" Kimse bundan bana bahsetmedi " Diye söylendi Bordo berelilerden Oğuz Binbaşı yüzeyde durabilmek için ayakları ile çırpınmaya devam ederek " Zaten Komutanlar pis pis sırıtıyorlardı , sinir oldum"
"Ben de ben de zaten kıl oldum bahsetme "diye sızlandı Mert Yüzbaşı" Oğuz Allah aşkına sus şimdi gelişine sana çarptırcam Komutanları hatırlatma bana "
"Durun Lan bu Gerizekalı Rüzgar nerde , Doruk nerde lan . " diye sızlandı Asmin ." ikisini Suya atmayın dedim dinliyen yok ki " Konuşurken ellerini çırpmayı unutuyordu , batıp-batıp çıkıyordu bu yüzden .
"Sen konuşma ellerini çırpmayı unutuyorsun yavrum" dedi Ali
"Ay götüm , sen sanki çırpıyon" diye tersledi onu Asmin .
" Görevi hangi düdük kabil etti lan , gözünü sevdiğim karasına çıktığımızda onu eşşek sudan gelinceye kadar dövücem" dedi Mert Yüzbaşı
Ben bu gurubun nasıl düştüğümü sorgulamaya başlamıştım Servet ve Yusuf komutanlarımız bizi Edirne'ye getirir getirmez Edirne - Yunanistan derinlikteki deniz sınırına, ülkemizde kendi bilim adamlarımız tarafından yapılan navigasyonu, yerleştirme görevine getirmişlerdi . Sadece kıyafetlerimiz uygun bir şekilde giyinip atmışlardı bizi . Dedikleri tek şey , aletleri verilen kurallara uygun bir şekilde yerleştirmek ve Yunanlılara yakalanmamak .
Bizi Denize getirip ortadan kaybolu tam 8 dakika olmuştu ve 8 dakikadır ne Rüzgarı ne de Doruğu görmüştüm bir anda kaybolmuşlardı . Ve bunu ilk fark eden Asmin olmuştu . Asmin ve Doruk kardeşlerdi , uzaktan bakan düşman olduklarını bile düşünebilirdi fakat birisinin canı yansa diğerinin canı 2 kat daha fazla yanıyordu . Ama tabiki de onlara göre birbirlerinde hiç haz etmiyorlardı . Egehan sinirle etrafına bakındı ,
" Rüzgar ile Doruk nerde , ulan bir yerinizde durun . Anaokulu bebeleri gibiler " diye sinirden soludu . Egehan kuralcılğından hiçbir şekilde taviz vermezdi . Her zaman disiplinli ve kuralcıydı , belki bu yüzden aramızdaki en mantıklı olan oydu .
Ayaklarıma değen sert cisim il bir anlık ayaklarımı çırpmayı kestim . Ortadan kaybolan iki gerizekalılardan biri olduğu aklıma gelince sert cisme karşı ayaklarımı savurdum . Bir kaç saniye sonra Rüzgar Omuzlarını tutarak sudan çıktı , tabi arkasından da Doruk .
" Lan Ezel malmısın lan , kırdın omuzumu " diye sızlandı Rüzgar , doruk ise gülmemek için zor tutuyordu kendini
" Salak sinsi sinsi ne yaklaşıyorsun , hem neredesin sen ." dedim sinirle ama bende gülmemek için zor duruyordum , yüzündeki acı çeker ifadesi bu kedini sıkma işimi zorlaştırıyordu .
" Komutanı dinleyen bir ben miyim, denize girer girmez dal ve aletleri kontrol et dedi ya " dedi Rüzgar sinirli bir sesle
" İnsan haber verir " dedi Egehan sakinleşmişçesine
" Uğura dedim " dedi Doruk , Uğur yanında duran Doruğun kafasına gelişine güzel geçirdi
" Lan biz komutanın dediğini yapmaya gidiyoz dedin daldın , ne biliyim ben komutan ne dedi "
" Ya tamam valla kafam şişti , şu işi yapakta gidek " dedi Akın Yarbay
" Hakikatten , beni boğmaya başladı şu üzerimdekiler " diye onu onayladı Cihat Binbaşı
" Şimdi ne yapıyoruz " dedi Beyza
" Yusuf Komutan bana , her aletin arasında 50 metreye yakın bir mesafeyle yerleştirmemiz gerektiğini söyledi ." dedi Egehan
" Bu da demek oluyorki ortalama 73 kulaç atmamız gerek " dedi Ateş Yarbay .
