yes to heaven, nicolo zaniolo.

By nooias

80.8K 3.8K 1.6K

say yes to heaven, say yes to me nicolo zaniolo fanfiction, 2023. More

000
001
002
003
004
005
006
008
009
010
011
012
013
014
015
016
017
018
019
020
021
022
023
024
025
026
027

007

3.4K 135 9
By nooias

take you like a drug,
i taste you on my tounge

‧₊˚✧ ₊˚੭。.*✩彡‧₊˚✧

İstanbul'a uçağımız ineli birkaç dakika olmuştu. Basına malzeme vermemek adına takımdan ayrı gidecektim. Nicolo'ya sarılıp vedalaştıktan sonra taksiye binip ailemin evinin adresini vermiştim. İlk önce onları ziyaret edip Nicolo konusu hakkında konuşmam gerekiyordu.

Trafik yüzünden birkaç saatimi daha yolda harcadıktan sonra nihayet eve varmıştım. Kapıyı çaldığımda evdeki yardımcılardan biri açmıştı. Montumun ve valizimi ona teslim ettikten sonra salona doğru yürüdüm. Babam ve annem televizyon izliyorlardı.

"Pardon," dedim dikkat çekmek için. "Ben geldim acaba ilgilenecek misiniz?"

İkisinin de bakışları beni bulduğunda annem hemen ayağa kalkıp bana sarıldı, "Hoşgeldin kızım," dedi.

Babam yerinden kalkmadığı için ben gidip ona sarılmıştım. Hepimiz oturduğumuzda ortamdaki sessizlik bana açıklama yapmamı işaret ediyor gibiydi.

"Biliyorsunuz işte," dedim. "Ne anlatabilirim?"

"Daha yeni tanışmadınız mı siz kızım?"

"Öyle sayılır."

"Biz sana bir şey demiyoruz ama çok ani oldu. Sen benim evladımsın hayatını senin kadar umursuyorum."

"Baba," dedim elini tutarken, "Beni umursadığınız için endişeleriniz olduğunu biliyorum ama ben uzun süredir ilk kez kendimi iyi hissediyorum. En azından onunla birlikte denemek istiyorum."

Annem karşımda oturduğu koltuktan kalkıp yanıma oturdu. Sarılıp "Biz seni destekleyeceğiz," dedi. "Sen de kendini çok kaptırma ama."

"Tamam kaptırmam."

Sözümde duracak mıydım bilmiyordum ama verebileceğim tek karşılık buydu. Uzun süre birlikte oturup sohbet ettikten sonra ben odama çıkmış ve telefonumla ilgilenmeye başlamıştım. Nicolo çoktan evine varmıştır diye düşünüp mesaj atmaya karar vermiştim. Kısa sürede cevap vermiş ve telefonum ondan gelen aramayla titremişti. Sesini duyduğumda ister istemez gülümsemeye başlamıştım. O da annem ve babam ile ne konuştuğumu sormuş ve bunun üzerine sohbet etmiştik.

"Bir planın var mı?" diye sorduğunda, "Yok," diyerek cevapladım.

"O zaman akşam yemeğinde bana eşlik eder misin? Güzel bir restoranda."

Teklifini reddetmek gibi bir seçenek görememiştim karşımda, "Elbette," dedim.

"Çok iyi o zaman. Şık bir yere gideceğiz sen de ona göre giyinebilirsin ve benim de sana uyum olmam gerekli değil mi?" Nicolo'nun heyecanla söylediklerine gülerek karşılık verdim.

"Muhtemelen siyah giyinirim Nicolo," dedim.

"Bana gülme, senin yanında iyi gözükmek istiyorum."

"Sen zaten iyi görünüyorsun."

"Sevgilim için daha iyi gözükmem gerekir," Nicolo'nun ilk kez sesli bir şekilde dile getirdiği sevgililik kavramı ile gülümsedim. "Seni 6'da alırım bana mesaj atman yeterli."

Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapatıp odamdan çıkıp annemi bulmak için alt kata indim. Bahçede babamla çay içiyorlardı. Kapıyı açıp "Ben evime gidiyorum," dedim. "Nicolo ile bir akşam yemeği randevum var."

"Tamam bizi haberdar etmeyi unutma."

"Görüşürüz," diyerek el salladıktan sonra kapıyı kapatıp antreye doğru yürüdüm. Montumu ve çantamı alıp garajda beni bekleyen arabama bindim. Valizimi daha sonra alırım diyerek de evde bırakmıştım.

Bir saat gibi kısa sürede evime vardığımda ilk iş duşa girmiş ve kişisel bakımlarımı halletmiştim. Birkaç saatim vardı ama ne giyeceğime karar vermek için giyinme odasına girip elbiselerimi karıştırmaya başladım. Aslında giyeceğim şey aklımdaydı; uzun siyah kare yaka bir elbiseydi. Hem geceye uygun hem de şıktı. Askılıktaki elbiseyi alıp odama geçtim.

