Evet herkese merhaba😊 Aynı şuan olduğu gibi iki güne bir bölüm atmayı planlıyorum inşallah. Part 2 ile karşınızdayız, bu son part maalesef🥲 Her neyse buyursunlar efendim>>
Prenses uyandığında yanı başında oturan Caspian ile ne olduğunu anlamaya çalıştı. Olanları hatırlayınca gözleri kocaman açıldı. Gözleri dolmuştu. Caspian'a bir şey söylese anlaşılır mıydı?
"Iyi misin? Bir anda ne oldu sana?"
"H-hiç hiçbir şey."
"Emin misin? Gözlerin hiç de öyle söylemiyor da."
"Sorgulamayı bırakıp beni salona götürür müsün? Çok geç kaldık."
Arya konuyu dağıtmanın yolunu bulmuştu. Ne yapacaktı bir fikri yoktu. Üvey babasının şuanda burada bu şatoda olduğunu söylese ne olurdu? Olasılıklarla insanların hayatlarını riske atamazdı.
"Iyi misin? Erteletmek istersen-"
"Hayır. Olsun ve bitsin artık."
"Peki, tamam. Sen bilirsin."
Arya, Caspian'dan destek alarak ayağa kalkmıştı. Aynada kendine çeki düzen verdikten sonra salona doğru gitmeye koyuldular.
Salona vardıklarında onları büyük alkışlar karşılamıştı. Burası çok kalabalıktı. Üvey babası herkesi öldüremezdi. Blöf müydü? Emin miydi? Hayır. Yine olasılıktı. Bir şekilde kimseye bir şey olmadan olayı halletmeliydi.
"Sakin ol. Fazla gerginsin."
Yıllardır duygularını çok güzel saklayabilen Arya'ya ne olmuştu böyle. Gerildiğini karşıdan bakan biri anlayabiliyor muydu?
Caspian, Arya'ya taç giyme bölümüne kadar eşlik etmişti. Arya tacını giydikten sonra alkışlar eşliğinde Caspian'ın oturduğu tahtın yanında bulunan tahta oturdu.
(Tac)
Sıra yemeğe geldiğinde Arya daha çok gerilmişti. "Acaba yemekte zehir olabilir miydi?" Diye düşünmekten kendini alıkoyamıyordu.
Caspian tam ağzına lokmayı alacağı sırada;
"Durun, yemeyin yemeği!"
Diye bağırdı Arya. Kimse olaya anlam veremiyordu. Caspian Arya'da bir şeyler olduğunun farkındaydı. Bu olayı bir an önce çözmeliydi yoksa kötü şeyler olacaktı.
Tekrar eski yerlere dönüldüğünde yavaş bir şarkı çalmaya başladı. Caspian, Arya'nın kafası dağılsın diye ona bir teklifte bulundu.
"Benimle dans etmek ister misin?"
"Efendim?"
"Benimle diyorum... Dans diyorum... Etmek ister misin? Diyorum..."
"Olur."
Caspian, Arya'nın elinden tutup piste çıkardı. Bir elini Arya'nın beline koydu. Diğer eli ise Arya'nın elini tutuyordu. Arya'nın bir eli Caspian'ın omzundayken diğer eli Caspian'ın elindeydi.
Normal bir zamanda olsalar buna çok sevinebilirdi. Ancak Arya'nın aklını kurcalayan çok farklı sorular vardı. Caspian da bunu anlamış olacak ki dansı yarıda bölmüş Arya'nın kolunu tuttuğu gibi boş bir odaya sokmuştu.
"Ne yapıyorsunuz? İçerideki davetliler yanlış anlayacaklar."
"Onların şu an kendileri dışında hiçbir şey umurlarında bile değil. Şimdi lütfen oturur musun şu koltuğa?"
Arya, Caspian'ı ikiletmeden dediği koltuğa oturmuştu.
"Sizi dinliyorum."
"Ne olduğunu bana anlatman gerekiyor. Hem de hemen."
"Bir şey olduğu-"
"Var bir şeyler Arya. Her şeyin farkındayım. Ne oldu? Ben senin yanına geldiğimde sen bayılmadan önce ne oldu? Hepsini anlat."
"Anlatamam. Çok üzgünüm."
Arya anlatamamanın verdiği üzüntü ile yüzünü Caspian'dan sakladı.
"Iyi ama niye?"
"Sormayın lütfen. Hayatınızı tehlikeye atamam. Biri bizi dinliyor olabilir. Lütfen zorlamayın."
"Buradan bizi kimse duyamaz. Hadi anlat. Söyle de bileyim artık."
Arya daha fazla ısrara dayanamayacağını anladığında olup biten her şeyi anlattı.
"Sen de gelip bana bu olayı anlatmadın öyle mi?"
"Ben korktum. Size bir şey olmasından korktum."
