Kayıt Dışı / Çapulcular

By rowennaravenclaw

57.9K 7.9K 11.8K

Farklılıklarımız bizi ayrıştırmak yerine bir araya getirseydi dünya nasıl bir yer olurdu? Peki ya Hogwarts bu... More

Karakter Tanıtımı
Giriş
1. Bölüm / Zamanın Esrarı
2. Bölüm / Kayıt Dışı
3. Bölüm / Büyüceşurâ
4. Bölüm / Hogwarts
5. Bölüm / Seçmen Şapka
6. Bölüm / Şölen
7. Bölüm / İlk Dersler
8. Bölüm / Bir Küçük Aşk Meselesi
9. Bölüm / Düello
10. Bölüm / Yıldız Haritası
11. Bölüm / Karanlık Yükseliyor
12. Bölüm / Küçük Tüylü Problem
13. Bölüm / Quidditch
14. Bölüm / Kıskançlık Temalı
15. Bölüm / Kavga
16. Bölüm / Karanlığın İçindeki Işık
17. Bölüm / Savunma Sanatları Kulübü
18. bölüm / En Mutlu Gün
19. Bölüm / Vicdan Yükü
20. Bölüm / Gizli Planlar
21. Bölüm / Endişe
23. Bölüm / Hogsmeade
24. Bölüm / Yeni Yoldaş
25. Bölüm / Hogwarts Ekspresi
26. Bölüm / Wool Yetimhanesi
27. Bölüm / Gaunt Yüzüğü
28. Bölüm / Gaunt Yüzüğü 2
29. Bölüm / Sıcak Bir Yuva
30. Bölüm / Crouch Ailesi
31. Bölüm / Bomba Gibi Bir Haber
32. Bölüm / Öfke ve Sadakat
33. Bölüm / Direniş Ordusu
34. Bölüm / Güzellikler Getiren
35. Bölüm / Hogwarts Hepimizin Yuvası
36. Bölüm / Bir Hayata Dokunmak
37. Bölüm / Geçmişin Anıları
38. Bölüm / Aşkın En Masum Hâli
39. Bölüm / Quidditch Kupası
40. Bölüm / Tehlike
41. Bölüm / Ölümle Yaşam Arasında
42. Bölüm / Can Pazarı
43. Bölüm / Yarım Kalan Hayatlar
44. Bölüm / Dönüm Noktası
45. Bölüm / Yeni Bir Yoldaş
46. Bölüm / Black Kardeşler
47. Bölüm / Değişen Hayatlar
48. Bölüm / Hiç Dinmeyen Bir Acı
49. Bölüm / Grimmuld Meydanı 12 Numara
50. Bölüm / Küçük Bir Çılgınlık
51. Bölüm / Eve Dönüş
52. Bölüm / Birlik ve Beraberlik
53. Bölüm / İki Şımarık Çocuk
54. Bölüm / Kalp Kırıkları
55. Bölüm / İhanetin Bedeli
56. Bölüm / Kanadı Kırık Kuş Misali
BÖLÜM DEĞİL
57. Bölüm / Kardeşten Öte
58. Bölüm / Vuslat
59. Bölüm / İhtimaller
60. Bölüm / Karanlık Lordun Casusu
61. Bölüm / Şiir Gibi
62. Bölüm / Ateşle Oynamak
63. Bölüm / Merlin Kehanetleri
64. Bölüm / Tatlı Rekabet
65. Bölüm / Esrar Dairesi
66. Bölüm / Karanlık Lord'un Huzurunda
67. Bölüm / Kırgınlıklar
68. Bölüm / Voldemort'un Öfkesi
69. Bölüm / Kırık Dökük
70. Bölüm / Kehanet
71. Bölüm / Yüce Merlin
72. Bölüm / Sır Perdesi
73. Bölüm / En Güçlü Bağ
74. Bölüm / Fırtına Öncesi
75. Bölüm / Hayaller ve Gerçekler
76. Bölüm / Soğuk Savaş
77. Bölüm / Darmadağınık
78. Bölüm / Büyük Hamle
79. Bölüm / Sevimli Küçük Yılan
80. Bölüm / Tehlikeli Oyunlar
81. Bölüm / Gerçek Bir Aslan
82. Bölüm / Slytherin Varisi
83. Bölüm / Birlikten Doğan Güç
84. Bölüm / Korku ve Endişe
85. Bölüm / Bir Fedakarlık Meselesi
86. Bölüm / Zamana Karşı
87. Bölüm / Korku ve Ümit Arasında
88. Bölüm / Cesaret Kıvılcımı
89. Bölüm / Gryffindor Kılıcı
90. Bölüm / Savaş Alanı
91. Bölüm / Yarım Kalan
92. Bölüm / Gerçek Bir Savaş
93. Bölüm / Dönüm Noktası
94. Bölüm / Öfke Patlaması
95. Bölüm / Fedakarlık...
96. Bölüm / Unutulan Anılar

