My Clown

By sadpamda

901 83 60

"Bana verdiğin o çiçek kuruyup toz olana kadar dayanırım belki de mentalist." *Smut olup olmayacağına henuz k... More

.....
0.1
0.2
0.3
0.4
0.6
0.7
0.8

0.5

82 8 16
By sadpamda

Gen her sabah yaptığı gibi neşeli bir şekilde Senku'nun odasına doğru ilerliyordu. O geceden sonra günler geçmişti. Asla bu konu hakkında konuşmak istemeseler de daha da yakınlaştıklarının farkındaydılar. Artık daha çok konuşuyorlardı ve çoğunlukla birlikte kitap okuyorlardı.

Dışarıdan Taiju ve Yuzuriha' yı gördü. Neyse ki yaptığı atıştırmalıklar hepsine yeterdi. Enerjik bir şekilde kapıyı açtı.

"Günaydınn!"

Senku ile hararetli bir şekilde konuşan Taiju ve Yuzuriha aniden sustular. Gen oluşan tuhaf ortamın farkına varmıştı.

"Bir sorun mu var?"

Korkarak sorduğu sorunun ardından odadaki tüm gözler kendisine çevrilmişti. Daha fazla endişelenmesine dayanamayarak Senku konuştu.

"Korkma hemen, sadece çıktığımızı söyledim. "

Senku gülümseyerek konuşmuştu ama olayı anladıktan sonra Gen utanmış ve tedirgin hissetmişti. Çünkü bu tür duyguları hiçbir zaman çevresinden iyi bir tepki almamıştı.

"İlk ben öğrenmiştim. "

Okuduğu gazeteyi indirerek kendini gösteren Byakuya gülümseyerek söylemişti bunu. Gen arkasındaki koltukta oturup gülümseyen adamı görünce daha da utanıp odadan kaçtı. Arkasından Senku gelmişti.

"Gen, bir sorun mu var?"

Senku kapının yanında dikilen gencin yemekte olduğu tırnakları kurtarıp ellerini tuttu. Tedirgin ve sorgulayan gözler buluştuğunda Gen konuştu.

"Ben biraz endiselendim sanırım. "

"Neden?"

"Arkadaşlarının nasıl bir tepki vereceğini bilmediğimden ve bir de baban."

Senku endişeli gencin ellerini bırakıp omuzlarından tutarak konuştu.

"Sorun yok Gen. Bizim adımıza mutlular. Üstelik onlar senin de arkadaşın ve bir de babam. Kötü bir tepki verme ihtimalleri yüzde 0."

Senku Gen'in endişelerini giderdikten sonra içeri girdiler.

"Gen-san Senku gerçekten sinir bozucudur. Umarım dayanabilirsin."

Yuzuriha konuştu Gen'in yanına gelerek. Sesini duyurmamaya çalışarak Senku hakkında konuşuyorlardı. Taiju Gen'in yanına geldi ve sarıldı.

"Ona iyi bak olur mu? Seni üzerse bize söyle."

Biraz ağlamaklı bir konuşma yapmıştı. Böyle anlarda fazla dramatik olabiliryordu.

Byakuya sessizce odadaki gençleri izledi. Oğlu için gerçekten mutluydu. Artık onun için daha az endişelenecekti. Senku'yu hastaneyde yalnız bırakmaktan nefret ederdi ve artık rahatlamıştı. Güvenir ve iyi kalpli biri artık oğlunu seviyordu.

♤♤♤

"Güle güle Byakuya-san."

"Güle güle gençler bir şey olursa beni hemen arayın. "

Taiju ve Yuzuriha da gidince yalnız kalmıştılar. Aralarındaki bu sessizlik Gen'i rahatsız ettiğinden ilk konuşan o olmuştu.

"Ee Senku-chan yapmak istediğin bir şey var mı?"

"Biraz kitap okurum diye düşünüyordum. "

Yatağının yanındaki komodinin üzerinde taş ve kayalar hakkında olan kitabı aldı.

"Yanıma gelebilirsin. Birlikte okuruz." dedi dışarıyı izleyen gence.

"Emin misin Senku-chan. Birlikte sıkışırız bence."