Caspian, Arya'nın bunu derken ağlamasına dayanamamıştı. Arya'yı kendine çekip sarıldı. Arya daha da içli içli ağlamaya başladı. Kesik kesik hıçkırıyordu. Caspian ise içten içe onu üzen o adamı öldürmek istiyordu.
Taç giyme töreni bitmiş ve akşam olmuştu. Arya odasına girip yatağına yattı. Gözlerini kapattıktan biraz sonra boğazında bir el hissetmişti.
Gözlerini açıp baktığında karşısındakinin üvey babasından başkası olmadığını anladı.
"Sana demiştim değil mi? Eğer onu öldürmezsen seni de öldürürüm diye."
Arya nefes nefese kalmıştı. Nefes alamıyordu. Bağırmaya çalışıyordu ancak boğazındaki eller buna engel oluyordu. Gözlerinin kararmaya başladığını fark ettiğinde sonunun geldiğini düşündü. Elini yanında duran masanın üzerindeki vazoyu itmek için kullandığında başarılı olmuştu. Sese uyanan muhafızlar prensesin odasına girip adamı yakalamaya koyuldular.
Arya'nın üvey babası muhafızlar tarafından tutulmasına rağmen vazgeçmiyordu. Kararlıydı. Evlatlık aldığı kızını öldürmeye kararlıydı. Peki, ama niye? Sadece Caspian'ı öldürmediği için mi? Aslında hayır. Hayal kırıklığına uğradığı için. Yıllarca kendisini büyüten babasına yardım etmek yerine Caspian'ı tercih etmişti. Sonunda ölüm olduğunu bilse bile Caspian'ın ölmemesi için her şeyi yapardı.
Odaya en son Caspian girdiğinde olayları idrak edemiyordu. Bir iki dakika durduktan sonra olayların yeni farkına varmıştı.
Koşarak amcasının ellerini tuttu ve Arya'nın boğazından çekmeye çalıştı. Fakat o kadar sıkı tutuyordu ki Caspian bile ayıramamıştı. En son Miraz (Caspian'ın amcası ve Arya'nın üvey babası) Caspian'a doğru döndü.
"Sonunda beklediğim kişi geldi. Ona seni öldürmesini söylemiştim ama o ölmeyi göze alarak seni korudu! Inanabiliyor musun? Seni bana tercih etti!"
Caspian, Miraz'ın yüzüne sert bir şekilde yumruğunu indirdi. Daha çok sinirlendiğini fark ettiğinde ikinci yumruğunu indirdi. Aldığı darbeye dayanamayan Miraz, Arya'nın sıktığı boğazını bırakmak zorunda kaldı. Ancak zorlukla nefes alan Arya'nın bilinci çoktan kapanmıştı. Muhafızlar Miraz ve Caspian'ı zorlukla ayırmışlardı.
"Götürün zindana!"
"Peki, efendim."
Caspian'ın aklına Arya gelmişti. Arya'nın yanına gidip nefes alıp almadığını kontrol etti. Nefesleri kesik kesikti. Arya'yı kucağına aldı ve sarayın revir bölümüne götürdü.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Arya bir günün üstüne uyanmıştı. Caspian Arya'nın elini tutmuş uyuyakalmıştı. Gece boyunca uyumamıştı.
Gece boyunca fark ettiği bir şey vardı. Arya'yı seviyordu. Arya'yı kaybetmeyi göze alamicak kadar seviyordu. Bu her şeyi değiştirirdi.
Arya gözlerini açtığında karşısındaki manzara sonucunda hem mutlu olmuştu hem de aşkının imkansız olduğunu bilerek hayal kurmaktan vazgeçmişti.
Platonik olmak zor işti. Bunu en iyi Arya anlardı. Onu canından çok sevmesine rağmen sevilmiyeceğini bilmek çok ağırdı. Arya bunu yaşıyordu. En iyi o anlardı.
Uzun süre aynı pozisyonda kalan Arya, Caspian'ı uyandırmamaya çalışarak pozisyonunu düzeltmeye çalıştı. Ne yazık ki başarısız olmuştu.
"Sonunda uyandın. Iyi misin? Bir şeye ihtiyacın var mı?"~Caspian
"Sadece su rica etsem?"~Arya
"Su... Tamam."~Caspian
Caspian hemen kalkıp Arya'nın suyunu koymuştu. Arya'ya uzattıktan sonra içmesi için yardımcı olmuştu.
Arya'ya onu sevdiğini biraz zaman geçtikten sonra söyleyecekti çünkü Arya yeni uyanmıştı ve bunu kaldıramayabilirdi.
Birkaç gün sonra...
Arya, Caspian'ın yardımları sayesinde kısa sürede toparlanmıştı.