22. Bölüm / Karanlık Birlik

624 74 57
By rowennaravenclaw


Multimedya: Slytherin Ortak Salonu

Ertesi sabah günün erken saatlerinde hastane kanadı oldukça sessizdi. Ricardo tam karşısında huzurla uyuyan Luciana'dan gözlerini alamıyordu.

Gece boyunca gözünü bile kırpmadan onu izlemişti. Ay yüzlü kıza bir şey olacak diye o kadar korkmuştu ki bir an bile yanından ayrılmak istemiyordu.

Kız sadece bayılmıştı ancak basit bir baygınlık bile bütün dünyasını alt üst etmeye yetmişti. Şimdi önünde huzurla uyuyan kızı izlerken ona temas etmemek için büyük çaba sarf ediyordu.

Gece boyunca uzanıp kızın elini tutmamak için öyle büyük bir savaş vermişti ki anlatmaya kalksa kelimeler yetmezdi. Günden güne Luciana'yı uzaktan sevmek daha da zorlaşıyordu. Yıllardır elindeki ile yatinen kalbi artık onu zorlamaya başlamıştı.

Elini tutmak hatta belki doyasıya sarılmak istiyordu ancak duyguları açığa çıktığında kızın ondan uzak durma ihtimaline katlanamazdı.

Başını avuclarının arasına alıp kara kara düşünmeye başlamıştı. 'Ne yapacağım ben...' diye içten içe sayıklıyordu sürekli.

Luciana'ya olan duyguları günden güne artarken bir kenarda izlemek istemiyordu artık. Kafası karmakarışıktı. Bir yanı itiraf et kurtul derken diğer yanı reddedilip arkadaşlığını da kaybetmekten korkuyordu.

Derin düşüncelere dalmışken yanı başında hissettiği hareketlilikle hemen başını kaldırıp Ay Yüzlü kıza baktı. Luciana göz kapaklarını birkaç kez hareket ettirdikten sonra gözlerini açıp etrafına bakınmaya başlamıştı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu muhtemelen.

Ricardo ile gözleri buluştuğunda genç büyücü bu güzel gözlere tekrar bakmanın verdiği huzurla bütün vücudunun gevşediğini fark etmişti.

"İyi misin Lucy? Nasıl hissediyorsun?" diye sordu fısıltıyla.

Genç kız yattığı yerden hafifçe doğrulmaya çalışırken "İyiyim... Noldu? Neden hastane kanadındayım?" diye sordu.

"Bayıldın. Öyle çok korktum ki aklım çıktı" dedi Ricardo dürüstçe.

Luciana onun endişeli bakışlarını görünce onlara bunu yaşattığı için üzülmüştü. Yatakta oturur pozisyona geçip Ricardo'nun tam karşısında durdu. Gözlerindeki endişeyi söküp alabilseydi keşke.

Safir mavisi gözlerin tam içine bakarken düşünmeden hareket etti. Sağ elini kaldırıp parmak uçlarıyla Ricardo'nun yanağına dokunduğunda göz temasını bir an olsun kesmemişti.

"Özür dilerim Ric! Seni endişelendirmek istemezdim. Şimdi gerçekten çok iyiyim. Merak etme artık" dedi tane tane.

Ricardo ise hızlanan kalbine söz geçirmekte zorlanıyordu artık. Ay yüzlü kız öyle güzel bakıyordu ki içi gitti resmen. Yanağında durup hafifçe dokunan parmakları da hiç yardımcı olmuyordu üstelik.

İkisinin de beklemediği bir anda kızı kendine çekip sıkıca sarıldı düşünmeden. Güzel kız kendisine bu kadar yakınken aklındaki düşünceler içerisinde en masumu buydu çünkü.

Ancak hesaba katmadığı bir şey vardı. Kızın uzun siyah saçlarından yayılan kokuyla aklı daha çok bulanmaya başlamıştı. Öyle güzel kokuyordu ki...

