Aşiret Gelini

By parilla_

724K 25.5K 3.1K

Kitabım 18 yaş altına uygun değildir! Deniz istanbulda yaşayan, marjinal bi aile yapısına sahip genç bir asis... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45

10

18.6K 432 36
By parilla_

selam fıstıklar ♥️ iyi okumalar

beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum ✨

_______________________________

Abimin söylediği son cümle çınlıyordu hala kulaklarımda. Haklıydı evet. Üç aydır sözlü bir adamdım. Büyüklerin benim yokluğumda verdiği bi karar. Geri dönülmez bi karar. Urfayı ve cevresini inşaat sektöründe domine etmesine rağmen doyumsuzdu ailem. Piyasada hızla büyüyen bir başka aşireti pasifize etmenin en iyi yolu olarakta kız alıp akraba olmayı görmüşlerdi.

Üç ay önce...

Türkiyeye döndüğümde babam ve amcalarım beni karşılarına alıp bir iki haftaya söz kesileceğini söylediler. Duyduklarım ile deliye döndüm. Ne kadar karşı çıksamda, anlaşmalar yapılmış sözler verilmişti. Bu kadar tepki vereceğimi düşürmemişlerdi. Görüşmemiş bişeydi büyüklerin lafına karşı gelmek. Öfkeyle yanlarından kalkıp söylenenleri kavramaya çalıyordum. Odama çıkıp kapıyı çarptım. Annem arkamdan gelmişti kızın resmini göstermeye. Elime tutuşturduğu fotoğraflara bakmadan yatağa fırlattım.

"Seyit Alim, ana kurban. Hele bi kızı görsen, pek güzel, helal süt emmiş kız. Hem elinden her iş geliyi. Sana iyi karı olur, çocuklarına iyi ana. Niye bu kadar delleniyin..sen o ecnebi hayatı gördün bizi beğenmez oldun tabi.."

"Ana ne alakası var! Ben çocuk muyum siz nasıl kendi kafanıza göre iş yaparsınız. Ben sevmediğim biriyle evlenmem! Hadi babam amcamlara uydu, sen niye olmaz demedin?"

"Dememmi ah ne diller döktüm. Nuh diyi peygamber demiyi. Ne abinleri dinledi ne beni. Sende dahada zorlama oğlum. Ne varmış sevmede, sende Helini seversin. Hele bi tanışın."

🐚

Annemle konuşmamız üzerinden günler geçmişti ama benim ağzımı bıçak açmıyordu. Kafamda kurduğum bütün senaryolar kanlı bitiyordu. Öyle bela insanlara bulaşmışlardı ki. Gözlerini ne para doyururdu ne kan. Tabi bizim iş yerlerimizde tüm yasal kurallara uygun değildi. Vergi kaçırma, kazançlarda manipülasyon benimde bi parçası oldugum yanlışlardan biriydi. Fakat Helin'in ailesi gibi silah kaçakçılığı işlerine bulaşmamıştık. Adamlarda ne pislik ararsan vardı.

İki haftaya yüzükler takılacaktı. Konağı bi telaş sarmıştı. Ablalarım her gün bize gelip hazırlıklara yardımcı oluyorlardı. Ama kimsenin yüzü gülmüyordu. Herkesin üstünde bi burukluk vardı.Ben bu görüntüye daha fazla katlanmamak için herkesten önce evden çıkıp, geceleri Tamerle kafayı çekiyordum. Tamer Urfa'daki tek arkadaşımdı. Üniversite zamanında New York'da ayni ev paylaşmışlığımız bile var.

"Hay sıçayım böyle işe. Lan ben harbi kafayı sıyırcam. Oğlum biz son tatilimizde Brezilyalı mankenlerle takılırken şimdi yan köyden kız istemeyemi gidecem?"

Tamer tatilden anılar aklına gelince yüzünde bi sırıtma oluştu. Hemen toparlanıp konuya geri adapte oldu.

"Kardeşim kızla bi konuşsan, belki sevdiği vardır, belki oda istemiyordur. Anlatsan derdini. İkinizde yok derseniz belki ikna olurlar."

"Aga sence bu hayvanlar kıza sen ne istersin diye fikrinimi alırlar. Mal gibi sattılar kızlarını."

Tüm günün yorgunluğu üstümüze çökünce mekandan ayrılıp evlere dağıldık. Ablamlar hala buradaydı. Kimseye görünmeden odama çıkacaktım ki Hatice ablam arkamdan gelip bana seslendi.

"Alim gelde yanımıza iki kelam et. Kaç gün oldu yüzüne hasretiz."

