It's Ours Now -JiKook ✓

By Loveis3D

174K 16.1K 14.1K

Omegaverse|mpreg Hiçliğin ortasındaki omega, istenmeyen bir bebekle, istenmediği bir yaşamı sürdürmek istemiy... More

🐥Kaza🐥
🐥Muzlu Süt🐥
🐥Kurallar🐥
🐥Keriz🐥
🐥Geçmiş🐥
🐥Muayene🐥
🐥Ttalgi🐥
🐥Hasta🐥
🐥Çilek Gibi🐥
🐥MinMin🐥
🐥Benim🐥
🐥Anlaşma🐥
🐥Sınırlar🐥
🐥Lastik🐥
🐥Cinsiyet🐥
🐥Tamirhane🐥
🐥Su🐥
🐥Çilek Lekesi🐥
🐥Minju🐥
🐥Pasaklı🐥
🐥Havuz Keyfi🐥
🐥Tören pt1🐥
🐥Tören pt2🐥
🐥Küçük Bir Fare🐥
🐥Bam🐥
🐥Biyolojik Varlık🐥
🐥Mahalle🐥
🐥Toplantı🐥
🐥Üniversite🐥
🐥Mezuniyet🐥
🐥Sürpriz🐥
🐥Choko🐥
🐥Final🐥
🐥🎄Yılbaşı Özel🎄🐥

🐥Carrying🐥

3K 399 330
By Loveis3D

Sınır 230 oy 300 yorum

Yaban ellerde, yabancı bir sürü doktor arasında tedavi olmaya çalışan çiftin derdi boylarını aşmıştı.

Geldikleri oldukça uzak Afrika ülkesinde Korece bilen tek bir hastane çalışanı yoktu. İngilizce bilen kişi sayısı azdı, onda da aksan yüzünden bir türlü anlaşamıyorlardı. Jimin'in her saniye artan kaşıntısı nedeniyle hıçkıra hıçkıra ağlaması zaten alfayı daha da streslendirirken bir türlü tedavi konuşunda anlaşamamaları, her şeyi daha da çıkılmaz hale getiriyordu.

Küçük hastane odasında bekleyen ikili, içeri giren sivil giyimli biri ve yanındaki doktorla ile tekrar umut dolmuştu. 

"Merhaba, çevirmenlik için geldim. Sorununuzu anlatın lütfen." Sonunda İngilizcesi biraz daha anlaşılır biri geldiği için önce başını yukarı kaldırarak şükretti alfa. Sonra da başladı sorununu anlatmaya.

"Eşimle beraber meşhur et restorantına gittik. O ceylan eti yedi ama galiba alerjik reaksiyon yaptı. Saatlerdir çok kötü durumda."

Çevirmen doktora durumu anlattıktan sonra doktorun sorusunu çevirdi.

"İlk kez mi yedi?"

"Evet ilk. Başka bir şeye de alerjisi yok zaten."

Doktor aldığı yeni bilgilerden sonra çevirmene son sözlerini söyleyip çıkmıştı.

"Birazdan serum gönderecek. Onun dışında ülkeye girmeden önce anlatıldığı gibi, herhangi bir hastalık olma ihtimaline karşı kan testi yapacağız. Turist olduğunuz için sonuçlar büyük ihtimal serum bitimine çıkar. İyi günler."

Çevirmenin odadan çıkmasının ardından yalnızca iki dakika sonra bir hemşire gelip serum bağlamıştı omegaya. Ardından şırıngayla aldığı birkaç tüp kanla birlikte çıkmıştı odadan.

"Keşke hiç yemeseydik..." Jimin serumun etkisiyle biraz daha rahatladığından konuşabilecek hale gelmişti fakat eşinden bir yanıt gelmemişti. "Kook?"

Eşinin elindeki telefona büyük bir dikkatle baktığını görünce merakla sordu. "Neye bakıyorsun öyle?"

"Ne gibi hastalıklar çıkabileceğine. Siktiğimin bin tane aşı yaptırdık. Ne ihtimalinden bahsediyor bunlar?"

Afrika ülkelerinde çıkan çoğu hastalığın bir tedavisi olmadığını biliyordu. O an lanet etti aşırı uygun bulduğu ve 'yeni deneyim' üzerine eşine buraya gelmek için ettiği ısrarlara.

Alfanın gergin hali omegayı da gerse de belli etmedi.

"Sakin ol aşkım. Zaten ülkeye indik, otele vardık, hop etciye gittik. Ne ara ne hastalığı olacak ki? Dediler ya, turistiz biz. Eğer böyle bi sıkıntı çıkarsa, turizm gelirlerinde düşüş olur. Önlem alıyorlar işte."

"Umarım dediğin gibidir." dedikten sonra telefonu cebine koydu Jungkook. Omegasının yanına geldiğinde başıyla kaymasını istediğini gösterip açılan küçük alana uzanmıştı. Ardından robotik bir tavırla onlarca öpücük kondurmuştu omeganın dudağına.