Caspian ise Arya'ya hâlâ onu sevdiğini söylememişti. Büyük gün bugündü. Söyleyecekti. Tüm hazırlıklarla uğraşmıştı. Bu anın unutulmaz olması gerekiyordu.
Arya'nın en sevdiği renkte bir elbise bile ayarlamıştı. Her şeyin mükemmel olması gerekiyordu.
Arya'ya gelecek olursak, o hâlâ hiçbir şeyin farkında değildi. Bu kadar hazırlığın ne için olduğunu anlayamamıştı.
(Arya'nın giydikleri)
Caspian odaya girdiğinde gözlerini bir süre Arya'dan alamadı.
"Çok... çok güzel olmuşsun."~Caspian
Arya gülümseyerek cevap verdi;
"Teşekkür ederim... Bu kadar hazırlık ne için?"~Arya
"Gittiğimizde anlayacaksın. Hadi gel."~Caspian
Caspian, Arya'ya tutması için elini uzattı. Arya biraz bekledikten sonra Caspian'ın elini tuttu ve beraber ilerlemeye başladılar.
(Mekan bu)
Arya gördüğüyle şok olurken Caspian Arya'yı izliyordu.
"Burada ne işimiz var?"~Arya
"Beğendin mi?"~Caspian
"Beğenmek ne kelime ki? Bayıldım."~Arya
"Beğenmene sevindim. Oturalım mı?"~Caspian
"O-olur."~Arya
Arya ve Caspian beraber masaya oturdular. Yemek ve sohbet eşliğinde ilerleyen güzel akşamları hiç bitmesin istedi Arya. Sanki cidden birbirlerini seven iki çift oturup vakit geçiriyorlarmış gibi hissediyordu. Bu vakitte kalmayı ve hiç bitmemesini istiyordu.
Caspian ise teklifine alıcağı cevabı düşündükçe heyecanlanıyordu. Onu bu denli heyecanlandıran bu kızı hayatının her dakikasında istiyordu. Bu an onun hayatının en mutlu anıydı.
Caspian hafif hafif çalan müzik ile sandalyesinden kalktı ve elini Arya'ya uzattı.
"Benimle dans eder misin?"~Caspian
"Tabii ki."~Arya
Arya, Caspian'ın uzattığı eli tuttu ve kalktı. Arya'nın kalbi hızlanmıştı. Şayet Caspian da farklı bir durumda değildi.
"Her şeyi güzelleştirdiğin gibi bu dansı ve özellikle de hayatımı güzelleştirdin. Teşekkür ederim."~Caspian
Arya duydukları karşısında ne diyeceğini bilemiyordu. Caspian'dan duymayı beklemediği şeyleri dinliyordu.
Caspian, Arya'yı bıraktı ve biraz uzaklaştı. Arya bitmesini hiç istemediği bir anın bozulmasıyla üzülmüştü.
Caspian, Arya'nın önünde eğildi. Elinde bir yüzük vardı.
(Yüzük bu)
"Her şeyinle hayatımı güzelleştirdiğin için teşekkür ederim. Bugüne kadar seni sevemem sanmıştım ancak şu an en değer verdiğim kişi sensin. Hayatımın en değerlisisin. Seni her şeyimle seviyorum. Senden bir saniye bile ayrılmak istemiyorum. Benimle bir ömür beraber yaşamaya ne dersin? Benimle evlenir misin Arya?"~Caspian
Arya ne diyeceğini bilemiyordu. O her zaman Caspian'ı sevmişti. Ama bu anın geleceğine asla inanmamıştı. Şu anda bir rüyada olduğunu düşünüyordu. Eğer bu bir rüyaysa bile uyanmak istemiyordu.
"Ben seni her şeyimle sevdim. Bugüne kadar sana olan sevgim zerre azalmadı. Tam tersine artmaya devam etti. Ben seni gizliden gizliye severken bu günün geleceğini hiç düşünmemiştim. Seninle bir ömür yaşamaya, seninle evlenmeye her zerremle evet diyorum. Seni her şeyden çok seviyorum."~Arya
Arya için de Caspian için de bu andan ne öncesi ne sonrası vardı. Onlar bu anda kapanmıştı. Ikisi de ne yapacaklarını bilmiyorlardı.
Caspian elindeki yüzüğü Arya'nın parmağına taktı. Arya'yı kendine çekti ve sıkıca sarıldı.
"Hiç ayrılmayalım. Senin üzülmene ve ağlamana izin vermiyeceğim. Ağlaman için tek sebep mutluluk olucak bundan böyle. Seni seviyorum Arya'm."~Caspian
"Ben de seni seviyorum Caspian."~Arya
Seneler süren üzüntüden geriye sadece mutluluk kalmıştı. Artık onlar için sadece mutluluk vardı...
"Darısı bizim başımıza...😅 "dedi Zehra
Bitti... Nasıldı ? Yorumlarınız bizi çok mutlu eder 💞🖤