" Aletleri kaptüsleri ile birlikte kömücez sakın çıkarmayın , toprağı avucnuz ile kazın 1 karış gibi içine koyup sonra gömün . Kaptüsler saf demirden yapıldı ama yunanlı dalgıçların tesadüfen bulmasını istemeyiz " diye bizi uzunca bilgilendirdi Egehan .
" Tamam o zaman ben burdayım , kol olarak ayrılın ve aralarda , birbirinizden 73 kulaç uzaklaşın . Sırayla herkes noktasını belirlesin " dedi Akın Albay
Dediğine uyarak iki kola ayrılıp kulaç atmaya başladık . En sona ben kalmıştım , aramızda 5 kişilik bir sıra oluşmuştu . Beyzadan 73 kulaç daha attığımda noktamı belirlemiştim . Akın Albayım elini olabildiğince havaya kaldrarak 5' den geriye doğru saymaya başlamıştı , dalmak için nefesimi kontrol altına almaya başladım . Albayın son parmağı havaya kalkıp indiği zaman son nefesimi alıp , hep birlikte daldık . Deniz dibine kadar dalıp kuma eriştiğim zaman , bir karışlık yerlik bir yer kazmaya çalıştım , denizde her ne kadar olursa tabi . Kazma işleminden sonra tek avuç büyüklüğündeki kapsülü , takılı olduğu kemerden çıkartıp yerine yerleştirdim ve yan tarafa attığım kum ile bereber gömdüm . Nefesim hafiften beni zorlamaya başlayınca hızla yüzeye çıkmaya başladım . Güneşle buluşunca etrafıma bakındım , Bordo berelilerin hepsi çıkmıştı , aslında hepimiz çıkmıştık kısmen . Ama bu sefer Bilal ortalıklarda görünmüyordu , 27 saniye sonra Bilal yüzeye çıktı
" Hiç bana bakmayın aşağıda o yosunlarla savaşa girdim "dedi sinirle
" Bizim bilmediğimiz bir görev mi aldın Bilal " dedi dalga geçer gibi Beyza .
" Valla bilmiyorum ama görev başarısız , yosun hala bileğimde duruyor . Çıkmak bilmedi gavat " dedi , Uğur ellerini yukarı kaldırıp açtı
" Allahım beni niye normali bulmaz " diye yakındı Uğur .
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
" Aferin Çocuklar , şimdi yeni göreviniz hakkında konuşmak için , Albay Nur Ahice birazdan burada olur . Toplantı odasına geçin " dedi Servet Komutanım . Toplantı odasında bir kaç Üstteğmen Projeksiyonu ve Bilgisayarı hazırlıyordu . Yusuf Komutanımda elindeki bir kaç evrağa odaklanmıştı .Yusuf komutanın dikkatini çektiğimizde selamımızı verip Boş bulduğumuz sandalyelerden birine kurulduk . Bir kaç dakika içerisinde Servet Albayım ve Kara Kuvvetlerinden Nur Albayım İçeri girince yerlerimizden kalkıp selama durduk .
" Nasılsını Askerler "
" Sağol "
" Görevinizi başarıyla bitirmişsiniz , tebrik ederim "
" Sağol"
" Sizde Sağolun , oturun lütfen hemen bilgilendirmeye başliyim . " dedi ve hızla bilgisayarın başına gitti , içindeki bir kaç dosyadan birini açtı . Fotoğraflardan birini büyükçe ekrana yansıttığında incelemeye başladım.
Fotoğrafta Üç katlı beyaz ve kahverenginde bir ev vardı , bahçesi genişti . Bahçe bitimi epey bir yüksek duvar ile çevriliydi. Sanki bu da yetmemiş gibi yüksek duvardan en fazla 5 metre sonra diğerine göre daha alçakta bir duvar daha vardı . Resimden anlaşıldığı üzere her 20 metrede bir iki duvar arasında küçük bir kulübe vardı , yüksek duvarın üstünde kamuflaj olmuş korumalar vardı ki ben daha bahçedeki adamları yeni fark ettim. Evde kimi ve ya neyi saklıyorlarsa bu çok önemli gibi duruyordu . Ev hem iki kalın duvarla hemde onlarca koruma ile korunuyordu.
"Bu gördüğünüz yer İstanköy Adasında bulunan bir genel ağ paylaşım yeri . Burası aslında Yunanistan adasıdır . Bu gördüğünüz evde tüm Yunanistana bağlı olan İnternet erişimi sağlanıyor . Tabi tüm belgeler geçmişler , kaynakları ve pek çok şey burada . Gördüğünüz üzere çok güvenlikli bir yer " diye söze başladı Nur Albayım .
