"Bence en güzeli;beklemeyen anda
hayatına gelen güzel insan."
Ufuk Beydemir:Ay Tenli Kadın
Teya Dora:Dzanum
Hayat bana hep acıyla döndü. Beklenmedik anda vururdu yüzüme. Pes etmek doğamda yok. Vazgeçmedim o anlar bana hep ders çıkarmam için bir dersti. 'Peki bu acılar normal mi? Ben ne yapmış olabilirim bu kadar' diye sorardım kendime. Kendimi suçlardım.
Şimdi yeni bir hayata başlangıç yaptım.
Kendi ayaklarım üzerinede durmaya, ne olursa olsun vazgeçmemeyi, kendime inanmak için söz verdim.
Şimdi ise üniversite için koştur koştur yeni başlangıçlara.
Koşturarak sınıfa yetişmeye çalışıyordum. Devam edecektim ki birine çarptım. Tabii ben nerede iyi başlasam kötü hep arkamda.
Karşımdaki iri cüsseye çarparak neye uğradığımı şaşırdım. Düşmemek için ona tutundum. Kendime geldikten sonra Karşımdakinin gözlerine baktım.
Sessizliği bozarak " Pardon beyefendi acelem vardı. İyi misiniz?"dedim ve bir adım geriye doğru ilerledim.
"Önemli değil. İyim siz iyi misiniz?"dedi
"İyim"dedim Ardından kendimi toparlayarak ordan uzaklaştım. Arkamdaki sesle tekrar o tarafa döndüm. "Hanım efendi telefonunuzu düşürmüşsünüz."dedi hemen oraya ilerledim."Teşekkürler"dedim tekrar koşarak üniversite kapısından girişimi yapıp asansöre binip sınıfa çıktım.
Girdiğimde ders başlamıştı. Hemen yerime geçip dersi dinledim. Ders bitikten sonra sıradaki dersim bir saat sonra olduğu için kafeye gidip bir kahve aldım. Bahçede otururken etrafı izledim. Kuşları, bulutları, ağaçları...
En sevdiğim yalnız oturup doğanın güzelliklerini seyretmek. Derin bir nefes alarak ayağa kalkacaktım ki yanımda bir not kağdı gördüm. Kağdı açıp okudum."Seni unuttuğumumu zanetin. Elbette aklımdasın. Geri dönüşüm seni sevindirecek" Kağdı okuduktan sonra etrafıma baktım. Gelen geçenlere ama kimseyi göremedim. Kağdı inceledim ama bir ip ucuda yoktu. Kağdı bir kaç defa üst üste okudum. Orda oturmaya devam ettim. Kağdı pantolonumun cebine koydum ve tekrar sınıfa geçtim.
Ders saati boyunca o kağdın kimin bıraktığını düşündüm. Kim gönderdi bu kağdı neden hep bir gizem. Ben tabii ki yine bunun peşine düşecektim de nasıl bulacaktım. Dersim bitikten sonra kampüsten ayrılıp otoparktan arabamı alıp Efsa ile Açelya'yı almaya gittim.
Bugün o kağıt haricinde mutlu bir günüm olmuştu. Yeni arkadaşlar yeni bir ortam farklı olacaktı bundan sonra.
Efsa ve Açelya'yı kampüsten aldım.
Arabada sessizlikle yola devam ettik.
Sessizliği bozan kişi Açelya oldu.
"Kızlar nasıl geçti gününüz?"dedi
"İyi geçti Açelya abla. Senin nasıl geçti?"dedi Efsa "Benimde iyi geçti. Yeni ortam yeni arkadaşlar falan"dedi Açelya
"İyi geçti benimde. Biraz yoruldum sadece"dedim Mektuptan bahsetmeyecektim tabii Efsa'nın haberi olmayacaktı bundan. Açelya'nın sorusuyla ona baktım"Nevra iyi misin sen rengin bembeyaz olmuş"dedi
"İyim canım sadece yorgunum biraz"dedim ama Açelya beni tanıyordu bir şey olduğuna emindi. Beni benden iyi tanıyordu. Ben daha fazla dikkat çekmemek için radyoyu açıp dinledim.