Hala saçımda havluyla durduğum için ilk olarak ondan kurtuldum. Saçımı kurutup şekil verdikten sonra elbisemi giydim. Güzel bir makyaj da yaptıktan sonra ayna karşısında kendimi incelemeye başladım. Gayet güzel olduğumu düşünüyordum aslında ama böyle süslenip dışarı çıkmayalı uzun zaman olmuştu. Heyecanlı sayılırdım.

Fotoğrafımı çekip Kerem'e gönderdikten sonra kendimi öven birkaç satır daha yazıp mesaj gönderdim. Elbette benimle önce dalga geçmiş sonra iltifatlar etmişti. Kerem'le mesajlaşıp zaman geçirdikten sonra Nicolo'ya evin adresini mesaj atmıştım.

Sanki daha önceden planlamış gibiydi. Belki biz Antalya'dayken planlamış olabilirdi. Ben hazırlanmış beklerken güvenlik aramış ve Nicolo'nun geldiğini haber vermişti. Dakikalar içinde kapımın çalınacağını bildiğim için ayağa kalkmış aynada kendimi kontrol ediyordum. Saçımın, elbisemin, makyajımın düzgün olması gerekiyordu. Kapı çaldığında bekletmeden açmıştım. Nicolo elinde bir gül buketiyle beni bekliyordu.

"Merhaba," dedi Nicolo gülümseyip.

İçeri girmesi için kapıyı tamamen açtım, "Beni şımartıyorsun."

"Bunlar senin için yapabileceğim sadece küçük şeyler güzelim."

Nicolo'dan buketi aldıktan sonra salona geçtik birlikte. Siyah takımı, kolundaki saatle oldukça karizmatik gözüküyordu. Buketi sehpaya bıraktığım anda Nicolo beni kendine çekmiş ve dudaklarımızı birleştirmişti. Ona karşılık verip öpücüğü derinleştirdim. Elleri yavaşça belimi okşarken kendimi ona bastırdım. Tutkulu ve uzun bir öpücüğün ardından nefes nefese ayrıldığımızda "Çok güzelsin," diye mırıldandı Nicolo.

Gülerek elimi dudaklarına götürdüm, "Rujum her yerine bulaşmış," dedim.

Elinin tersiyle ağzını silerken "Temizlesem iyi olur," dedi.

Onu odama götürüp pamukla temizledikten sonra kendi rujumu düzeltmeye başlamıştım. Yatağımda oturup beni izliyordu. Ben de makyaj masasının aynasından onu takip ediyordum.

"Bana böyle bakma, yoksa evden çıkamayız," dedi boğuk bir sesle.

"Hiçbir şey yapmıyorum."

"Yapıyorsun."

Rujumu sürdükten sonra kapatıp masaya bıraktım. Nicolo'ya döndüm ve ellerimi omuzlarında gezdirip ona üstten bir bakış attım, "Ya da evden çıkmamalıyız."

"En azından sarhoş olmayı bekleyebiliriz."

Gömleğinin yakalarından tutup onu ayağa kaldırdım, "Elbette yemeğimizi yiyeceğiz ve evde durmayacağız."

Oyunu o başlatmıştı, ben de devam ettiriyordum. Birkaç dakika içinde evden çıkmış ve asansöre binmiştik. Aynaya dönüp ikimizin de bir fotoğrafını çekip aile grubumuza attım. Elbette annem hemen nazar boncuğu emojileri atmıştı.

"Baban benden hoşlanır mı?" diye sordu.

"Babam tatlı birisi, inan bana."

Asansörden inerken "Biraz çekiniyorum," dedi ve kolunu uzattı.

Koluna girip "Tanışırsan böyle düşünemezsin," diyerek cevap verdim.

Binadan çıktıktan sonra beni siyah Range Rover'a doğru yönlendirdi. Gösterişi seviyordu. Kapıyı binmem için açtıktan sonra kendisi de şöför koltuğuna yerleşti.

"Gideceğimiz yer çok uzak mı?" diye sordum.

"En fazla yarım saat sürer."

Bu akşam trafiğinde hiç yol çekilmezdi zaten.

"Sarhoş olursak nasıl süreceksin arabayı?"

Kaçamak bir bakış atıp "Eve dönmek zorunda değiliz," dedi.

"Ne planlıyorsunuz Bay Zaniolo."

"Gidince görürsün."

Fazla zorlamadan "Peki," diyerek cevap verdim ve önüme döndüm.

Oldukça heyecanlanmıştım ve gecenin şimdiden güzel geçeceğine emindim. Dediği gibi yarım saat bile sürmeden arabayı durdurmuştu. Dediklerini şimdi daha iyi anlıyordum. Pera Palas'a gelmiştik. Arabadan inip benim kapımı açtı ve kolunu uzattı. Koluna girip arabadan indim.

"Biraz Kerem'den yardım aldım ve buranın randevumuz için güzel bir yer olabileceğini düşündüm," dedi.

Öyleydi. Mükemmel bir randevu mekanıydı, "Etkilendim doğrusu."

Birlikte içeri girdikten sonra Nicolo lobide görevlilerle konuştu ve genç bir adamın eşliğinde asansöre bindik. En son katta inip birkaç merdiven çıktıktan sonra terasa ulaşmıştık. Burası aşağıdaki restorana göre daha sakindi. Masamıza oturduktan sonra manzaraya baktım. Mükemmel bir boğaz manzarasına karşı mükemmel bir randevu. Soğuk İstanbul gecesinde terasta ısıtıcılar vardı.

