Felix hala açılmış gözlerini onda tutarken Hyunjin biraz eğilip kutuyu açmıştı. İçinden mavi ışık eşliğinde gözüken, üstünde değişik bir taşa sahip olan yüzüğü görmüştü.
.
.
.
Felix açık gozleriyle önce Hyunjin'e ardından tekrar yüzüğe bakmıştı. Hyunjin yüzüğü eline alıp Felix'in yüzük parmağına geçirmişti. Felix ise hala eline bakıyordu.
Hyunjin Felix'in eline öpücük bıraktıktan sonra gözleri zaten dolmuş çocuğun bakışlarını tekrar spot ışıkların olduğu yere çevirmişti. Ardı ardına hızlıca tüm dillerde 'seni seviyorum' yazısı geçmişti. Saniyede neredeyse 2 kelime geçiyordu. Felix oraya hala bakarken gözünden bir damla yaş düşmüştü.
Bütün yazılar bittikten sonra tekrar yerini 'Felix' yazısı almıştı, Şehir bu gece onun adıyla inleyecekti.
Felix başını Hyunjin'in omzuna gömüp ağlamaya başlamıştı. Şuan neden ağladığını kendisi bile bilmiyordu, ancak ağlamasının üzüntüden olmadığı açıktı.
Biraz daha şiddetli ağlamasını devam ettirmiş, daha sonrasında kafasını çekip Hyunjin'e bakmıştı.
"Beğendin mi?"
Felix kafasını sallayıp bakışlarını yüzüğüne çevirmişti. Yüzüğün taşı beyazdı, çerçevesi ise sade ve şıktı.
"Yüzüğün taşına gözünü yaklaştır."
Felix dediğini yapıp taşı gözüne getirmişti. İçinde 100 farklı dilde 'seni seviyorum' yazıyordu.
"Ve sakın bunu unutma."
Felix elini indirip Hyunjin'e sarılmıştı. Hyunjin'de ona karşılık vererek kucağına almisti. Taburenin üstüne oturup Felix'i de kucağına oturtmuştu. Cebinden bir sigara çıkarıp yakmıştı.
"Babacık şey.."
Hyunjin ona bakınca Felix ellerine bakıyor ve konuşuyordu.
"Teşekkür ederim.. Yani yaptıkların için."
Hyunjin gülümseyip tekrar sigarasını içmeye devam etmişti. Felix kafasını kaldırıp dudaklarını aralamıştı.
"Benim sana yapabileceğim birşey var mı? Teşekkür amaçlı yani."
Hyunjin kafa sallayınca Felix ona daha dikkatli bakmaya başlamıştı.
Hyunjin sigarasından bir duman çekip Felix'in yüzüne üflemişti. Felix ise hemen başını çevirip birkaç kere öksürmüştü. Daha sonra tekrar ona bakıp ellerini boynuna dolamıştı.
Hyunjin'de az kalan sigarasını küllüğe bastırıp söndürmüştü. Daha sonra ellerini Felix'in beline sarıp kucağına almıştı. İçeriye götürüp yatağın üstüne bıraktıktan sonra üstündeki gömleğin düğmelerini açmış, omuzlarından düşürmüştü.
Yatak başlığına yaslı olan Felix'in dudaklarına kapanıp üstündeki tişörtün etekleriyle oynamaya başlamıştı. Felix ellerini onun kol kaslarında gezdiriyordu, kollarını sabit bir yere yani boynuna koyana kadar.
Hyunjin onun alt dudağını dişleri arasına alıp ezerken Felix'de aynı şekilde onun üst dudağını emmeye çalışıyordu. Evet sadece çalışıyordu çünkü Hyunjin'in ısırıkları yüzünden inlemek dışında yapabildiği pek birşey yoktu.
Bir süre daha öpüşmeleri devam edince Hyunjin dudaklarını ayırıp başını onun boynuna yönlendirmişti. Geçen seferki yerler geçmişti, bu yüzden serbestçe öpücüklerini bırakabiliyordu.
İlk önce öpmüş, ve daha sonra emmeye başlamıştı. Isırıklarını da sıralarken Felix inliyordu.
"B-babacığımm!"
Canı acıdıkça omzuna düşen saçlarını çekiyordu Hyunjin'in. Tabii büyüğünün umursadığı pek söylenemezdi.
Kafasını boynundan çekip tişörtünü çekip çıkardıktan sonra önce köprücük kemiklerinde gezdirmişti dudaklarını. Kemiklerinden göğüslerine doğru yol çizip göğüs ucunu diliyle yalamıştı ilk önce. Daha sonrasında dişleri arasına alıp ezmeye başlamıştı. Diğer eli de sol göğüs ucuyla oynuyordu.
Ellerini inleyen Felix'in şortuna getirip kenarlarıyla oynamaya başlamıştı. Bir süre daha göğüslerinde oylanıp geri çekilmiş ve Komidinin üstündeki kumandayı alıp seviyeyi 2 derece arttırmıştı.
