Şafakta Aşk ₪

By SevvalCNG

93.8K 4.4K 723

10.03.2021 TAMAMLANDI ✔️ " Buyur gülüm " " Yanındaki Bir Bordo Bereli . Şu an Arkadaşları ağır silahlarla ge... More

1.Bölüm ►Sizlere Ömür
2.Bölüm ► Gökkuşağı *
3.Bölüm ►İki Çizgi*
5. Bölüm ▶Sırtlan Pençesi*
6. Bölüm ►Kışla Eğitimi*
7. Bölüm ►Dıngırdamak*
8. Bölüm ► Kefen Biçeriz
9. Bölüm ▶ RASTGELE
10. Bölüm ▶ Hadi ( Final Öncesi )
11. Bölüm ▶Bir Şey 11 { FİNAL }
ﻬ Atlantis'in Laneti ﻬ Yarı Texting (+18)
₪ ÖZEL BÖLÜM ₪

4 . Bölüm ► Evliyiz Biz*

12.9K 651 114
By SevvalCNG


" Kimse bundan bana bahsetmedi " Diye söylendi Bordo berelilerden Oğuz Binbaşı yüzeyde durabilmek için ayakları ile çırpınmaya devam ederek " Zaten Komutanlar pis pis sırıtıyorlardı , sinir oldum"

"Ben de ben de zaten kıl oldum bahsetme "diye sızlandı Mert Yüzbaşı" Oğuz Allah aşkına sus şimdi gelişine sana çarptırcam Komutanları hatırlatma bana "

"Durun Lan bu Gerizekalı Rüzgar nerde , Doruk nerde lan . " diye sızlandı Asmin ." ikisini Suya atmayın dedim dinliyen yok ki " Konuşurken ellerini çırpmayı unutuyordu , batıp-batıp çıkıyordu bu yüzden .

"Sen konuşma ellerini çırpmayı unutuyorsun yavrum" dedi Ali

"Ay götüm , sen sanki çırpıyon" diye tersledi onu Asmin .

" Görevi hangi düdük kabil etti lan , gözünü sevdiğim karasına çıktığımızda onu eşşek sudan gelinceye kadar dövücem" dedi Mert Yüzbaşı

Ben bu gurubun nasıl düştüğümü sorgulamaya başlamıştım Servet ve Yusuf komutanlarımız bizi Edirne'ye getirir getirmez Edirne - Yunanistan derinlikteki deniz sınırına, ülkemizde kendi bilim adamlarımız tarafından yapılan navigasyonu, yerleştirme görevine getirmişlerdi . Sadece kıyafetlerimiz uygun bir şekilde giyinip atmışlardı bizi . Dedikleri tek şey , aletleri verilen kurallara uygun bir şekilde yerleştirmek ve Yunanlılara yakalanmamak .

Bizi Denize getirip ortadan kaybolu tam 8 dakika olmuştu ve 8 dakikadır ne Rüzgarı ne de Doruğu görmüştüm bir anda kaybolmuşlardı . Ve bunu ilk fark eden Asmin olmuştu . Asmin ve Doruk kardeşlerdi , uzaktan bakan düşman olduklarını bile düşünebilirdi fakat birisinin canı yansa diğerinin canı 2 kat daha fazla yanıyordu . Ama tabiki de onlara göre birbirlerinde hiç haz etmiyorlardı . Egehan sinirle etrafına bakındı ,

" Rüzgar ile Doruk nerde , ulan bir yerinizde durun . Anaokulu bebeleri gibiler " diye sinirden soludu . Egehan kuralcılğından hiçbir şekilde taviz vermezdi . Her zaman disiplinli ve kuralcıydı , belki bu yüzden aramızdaki en mantıklı olan oydu .

Ayaklarıma değen sert cisim il bir anlık ayaklarımı çırpmayı kestim . Ortadan kaybolan iki gerizekalılardan biri olduğu aklıma gelince sert cisme karşı ayaklarımı savurdum . Bir kaç saniye sonra Rüzgar Omuzlarını tutarak sudan çıktı , tabi arkasından da Doruk .

