ZİNDAN

By hilal_ka

917 76 120

Hayal edin: Çocuklara aşık bir adam ve asla anne olamayacak bir kadın. Beklenmeyen ölüm kadının yolunu hırsla... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm

5.bölüm

36 1 0
By hilal_ka

5. Bölüm

Ocak 2015

Hayat yapbozumda bazı parçalar eksikti hep. Eksik yaşamıştım yani.

Ve sonra
Biri girmişti hayatıma. Eksik parçalarımla uydurmaya çalışmıştı kendindekileri. Hiç de sırıtmamıştı hayat yapbozumda. Zaman geçtikçe ben olmuştu.
Yediğim yemekte, kafamı koyduğum yastıkta, uyuduğum uykumda bile onu düşünür olmuştum.
Çok temiz sevmiştim onu. Kimseyi sevemediğim gibi. Ben olmuştu o .
Benim gibi korkağın tüm tehlikeyi göze alıp kabul ettiği biriydi.

Şimdi öylece bırakıp gitmezdi beni. Bu kadar alıştırmışken kendine, bu kadar sevmişken, bu kadar ben olmuşken gitmezdi.

O bana kıyamazdı.

~
Son bir haftadır yaptığım gibi günün ilk otobüsüne binmek için durakta bekliyordum. Bugün yanımda Rüstem abi de vardı. Olanlardan haberdardı ve artık bana bir şey olur korkusuyla yanımdan ayrılmıyordu. Olanları anlattığımda ben kadar ağlamıştı.

Rüstem abi...
Rahmetli teyzemin kaynı. Uzun yıllar Mihriban ablayı sevip zor güç ailesini ikna etmiş ve evlenmişti. Fakat yıllarca uğraşsa da çocukları olmamıştı. Eşi her ne kadar ayrılmayı teklif etse de Rüstem abi bunu kesin bir dille reddetmişti. Hala ilk günkü aşkla bağlıydı Mihriban ablaya. İlk günkü çocuk aşkı da aynıydı lakin Mihriban ablasız olmazdı. Bundandır ki Rüstem abi çocukluktan beri beni çok sever. Annem vefat ettikten sonra da zaman zaman onlarda kalırdım. Zaman geçtikçe beni evladı gibi sevmişti. Bana da hep "Beni baba bil."derdi Mihriban abladan gizli. Duyup da üzülsün istemezdi. Yıllar geçip babam da vefat edince beni kendi yanına almıştı. Küçük bir kitapçısı vardı ama bu semtteki tek kitapçı olduğu için az çok ekmeğimizi çıkarıyorduk. Babamdan sonra her türlü yardımı yapmıştı bana. Eskiden ailemle yaşadığım ev çok uzaktaydı. Ve semti benim yalnız yaşamam için uygun değildi. Evi satıp kendi semtinde sağlam bi ev almış kalan parayı da banka hesabıma yatırıp beni iyice bi tembihlemişti. Her derdimde, hastalığımda yanımdaydı.
Bugün de olduğu gibi.

Otobüs gelip bindiğimizde doktorun dediklerini düşündüm.

"

Uyanmasını bekleyeceğiz."

"Çok zor."

"Biz elimizden geleni yapacağız. "

"Kritik hafta, uyanmaması durumunda son çareyi deneyeceğiz."

Son çare.
Neydi o son çare?
Çok mu acı verirdi Ateşime.
Şimdi peki?
Şimdi acı çekiyor muydu?

Düşüncelerime otobüs durduğunda ara verdim. Hastanenin alışmış olduğun yollarını geçerek Ateş'in olduğu odaya gelip cama uzandım. Oradaydı canımın içi. Aynı şekilde uzanıyordu. Bembeyazdı güzel gözlüm. Sağ kaşının üstündeki benine baktım ilk tanıştığımızdaki gibi. İlk orası dikkatimi çekti yine. Bembeyaz teninde daha da dikkat çekiciydi artık.

Şubat 2012

" Dövmenin anlamı ne? "
 
Anlamaz gözlerle baktı bana.

" Kaşının üstünü kastediyorum."

Gülümsedi sıcak bir şekilde.

"Dövme değil. Ben o. "

Şaşırır bir şekilde baktım bu sefer.

" İlk kez hilal şeklinde beni olan birini görüyorum. Sanki el ile çizilmiş gibi kusursuz. "

Ocak 2015

Doktor bilgisayar ekranında olan bakışlarını derin bir nefes alıp Anka'ya çevirdi.
"Anka Hanım sonuçlar beklediğimiz gibi. Ateş Bey'in durumu stabil. Tüm ilaçları kesmeme rağmen ayılmadı."