Felix vibratörün varlığını unutmuştu ve şimdi tekrar hatırlamıştı. Hızlıca yerinde birkaç inleme bırakıp hafifçe kalkmıştı. Hyunjin omuzlarından bastırıp geri oturtmuş, daha sonrada ellerini tekrar şortunun uçlarına getirmişti.
Felix'in kalçasını hafif kaldırıp şortunu iç çamaşırıyla birlikte indirmişti. Aralık bacaklarından dolayı kolayca gördüğü vibratörü eliyle çıkarmıştı. Felix'de rahat bir nefes alıp vücudunu serbest bırakmıştı.
Hyunjin dilini dudaklarında gezdirip Felix'e bakmış ve kafasını iki yana sallayıp şortunu tekrar çekmişti.
Daha sonrada Felix'in anlına öpücük kondurup odadan çıkmıştı.
Birkaç dakika sonra odaya geri dönmüştü. Saçları ıslanmış, vücudu terlemiş ve nefes nefese bir şekilde dolaba ilerleyip Felix ve kendisi için tişört firlatmıştı. İkiside üstlerini giyip yatağa yatmışlardı.
"Hyunjin, neden şey yapmadın?"
"Ney yapmadım?"
"Yatak şeyi."
Hyunjin gülümseyip tekrar aralamıştı dudaklarını.
"Yapmamı mı isterdin?"
"Bilmem, bekledim sadece."
Hyunjin onun dudaklarına öpücük bırakıp kendine biraz daha çekmişti.
~~~
Sabah güneş ışığıyla uyanmıştı Felix. Gözlerini yavaş yavaş aralayıp bulanık gören gözleriyle etrafı incelemiş, daha sonrada görüşünü netleştirmişti. Yanında Hyunjin yoktu, bu yüzden hızlıca doğrulup yatağın biraz uzağında masaya oturmuş kahvesiyle birlikte bilgisayarda birşeyler yapan takım elbiseli Hyunjin'i görmüştü. Gözünde gözlük, elinde kahve vardı ve bu şekilde çekici gözüküyordu. Üstündeki kumaş takım elbisede bunu iki katına çıkarıyordu.
Hyunjin dağınık saçlı, kısık gözlü Felix'i görünce kahvesini masaya bırakıp dönen sandalyesini yatağa doğru ittirip onun yanına ulaşmıştı.
"Hyunjin.."
Mırıltılı çıkan sesine Hyunjin gülümseyip saçlarını karıştırmıştı. Dudaklarına öpücük bırakıp arkasına yaslanmıştı.
"Günaydın bebeğim."
"Günaydın.."
Tekrar mırıltılar bırakınca Hyunjin gülen yüzüyle sandalyesini masaya ittirip bilgisayarın klavyesinde birkaç tuşa basıp kahvesinden yudum alarak Felix'e karşı konuşmuştu.
"Kalk hadi uykucu, bugün gezmeye gideceğiz."
Felix uykulu gözlerini kocaman açıp gülümseyerek ona bakmıştı.
"Gerçekten mi!?"
"Evet, gerçekten. Şimdi koş hazırlan."
Felix hemen yataktan kalkıp banyoya doğru gitmişti. Rutin işlerini bitirip odaya geldiğinde Hyunjin hala iş başındaydı. Felix dolaba ilerleyip dün Changbin'in ona aldığı kıyafetleri çıkarıp Hyunjin o tarafa bakmadan giyinmişti. Daha sonra biraz çekmeceleri karıştırıp parfüm, tarak gibi eşyalar bulup kullanmış ve Hyunjin'e dönmüştü.
"Hyunjin hazırım."
Hyunjin bakışlarını oraya çevirip başını sallamıştı. Daha sonrasında bilgisayarı kapatıp Felix'in yanına giderek üstündeki kıyafetleri biraz aşağıya çekmişti. Felix ise birşey demeden bakıyordu.
Dolaba ilerleyip çıkardığı makyaj çantasıyla Felix'in yanına gelmişti. Çantadan kapatıcı ve lipgloss çıkartıp Felix'in göz altlarına uygulamıştı. Lipglossu da kendi dudaklarına sürüp Felix'in dudaklarına bastırmıştı. Hiç hareket etmeden duruyorlardı, tabii kısa süre sonra geri çekilmişti. Felix'de dudaklarını birbirine bastırıp kapıya doğru adımlıyordu.
Birlikte evden çıkıp arabaya gitmiş ve binmişlerdi. Eunwoo önde arabayı sürüyordu, diğerleri ise arkada oturuyordu. Felix camdan dışarıyı izlerken Hyunjin telefonunda birşeyler yapıyordu.
Yolculuk bir süre sonra sıkınca Felix kafasını Hyunjin'in omzuna atıp 'off'lamıştı.
~~~
Wuhuu bu sefer erken yazdim, acaba kiyamet mi kopucak😱😱
Hayır hayır, kesinlikle yazar hayalindeki hediyeyi yazmıyor, ne alaka?
Hyunjin baya asko kusko biri oldu, yedim onu
Solist bibi, kesinlikle dinleyin
Hadi derslerinize cok calisin kendinize iyi bakın bu yazar sizi cok seviyo sakın unutmayın!!
Yedim hepinizi😘❤️
Sınır 23 oy 50 yorum