Jimin bulduğu minik aralıkta başını yana çevirip isyan etti. "Ay Kook, ölmeyeceğim tamam ya!"

"Konuşma öyle. Yüzüme öksürsene birkaç kere. Güçlü öksür ama." Jimin şaşkınlıkla alfaya baktı. Yüz ifadesi cümleyi anlamlandıramadığını net bir şekilde belli etse de alfanın ciddiyeti bozulmadı. "Hadi öksür."

"Aşkım ne saçmalıyorsun sen?"

"Ne saçmalaması Jimin? Her ihtimale hazırlıyorum kendimi işte. Ya beraber sağlıklı çıkarız ya da bana da bulaşır, beraber hasta çıkarız. Hadi aşkım."

"Hi! Ben de sanıyorum ki öpesin geldi de öpüyorsun! Küstüm ki şimdi!"

Serumlu eline dikkat ederek alfadan uzaklaşmaya çalışsa da çabası tabi ki boşa çıkmıştı.

"Aşkım yemin ediyorum yüzünü ısırmaktan öyle bir kızartırım ki alerji geçti mi geçmedi mi anlayamazsın. Benim hep seni öpesim var, diğer tüm nedenler hep ikincil."

Jimin ne kadar trip modunda olsa da eşinin tatlı tatlı kendini savunmasıyla gardını hemen indirmişti. "Salak...Hem bulaşıcı olup olmadığını nereden biliyorsun? Hadi ben hasta olmuşum ve bulaşıcı, Ttalgimize kim bakacak? Minik kızımız... Jungkook ben kızımızı da çok özledim..."

Omega uykusuzdu. Kaşıntısı geçmiş olsa da hala bir rahatsızlık vardı üstünde. Eli üzerinden takılan serum onu çok rahatsız ediyordu. Ne kadar belli etmese de hasta olma korkusu onu da sarmıştı. Ağlamak için çok müsait durumdaydı.

Omeganın azar azar başlayan hıçkırıklarıyla alfayı da büyük bir hüzün kaplamıştı. "Bebeğim lütfen..." Alfa telefonunu çıkartıp tekrar saate baktı. "...Minju uyuyordur şimdi. Serumun bitsin, taburcu olalım, otelimize gidelim ve sonra da kızımızı görüntülü arayalım tamam mı? İstersen de döneriz."

"Ama Kook... Bu bizim balayımızdı ki..."

Alfa, eşinin kızarmış burnuna birkaç öpücük kondurdu, sonuncuda oldukça hafif ısırdı. "Seninle her günüm balayı gibi geçiyor ki zaten aşkım. Bizim her günümüz tatil bize."

Her ne kadar bulundukları durum rezil ötesi olsa da eşinin cümleleri yeterince rahatlatmıştı omegayı. Artık çok daha sakindi. Eşinin göğsüne yaslanıp damla damla akan, bitmek üzere olan serumu izlemeye başladı.

Serumun som damlasından dakikalar sonra odaya giren hemşire-doktor-çevirmen üçlüsüyle uzandığı yerden kalktı alfa. Endişeyle doktorun çevirmenle konuşmasını bitirmesini bekledi.

"Öncelikle korkmanıza gerek yok, herhangi bir hastalık çıkmadı. Yediğiniz etten alerjik reaksiyon oluşmuş olmalı. Yine de taşıyıcı(carrying) bir omega için ekstra dikkatli olmalısınız. Mümkünse tatilinizin geri kalanında bilmediğiniz gıdalardan uzak durmaya çalışın."

Alfanın kaşları anlamamazlıkla çatıldı. 'Taşıyıcı' ne demekti? Alfanın beyninde oynayan bin türlü tilki çok çalışmaya başlamış, çeşitli senaryolar kurmuşlardı bile. Eşi gerçekten bir hastalık mı taşıyordu?

"Ne demek taşıyıcı? Ne taşıyor benim eşim? Bi hastalığı mı var? Kalıtsal mı?"

Çevirmen, endişeli alfanın dediğini anlayabilmek için birkaç saniye bekledi. Anladığında ise ufak bir kahkaha atmadan edemedi.

"Taşıyıcı... Yani bebek taşıyor. Eşinizin hamile olduğunu bilmiyor muydunuz?"

Jimin şokla çığlığı basıp ağzını sıkıca kapatmıştı eliyle. Biraz bildiği İngilizcesi, çevirmenin anlaşılmak için tane tane söylediği kelimeleri çevirmesine yetmişti. Alfasının eşi kendisiydi. Hamile miydi?

"Emin misiniz? Biz..." Hatırlayamadığı kelimeyle biraz duraksadı. "Bizim olmuyordu bebeğimiz."

"Evet, doktorunuz emin. Kan testinizde çıkmış. İsterseniz ultrasondan da bakabiliriz."

Jimin heyecanın en yoğun olduğu duygu karmaşası içinde eşine baktı. Oysa o çok farklı dünyadaydı.