"Daha önce sıkışmamıştık. "

Senku ısrarlı bakışları ile ikna etmişti. Gen yavaşça yatağa oturdu. Biraz gergindi ama belli etmedi. Kitabı okumaya başladılar. Gen anlamadığı kısımları soruyordu ve Senku da ona hevesle anlatıyordu. Gen'in bu kadar ilgili olması hoşuna gitmişti hasta gencin. Ona bir şeyler anlatırken kendini çok iyi hissediyordu.

Sonunda biraz ara vermeye karar verdiler. Gen çantasından renkli kağıtlar çıkardı.

"Onlar ne için?"dedi yataktaki genç merakla.

Gen kocaman gülümseyerek yaptığı kağıttan uçağı gösterdi.

"Birsürü uçak yapacağız."

"Sonra?"

"Pencereden uçururuz."

"Kızmazlar mı?"

"Sonra arkadaşıma toplatırım. Merak etme."

"Peki nasıl yapıyoruz ?"

"Beni izle önce Senku-chan. Bu şekilde yaparsan daha uzun bir mesafe uçabilir."

Senku izledi ve yapamaya başladılar. Kısa bir sürede ellerinde birsürü uçak vardı. Senku yapmaya devam ederken Gen onu izledi. Hasta genç eğleniyor gibiydi. Buna sebep olduğu için kendini iyi hissediyordu. Fazlaca bağlandığının farkındaydı ama asla pişman olmayacağını biliyordu. Gen tüm bu düşüncelerinde kaybolurken Senku büyük bir hevesle konuştu.

"Hadi uçuralım."

Uçakları bir kaba koydular ve kiminki daha uzağa gider diye iddealaşıp uçurmaya başladılar. Senku uzun zamandır bu kadar güldüğünü hatırlamıyordu. Gen ona iyi geliyordu, aralarındaki bu ufak heyecan ve mutluluk çok hoşuna gitmişti.

Gen birden durdu. Senku tam bir şey diyecekken işaret parmağı ile konuşmasına engel oldu ve sessizce kapıya yöneldi. Senku anlamsızca baktı karşısındaki gence.Gen birden kapıyı açınca küçük, gözlüklü bir kız şaşkınlıkla yere düştü.

"Merhaba küçük hanım. Neden bizi gizlice izliyorsun?" diyerek çocuğu kaldırdı Gen ve odaya aldı.

"Ben sadece palyaçoyu takip ettim."dedikten sonra küçük kız Senku'yu gördü ve gözlerine inanamadı.

"Palyaço seni yok etmişti. "

Durumu şimdi anlıyorlardı.

"Adın ne bakalım?"dedi Gen

"Suika."dedi küçük kız utanarak. İki genç küçük kızla tanıştıktan sonra yaptıkları uçakları gösterdiler ona. Suika"nın gözleri ışık saçıyordu. Sonra beraber uçurmaya başladılar.

Bir süre sonra annesi Suika'yı almak için geldi. Senku da artık yorulduğu için yatağına geçti.

"İlik aranıyormuş."dedi Gen . Küçük kızdan bahsediyordu. Onu gerçekten çok sevmişlerdi. Bu kadar küçük bir kızın daha yaşayacak uzun yılları olması gerekiyordu. Tanışacağı ve seveceği insanlar olmalıydı ama dünya adaletli değildi ve Suika gibi milyonlarca çocuk vardı dünyada.

Saatler ilerlerken yemek yediler ve Gen Senku'ya kitap okudu.

"Hergün buraya gelmemden rahatsız olmuyorsun değil mi Senku-chan?" çekinerek sormuştu Gen.

"Ne ? Tabi ki de hayır Gen neden böyle düşündün? "

"Hergün sabahtan akşama kadar buradayım bunaltıyor olabilirim diye. Herkes bazen yalnız kalmak isteyebilir."

"Asla Gen. Beni asla bunaltmıyorsun. Burada olduğun için çok mutluyum."

Gen bu sözleri duyduğu için çok mutluydu. Rahatlamıştı ve biraz da kızarmış olabilirdi. Senku onun bu halini tatlı bulmuştu. Aslında her halini tatlı buluyordu. Yaklaştı , elini yatağın yanında oturan gencin yanağına koydu ve okşamaya başladı.