"Bu geceyi en güzel şekilde geçirelim."

Dediği gibi olmuştu. Yemekler ve şaraplar, arkada çalan jaz müzikle manzara bize eşlik etmişti. Kaçıncı kadehim olduğunu bilmediğim şarabımı yudumlarkan etrafa bakındım. Sarışın bir kadının bakışlarını Nicolo'nun üzerinde görmemle istemsiz kaşlarım çatılmıştı. Belki de abartıyordum ama ona böyle bakan birisinin ne düşündüğü belliydi.

"Nicolo," dedim. "Kadınlar sana bakıyor."

Nicolo etrafta göz gezdirdikten sonra "Ne önemi var?" dedi.

"Bakamazlar."

Gülüp masadaki elimi tuttu, "Onlar benim umrumda değil."

"Yine de bakıyorlar."

Ayağa kalkıp bana yaklaştı ve dudaklarımı öptü. Ayrıldığımızda "Şimdi bakıyorlar mı?" diye sordu. Bakışlarımı etrafta gezdirdim ve ardından olumsuz anlamda başımı salladım, "Güzel. Şimdi gidelim mi?"

"Olur," diye cevap verdikten sonra kalktım.

Yine bir görevliyle konuştuktan sonra asansörle aşağı indik. Bu sefer odaların olduğu katta inip koridorda ilerlemeye başladık. Sondaki kapıya geldiğimizde genç adam kapıyı açıp iyi geceler diledikten sonra bizi baş başa bıraktı.

Eskilerden esintiler taşıyan bu odada damarlarımızda alkol varken baş başa kalmıştık. Nicolo mini bardaki şampanyayı çıkartıp açtı. Bardaklara doldururken "İstediğini yapabiliriz," diye mırıldandı.

Bu kısa cümle bile ortamın havasını değiştirmişti. Daha önce yaşananlardan cesaretle Nicolo'nun kadehleri eline almasına izin vermeden dudaklarımızı birleştirmiştim.

Elleri boynumu ve yanağımı bulurken yavaş adımlarla yatağa doğru ilerledik. Yatağa oturduğunda elbisemin uzun eteklerini toplayıp kucağına oturdum. Altımda sertleştiğini hissettim. Siyah gömleğinin düğmelerini yavaş yavaş açarken o da elbisemin askılarını indirmişti. Göğüslerimi açığa çıkardıktan sonra dudakları yavaş yavaş önce boynuma sonra göğüslerime geçmişti. Ellerimi saçlarına daldırıp başımı geriye attım.

"Nicolo, lütfen," diyebildim sadece.

Beni yatağa yatırdıktan sonra pantolonunu ve boxerını çıkardı ve elbisemi de bedenimden sıyırıp odanın bir köşesine fırlattı. Kısa sürede üstümde yerini aldıktan sonra kendini içime itti. Gel gitleri arasında düzensiz öpücükler bırakıyordu boynuma. Zevk aldıkça inlemelerimiz artıyor ve birbirine karışıyordu.

"Seni tatmak istiyorum," dedi ve sona yaklaşırken içimden çıkıp dilini devreye soktu. Ellerimi saçlarında gezdirip kendime bastırdım. Aldığım zevk ile bedenim kasılmıştı. Tekrardan penisini içime soktuğunda inlemelerimi durdurmak için dudaklarımızı birleştirdim. Sona geldiğinde içime boşalıp bir süre bekledi. Etrafında kasılmalarımı hissetti bir süre. İkimiz de yine ne yaptığımızın farkına varmıştık ama bu konuda konuşmuyorduk. Belki de en kısa zamanda doğum kontrol hapı kullanmaya başlamalıydım. İçimden çıktığında yatağın çarşafıyla üstünü temizledi ve banyoya gidip elinde bir havluyla geri döndü.

"Seni temizleyelim."

Havluyu nazikçe bedenimde gezdirip kendi zevk sıvısıyla karışmış terli vücudumu temizledi. Bu eski otel odasında belki de unutamayacağım bir an daha yaşamıştım.

Continue Reading

You'll Also Like

2.3K 147 37
Soyunma odasının koridorunda gördüğü şeyle şok oldu Kübra. "Melikem yapmaz dedim... Kerem imanlı dedim.." diye geçirdi içinden. Tam oradan uzaklaşmak...
101K 5.3K 63
"Komşum ünlü bir futbolcu. Fazla yakışıklı ve bunun da fazlasıyla farkında. Üstelik inatçı keçinin teki, tam anlamıyla gıcık ve çekilmez biri. Başta...
22.7K 867 20
other woman aldatılan kadın değil, esas kadına tercih edilen "o" kadındır. bu hikayenin hakları, hislerimde saklıdır.
64.2K 2.3K 26
Şans eseri bir tanışma ile başlar her şey. Önce birbirlerine gıcık olsalarda hayat onları sürekli bir araya getirir ve birbirlerine aşık olurlar.