" Lan Ezel malmısın lan , kırdın omuzumu " diye sızlandı Rüzgar , doruk ise gülmemek için zor tutuyordu kendini

" Salak sinsi sinsi ne yaklaşıyorsun , hem neredesin sen ." dedim sinirle ama bende gülmemek için zor duruyordum , yüzündeki acı çeker ifadesi bu kedini sıkma işimi zorlaştırıyordu .

" Komutanı dinleyen bir ben miyim, denize girer girmez dal ve aletleri kontrol et dedi ya " dedi Rüzgar sinirli bir sesle

" İnsan haber verir " dedi Egehan sakinleşmişçesine

" Uğura dedim " dedi Doruk , Uğur yanında duran Doruğun kafasına gelişine güzel geçirdi

" Lan biz komutanın dediğini yapmaya gidiyoz dedin daldın , ne biliyim ben komutan ne dedi "

" Ya tamam valla kafam şişti , şu işi yapakta gidek " dedi Akın Yarbay 

" Hakikatten , beni boğmaya başladı şu üzerimdekiler " diye onu onayladı Cihat Binbaşı

" Şimdi ne yapıyoruz " dedi Beyza

" Yusuf Komutan bana , her aletin arasında 50 metreye yakın bir mesafeyle yerleştirmemiz gerektiğini söyledi ." dedi Egehan

" Bu da demek oluyorki ortalama 73 kulaç atmamız gerek " dedi Ateş Yarbay .

" Aletleri kaptüsleri ile birlikte kömücez sakın çıkarmayın , toprağı avucnuz ile kazın 1 karış gibi içine koyup sonra gömün . Kaptüsler saf demirden yapıldı ama yunanlı dalgıçların tesadüfen bulmasını istemeyiz " diye bizi uzunca bilgilendirdi Egehan .

" Tamam o zaman ben burdayım , kol olarak ayrılın ve aralarda , birbirinizden 73 kulaç uzaklaşın . Sırayla herkes noktasını belirlesin " dedi Akın Albay

Dediğine uyarak iki kola ayrılıp kulaç atmaya başladık . En sona ben kalmıştım , aramızda 5 kişilik bir sıra oluşmuştu . Beyzadan 73 kulaç daha attığımda noktamı belirlemiştim . Akın Albayım elini olabildiğince havaya kaldrarak 5' den geriye doğru saymaya başlamıştı , dalmak için nefesimi kontrol altına almaya başladım . Albayın son parmağı havaya kalkıp indiği zaman son nefesimi alıp , hep birlikte daldık . Deniz dibine kadar dalıp kuma eriştiğim zaman , bir karışlık yerlik bir yer kazmaya çalıştım , denizde her ne kadar olursa tabi . Kazma işleminden sonra tek avuç büyüklüğündeki kapsülü , takılı olduğu kemerden çıkartıp yerine yerleştirdim ve yan tarafa attığım kum ile bereber gömdüm . Nefesim hafiften beni zorlamaya başlayınca hızla yüzeye çıkmaya başladım . Güneşle buluşunca etrafıma bakındım , Bordo berelilerin hepsi çıkmıştı , aslında hepimiz çıkmıştık kısmen . Ama bu sefer Bilal ortalıklarda görünmüyordu , 27 saniye sonra Bilal yüzeye çıktı

" Hiç bana bakmayın aşağıda o yosunlarla savaşa girdim "dedi sinirle

" Bizim bilmediğimiz bir görev mi aldın Bilal " dedi dalga geçer gibi Beyza .

" Valla bilmiyorum ama görev başarısız , yosun hala bileğimde duruyor . Çıkmak bilmedi gavat " dedi , Uğur ellerini yukarı kaldırıp açtı

" Allahım beni niye normali bulmaz " diye yakındı Uğur .