Ricardo'nun kokular hakkında hiç bir fikri yoktu. O yüzden hissettiği bu muazzam kokunun adını bilmiyordu. Ancak ismini bilmesine gerek de yoktu çünkü sorsalar huzur gibi kokuyor derdi. Luciana onun için huzur gibi kokuyordu.

Luciana ise Ricardo'nun sarılışı ile küçük çaplı bir şok yaşamıştı. Böyle bir şey yapmasını beklemiyordu. Ancak sonra pek düşünmeden sarılmasına karşılık verdi. Onun kollarındayken hızlanan kalbine anlam vermeye çalışıyordu.

'Ona aşık olamam' diye düşündü içten içe... 'Beni kardeşi gibi görüyor. Aşık olmak sadece acı verecek bana' derken kalbinin onu hiç dinlemeye niyeti yok gibiydi. Hâlâ yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu.

Ricardo yaptığı saçmalığı daha fazla uzatıp dikkat çekmemek için istemeyerek de olsa kızdan yavaşça uzaklaştı ve gözlerine baktı tekrar.

"Söz ver bana! Bir daha kendini o kadar yormayacaksın. Tamam mı?"

Luciana gözlerini kaçırmadan cevapladı onu. Safir mavisi gözlerin etkisindeyken konuşmak biraz zor olmuştu.

"Söz" dedi sadece fısıltıyla.

Ricardo kızın güzel gözlerinde kaybolmak üzereyken bakışlarını kaçırdı tekrar.

Luciana bu tuhaf durumdan kurtulmak için aklına gelen ilk şeyi sordu. "Dün ben bayıldıktan sonra noldu anlatsana?"

.........

Yaklaşık yarım saatlik muhabbetten sonra dün gece yaşanan her şeyi anlatmıştı Ricardo. Onlar konuşmaya devam ederken hastane kanadından içeri Leonardo ve Emilia girince dikkatlerini oraya verdiler.

İki arkadaş erkenden uyanıp soluğu hastane kanadında almışlardı. Luciana'yı uyanmış ve sağlıklı bir şekilde görünce ikisinin de bütün endişesi uçup gitmişti.

Emilia koşarak gelip arkadaşına sarıldı. "İyi görünüyorsun Lucy?" dedi onaylanmak ister gibi.

"İyiyim tabi. Sizi de boş yere endişelendirdim" dedi mahcubiyetle.

Leonardo onun önünde saygıyla eğilip "Leydi Luciana! Sizin için endişelenmek bile bir onurdur" diyerek dalga geçtiğinde Luciana onun bu hâline gülmeden duramamıştı.

Hogwarts Hemşiresi Mrs Pomfrey içeri girince hepsinin bakışları ona döndü.

"Nasılsınız Mrs Clark?" diye sordu hemşire.

"Gayet iyiyim teşekkür ederim" dedi Luciana kibar bir şekilde.

"Arkadaşlarınız ile dün baş ağrılarınız hakkında biraz konuştuk. Hiç bir şeyi unutmadığınızı söylediler. Gerçekten ilginç bir zekanız var" dedi Madam Pomfrey.

Luciana onu hafif bir baş hareketiyle onayladıktan sonra "Zihinbend önermişsiniz galiba" dedi düşünceli bir şekilde.

"Evet, faydası olacağını düşünüyorum. Ancak öncesinde sormak istediğim bir kaç şey var. Gündelik hayatınızda zihninizi tam olarak nasıl kontrol ediyorsunuz? Öğrendiğiniz bilgileri unutmamak sizi çok yoruyor olmalı" dedi ilgiyle.

Luciana arkadaşlarının bakışlarından çekinerek de olsa onu cevapladı.

"Bir kaç yıl öncesine kadar zihnimin tam bir çöplük olduğunu düşünüyordum" diyerek itiraf etti.

"Bütün karmaşık bilgiler alakasız zamanlarda ortaya çıkıp duruyordu. Sonra Muggleların bilgisayar adını verdikleri bir alet icat edildi. Bu alet sayesinde bilgileri klasörleme yöntemi ile depolama yapılabildiğini gördüm. Aynı yöntemi kendi zihnimde neden kullanmayayım diye düşündüm" dedikten sonra çekingen bir ifadeyle arkadaşlarına baktı.

Bu yaşadıklarından onların haberi yoktu. Tıpkı geceler boyu çektiği baş ağrılarından haberleri olmadığı gibi. Sadece ağrıları dayanılmaz hâle gelince onlar fark ediyorlardı genelde.