Derin ve çirkin planlarının giriş konuşmasını yapmıştı.

Anka hüzünle göz yaşlarını akıtmaya başladı.

"Yani." dedi. "Yani ne olacak? "

Korkuyla cevabı bekledi.

Hasta yakınının derdiyle dertlenen doktor rolüne büründü Hasan Bey.
Ve devam etti sözlerine:
" Aslında bu noktada benim üzerime düşen her doktorun seçeceği yolu seçmek ve çekilmek. " dedi sanki iyilik yapıyormuş gibi görünmek için.

Anka ise bu tuzağa düşmüştü çoktan. Başka çaresi yoktu çünkü. Umut dolu gözlerle hemen pür dikkat dinlemeye devam etti.
"Ama ben uzunca düşündüm." dedi rolüne devam ederek.
" Hatta gecelerdir vicdanım beni uyutmuyor. Bu kadar genç bi insan için sonuna kadar tüm riskleri almalıyım diye düşündüm." Bu cümle sonrasında Anka'nın tepkilerini yokladı her şey yolunda ilerliyor mu ilerlemiyor mu teyit etmek için.
Anka onay verircesine baş sallayıp sandalyede daha da öne gidip gözlerini mümkün olduğu kadar açtı. Bu tepkiler doktorun istediği doğrultudaydı. Bu yüzden devam etti.
Hafif bir yalancı öksürük sonrası ciddiyetine devam etti.
" Anka Hanım ben bu riski alırım. Fakat sizin duygularınızla değil mantığınızla cevap vermeniz gerek. Bakın Ateş Bey'in bu koşullarda uyanması imkansız. Dünya genelinde bu koşulları yaşayıp hayatına devam eden hasta sayısı sıfır. Ki elimizdeki imkanlarla zaten mümkünatı yok bu durumun. Sizin bana tüm müdahaleler için izin vermeniz lazım ki ben elimden gelen her şeyi deneyeyim. Tüm riskleri alayım. Ben kendi meslek hayatımı bile riske atıyorum bu vaka için. Emin olun kimse yapmaz bu  dediğimi açık konuşalım."

Derin bir nefes daha aldı doktor. Sandığından daha zordu bu konuşmanın seyri. Alnındaki küçük terleri silip çekmeceye uzandı. Kilitlemiş olduğu çekmeceyi açıp kağıtları aldı ve ağır bir şekilde Anka'nın önüne uzattı.

Anka ise dolu gözlerle kağıdı incelemeye başladı.

Doktor titrek bir şekilde nefesini verdi ve tekrar konuştu:
" Dediğim gibi açık konuşmam gerek Anka Hanım. Siz derseniz ki ben bir ömür boyu bu hastaneye gelir gider uyuyan bi adamı izlerim geri de evime dönerim. Kendiniz bilirsiniz. Ki bu hastane masrafları ilaçlar onları katmıyorum bile."

Anka hüzün dolu gözlerle tekrar doktora baktı.
" Burası devlet hastanesi değil mi? Ayrıca ben onu bir ömür beklerim."

Doktor kelimeleri daha da seçerek konuşması gerektiğini farkederek babacan bir tavra büründü.
"Kızım beni yanlış anlama ama sana bi abi bi baba olarak yaklaşacağım. Gençsin, aşıksın, canın yanıyor biliyorum. Ki zaten bunun için çalışıyorum. Biliyorum üzüleceksin ama riski alıp ihtimali arttırmamız gerek. Bak bu şekilde uyanması imkansız. "

Ağlamaklı çıkan sesi ve babacan tavrı Anka'yı etkilemişti.

"Ama bu kağıtları imzalarsan en azından bi ihtimalimiz olur. "

Anka gözlerini Rüstem abisine çevirdi. Bi hayli üzgün olan adam güçlü görünmeye çalıştı. Doktorun anlattıklarını uzunca dinleyip düşünmek üzere dışarı çıktılar.