" Bizi ilgilendiren taraf ise devlet görüşmeleri . Yunan Devleti burayı önemsiz bir yer olarak gösteriyor ama bir çok büyük bilim adamı ve orada bulunan köstebeğimiz buranın önemli olduğunu ve devlet tarafından gizice yönetildiğini onaylıyor . Sizi bunları anlatma nedenimiz ise o bilgilere ihtiyacımız olması . Amarikadan ya da farklı Avrupa kentlerinden alınan silah ve uçak satışlarını görmemiz lazım . Bu Türkiye için gerekli . "
" Peki niye köstebeğiniz almıyor " diye sordu Ateş Yarbay
" Köstebeğimiz orada yüksek bir mertebede değil . Orya girmesi büyük dikkat çeker ve ona sürekli olarak ihtiyacımız var , kimliğini açığa çıkarmayı göze alamayız " dedi Albay
" Tamam ne yapmamız gerekiyor " dedi Akın Albay
" Ve ne zaman " diye devam ettirdi Egehan .
" Plan hazırlamak size kalıyor . Ve hemen . Çünkü zamanımız yok . Saat 19 . 30 da bilim adamları ve bir kaç koruma buradan ayrılıyor ve 12 km zaklıkta bir Otelde kalmaya gidiyorlar , yani gidebilceğiniz en savunmasız zaman o " dedi
" Saatin 17.43 olduğunu göz önüne alırsak hem bir plan lazım bize " dedi Fatih Binbaşı
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
" Hazırmısınız " diye sordu Akın Albay . Geceye uygun kamuflaj giysileri , silah ve cephanemiz , silahın ucundaki susturucu , komutanlarla iletişim kurmak için kulaklıklar ve benim çaktırmadan yürüttüğüm eldivenin içine saklanmış olan elektro şok aleti , tamam .
" Evet Komutanım " dedik sesizce . Kulaklıktan gelen kalın ses ile ürktüm bir an için
" Egehan , şu Rüzgara ve Tufana bak bir takmış mı susturucularını " dedi Servet Albayım .Tabi bunu duyan Rüzgar ve Tufan takmamış oldukları susturucuları hemen takmışlardı .
" Şimdi hazırız komutanım " dedi Tufan Binbaşı
" O zaman herkese Kolay gelsin , bu kadroyu planlanan yerde aynı görücem" dedi Egehan .
Planladığımız gibi 5 kişilik guruplara ayrılmıştık . Ben , Bilal , Rüzgar , Ateş ve Yasin Evin Sağ tarafından . Doruk , Konuralp , Ege , Ali Ömer , Oğuz Evin sol tarafından girecekti . Diğerleri ise 4 kişilik guruplar halinde ayrıldı . Beyza , Tufan , Cihat ve Mert evin ön , Fatih Uğur , Akın ve Asmin Evin arka tarafından gireceklerdi . Evin dışındaki yerlerimizi aldığımızda sadece içerdeki köstebeğin 1 saat 24 dakikalığına kameraları kapatmasını ve bize bir şekilde işaret vermesini bekliyorduk . Herkesten yer onayını aldığımızda beklemeye başladık .
" Unuttuğuma sanma Rus kız , Teşekkür ederim o gün için " dedi Ateş . Onunla karşılaşmamız büyük tesadüftü . Hiç aklıma gelmezdi şu an bir esir ile birlikte görev yapıcağımız , tabi o bir esir yerine Borda Bereli çıkmıştı .
" Önemli değil , ayrıca görevimiz " dedim . Bilal , Rüzgar ile Yasin anlamsızca ilk bize sonra birbirlerine bir bakış attılar .
" Siz anladınız mı " diye sordu Rüzgar , Bilal ve Yasin olumsuzca kafalarını salladı ,
" Fransız kaldık konuya azcık " dedi Bilal
" Anlamayı verin azcıkta " dedi Ateş
" Lan sizin bizden bir saklınız mı var , yoksa siz şeymisiniz " dedi Bilal
" Neymişiz " dedim anlamsızca ona bakarken , eğer Dost hayatı mı yaşıyorsunuz diye sorarsa silahın namlusunu kafasına geçirirdim net .