"Biraz zor oldu tabi... Öğrendiğim her şeyi gruplandırıp zihnimi bölüm bölüm kapatmaya çalışmak gerçekten yorucu bir işlemdi" dedi kelimeleri dikkatli seçmeye çalışarak.

"Ancak bir süre sonra gerçekten bazı bilgilerin üzerini örtebildiğimi fark ettim. Bunu kelimelerle anlatmak gerçekten zor. Unutmak gibi değildi. İstediğim zaman yine kullanabiliyordum. Sadece normal zamanda durduk yere ortaya çıkıp beni rahatsız etmiyorlardı. Tabi sürekli bir dikkat ve odaklanma gerekiyor. Ancak günden güne daha kolay olduğunu kabul etmeliyim" dedi.

Madam Pomfrey ilgiyle genç kızı süzmeye başladı. Bu söyledikleri gerçekten kendi başına yapılması çok zor şeylerdi.

"Sanırım kendi kendinize Zihinbend yapmayı öğrenmişsiniz Mrs Clark" dediği anda karşısındaki dört çocuk da şokla ona bakmaya başlamıştı.

"Anlattığınız şeyler Zihinbend tekniklerine birebir benziyor. Şimdi isterseniz küçük bir deneme yapabiliriz" dediği anda Luciana endişeyle yanındaki arkadaşlarına baktı.

Eğer zihnini kapatamazsa karşısındaki kadının onların gelecekten geldiğini öğrenme ihtimali vardı ve bu kesinlikle almamaları gereken bir riskti.

Daha cevap vermesine fırsat kalmadan zihninde yoğun bir baskı hissetti. Hissettiği endişe ve korkuyla bütün enerjisini zihnini kapamaya adadı bir anda. En büyük sırlarının onun yüzünden ifşa olmasını göze alamazdı.

Madam Pomfrey bir kaç saniyelik kısa bir zorlamanın ardından gülümseyerek durdu.

"Tahmin ettiğim gibi zihin kalkanınız muazzam. Elbette ben çok iyi bir Zihnefendar sayılmam ancak temel olarak meseleye hakim olduğunuz belli oluyor. Seherbaz Alestor Moody ile bir iki alıştırma sonucunda tam olarak zihin kontrolünüzü sağlayabilirsiniz. Hatta Zihinbendi öğrendikten sonra Zihnefendi de kolaylıkla yapabileceğinizden eminim" dedi kendinden emin bir şekilde.

Luciana hissettiği rahatlama ile tebessüm etti. Sıraları güvende kaldığı için rahatlamıştı aslında.

"Teşekkür ederim efendim" dedi kibar bir ses tonuyla. Daha sonra devam etti. "Şimdi çıkabilir miyim?"

"Elbette çıkabilirsiniz. Kahvaltı bitmeden yetişseniz iyi olur" dedikten sonra dört arkadaşın sessizce çıkışını izlemişti.

Dışarı çıktıkları gibi Luciana diğerlerine fırsat vermeden konuşmaya başladı.

"Bir an zihnime girip gelecekten geldiğimizi anlayacak diye ödüm koptu" dediği anda diğerlerinin şaşkınlıkla gözleri açılmıştı. Böyle bir ihtimali hiç birinin akıl etmediği belli oluyordu.

"Merlin!! Biz bu durumu nasıl unuturuz?" diye şaşkınlıkla konuşan Leonardo'ydu.

"İyi de Alestor Moody ile Zihinbend dersi yapacaksın. O zaman da aynı durum olmayacak mı?" diye telaşla sordu Emilia. Asıl tehlikeyi yeni fark ediyorlardı.

"Bu riski göze alamayız" dedi Luciana. "Ben zaten kısmen de olsa yapabiliyormuşum. Moody büyük ihtimalle bizimle noel tatilinde görüşecektir. O zamana kadar iyice öğrenip Moody'nin karşısına öyle çıkmam lazım" dediğinde diğerleri onu sessizce onaylamak zorunda kalmışlardı.

"Hatta sadece benim öğrenmem de yeterli olmaz. Her ihtimale karşı en kısa zamanda sizin de öğrenmeniz gerekiyor. Bu sır bizimle mezara kadar gitmeli bu sebeple her türlü önlemi almamız gerekiyor" dedi.

Dört arkadaş düşünceli bir şekilde Büyük Salona ilerlerken bir sorumluluk daha yüklenmiş olmaktan dolayı biraz gergin hissediyorlardı.

........