Alfanın kulaklarında çok tiz bir ses yankılandı. Gözünün önündeki tüm objeler birkaç saniyede bir yer değiştirmeye başladı. Yanı başında çevirmenle konuşmaya çalışan eşini duyabilse de cümlelere anlam veremiyor, ona dönemiyordu bile.

Alfa tedirgin bir tavırla kendini ve eşini gösterip çevirmene baktı. "Bizim mi?"

Çevirmen duyduğu Korece cümleye yanıt verememişti, onun yerine eşi cevaplamıştı onu.

"Aşkım... Öyle galiba." Alfa yanıbaşında yatakta doğrulmuş, alerjik kızarıklığı çoktan gitse de şimdi heyecandan kızarmış yanaklara sahip eşine baktı.

"Bebek mi?"

"Kook sarıl bana..." Alfa sanki bu komutu bekliyormuş gibi büyük bir heyecanla yataktaki eşine eğildi, sarıldıkları anda ise eşini kalçasından destekleyip bir çırpıda kucağına aldı. Büyük bir heyecanla odanın içindekileri unutup kahkahalarla olduğu yerde döndürdü minik eşini.

"Jungkook..." Eşi hıçkırıkları arasında ismini söylediğinde durdu hemen. Hamileydi, başı dönmüş olabilirdi. Çünkü hamileydi. İnanamıyordu, eşi hamileydi!

"Min... Koskoca on yıl Min... aşkım on yıl bekledik bu haberi biz..." Omeganın kabarık, altın saçlarına onlarca öpücük dizdikten sonra anca sakinleşmiş; bulundukları ortamın farkına varmıştı. Odada hala iki yabancı vardı.

"Şey... Ultrason cihazı var mı?" Alfa, çevirmenin önerisinden habersiz sorduğunda çevirmen güler yüzle onayladı. Bebek haberi, hastanelerden gelen nadir güzel haberlerden biriydi. Vesile olduğu için o da mutlu olmuştu.

...........................

İkili yine turist olmanın verdiği özel muameleyle sıra dahi beklemeden omega doğum odasına girmişlerdi. Girdiklerinde dahi alfa o kadar heyecanlıydı ki eşini asla yere indirmemiş, sedyeye dahi kendi yatırmıştı. Bebeği bir kere daha bebek taşıyordu, dikkat etmeliydi.

"Şimdi karnını açmalısınız ki doktor jel sürebilsin." Alfa en son on yıl önce deneyimlediği olayı tekrar yaşadığı için gözleri dolu dolu açtı eşinin dümdüz olan karnını. Jel dökülmeden önce kendini tutamayarak minik bir öpücük kondurdu yavrusunun yuvasına.

"İlk çocuğunuz mu?" Çevirmen tamamen kendi merakından sorduğunda alfa başını iki yana salladı.

"Hayır, ikinci yavrumuz bu."

Çevirmen şaşkınlıkla tekrar konuştu. "Eşiniz çocuğunuzun olmadığını söylemişti ama..."

Alfa neyden bahsedildiğini anladığında hemen cevapladı. "O ilk mucizemizdi, bu da ikinci."

Çevirmenle ufak muhabbetleri bittikten sonra makinenin ayarlamalarını bitiren doktora döndü alfa. Eli sıkı sıkı eşinin elini tutmuş, o minik keseyi görmek için bekliyordu.

Omega doktor güler yüzle aletin ucunu Jimin'in karnında gezdirmeye başladı. Ekrandaki lacivert ve siyah lekeler yer değiştiriyordu. Yine de küme gibi gözüken o kese gelmiyordu.

"Nerede? Yavru nerede? Jungkook? Jungkook yavrumuz nerede?" Jimin dolu gözlerini kırpıştırarak eşine baktı. Oysa Jungkook da cevabı bilmiyor, doktorun ifadesiz yüzünü gördükçe daha da fazla korkuyordu.

Kısa bir sessizlik sonrası ekranda gözüken minik alan, doktorun konuşması ve çevirmenin çevirmesiyle oldukça rahatlamıştı çift.

"Merak etmeyin, yavru burada ve gayet iyi gözüküyor."

Kankeytolarımla gezmedeyken yazdım bölümü ekrana bakmamışlardır inş

Foto falan yok direkt yayınlayacağım  çok beklettim zaten

Neyse ballarım
JİKOOKLA KALINN💞💞

Continue Reading

You'll Also Like

95.9K 8.8K 29
Taehyung bir katildir ve hapishaneden kurtulmak için taklit yaparak akıl hastanesine girer. O sırada orada hasta yatan Jungkook ile karşılaşır ve Jun...
184K 20.8K 26
Kim Namjoon, kendisine verilen görevi yerine getirmek için sahte bir aile kurmaya karar verir fakat birbirlerinden deli gibi nefret eden Taehyung ve...
amour By laviva

Fanfiction

505 73 6
Bıçaktan daha keskin , şekerden daha tatlı olan , sırlı hayatların gizli dünyasina tanıklık eden arkadaş grupları
18K 2.5K 40
Meslektaşına aşık olan öğretmen Jeon Jungkook.