MİNHO
Hyunjin Jeongin çıktığı gibi ağlamaya başlamıştı. Onu kendime çekip sarıldım. "Sakin ol Hyun Jeongin dayanamaz özlemine barışırsınız" Hyunjin ağlaması demek ederken konuştu. "Hayır Minho barışamayacağız ben Jeongin'i hiç bu kadar ciddi görmedim ve seni seçmek yerine o pisliği seçti bundan sonra zor". Felix yanımıza gelmişti ve Hyunjin'in saçını okşamaya başladı. Hyunjin sakinleşmiyordu. Ağlaması daha çok artıyordu ben dayanamayıp ayağa kalkıp su ve sakinleştirici aldım. Jisung gittikten sonra bazı geceler kötüleşirsem içiyordum.
Hyunjin elimdeki hapa anlamsız bakışlar gönderince "sakinleştirici" dedim. Elimdeki hapı alıp içti. Bende Changbin ve Felix'le mutfağa girdim. Felix konuşmaya başladı "hyung her şey benim yüzümden oldu gerçekten çok aptal bir insanım beni affede bilir misin?" Ona küçük bir gülümsemeyle "üzülme canım ne olucak Jisung dinlemediği için aramız böyle ve şu an o mutlu bir sevgilisi var". Changbin Felix'i kendine çekip sarıldı. "Üzülme kuzum olacağı varmış olmuş"
JİSUNG
Gözlerimi açtığımda hastanedeydik. Neden burda olduğumuz çok belliydi anksiyete krizi geçirmiştim. "Yeon" Yeonjun konuştuğumu duyduğu anda yanıma koşup sarıldı "ah
İyi misin" kafamı evet anlamında salladım. Bana sarılmayı bırakınca konuştum "telefonumu verir misin Jeongin çok teleşlanmıştır"
"Tamam ama hapörlerde kullanacaksın"
"Tamamm hadi"
Telefonu verdiğinde Jeongin'in numarasına tıkladım. 2. Çalışta açtı.
"İ-iyi misin hyung"
"İyiyim bebeğim korkmaa"
"Hyung Hyunjin yüzünden özür dilerim"
"Ah sıkıntı değil bebek ekmek üzülme ve neden ağlıyorsun"
"Hyung şey.."
"Söyle hadi"
"Senin anksiyeten yüzünden dalga geçince a-ayrıldım"
"Ne?!"
"Bebeğim kim bilir ne kadar telaşlanmıştır benim yüzünden aranızın bozulmasını istemem"
"Hyung her şey için çok geç ben onlarla olmadığımı bu şekilde hayatlarına devam etmesini söyledim"
"Bebek ekmek seni her türlü dinler sen Hyunjin'in yanında olmadığın sürece o benim yüzünden seni dinlemez aranız bozulur ama sen Hyunjin'in yanında olursan bende yanında olurum.." aklıma eski anılarımız gelmişti mutlu olduğumuz
"Hyung umrumda değil paşama bak ayağına mı gideyim 'arkadaşıma ağzına alınmayacak şeyler söyledin ama ben seni affettim' falan mı ve bu kadar iyilik fazla kendine gel ve benim sana bir şey söylemem gerek"
"Söyle"
"Minho hyung seni aldatmamış o zaman oyun oynuyorlarmış"
"Sende inandın"
"Hyung Changbin, Hyunjin, Felix hepsi öyle söylüyorlar"
"Bebek ekmek beni kendi yerine koy Hyunjin sana öyle bir mesaj atsa ne yapardın? Ya da onun yüzünden kriz geçirmeye bile başlarsan ne yapardın? Onun yüzünden hastanede kalsaydın ne yapardın?"
"Galiba affetmezdim"
"Bende öyle bebek ekmek neyse benim kapatmam gerek serumum bitiyor. Görüşürüz ha birde sana bir ara konum atarım bize gel"
"Tamam hyung bayy"
(Telefon konuşması biter)
"Yeonum ne zaman çıkıcaz?" Telefonundan kafasını kaldırdı ve konuştu "birazdan çıkarız güzelim bir de Beomgyu adlı birinin numarasını aldım demiştim ya"
"Evet?"