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

" Aferin Çocuklar , şimdi yeni göreviniz hakkında konuşmak için , Albay Nur Ahice birazdan burada olur . Toplantı odasına geçin " dedi Servet Komutanım . Toplantı odasında bir kaç Üstteğmen Projeksiyonu ve Bilgisayarı hazırlıyordu . Yusuf Komutanımda elindeki bir kaç evrağa odaklanmıştı .Yusuf komutanın dikkatini çektiğimizde selamımızı verip Boş bulduğumuz sandalyelerden birine kurulduk . Bir kaç dakika içerisinde Servet Albayım ve Kara Kuvvetlerinden Nur Albayım İçeri girince yerlerimizden kalkıp selama durduk .

" Nasılsını Askerler "

" Sağol "

" Görevinizi başarıyla bitirmişsiniz , tebrik ederim "

" Sağol"

" Sizde Sağolun , oturun lütfen hemen bilgilendirmeye başliyim . " dedi ve hızla bilgisayarın başına gitti , içindeki bir kaç dosyadan birini açtı . Fotoğraflardan birini büyükçe ekrana yansıttığında incelemeye başladım.

Fotoğrafta Üç katlı beyaz ve kahverenginde bir ev vardı , bahçesi genişti . Bahçe bitimi epey bir yüksek duvar ile çevriliydi. Sanki bu da yetmemiş gibi yüksek duvardan en fazla 5 metre sonra diğerine göre daha alçakta bir duvar daha vardı . Resimden anlaşıldığı üzere her 20 metrede bir iki duvar arasında küçük bir kulübe vardı , yüksek duvarın üstünde kamuflaj olmuş korumalar vardı ki ben daha bahçedeki adamları yeni fark ettim. Evde kimi ve ya neyi saklıyorlarsa bu çok önemli gibi duruyordu . Ev hem iki kalın duvarla hemde onlarca koruma ile korunuyordu.

"Bu gördüğünüz yer İstanköy Adasında bulunan bir genel ağ paylaşım yeri . Burası aslında Yunanistan adasıdır . Bu gördüğünüz evde tüm Yunanistana bağlı olan İnternet erişimi sağlanıyor . Tabi tüm belgeler geçmişler , kaynakları ve pek çok şey burada . Gördüğünüz üzere çok güvenlikli bir yer " diye söze başladı Nur Albayım .

 " Bizi ilgilendiren taraf ise devlet görüşmeleri . Yunan Devleti burayı önemsiz bir yer olarak gösteriyor  ama bir çok büyük bilim adamı ve orada bulunan köstebeğimiz buranın önemli olduğunu ve devlet tarafından gizice yönetildiğini onaylıyor . Sizi bunları anlatma nedenimiz ise o bilgilere ihtiyacımız olması . Amarikadan ya da farklı Avrupa kentlerinden alınan silah ve uçak satışlarını görmemiz lazım . Bu Türkiye için gerekli . "

" Peki niye köstebeğiniz almıyor " diye sordu Ateş Yarbay

" Köstebeğimiz orada yüksek bir mertebede değil . Orya girmesi büyük dikkat çeker ve ona sürekli olarak ihtiyacımız var , kimliğini açığa çıkarmayı göze alamayız " dedi Albay

" Tamam ne yapmamız gerekiyor " dedi Akın Albay

" Ve ne zaman " diye devam ettirdi Egehan .

" Plan hazırlamak size kalıyor . Ve hemen . Çünkü zamanımız yok . Saat 19 . 30 da bilim adamları ve bir kaç koruma buradan ayrılıyor ve 12 km zaklıkta bir Otelde kalmaya gidiyorlar , yani gidebilceğiniz en savunmasız zaman o " dedi

" Saatin 17.43 olduğunu göz önüne alırsak hem bir plan lazım bize " dedi Fatih Binbaşı

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

" Hazırmısınız " diye sordu Akın Albay . Geceye uygun kamuflaj giysileri , silah ve cephanemiz , silahın ucundaki susturucu , komutanlarla iletişim kurmak için kulaklıklar ve benim çaktırmadan yürüttüğüm eldivenin içine saklanmış olan elektro şok aleti , tamam .