"İyi ki tanışmışız ve iyi ki buradasın. "

Gen cevap veremiyordu. İçinden attığı çığlıklar gözlerinden belliydi.

"Çok mu utanıyorsun mentalist?" dedi Senku pisçe sırıtarak. Gen hemen inkar etmişti ama Senku hâlâ meydan okurcasına inatla bakıyordu.

Tam o anda Gen usulca yaklaştı. Burunları birbirine değiyordu neredeyse. Senku şaşkınlıkla yutkundu. Karşındaki gencin gözlerine değil de ruhunun en derin noktasına bakıyordu adeta. Ve Gen son hamleyi yaparak o küçük mesafeyi kapattı. Yavaşça hasta gencin dudaklarına bir buse kondurup geri çekildi. İkisi de konuşmuyordu. Yine aynı yakınlıkta birbirlerine baktılar.

"İşte utanmıyorum Senku- chan. " Diye fısıldadı Gen.

Bir şey daha diyecekti ama Senku izin vermedi ve tekrar büyük bir arzuyla karşısındaki dudakları öptü.

"Ağzını açabilir misin?"diye fısıldadı senku elini karşısındaki gencin ensesinde tutarak.

Gen ilginç bir şekilde itaatkardı. Denileni yaptı ve Senku açılan dudaklara bir an bile bekleyemeden kendi dudaklarını bastırdı. Sonra da dilini karşısındaki gencin ağzına soktu. Dilleri adeta dans ederken ikisinin de hafifçe gözleri açıktı. Dudaklarını bir an bile ayıramayarak Senku karşısındaki bedeni yatağına kaldırdı ve Gen'in kafasını yavaşça yastığa yerleştirdi. Şimdi senku Gen'in üzerindeydi ve sert bir şekilde öpüşmeye devam ettiler.

Nefessiz kalana kadar ayrılmadılar. Sonunda ayrıldıklarında nefes nefese birbirlerine bakıyorlardı. Gen yaşadığı şeyin farkına vararak elleriyle yüzünü kapattı.

Tam bu sırada koridorda doktorla konuşan Byakuya'nın sesi duyuldu. Gen apar topar indi yataktan.

"Ben gitsem iyi olur . Hava da kararmış."

Ne olduğunu anlamamış bir şekilde şaşkınlıkla bakıyordu Senku. Gen bir şey demeden çıkmıştı. Sonra tekrar girip aceleyle sevgilisinin dudaklarına ufak bir öpücük bıraktı.

"Yarın görüşürüz. İyi geceler."

Ve çıkıp gitti.

Daha sonra içeri Byakuya girdi.

"Gen iyi mi ,acelesi var gibiydi."

"Biraz fazla adrenalin salgıladı sanırım."

Bunu duyan babasının yüzüne imalı bir gülümseme yayıldı.

"Peki bunun sebebi sen miydin?"

Senku arkasını dönüp yattı.

" Hayır sendin."

Byakuya anlayamamıştı. Gülümseyerek oğlunun üzerini örtüp koltuğa geçti.
















Bu pek içime sinmeyen bir bölüm oldu açıkçası ,yazmak isteyip aklıma asla fikir gelmiyor.

Hatalarım ve vermek istediğiniz öneriler varsa bana bildirin lütfen.

Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın <3

Continue Reading

You'll Also Like

17.9K 1.4K 31
Bir yıl önce sosyal medya, pr pozisyonunda Galatasaray Spor Klübüne işe giren İdil, hakkında dönen iddiadan tamamen habersizdir. *bu kurgudaki kara...
28.5K 2.4K 50
ayrılmak yeterince zor, bunu zaten biliyordun ama hayatımın en kötü günü haline getirmeseydin daha iyi olmaz mıydı?
69.3K 2.4K 21
Alaz'la Asi yer değiştirmiş olsa nasıl bir dinamikleri olurdu çok merak ettim. Yaman, Alaz ve Cesur'un birlikte büyüdüğü; Asi'nin Soysalanlar'ın kız...
nervous By mensis

Fanfiction

13.9K 3.5K 29
I got goosebumps all over me, when you're around it's hard for me to breath -taekook -texting