"Seninle karşılaşmak için hep başının belaya girmesi gerekiyor sanırım."
Gözlerim korkuyla büyümüştü, hızlıca toparlanıp cümleleri toparlamaya çalıştım.
Tam ağzımı açıp saçmalamaya başlayacağım sırada
"Korkma,bu kadar panik olmana gerek yok.Ormana izinsiz girdiğin için sana kızmayacacağım."
Yani sadece ormana girmemi sorun olarak görüyordu.
Cinsiyetsiz oluşumu değil.
Acaba gerçekten burnu mu bozuk?
Kaşlarımı çatıp anlamlandırmaya çalışarak ona baktım.
Kasları havalandı.
"Kim olduğumu biliyorsun değil mi?"
Evet tabi çok yakından hemde.
Sesim içime kaçmış gibiydi vücudum gergindi,ve içimdeki bir his nefes almamı zorlaştırıyordu.
Cılız bir sesle
"Biliyorum,sen deltasın."
Kurduğum cümle ikimiz arasında bir sessizliğe sebep oldu.
Arkasını döndü.
"Evet,ben deltayım."
Sessizce devam etti
"Ve sen daha önce görmediğim bir omega."
"Omega?"
Sesim istemsizce yüksek ve şaşkın bir biçimde çıkmıştı.
Neden bana omega diyip duruyordu.
Bunu ona soramazdım,yoksa sorar mıydım?
"Ne, delta olunca burnun normalde kat ve kat fazla koku alır,ne kadar portakallı parfüm kullansan da manolya kokusunu alabiliyorum."
Kafam karışmaya devam ediyordu.
Ona gerçeği söylersem neler olurdu?
Eğer sessiz kalırsam ne kadar saçmalamaya devam edecekti?
Kaşlarımı çatıp bakışlarımı yere indirdim.
Herşey düzgün giderken bozmak delilik olurdu.
"Kokumdan çok hoşlanmıyorum."
"Saçmalama."
Tereddütsüz bir sekilde kurduğu cümleden sonra farkına varmış gibi öksürmüş ve devam etmişti.
"Yani, her neyse seni eve götürelim ormanda bu kadar uzun süre durman sakıncalı."
Eve gidemezdim,hele ki delta yanımdayken asla.
"Olmaz!"
Hızlıca konuşup devam ettim.
"Bu saatte eve dönemem."
"Neden?"
Evet Jungkook neden?
"Ailem ben çok küçük yaştayken öldü beni evin hizmetçisi büyütüyor eğer bu saate eve dönersem evin hanımı çıldırır."
Birazcık doğruları söylemekten zarar gelmez sanırım.
"Yanında ben varken hiç bir şey olmaz."
Asıl sen yanımdayken hiç iyi şeyler olmaz.
Zoraki bir şekilde gülüp durumu açıklamaya çalıştım.
Korkunç anlatımlarım ve beni bile dehşete düşüren sahte anılarım ile birlikte deltayı ikna etmeyi başardım.
"Pekala nerde kalmayı planlıyorsun?"
Normalde olsa Jeno'nun dükkanına gider orda kalırdım ama yanımda delta varken oraya adım atmam imkansızdı.
Delta salak değilse herşeyi anlardı ki bundan biraz şüpheliydim.
Dudaklarımı buzup bilmiyorum dedim.
Kaşlarını çatıp bana baktı.
"İstersen burda kalabilirsin."
"Nasıl yani?"
"Yani zaten avlanmak için gece kulübede kalacaktım.Sabaha karşı gelirim sende gece burda uyursun birbirimizi görmeyiz bile."
"Gerçekten bunu benim için yapar mısın?"
"Hm evet."
Mırıldandıp aşağı verandaya yürüdü.
"Ben şimdiden gideyim hatta,evde herşey var ve korkmana da gerek yok ben etrafta olacağım."
Bir kaç uluma sesi duyuldu.
Delta hızlıca ormana doğru koşarak şekil değiştirdi.
Hepsinde güçlü bir uluma sesi geldi ve diğer tüm sesler kesildi.
Onları uyardığını yada emirlerine uymalarını söylediğine emindim her ikisi de benim yararıma olduğu sürece çokta sorun değil.
Yavaşça küçük kulübenin içine girip etrafı biraz karıştırdım.
Bulduğum bitkilerken kendime çay yaptım bu kadar stresten sonra çay tarlasını yesem anca etki ederdi.
.....
Sabah güneş doğarken uyandım.
Evde güzel bir koku vardı ama kimse görünmüyordu.
Yattığım koltuktan hızlıca kalktım, küçük mutfağa gidip ocağın üstünde tüten çaya ve tek kişilik kahvaltıya baktım.