" Evet Komutanım " dedik sesizce . Kulaklıktan gelen kalın ses ile ürktüm bir an için

" Egehan , şu Rüzgara ve Tufana bak bir takmış mı susturucularını " dedi Servet Albayım .Tabi bunu duyan Rüzgar ve Tufan takmamış oldukları susturucuları hemen takmışlardı .

" Şimdi hazırız komutanım " dedi Tufan Binbaşı

" O zaman herkese Kolay gelsin , bu kadroyu planlanan yerde aynı görücem" dedi Egehan .

Planladığımız gibi 5 kişilik guruplara ayrılmıştık . Ben , Bilal , Rüzgar , Ateş ve Yasin Evin Sağ tarafından . Doruk , Konuralp , Ege , Ali Ömer , Oğuz Evin sol tarafından girecekti . Diğerleri ise 4 kişilik guruplar halinde ayrıldı . Beyza , Tufan , Cihat ve Mert evin ön , Fatih Uğur , Akın ve Asmin Evin arka tarafından gireceklerdi . Evin dışındaki yerlerimizi aldığımızda sadece içerdeki köstebeğin 1 saat 24 dakikalığına kameraları kapatmasını ve bize bir şekilde işaret vermesini bekliyorduk . Herkesten yer onayını aldığımızda beklemeye başladık .

" Unuttuğuma sanma Rus kız , Teşekkür ederim o gün için " dedi Ateş . Onunla karşılaşmamız büyük tesadüftü . Hiç aklıma gelmezdi şu an bir esir ile birlikte görev yapıcağımız , tabi o bir esir yerine Borda Bereli çıkmıştı .

" Önemli değil , ayrıca görevimiz " dedim . Bilal , Rüzgar ile Yasin anlamsızca ilk bize sonra birbirlerine bir bakış attılar .

" Siz anladınız mı " diye sordu Rüzgar , Bilal ve Yasin olumsuzca kafalarını salladı ,

" Fransız kaldık konuya azcık " dedi Bilal

" Anlamayı verin azcıkta " dedi Ateş

" Lan sizin bizden bir saklınız mı var , yoksa siz şeymisiniz " dedi Bilal

" Neymişiz " dedim anlamsızca ona bakarken , eğer Dost hayatı mı yaşıyorsunuz diye sorarsa silahın namlusunu kafasına geçirirdim net .

" Sevgilimisiniz " diye cevap verdi Yasin

" Hayır tabiki de, aslında söylememiz lazımdı ama bu kadar saklamak yeter , evliyiz biz " dedim ve Ateşe göz kırptım , bu üç gerizekalı inanacak gibi duruyordu . Biraz eğlenceden zarar çıkmaz .

" Yok artık " diye sesini yükseltti Yasin sonra tabiki Ateşin kötü bakışlarına maruz kaldı ,

" Ve bizi düğününüze çağırmayın sakın , alınmayız biz " dedi Bilal

" Lan Egenin bundan haberi var mı , yoksa seni lime lime eder biliyon dimi "dedi Rüzgar . Ateş oynumu anlayınca pis bir şekilde sırıtıp hemen eski haline döndü

" Yok ama Komutanların haberi var . Hatta birbirimizin Şahitleri oldu " dedi Ateş , gülmemek için kendimi zor tutarken Servet Albayın sesini kulağımın içinde yankılandı ,

" İşaret verildi Gazabınız mubarek olsun " dedi ,

" Hadi başlayalım o zaman " diyerek yavaşça yerimizden çıktık . Bilekliklerimizdeki Sinyal kesicileri açtıktan sonra hızla duvarlara doğru koştuk .

Sesiz olmaya çalışarak duvara yanaçtık , Ateşte bulunan şeffaf gaz bobasını duvardan içeri attı . Sesli bir şekilde düşme selerini duyduktan tam 4 dakika sonra hızla duvarı çıktık . ilk duvarı geçtik . Bayılan korumalardan herbirimiz silahlarını aldık ve bedenleri en yakındaki kulübelere taşıyıp kapısını kapatıp kilitledik .Rüzgar köşe bir tarafa geçerek gizlendi . İkinci duvara tırmanıp yatarak yerlerimizi aldık . Yasin dürbünlü silahını çıkartıp yerine sesizce kuruldu . Bizim tarafımızda sayabildiğim kadar 15 tane asker vardı . 2 dakika sonra Sevret albayın sesini yine duydum