Anka son bir kez daha Ateş'e bakıp Rüstem abisiyle beraber yola çıktı. Yolda hiçbir şey konuşulmadı. Otobüs Rüstem abilerin evinin olduğu durakta durunca Rüstem abi Anka'ya dönüp:
" Bugün bizde kalıyorsun. İtiraz etmeyeceksin." dedi kesin bir dille.
Anka itiraz edemeyecek kadar yorgundu.
Halbuki gün yeni başlamıştı. Mihriban ablasının koyduğu çorbayı kaşıklamaya çalıştı. İçi almıyordu. Düşünmek için bir yere sabitlediği gözleri Rüstem abinin sesiyle ona doğru döndü.
"Ne yapmam gerektiğini biliyor musun kızım? "
Çaresiz, dolu gözleri ve sıktığı çenesiyle omuzlarını kaldırdı.
"Niye böyle oldu? " dedi titreyen sesiyle elindeki kaşığı tabağın içine bıraktı gürültüyle ve sesli bir şekilde hüngür hüngür ağladı.
Mihriban abla ve Rüstem abisi kucakladı. Ama durmadı ağlaması. Mihriban ablanın yönlendirmesiyle pike serili sedirin üzerindeki yastığa başını koydu. Ağlaya ağlaya uykuya daldı.

*

"Bugün onun yanına girebilir miyim? "

Doktor gerekli şeyleri söyleyip Anka'yı hemşireye yönlendirdi. Anka sterilize kıyafetleri giyip Ateş'in olduğu odaya girdi. Hızla yanına gidip ellerini tuttu.

"Ateş'im. Güzel sevgilim. Bak ben geldim."
Tekrar ağlamaya başladı.
"Özür dilerim. Seni o gün çağırmasaydım şu an uyanık olacaktın. Özür dilerim seni düşündüm sanarken bencillik yapmışım."
Kendinden emin bir nefes alıp devam etti.
"Ama bu sefer yapmam gerekeni yapacağım. Seni düşüneceğim kendimi değil."
Hemşirenin uyarı sesini duyunca ayağa kalkıp doyasıya yüzüne baktı Ateş'in.
"Bu sefer seni düşüneceğim sevgilim." diye tekrarlayıp dışarı çıktı. Doktor'un yanına gidip konuşmaya başladı.

"Anlattığınız doğrultuda yaptığınız şeyleri onaylıyorum" dedi.

Doktor sinsice gülümseyip oyununa devam etti. Kağıtları çıkarıp tek tek imzalattı Anka'ya.

"Ama."  dedi Anka.

"Yaptığınız her şeyden haberim olacak. Habersiz hiçbir şey yapmayacaksınız."

Doktor tuttuğu nefesi verip güvenilir şekilde onayladı.

Anka tüm kağıtları imzaladığında doktor ustaca rolüne devam ediyordu.

"Anka Hanım ben sadece Ateş Bey'i değil sizi de düşünüyorum. Ve hatta bunun için alanında en iyilerden biriyle yani oğlumla konuştum. Bu süreçte size ücretsiz bir şekilde yardım edebileceğini söyledi."

Anka garip bir tavırla adamı dinledi.

"Oğlum psikiyatrist. Bu süreçte yıprandınız ve bizi nelerin beklediği de bilinmiyor. Size destek olabileceğini söyledi. "

Bu sözlerden sonra Anka şaşırarak adama baktı.
"Niye bu kadar iyi davranıyorsunuz? Sonuçta bizi tanımıyorsunuz. Neden yani? "

Adam tekrar babacan bir tavra büründü.

"Size garip gelen bu tavırlarım içimdeki insani merhamet duygusu haricinde hiçbir kaynağa sahip değildir. "

Anka bu merhameti çok da sorgulamayıp teşekkür etti. Doktordan kartını alıp hastaneden uzaklaştı.

***
Yıllar sonra yeni bölüm geldi. Talep doğrultusunda bölümlerin yüklenme hızı belirlenecektir.
Ufak bir not:
Kitaptaki tüm karakterlere dikkat etmelisiniz. Hepsi ilerleyen bölümlerde karşımıza çıkacak.
Yorum ve tahminlerinizi bekliyorum, benim için çok değerli.

Continue Reading

You'll Also Like

22.5M 1.1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
ZEMHERİ By yudumsucan

General Fiction

140K 6.4K 16
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?
4.2M 260K 81
* Siz: Ay acaba lamalar uçsa nasıl olurdu? Siz: Düşünsene, kafana tıpkı martının sıçması gibi tükürüyorlar. Siz: Çok komik olmaz mıydı? ÜSĞĞDDĞSPDĞPF...
Sarı bukle By ID

General Fiction

59.7K 7.6K 17
interseksüel birey içerir. .... "Ben ona ait değilim, insan sevdiğine ait olur." "Ya kime aitsin? Kiminsin?" İç çekti..." Senin..." .... 🤍