiş olsa da en azından öldürülmem için kalabalığın içine atmamıştı beni.

Jongin ne kadar kötü kaderle doğdun dese de geçmiş yaşamları gördükçe şuan ki yaşamıma şükür ediyordum.

Continue Reading

You'll Also Like

171K 17.8K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
60.3K 4.7K 14
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
5.8K 752 21
chanyeol: seni bana arkadaş diye tanıttıkları günün sabahını sikiyim sehun
60.1K 3.6K 25
"7 Altın Kural" / kaihun Uyarlamadır.