Jase donup kaldığımı fark etmşti. Elinin tersiyle beni hafifçe dürttü. İrkilip kadına cevap verdim.
"Merhaba, sanırım siz de Bayan Aquira olmalısınız."
Kadın büyüleyici gözlerini kısarak sırıttı.
"Dikkatli birisin, yine de kendimi tanıtmama izin ver. Ben; sükünetin,sabrın,dinginliğin temsilcisi Su Grubu'nun yöneticisi Aquira."
"Sanırım aynı zaman da akademinin müdürüsünüz?"
Aquira sevimli bir kahkaha attı.
"Yöneticilerinden biriyim diyebiliriz.Burda gruplara ayrılırız. Ateş,hava,su ve toprak. 4 ana element 4 yönetici tarafından yüzyıllardır birlik içinde yönetilir. Az önce de bahsettiğim gibi ben Su kontrolcülerinden sorunluyum."
"Buraya getirildiğime göre bu ben de sizden biriyim mi demek?"
Bunu sorarken Jase in de bu sınıfa dahil olup olmadığını merak ederek ona doğru döndüm.
Bu kez sorularımı cevaplayan Jase oldu.
"Bunu henüz bilmiyoruz.Gruplar arasında az öncede Bayan Aquira'nın bahsettiği gibi en barışcılı Su'dur. O yüzden senin ait olduğun yeri bulana kadar burada eğitileceksin. Bazı dersler tüm elementler için ortaktır bu yüzden eğer onlara bir yatkınlığın varsa keşfetme fırsatın olacak veya tam tersi."
"Tam tersi mi?"
Jase bunu söylerken biraz durgun görünüyordu belki de bu yüzden konunun devamını Aquira getirdi.
"Bazıları içlerinde barındırdıkları potansiyeli ortaya çıkaramazlar. Hâla diğer insanlardan farklı olsalar da vücutları bunu dışarı vurmayı kabul etmez. Jase,onlardan birisi. Bu onu bizden daha az özel yapmaz ancak böyle bir evrende büyük güçlere karşın kendisini savunabilmeyi farklı şekilde öğrenmeli. Bundan dolayı 5. bir grup kurduk. 'Kuralsızlar'. Grubun liderlerinden biri Jase, grubunu fanilerin kullanamayacağı büyü gücüyle doldurulmuş silahları kullanabilmek ve vücutlarını savaşa ve dövüşe uygun hale getirmek için eğitiyor."
Kulağa pek hoş gelmiyordu.
"Yani asker mi yetiştiriyorsunuz?"
Aquira içtensizlikle gülümsedi.
"Hayır, bu dünyanın sınırları tahmin edilemez, sadece önlem alıyoruz ve onları geleceğe hazırlıyoruz. Ne olursa olsun burda hiçbir grubun hiçbir gruba üstünlüğü yoktur."
Daha soracak birkaç sorum daha vardı ki kapı çalındı.
İçeriye kumral upuzun saçları olan ufak tefek bir kız girdi.
"Beni çağırmışsınız,Bayan Aquira."
Aquira kafasını öne arkaya salladı ve elleriyle beni işaret etti.
"İşte bahsettiğim yeni öğrencimiz,sınıfını bulmasına yardım edeceğini ve yabancılık hissetmemesini sağlayacağını umuyorum, Cider."
Cider kafasını bana çevirip samimi bir şekilde gülümsedi.
"Merhaba,sen Samantha olmalısın."
Yanıma yaklaşıp elimi sıkıca tuttu. Fazlasıyla yumuşak ve sıcak elleri vardı.
"Merhaba,sanırım sen de Cider oluyorsun."
Cider yine aynı sıcak gülümsemesiyle karşılık verdi ve beni çekiştirerek kapıya doğru götürmeye başladı.
"O hâlde biz gidelim,Bayan Aquira."
Bayan Aquira izin verircesine kafasını salladı. Cider beni sürüklerken Jase'e sadece el sallayarak veda edebildim.Onu burada Bayan Aquira ile bırakırken içim pek rahat etmiyordu.Ne de olsa burda edindiğim ilk ve tek arkadaşımdı.
Odadan çıktığımızda Cider elimi bıraktı ve yanımda yürümeye başladı.
"Cider,nereye gidiyoruz?"
"Seni ilk dersine,Saha Eğitimi'ne götürüyorum."
"Biraz daha açmak ister misin?"
"Pekâla,bu ders yeteneklerini uygulamalı olarak kullanmanı ve olası rakiplerin için strateji ve güç geliştirmeni sağlamak üzerine kurulu. İlk dersimiz diğer gruplarla ortak olacak bu senin için biraz karmaşık ve zor olabilir.Bazıları 'Tüm gruplar eşittir.' sözünü pek idrak edemiyor gibi,özellikle Ateş'ler.Yeni geldiğinden savunmasız olacağını biliyorlar o yüzden sana karşı baskıcı olabilirler.Onlara aldırış etme. Çiğneyemeyecekleri en önemli kurallardan birisi güçlerini bir eğitmen gözetiminde olmaksızın diğerleri üzerlerinde kullanamayacakları."
"Cidden çok rahatladım."
Cider bana bakıp tebessüm etti.
"Merak etme,eğitmenimiz güvenilirdir."
Kristal bir kapıdan devasa bir saha alanına çıktık.
"Geldiğim yerde bu tip alanlarda futbol veya lakros falan oynanırdı.Sanırım sizin spor anlayışınız biraz farklı."
Cider her zamanki gibi gülüyordu.
"Şey,o dediklerin ne bilmiyorum ancak bizimkilerin çok daha eğlenceli olduğuna eminim."
Sahanın içine doğru girdiğimizde insanların birçok çember oluşturduğunu ve birbirleri üzerinde hünerlerini göstermekten çekinmediklerini gördüm.Gözlerimin önünde sıska bir çocuk rakibi tarafından yere yığdırıldı.
Bunu yapanın kim olduğunu görmek için kafamı kaldırdım, koyu kahverengi ensesinde biten dağınık saçlarıyla bir çocuk alevden yapılmış gibi parlayan gözlerini benimkilere dikti.
"Sıradaki sen misin?"
Questial
By asyanurcopur
17 yaşındaki Samantha liseden mezun olmak üzeredir. Sonunda kendisini asla ait hissedemediği tüm o koridorlar... More