Bildiğim bir şarkıydı. Arabada Efsa ve Açelya gülerek şarkıya eşlik ediyorlardı.
Bende gülerek onları seyrettim. Dayanamayıp onlara eşlik ettim.
"Tenin almış beyazlığını aydan, saçlarını rengi geceden bundan geceye sevda. Sen örterken benimle kalbini alaklığım gibi hissimi al çünkü özlüyorum..."
Şarkıyla en sonunda gülerek buna son verdik. Hava kararmaya başlamıştı. Güneş bulutların arkasına saklanırken etrafı kızıla bürünmüştü. Efsa'nın söylenmesiyle ona baktım" Bu gece dışarıda yemek yiyelim. Evde yapacak halim yok" dedi . Sanki hep o yapıyor ya.
"Canım ben senin hiç yemek yaptığını görmedim. Sen anaca yiyorsun"dedi Açelya gülerek. Bende güldüm haklıydı çünkü hiç yemek yaptığını görmedim.
"Ya Açelya abla tamam yapmıyorum ama lütfen dışarıda yiyelim"dedi Efsa
"Tamam dışarıda yiyelim"dedi Açelya
Bende kafa salıyarak yola devam ettim.
Restoranın otoparkanına arabayı park edip restoranın kapısını açıp içeriye girdik. Garsonun karşılmasıyla masaya geçtik." Hoş geldiniz efendim. Buyrun şöyle geçin" dedi " Hoş bulduk. Tamamdır"dedim
Masaya oturduk garsonun menüleri verdikten sonra siparişlerimizi verdik.
Yemek yedikten sonra hesabı ödeyip kalktık. Arabaya binip eve doğru ilerledik.
"Ay ben bugün yorgunluk kotamı doldurdum"dedi Efsa "Ay evet gerçekten bende çok yoruldum"dedi Açelya "Hadi eve geçelim dinleniriz"dedim
Asansöre binip yukarı çıktık.evin kapısını açıp içeri girdik.
"Hadi size iyi geceler" dedi Efsa
"İyi geceler"dedim Efsa odasını gitti. Mutfağa geçip bir bardak su içip odama gidecektim ki Açelya mutfağa geldi.
"Kuzum neyin var? Hadi anlat bana" dedi biliyordum bir şeyler anladığını.
"Gel otur şöyle anlatayım"dedim
Sandalye oturup her şeyi anlatım.
"Bugün bankta oturmuştum. Dersim bir saat sonra olduğu için gözlerimi kapatıp dinlendim biraz. Sonra tam kalkacaktım ki yanımda bir not kağdı gördüm" kağdı çıkartıp Açelya'ya gösterdim. Açelya kağdı açıp okudu. Yüzündeki şaşkınlıkla bana baktı." Nevra bu nasıl oldu? Kim gönderdi bunu? Görmedin mi hiç?"dedi afalayarak " Bilmiyorum kağıdı okuduktan sonra etrafa baktım ama bir şey yok. Bunu düşünüyorum ama bir ip ucu yok"dedim "Nevra dikkatli olmamız gerekiyor hele bu not sana geldiyse çok dikkatli olman gerekiyor ne olduğunu bilmiyoruz"dedi "Tamam hadi yatalım. Yoruldum artık bunları düşünmekten" dedim Açelya beni kollarına çekip sarıldı. Bende karşılık verdim bir kaç dakika öyle durduktan sonra odaya geçtik. Üzerimi değiştirip dişlerimi firçalayıp yatağa oturdum. Bunu kimin yaptığını neler yol açacağını düşündüm. Bir kaç saat düşündüm ama bir şey bulamadım artık dayanamayıp uyumaya karar verdim. Yatağa uzanıp gözlerimi yumdum...
...
Herkese merhaba. Kısa bir bölüm oldu ama hoşunuza gideceğine eminim. İyi okumalar diliyorum size. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum sizleri seviyorum. Şimdi yorumlarınız için teşekkürler...🥰