Bütün öğrenciler Büyük Salonda kahvaltı yaparken Slytherin zindanlarındaki gözden uzak bir odada bir takım karanlık planlar yapılıyordu. Hiç bir öğrencinin kalmadığı boş bir yatakhane odası bir süredir toplantı salonu gibi kullanılıyordu.

Narcissa Black nişanlısı Lucius Malfoy aracılığı ile Karanlık Lordun ona bir görev verdiğini öğrenmişti. Hogwarts'ta gizli bir yapılanma kurması ve sadık safkanlardan oluşan üyeler bulması gerekiyordu. Bu gizli yapılanma Voldemort'un oluşturduğu Karanlık Ordunun küçük bir bölümü sayıldığı için ona Karanlık Birlik adını vermişlerdi

Karanlık Lord tarafından böyle önemli bir vazifeye layık görüldüğü için Narcissa Black mutluluktan uçabilirdi. Kurulan yapılanmaya başkanlık edip geleceğin ölüm yiyenlerini seçiyor olmak onun için büyük bir ayrıcalıktı.

Asil Slytherin binası Karanlık Lordun öğretilerini onun sadık adamları aracılığıyla öğrenmeliydi. Dumbledore'un etrafındaki aptal melezler ve bulanıklar Slytherin öğrencilerinin kafasını karıştırmamalıydı.

Dumbledore'un burnunun dibinde ona muhalif adamlar yetiştirmek oldukça heyecan vericiydi Narcissa'ya göre. O yaşlı bunağın ruhu bile duymayacaktı.

Nişanlısı Lucius Malfoy zaten Karanlık Lordun gelecekteki sağ kolu olarak görülüyordu. Şimdi kendisi de bu görevi başarıyla yerine getirirse hem Karanlık Lordun hem de Lucius'un takdirini kazanacaktı. Kim bilir belki bu başarıdan sonra nişanlısı da ona aşık olurdu. Evlilikleri sadece stratejik bir anlaşmadan daha öteye giderdi.

Narcissa Black odada onunla birlikte oturan dört genci tekrar süzdü. Hemen sağ tarafında oturan en yakın arkadaşı Mary Parkinson'dı.

Birinci sınıftan beri iyi anlaşıyorlardı ve Mary pek zeki olmasa da her zaman sadık bir arkadaş olmuştu. Lucius'un mektubundan ilk ona bahsetmişti ve arkadaşı her zaman olduğu gibi yanında yer almak istemişti.

Sol tarafında kuzeni ve Karanlık Lordun en sadık destekçilerinden olan Regulus Black vardı. Regulus hem zeki hem de her zaman için işe yarayabilecek bir müttefikti.

Tam karşısında ise henüz 5. sınıf olan çifte kumrular Helena Nott ve sevgilisi Rabastan Lestrange oturuyordu. İkisi de zehir gibi gençlerdi ve bakışları bile karanlık pırıltılarla doluydu. Başlangıç için mükemmel bir ekip kurduğunu düşünüyordu Narcissa.

"Bugünkü Karanlık Birlik toplantımız kısa ve öz olacak" diyerek söze başladı.

"Karanlık Lordun amaçlarını ve kurmak istediği dünyayı en iyi sizler biliyorsunuz. Yeni kurulacak dünya düzeni için biz gençlere de pek çok görevler düşüyor. Karanlık Lordun yanında yer alma ayrıcalığına sahip olacak yetenekli büyücü ve cadıları bulmalıyız.

Bu sebeple her birimizin titizlikle çalışması gerekiyor. Bir hafta süre veriyorum size. Her biriniz bu davaya yakın gördüğünüz bir ya da iki arkadaşınızı Birliğimize davet edeceksiniz.

Sadakatlerinden emin olduktan sonra bize katılmalarına izin vereceğiz. Aksi takdirde hafızasını değiştirip hiç gelmemiş gibi geri göndeririz. Gizlilik şimdilik en güçlü silahımız olacak. Çünkü maalesef asil Slytherin binasının içinde bile bazen kanı bozuklar olabiliyor" dedi tiksinmiş bir ifadeyle.

Heyecandan yerinde duramayan Helena Nott konuşmaya başladı. "Birinci amacımız mümkün olduğu kadar sadık üye toplamak o kısmı anladık. Peki ileride eylemler de yapacak mıyız? Bulanıkların rahatça aramızda gezmelerine katlanamıyorum ben. Onlara günlerini gösterelim. Hogwarts'ın asıl sahiplerinin kim olduğunu anlasınlar" dedi öfkeyle.