"Ayy biz flörtleşiyoruz biliyorum çok erken ama çok yakışıklı ve çok iyi anlaştık bana Yeon hyung ve Yeon Yeon diyor ısırıcammm"
"Ayy çok tatlişş"
"Hatta yarın beraber pizza yemeye gideceğizz"
"Adınıza sevindim Yeon"
"Şşt bundan sonra bana Yeon diyemezsin onu bana sadece Beomgyu söyleyebilirim"
"Kanka evin yanıyor"
"Aynı evde yaşıyoruz?"
" a doğru DMELMSOSMSPSMSPSÖS"
"ÖDKSKSPSÖSPSÖLSLSMSL"
Biraz güldükten sonra içeri hemşire geldi. Serumumun bittiğini görünce iğnesini çıkardı ve konuştu "beyefendi durumunuz iyi ama stres yaşamaktan kaçının"
"Tamam hemşire hanım"
"Arkadaşınız çıkış işlemlerini halletsin çıka bilirsiniz"
"Tamam hemşire hanım"
MİNHO
Odamda bir köşeye geçmiş Silent Cry söylüyordum.
(o kadar dikkatsizsin ki)
넌 그저 그렇게 아무렇지 않게
(Gülümsüyorsun, sözlerini duyuyorum)
넌 웃고 있는데 들리는 네 말에
(Her zaman "iyiyim" diyorsun ama hepsini görebiliyorum)
You always say "I'm okay" 하지만 다 보여
(Yüreğinde yalnız ağlıyorsun)
너의 마음속 외로이 흐느끼는 너
(Sessiz bir odanın ışıkları kapatıldıktan sonra)
조용한 방 불을 끄고 나면
(Parlak bir şekilde gülümseyen sen, solup gidiyorsun)
환하게 웃고 있던 넌 점점 시들어가
(kimsenin olmadığı boş alan)
아무도 없는 빈 공간
(Bazen sadece uzun iç çekişler duyuyorum)
가끔 긴 한숨만 들리는 밤
(Yüreğinde yalnız ağlıyorsun)
너의 마음속 외로이 흐느끼는 너
(Gözler gerçeklikten kurudu ey)
현실에 메마른 눈 ey
(Kalbinde bir vaha göremiyorum)
네 마음속의 오아시스 따위는 보이지 않아
(hala geziyorsun)
여전히 헤매는 you
(Bir adım daha yaklaştım ooh)
내가 한 발 가까이 다가가 ooh
Sessiz sesini dinleyeceğim)
말없이 외치는 너의 목소리를 내가 들어줄게
(Artık yorulmuyorum diye kalbimin bir köşesinde kayboldum)
맘속 한켠에서 길을 잃어 더는 지치지 않게
(Beceriksizce kapattığım seni çağıran alanın kapısındaki çatlaktan)
서툴게 닫아 둔 너라는 그 공간 문틈 사이로
(Sadece benim duyabileceğim sessiz bir çığlık)
내게만 들리는 silent cry
(Saklanan sessiz çığlık)
그동안 숨겨둔 silent cry
(Şimdi sana sessizce saklanan gözyaşlarını gösterebilirim)
조용히 감춰둔 너의 눈물을 이젠 보여도 돼
(Bana göre vah vah vah)
내게 woah woah woah
(Kendi kendime konuşmaya alıştım artık duyacak mısın?)