Çıktığım bir iki merdiveni geri inip ablama sarıldım. Hatice ablam en büyüğümüzdü. İkinci annem gibiydi benim için. Oda benim kadar üzgündü.

"Ablam sohbetlik halim yok. Müsadenle odama çıkayım."

"Sen bilirsin kardeşim. Şey dicektim..anam diyor da yarın çarşı işini halletseniz diye."

Sakin kalmaya gayret ederek ellerimi omuzlarına koydum.

"Abla gidin ne alınacaksa alın. Bana ne gerekmiş."

"Helinle tanışş olursun. Şurda kaç gün kaldı. Belki için ısınır he?"

Hayır demeden Tamerin söyledikleri aklıma geldi. Belki bir ümit ikimizde istemiyoruz dersek belki bi dönüşü olurdu. Biraz düşünüp kafamla oynamadım.

"Ben işden çıkınca sizi ararım hazır olun, gidip gelelim."

Gülümseyerek yüzümü okşadı.

"Olur ablam. Gör bak sende beğencen kızı."

🐚

İşden çıkıp anlaştığımız gibi çarsıya inmek için bizimkileri almaya gidecektim. Arabaya bindim ama yola çıkamadım bi türlü. Sigaramı yakıp camı açtım. Olduğu kadar yavaş kullandım aracı. Kapıda ablama haber edip beklemeye geçtim.  Konaktan sesler yükselmeye başladı. Ben sadece ablamı beklerken çıkanları görünce ufak bi şok gecirdim. Annem, Hatice ablam, Emine ablam, Nazlı, yeğenim Sıla toplaşmış arabaya doğru geliyorlardı.

"Ana girin eve! Hatice ablam gelse yeter."

"Ayıp bişey oğlum. Öyle kimsesiz gibim olcak iş değil. Hadi hadi daha gelini tarafı evden alınacak"

Sabır çeke çeke kapıda duran Fırat'ı yanıma çağırdım.

"Fıratım anamları sen getir. Raşid ağaların konağında buluşuruz. "

Hatice ablamı kolundan kaptığım gibi benim arabaya bindirdim. Cümbür cemaat konvoyla gitmeyi sinirlerim kaldırmacaktı. Şehrin dışında kaldıkları için bi yarım saate yakın yolumuz vardı. Bi sigara yakıp camı açtım. Kızı ikna etmek için bir iki bilgi edinmem gerekti.

"Kaç yaşında?" diye girdim lafa. Ablamda hiç kurcalamadan sorularıma net cevaplar veriyordu.

"19 bitiriyormuş öbür ay." Şaşkınlıkla ablama döndüm.

"Ulan ben 30 yaşında adamım. Siz nasıl el kadar kıza olur dediniz?"

"Kızlar hızlı olgunlaşır. Hem çocuk değil ya kaç yaşına gelmiş."

"E okula falan gitmiyor mu? Ne acelesi varmış evliliğin."

"Liseyi bitirmiş, çok isteyeni var diye babası izin vermemiş. Yakında evlenir gider diye."

Ben susunca ablam tekrar lafa girdi. Sesi boğuk geliyordu.

"Keşke böyle olmasaydı Alim. Senin kadar bizde üzgününüz ama elden gelen bişey yok. Vardır bundada bi hayır. Belki sende alışırsın seversin olmamı? "

Kendi kendime mırıldanıp yola konsantre olup sustum. Gitçeğimiz yere kadar sessiz kaldık. Biz vardıktan 5 dakka sonra Fırat arabayla arkama durdu. Ablam kemerini açıp bana baktı hadi der gibi.

İnelim hadi annem söylenmeden."

"Siz gidin. Ben arabada bekliyorum."

"Oğlum saygısızlık olur."

"ABLA!" diye kükredim.

Gözüm dönünce neler olacağını tahmin ettiğinden zorlamadı. Hemen arabadan inip annemlerin yanına geçti. Az sonra evden üç kadın belirdi. Ablam annesi ve ablası ile geleceğini söylemişti. Arabanın yan aynasından onları izliyordum. Aralarından, Helin olmalı, annemin elini öpüp sarıldı. Sırtı bana dönüktü, yüzünü göremiyordum. Uzun siyah saçları omuzlarından dağılıyordu. Ablam arabayı gösterip bu tarafa yürümeye başladılar. Kafamı geri önüme çevirip derin bi nefes aldım. Onunla yalnız kalıp baş başa bu işin olmayacağını söylemem gerekiyordu. Arabanın ön kapısı açıldığında ablam yerine yaşlı bi kadın bindi.

"Damat, arabadan inip bi Allah'ın selamını vermiyin bi elimizi öpmiyin."

Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Duymamazlıktan gelip ablamların yerleşmesini bekledim. Kapıyı kapattıkları gibi yola koyuldum. Ablamla aynadan göz göze gelince bakışlarıyla beni ikaz edip duruyordu. Dişlerimin arasından 'Hoşgeldiniz' diye mırıldandım. Arabada çıt çıkmıyordu. Gerginlikten daha fazla duramadı ablam. 30 dakika boyunca smalltalk yapmayı başardı. Kapalı çarşının önünde durmak için arabayı sağa çektim.

"Abla, Helin'le konusçaklarım var. Siz gidin biz arkanızdan geliriz."

"Bekar gızla bi başına gidiciğin? Yok olmaz, ablasıda gelicik." Annesi emrivaki yapıp planlarımı bozması an meselesiydi.

"Gerek yok. Bi saate döneriz." Keskin bi ses tonuyla konun benim için kapandığını belli ettim.

Söylene söyle arabadan indi Hacer Hanım. Arabada ikimiz kalmıştık. Arkamı dönüp ilk defa suratına baktım. Gözlerimin içine bakıyordu. Yol boyu bakışlarını hissetmiştim zaten. Güzeldi gerçekten. Yüz hatları, gözleri, dolgun dudakları. Makyajı yok dencek kadar azdı, ihtiyacıda yoktu. Birbirimizi izlerken dudakları aralandı, bişey dicek gibi, sonra vazgeçti. Ortam daha cringe bi hal almadan ben konuştum.

"Yakınlarda bi çay bahçesi var, oraya oturalım mı?"

"Sen nasıl istersen."

Kafamı aşağı yukarı sallayıp önüme döndüm. Aklımda olan bi yer vardı. Allahtan bir iki dakikaya vardık. Park edince ikimizde indik yan yana yürümeye başladık. Boyu rahat 1,70 vardı. Uzun bacaklara sahipti. Başka bi sehirde doğmuş olsaydı belki bi mankenlik kariyeri olabilirdi. İlk gördüğüm boş masaya doğru yöneldim. İkimizde oturunca içecek soğuk biseyler söyledim. Yine cehennem sıcağı gibiydi hava. Aslında direk konuya girip daha fazla vakit kaybetmek istemiyordum. Onun içinde bu durum garip olmalı. Çekingen bi hali vardi, ellerini nereye koycağını bilemiyordu. Sonunda kucağında birleştirip bana baktı. Belki farklı bi ortamda, başka şartlar altında tanışmış olsaydık dikkatimi çekerdi. Bu durumda ama bütün ihtimaller sıfırlanıyordu. Kafamda konusçağım herseyi hazırlamıştım ona rağmen lafa bi türlü giremedim. Helin benden cesaretli çıktı ve sessizliği bozdu.

"Annemin söylediklerine kulak asma lütfen, ona danışmadan bir şey yapmamızdan hoşlanmaz."

Ses tonu ve diksiyonu güzeldi. Güneş gözlüğümü çıkarıp biraz daha masaya yaklaştım.

"Anlıyorum onu, banada danışılmadan kararlar verildi." Tekrar söze girmeden kendimi sakin kalmak icin uyardım. Onu ikna etmek icin biraz daha yumuşak konuşmam gerekiyordu.

"Helin ailelerimiz bizim için bi yol çizmişler ama kimse bizim fikrimizi almadı. Eğer ikimizde karşılarına çıkıp bunu istemediğimizi söylesek yüzükler takılmadan bu evlilik muhabbetti dallanıp budaklanmadan kapanabilir."

Söylediklerimi anlamamış gibi yüzüme baktı. 

"Sen..evlenmeyi istemiyor musun?"

Ağzından çıkan sözlerle kafama dank etmişti. Helin bu evliliğe karşı değildi ve kurduğum tüm planlar suya düşmüştü.


🐚


Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 43.4K 37
YETİŞKİN OKURLAR İÇİN UYGUNDUR! Boşandığı için 4 aylık bebeğiyle ailesinin evine dönen alparslan ve yan komşularının kızı efsunun hikayesi. "Gizleme...
14.6K 419 8
TÖRE MESELESİ İÇİN EVLENEN NAZLI VE ATEŞİ NELER BEKLİYOR?
1.6M 70.8K 200
Ömer kiralık aşkı öğreniyor. Peki ya sonra ne oluyor? İşte bu sadece bir DefÖm hikayesi değil. Bu Defne,Ömer ve Serkan'ın hikayesi. Keyifli okumalar...
141K 3.6K 62
Aşk Yalan Sırlar İç savaş Doğru bildiğimiz gerçekler ya yalan çıkarsa. Kocaman yalan, acı dünyadan sağ çıkabilecek miydi. Her şeyin hayal olmasını is...