"Sakin ol Helena! Böyle öfkeli söylemlerine devam edersen seni birliğimizden çıkarmak zorunda kalırım. Bulanıklardan ben de nefret ediyorum ancak Karanlık Lordun bizzat emretmediği hiç bir şeyi yapmayacağız. Lordumuz zaten muhteşem zekâsıyla bize en harika şekilde yol gösterecektir. Bundan hiç şüphen olmasın" dedi kendinden emin bir şekilde.

Helena Nott biraz bozulsa da Narcissa'nın haklı olduğunu kabul ediyordu. Bu sebeple itiraz etmemeye karar verdi. Yanı başında oturan sevgilisi Rabastan Lestrange kızın yanağına düşen bir saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırırken konuşmaya başladı.

"Merak etme sevgilim! Bulanık avına çıkacağımız günler de gelecek. O gün geldiğinde sana büyük bir zevkle eşlik edeceğimden emin olabilirsin" dediğinde Helena'nın yüzünde tehlikeli bir gülümseme belirmeye başlamıştı bile.

"Heyecanınız birazcık yatıştıysa diğer konuya geçiyorum" dedi Narcissa onları takmayarak. Bütün gözler merakla ona dönünce konuşmaya başladı.

"Karanlık Lorda layık olmak öyle sırf söylemlerle olmuyor tabiki. Eğer gerçek bir ölüm yiyen olmak istiyorsanız her anlamda güçlü olmanız gerekiyor. Malumunuz Hogwarts müfredatı sadece karanlık sanatlara karşı savunma öğretiyor. Bizler bu birlik ile karanlık sanatların kendisini öğreneceğiz. Sihrin sınırlarını zorlayacağız" dedikten sonra arkadaşlarının parlayan gözlerine teker teker baktı.

"Hepinizin gözlerinde daha fazla güce olan derin arzuyu görebiliyorum. Güç bizimle anlam bulacak. Bütün öğrenciler adımızı anarken bile iki kez düşünecek. Kendimizi öyle büyük bir donanımla yetiştireceğiz ki buradan mezun olduğumuzda Karanlık Orduda gururla yer alabileceğiz" diye bitirdi sözlerini.

Narcissa Black gerçek bir lider gibi konuşup muhatabını etkilemeyi gayet iyi biliyordu. Arkadaşları onu hayranlıkla süzerken bir yandan da büyük bir heyecan dalgasına kapılmışlardı.

Yepyeni bir dünya kurulacaktı ve kendileri de yeteri kadar çaba gösterirlerse eğer bu yeni dünyada ayrıcalıktı bir konum elde edeceklerdi.

Hogwarts kurulduğu günden beri pek çok şeye şahit olmuştu. Ancak bu defa karanlık ve aydınlık öyle keskin çizgilerle ayrılacaktı ki hiç kimsenin griyi tercih etme imkânı olmayacaktı.

Zor günler geliyordu. Her iki taraf için de büyük acılar ve büyük mutluluklar kapıdaydı. Sadakat ile ihanet... sevgi ve nefret... dostluk ve düşmanlık... bu kavramlar birbirine öyle bir karışacaktı ki herkesin hayatını etkileyecekti. Artık geri dönülmez bir yola çoktan girilmişti...

.............

Selam benim biricik okurlarım!

Bölümü nasıl buldunuz? İşler biraz kızışıyor sanki ne dersiniz?

Asıl olaylı bölümlere aslında yeni başlıyoruz. Umarım beklentilerinizi karşılayacak bölümler yazabilirim.

Karanlık Birlik hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize güzel bakın!

Sihirli Günler!!!

...........

Rabastan Lestrange

Helena Nott





.............

Continue Reading

You'll Also Like

226K 23.5K 37
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
103K 6.9K 22
Harry, Sirius öldükten sonra o Grimmauld Meydanı 12 Numara'ya tekrar gitti, fakat evde bir gariplik vardı, Ron ve Hermione ile geldiğinde fark etti...
2.7K 295 13
Kardeşlerim dizisindeki Kaan Atakul ve kendi oluşturduğum karakterim Bilge Aydın arasında geçen soft bir aşk hikayesi.Doruk ve Kaan kardeşliğine önem...
67.3K 5.9K 30
Helena Livingstone. Lise ikinci sınıf manyak bir öğrenci. Ama sadece bir öğrenci değil. Sırf iyilere yardım etmek için bir hacker. Bundan dolayı bir...