" Sevgilimisiniz " diye cevap verdi Yasin
" Hayır tabiki de, aslında söylememiz lazımdı ama bu kadar saklamak yeter , evliyiz biz " dedim ve Ateşe göz kırptım , bu üç gerizekalı inanacak gibi duruyordu . Biraz eğlenceden zarar çıkmaz .
" Yok artık " diye sesini yükseltti Yasin sonra tabiki Ateşin kötü bakışlarına maruz kaldı ,
" Ve bizi düğününüze çağırmayın sakın , alınmayız biz " dedi Bilal
" Lan Egenin bundan haberi var mı , yoksa seni lime lime eder biliyon dimi "dedi Rüzgar . Ateş oynumu anlayınca pis bir şekilde sırıtıp hemen eski haline döndü
" Yok ama Komutanların haberi var . Hatta birbirimizin Şahitleri oldu " dedi Ateş , gülmemek için kendimi zor tutarken Servet Albayın sesini kulağımın içinde yankılandı ,
" İşaret verildi Gazabınız mubarek olsun " dedi ,
" Hadi başlayalım o zaman " diyerek yavaşça yerimizden çıktık . Bilekliklerimizdeki Sinyal kesicileri açtıktan sonra hızla duvarlara doğru koştuk .
Sesiz olmaya çalışarak duvara yanaçtık , Ateşte bulunan şeffaf gaz bobasını duvardan içeri attı . Sesli bir şekilde düşme selerini duyduktan tam 4 dakika sonra hızla duvarı çıktık . ilk duvarı geçtik . Bayılan korumalardan herbirimiz silahlarını aldık ve bedenleri en yakındaki kulübelere taşıyıp kapısını kapatıp kilitledik .Rüzgar köşe bir tarafa geçerek gizlendi . İkinci duvara tırmanıp yatarak yerlerimizi aldık . Yasin dürbünlü silahını çıkartıp yerine sesizce kuruldu . Bizim tarafımızda sayabildiğim kadar 15 tane asker vardı . 2 dakika sonra Sevret albayın sesini yine duydum
" Nişancılar kurulum bitti ise , başlayın . " dedi . Yasin derece ile oynadıktan sonra tarafımızda bulunan adamları hızla indirmeye başladı . Bir kaç inleme ve kısık çığlıklar eşliğinde buradaki işimiz bitmişti . Yasin olduğu yerde kalarak bize onay verdi , Ateş , Bilal ve ben duvardan atlayıp sakince ilerledik . Evin ilk katına ulaştığımızda yanlardaki borulardan tutunup yukarı çıktık . Bial aşağıda saklanmaya devam etti . ikinci katın balkonuna Ateş , Mert , Asmin ve Ali aynı anda ulaşmışlardı , yerlerine geçince bende Terasın bulunduğu üçüncü kata çıktım . Terasta sadece ben ve Oğuz vardı . Terasın içindeki masanın etrafında sandalyede oturan 4 görevli vardı . Oğuz hepsini vurduktan sonra cesetleri bir araya topladık ve silahlarını bahçeye attık . İçeri geçtik içerdeki 2 tane korumayı fark ettirmeden kafalarına geçirdiğimiz namlularla bayıltıp silahlarını aldık . Cebimdeki kelepçeyi çıkartıp bir ucunu bayılanlardan birine diğer ucunuda demir boruya bağladım . Aynı işlemi diğer adama yapınca merdivenlere ilerledik , Merdivenin sonundaki adamın ense tarafında bir el ateş ettim . Adam sesli bir şekilde düşünce hızla merdivenlerden indik . Ateş , Mert , Asmin ve Ali buradaki korumaları etkisiz hale getirdikten sonran diğer odalara bakmak için dağıldık . Üçüncü kapıya doğru ilerleyim yavaşça kapıyı açtım . Cebimdeki feneri yakıp içeri kolaçan ettim . İçerisi temizdi . Çıktığımda ise bir kaç ses duymuştım . Odalardan çıkınca birinci kata doğru giden merdivenlere gittik . Önde Ateş olmakla beraber dizilerek yavaşça indik . Egehan,Akın,Bilal ve Cıhat buradakileri etkisiz hale getirmişti . Odaların hiç birinde hiç bir düzenek kurulu değildi , hatta hiç birinde Bilgisayar bile yoktu .
" Üs katlar Temiz mi" diye sordu Akın .
" İki katta temiz Albayım " diye onu cevapladı Oğuz.