Delta benim için hazırlamış olabilir miydi?
Masanın üstündeki küçük nota baktım.
'Yemekleri ye ve keyfine bak lütfen ben bir kaç saat içinde geleceğim.'
Masaya hızlıca göz gezdirdim.
Onu beklemeli miydim?
Gitmek en iyisi olurdu evime gelmek isterse işin içinden çıkamazdım.
Hızlıca hazırladığı şeyleri ağzıma attım.
Masayı topladım.
Delta gelmeden buradan gitmeliydim.
Kapıyı hızlıca kapatıp bu sefer orman içine girmeden küçük patikaya girdim.
Dersimi almıştım.
Uzun bir yürüyüşün ardından kasabayı görünce yavaşlayıp dinlendim.
Jeno'nun kapısını çaldım.
"Jungkook ne işin var burda?"
Kapıyı uykulu bir şekilde açan arkadaşım beni görünce dikleşmeye çalıştı.
"O kadar fazla şey oldu ki."
"Gel çabuk içeriye geç."
Çok erken saatler olduğu için biraz mahçup bir şekilde içeri geçtim.
Olan herşeyi anlatınca dehşete düşmüş bir şekilde beni dinledi.
"İnanamıyorum o kadar fazla soru işareti var ki, delta neden omega olduğunu düşünüyor?"
"Bilmiyorum ki açık açık portakal kokusunu ayırt ettiğini de söyledi."
"Bunun için bazı kitaplara bakmamız lazım ama ikimizin de erişim hakkı yok."
Dudaklarımı buzup yere baktım toplumda öyle bir konumdaydık ki guya halkın olan kütüphaneye bile giremiyorduk.
"Jimin ne kadar endişelenmiştir."
Doğru Jimin.
"Çok korkmuştur ne yapacağım?"
"Burda olma ihtimaline karşı bakmak için gelir, o gelince de kütüphaneye gidebiliriz."
...
Jimin gerçekten meraktan deliye dönmüştü.
"Jungkook sen beni delirticek misin? Tüm gece senin için o kadar endişelendim ki."
Kırmızı gözleri ve siniri her halinden belli olan omegayı dinliyordum.
Bir kaç saat sonra jimin endişeyle dükkana girmiş beni görünce de sağlam bir azar çekmişti.
Gerçi hala devam ediyor ama
"Dediğim gibi ormanda kayboldum sonra deltayla karşılaştım."
Ona deltadan bahsetmek istemiyordum ama bilmeliydi.
"Nasıl yani?"
Anında değişen yüz hatlarıyla bir sorun var gibiydi.
"Bi detaylı anlatsana sen şunu."
Jimin'e herşeyi detaylıca anlattım.
Sessizce oturup beni dinledi ve emin olun jimin'in bir şeyi sessizce dinlemesi hiçte hayra alamet değildir.
"Tuhaf, çok tuhaf."
Kafası o kadar dolu ve karışık duruyordu ki.
"Bir sorun yok değil mi? Herşeyin dışında çok dağılmış duruyorsun."
Gözleri yavaşça gözlerimle buluştu.
Derin bir iç çekti.
"Babamın meclisteki durumu gerçekten kötüleşiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum."
Sessizlik en net cevaptı.
İkimizde ne yapacağımızı bilmez haldeydik.
"Herneyse şu kütüphaneye gidelim.Her türlü ihtimale karşı bozuk bi deltayla uğraşamam."
ben bebek seme asi uke çok severim tamam mi jungoyu kafamda o kadar tassak yazıyorum sonra hikayeye uymaz diye siliyorum off😞
benim serseri serbest stilim nolcak ya
ay ben su ara o kadar mesgulum ki dün bedava adamlar konser bileti verdi arkadasim
BEN YİNE KONSERDE BAYILDIM
HER KONSERDE BAYİLİYORUM SİFİR SAKA
bakin arkadaslar ADAMLAR SOLİSTİNE ÖLÜRÜM GERRRCEKTEN
neydi o ya
haftaya da hayko cepkine gidiyorum
okul acilmadan tüm herkesle bulusmaya calistim
sehir disindan arkadasim geldi derken o kadar yorgunum ki su ara size anlatamam
asla bakamadim buraya cok ozur
ve omega complex bölüm nerde diyorsunuz
bilen bilir ben o kitabı coktan final yaptım
sonra duzenlemek için kaldirdim asla elim gitmiyor çok üzgünüm bu konuda😞😞
siz bana yb nerde yazar dediginizde sokak arasinda sıkıştırmışsınız gibi hissediyorum
benim abartma sekli
neyse yine asla umrunuzda olmayan hayatimdan detaylar verdigime gore gorusuruk