" Nişancılar kurulum bitti ise , başlayın . " dedi . Yasin derece ile oynadıktan sonra tarafımızda bulunan adamları hızla indirmeye başladı . Bir kaç inleme ve kısık çığlıklar eşliğinde buradaki işimiz bitmişti . Yasin olduğu yerde kalarak bize onay verdi , Ateş , Bilal ve ben duvardan atlayıp sakince ilerledik . Evin ilk katına ulaştığımızda yanlardaki borulardan tutunup yukarı çıktık . Bial aşağıda saklanmaya devam etti . ikinci katın balkonuna Ateş , Mert , Asmin ve Ali  aynı anda ulaşmışlardı , yerlerine geçince bende Terasın bulunduğu üçüncü kata çıktım . Terasta sadece ben ve Oğuz vardı . Terasın içindeki masanın etrafında sandalyede oturan 4 görevli vardı . Oğuz hepsini vurduktan sonra cesetleri bir araya topladık ve silahlarını bahçeye attık . İçeri geçtik içerdeki 2 tane korumayı fark ettirmeden kafalarına geçirdiğimiz namlularla bayıltıp silahlarını aldık . Cebimdeki kelepçeyi çıkartıp bir ucunu bayılanlardan birine diğer ucunuda demir boruya bağladım . Aynı işlemi diğer adama yapınca merdivenlere ilerledik , Merdivenin sonundaki adamın ense tarafında bir el ateş ettim . Adam sesli bir şekilde düşünce hızla merdivenlerden indik . Ateş , Mert , Asmin ve Ali buradaki korumaları etkisiz hale getirdikten sonran diğer odalara bakmak için dağıldık . Üçüncü kapıya doğru ilerleyim yavaşça kapıyı açtım . Cebimdeki feneri yakıp içeri kolaçan ettim . İçerisi temizdi . Çıktığımda ise bir kaç ses duymuştım . Odalardan çıkınca birinci kata doğru giden merdivenlere gittik . Önde Ateş olmakla beraber dizilerek yavaşça indik . Egehan,Akın,Bilal ve Cıhat buradakileri etkisiz hale getirmişti . Odaların hiç birinde hiç bir düzenek kurulu değildi , hatta hiç birinde Bilgisayar bile yoktu .

" Üs katlar Temiz mi" diye sordu Akın .

" İki katta temiz Albayım " diye onu cevapladı Oğuz.

" Yanlış yere gelme ihtimalimiz yok dimi " diye sordu Beyza

" İmkansız " dedi Egehan . Biz şaşkın bir biçimde birbirimize bakarken Yusuf komutanın sesini kulaklarımda duydum .

" Eminim şu an boş boş birbirinize bakıyorsunuz , bakmayın. Hemen mutfağa ilerleyin " dedi . Dediğini hızla yaparak evin mutfak tarafına ilerledik . " Gittiniz mi ? Tamam şimdi Kocaman boydan boya duran dolabı kasınıza kuvvet Sağ tarafa doğru ittirin " dedi , beyler onu dinliyerek Koyu yeşil dolabı Sağ tarafa doğru ittirdi . Dolabın arkasında beyaz bır kapı vardı " Karşınıza bir kapı çıkması lazımdı . Kapıdan sonrası bodrum kata iner , orada az sayıda koruma bolca çalışan var hepsi silahlı olabilir haberiniz olsun . Ayrıca çabuk olun Kameralar açılırsa devlet sizi görebilir . 42 dakikanız kaldı . " dedi . Önde Egehan , Akın ve Beyza ile birlikte inmeye başlamıştık . Benden önce gidenlerin indirdiklerini saymaksızın ayakta toplam 20 kişiye yakın kişi vardı . Siper alabilceğim bir yer bulduktan sonra bize karşı ateş açan korumayaboğazına doğru ateş ettim . İsabetiim bulunca bir diğer korumaya döndüm onunda göğüsünün tam ortasından vurdum . Herkes birer koruma ve çalışanları etkisiz hale getirmiştik . Alanın sonunda bir kapı açılınca içinden diz boyunca çiçekli bir elbise giyen bir kadın çıktı , silahlarımızı ona doğru doğrultunca korkuyla gözleri açıldı ve elini havaya kaldırdı .