" Yanlış yere gelme ihtimalimiz yok dimi " diye sordu Beyza
" İmkansız " dedi Egehan . Biz şaşkın bir biçimde birbirimize bakarken Yusuf komutanın sesini kulaklarımda duydum .
" Eminim şu an boş boş birbirinize bakıyorsunuz , bakmayın. Hemen mutfağa ilerleyin " dedi . Dediğini hızla yaparak evin mutfak tarafına ilerledik . " Gittiniz mi ? Tamam şimdi Kocaman boydan boya duran dolabı kasınıza kuvvet Sağ tarafa doğru ittirin " dedi , beyler onu dinliyerek Koyu yeşil dolabı Sağ tarafa doğru ittirdi . Dolabın arkasında beyaz bır kapı vardı " Karşınıza bir kapı çıkması lazımdı . Kapıdan sonrası bodrum kata iner , orada az sayıda koruma bolca çalışan var hepsi silahlı olabilir haberiniz olsun . Ayrıca çabuk olun Kameralar açılırsa devlet sizi görebilir . 42 dakikanız kaldı . " dedi . Önde Egehan , Akın ve Beyza ile birlikte inmeye başlamıştık . Benden önce gidenlerin indirdiklerini saymaksızın ayakta toplam 20 kişiye yakın kişi vardı . Siper alabilceğim bir yer bulduktan sonra bize karşı ateş açan korumayaboğazına doğru ateş ettim . İsabetiim bulunca bir diğer korumaya döndüm onunda göğüsünün tam ortasından vurdum . Herkes birer koruma ve çalışanları etkisiz hale getirmiştik . Alanın sonunda bir kapı açılınca içinden diz boyunca çiçekli bir elbise giyen bir kadın çıktı , silahlarımızı ona doğru doğrultunca korkuyla gözleri açıldı ve elini havaya kaldırdı .
" Sakin olun ben Kara Kuvetleri , Bilişim Departmanından Aslı Karahan . Size Tüm bilgileri vericeğim bir dakika " dedi ve büyükçe bir bilgisayara ilerledi .
" Köstebeğin bu kadar güzel olduğunu kimse söylememişti " diye söylendi Cihat , kadına hayran hayran bakarken . Uğur ellerini yukarı doğru uzattı ve açtı .
" Ey Allahım sanki yanımda Normal pek bolmuş gibi bunları niye beni bulmasını sağladın Yarabbim . " diye hayıflandı .
Rüzgar bir an için şöyle heyecanla kafasını kaldırdı , bana ve Ateşe bir bakış attı.
" Lan ben şimdi hatırladım " diyerek Akının yanındaki Egehana döndü
'' Egehan kardeşim sana bir şey söylemem lazım ama emin ol ki bunu bende yeni öğrendim. " Parmağı ile Beni ve Ateşi gösterdi " Bu ikisi evliymiş hatta komutanlar şahitlik yapmışlar " dedi. Alanda öyle bir sesler çıkmaya başladı ki ilk başta kendime gelemedim. Egehana alay eder gibi Rüzgara baktı.
'' Ne saçmalıyorsun sen gene Rüzgar " dedi
" Yemin olsun bu sefer şaka yapmıyorum hatta dalga geçmiyorum, kendi ağızları ile dediler . Hatta sor çocuklara " diyerek, Bilal ve Yaşını işaret etti. Onlarda kafalarını olumlu anlamda salladılar.
" Ne diyorlar bunlar Ateş " diye kızgınca konuştu Akın , Ateş daha ağzını açamadan Egehana kükredi
" Bana bak Gerizekalı eğer böyle bişi varsa seni öldürürüm , yemin ediyorum öldürürüm " dedi bağırarak. O kadar korkutucu görünüyordu ki bir anda kal geldi . Ateşe bakış attığımda onda bana bakıyordu ve benim gibi kendini kasıyordu. Kafamı olumsuz anlamda salladım
" Ben daha fazla dayanamıyacağım " dedim
" Bende " dedi, ve birazcık daha dayanmaya çalışarak önümüze döndük. Sinirle bize odaklanmış gözleri görünce sınıra gelmiştim artık. Hönkürerek bir kahkaha atmaya başlamıştık. İnanmışlardı resmen İnanmışlardı.
" Ama tipinize görmeliydiniz " dedim kesik kesik, artık karnım ağrımaya bile başlamıştı. Uğur ellerini yukarı doğru uzattı ve açtı .
" Allahım beni niye normali bulmaz " diye yakındı Uğur .
Evet gençler nasıldı??
Yorum ve Voelerinizi bekliyorum