익숙해진 혼잣말 이제는 내게도 들려줄래
(kendine zarar verme)
너만 아파하지 마
(Onu bana ver evet sessiz ağla woah)
내게 줘 네 silent cry woah
(Seninle ağlayacağım sana vereceğim)
같이 울어 줄게 (줄게)
(Geri çekilmeyi bırak bırak gitsin gitsin)
그만 참고 let it go go go
(Zayıf olduğunda seni yakalayacağım sana vereceğim)
힘 빠지면 잡아 줄게 (줄게)
(Sadece yaslan çünkü gitmene izin vermeyeceğim)
기대기만 해 cause I won't let you go
(Onu içeride tutmanın kolay olduğunu sanmıyorum)
참기만 하는 것도 쉽지 않은 것 같아
(Tek başıma deneyemediğim zamanlar da oluyor.)
혼자서 노력해도 안 될 때도 많은데
(İstemediğin halde neden gülümsüyorsun?)
넌 웃고 싶지 않은데도 웃고 있어 왜
(Tamam diyerek değiştireceğim)
괜찮아 라는 말은 내가 대신해줄게
(Sessiz sesini dinleyeceğim)
말없이 외치는 너의 목소리를 내가 들어줄게
(Artık yorulmuyorum diye kalbimin bir köşesinde kayboldum)
맘속 한켠에서 길을 잃어 더는 지치지 않게
(Beceriksizce kapattığın boşluktaki çatlakların arasında)
서툴게 닫아둔 너라는 그 공간 문틈 사이로
(Sadece benim duyabileceğim sessiz bir çığlık)
내게만 들리는 silent cry
(Saklanan sessiz çığlık)
그동안 숨겨둔 silent cry
(Şimdi sana sessizce saklanan gözyaşlarını gösterebilirim)
조용히 감춰둔 너의 눈물을 이젠 보여도 돼
(Bana göre vah vah vah)
내게 woah woah woah
(Kendi kendime konuşmaya alıştım artık duyacak mısın?)
익숙해진 혼잣말 이제는 내게도 들려줄래
(Sadece sen incinmezsin incitme)
너만 아파하지 마 (아파하지 마)
yüreğine yağmur yağdığında
너의 맘속에 비가 내릴 때
(seninle eşleşeceğim)
내가 같이 맞아 줄게
(Beklemeyin, şemsiyeyi açacağım)
버티고만 있지 마 내가 우산을 펼게
(Taşan gözyaşlarını durdurmak çok fazla görünüyor)
벅차오르는 눈물을 막기에는 벅차 보여
(Yağmur suyu toplanıyor, yağmur suyu toplanıyor, her şey karışıyor)
빗물이 고여 빗물이 고여 모든 일이 꼬여
(Parlak senin arkasındaki karanlık gölge)
밝은 너의 뒤에 어두운 그림자
(Öğrenebilirsin, saklama)
내게 들켜도 돼 숨기지 마
(Sessiz ağlama)
Silent cry
(Sessiz ağlama)
Silent cry
(Sadece benim duyabileceğim sessiz bir çığlık)
내게만 들리는 silent cry
(Saklanan sessiz çığlık)
그동안 숨겨둔 silent cry
(Şimdi sana sessizce saklanan gözyaşlarını gösterebilirim)
조용히 감춰둔 너의 눈물을 이젠 보여도 돼
(Bana göre vah vah vah)
내게 woah woah woah
(Kendi kendime konuşmaya alıştım artık duyacak mısın?)
익숙해진 혼잣말 이제는 내게도 들려줄래
(kendine zarar verme)
너만 아파하지 마
(Onu bana ver evet sessiz ağla woah)
내게 줘 네 silent cry woah
(Google'dan aldım yani çeviri doğru olmaya bilir)
Düşünüyordum neden beni dinlemek yerine benden ayrıldı? Belki de sevmiyordur? Neden açıklamama izin vermiyor? NEDEN NEDEN NEDEN!
...........................................................
Rezalet bir bölümdü 🤢
Ne zaman barışsınlar minsung?
Diğer bölüm/ 2 bölüm sonra?
Ya bir sonraki bölüm yada ondan sonraki bölüm Jisung Minho'nun anlatmasına izin vericek sizce?
Hyunin ikilisi Minsung ikilisi barıştıktan sonra barışacak ama ne zaman bilemeeem 🤫
Baaayy