" Sakin olun ben Kara Kuvetleri , Bilişim Departmanından Aslı Karahan . Size Tüm bilgileri vericeğim bir dakika " dedi ve büyükçe bir bilgisayara ilerledi .

" Köstebeğin bu kadar güzel olduğunu kimse söylememişti " diye söylendi Cihat , kadına hayran hayran bakarken . Uğur ellerini yukarı doğru uzattı ve açtı .

" Ey Allahım sanki yanımda Normal pek bolmuş gibi bunları niye beni bulmasını sağladın Yarabbim . " diye hayıflandı .

Rüzgar bir an için şöyle heyecanla kafasını kaldırdı , bana ve Ateşe bir bakış attı.
" Lan ben şimdi hatırladım " diyerek Akının yanındaki Egehana döndü
'' Egehan kardeşim sana bir şey söylemem lazım ama emin ol ki bunu bende yeni öğrendim. " Parmağı ile Beni ve Ateşi gösterdi " Bu ikisi evliymiş hatta komutanlar şahitlik yapmışlar " dedi. Alanda öyle bir sesler çıkmaya başladı ki ilk başta kendime gelemedim. Egehana alay eder gibi Rüzgara baktı.
'' Ne saçmalıyorsun sen gene Rüzgar " dedi
" Yemin olsun bu sefer şaka yapmıyorum hatta dalga geçmiyorum, kendi ağızları ile dediler . Hatta sor çocuklara " diyerek, Bilal ve Yaşını işaret etti. Onlarda kafalarını olumlu anlamda salladılar.
" Ne diyorlar bunlar Ateş " diye kızgınca konuştu Akın , Ateş daha ağzını açamadan Egehana kükredi
" Bana bak Gerizekalı eğer böyle bişi varsa seni öldürürüm , yemin ediyorum öldürürüm " dedi bağırarak. O kadar korkutucu görünüyordu ki bir anda kal geldi . Ateşe bakış attığımda onda bana bakıyordu ve benim gibi kendini kasıyordu. Kafamı olumsuz anlamda salladım
" Ben daha fazla dayanamıyacağım " dedim
" Bende " dedi, ve birazcık daha dayanmaya çalışarak önümüze döndük. Sinirle bize odaklanmış gözleri görünce sınıra gelmiştim artık. Hönkürerek bir kahkaha atmaya başlamıştık. İnanmışlardı resmen İnanmışlardı.
" Ama tipinize görmeliydiniz " dedim kesik kesik, artık karnım ağrımaya bile başlamıştı. Uğur ellerini yukarı doğru uzattı ve açtı .

" Allahım beni niye normali bulmaz " diye yakındı Uğur .




Evet gençler nasıldı??
Yorum ve Voelerinizi bekliyorum

Continue Reading

You'll Also Like

38.6K 4.4K 59
Tekin Alaca, ailesinin bakıcısı olmak için doğmuş ve ailesine mahkum bir çocuktu. Ailesinden habersiz girdiği Milli Savunma Üniversitesi sınavında ta...
2.6K 1.4K 30
"Kalbimin ritimleri sende her attığında, seni canından çok seven benim olduğumu hatırla..." "Sende kalbini taşıyan kişinin, hep elini kalbine koyduğu...
93.2K 7.2K 25
Her genç kızın bir travması olabilirdi. Önemli olan o travmayı seninle beraber sırtlayacak bir hayat arkadaşına sahip olmaktı. Talha Yasir 🌞 Afra ...
38.3K 5.4K 67
Sizce ben arkadaşıma aşıkmış gibi davranarak şaka yaptıktan sonra gerçekten aşık olmuş muyumdur? * 21.01.2022'de yayınlandı. 27.02.2022'de tamamlandı...