Genç kız öylece kaldırıma çökmüş boşluğu izlerken soğuk havadan dolayı akan burnunu çekmişti. Gözüne çarpan araba ışığı ile yerinde huzursuzca kıpırdanırken kafasını çevirip akan gözyaşlarını sildi. Genç adam yolun kenarına çöken kızı görmesiyle arabayı durdurup hızla inerken yavaşça yaklaştı. "Asi.." Genç kız duyduğu sesle içinin huzurla kaplandığını hissederken Alaz'ı görmesiyle ayağa kalkıp ona doğru ilerledi. Hiçbir şey demeden parmak uçlarına çıkıp sıkıca sarıldı adama. Alaz kısa bir şaşkınlığın ardından karşılık verip genç kızın ince bedenini kollarıyla sardı. Saçlarını koklayıp derin bir nefes alırken asi de adamın kokusuyla sakinleştiğini hissedebiliyordu. "Titriyorsun asi." Alaz geri çekilip asi'nin yüzüne bakarken ağlamaktan kızarmış gözleriyle içi gitmişti. "Neden ağlıyorsun asi ne oldu? Asi kafasını sağa sola salladı. "Bir şey olmadı... neden buraya geldim onuda bilmiyorum zaten." Asi cümlesini bitirdikten sonra gitmek için bir adım atarken Alaz'ın seslenmesi ile durdu. "Nereye gidiyorsun?" Asi omzunu silkti. "Bilmiyorum." diye mırıldanıp yine gitmek için adım atarken Alaz kolundan tutup kendisine çekti. "Seni bu saatte ve bu halde hiçbir yere bırakmıyorum asi." Alaz asi'nin dibine girmiş konuşurken asi hala titriyordu. "Bırak Alaz gidiyim." Alaz kafasını sağa sola salladı. "Hayır, benimle eve geliyorsun.. söz hiçbir şey sormucam." Asi biraz düşündükten sonra kafasını sallarken derin bir nefes aldı. Neden buraya geldiğini kendiside bilmiyordu, bildiği tek şey sadece onun yanında olmak istemesiydi. Alaz asi'nin elini sıkıca tutup evin büyük kapısından içeri girerken kapıdaki güvenliğe arabayı alması için işaret verdi. Asi elini sıkıca tutan adama bakarken huzurun yanına birde güven eklemişti.
Asi koltukta oturmuş Alaz'ın getirdiği bitki çayını içerken, Alaz da hemen yanına ona dönük oturmuş özenle inceliyordu kızın her bir santimini. "Titremen geçti.." diye mırıldanırken asi dönüp ona baktı. Alaz nerden geldiğini bilmeyen bi cesaretle elini uzatıp asinin yanağını usulca okşadı. "Ama ateşin var galiba biraz." Alaz'ın naif ses tonu bile Asi'nin kalbinde depremler yaratırken elinde sıkıca tuttuğu bardağı biraz ilerisindeki sehpaya bıraktı. "Biliyorum sormucam diye söz verdim ama..." "Sorma o zaman lütfen..." Asi Alaz'ın cümlesini yarıda keserken bakışlarını odanın içinde gezdiriyordu. "Seni öyle görünce çok korktum asi... sana bir şey oldu sandım... ağlamıştın titriyordun." Asi'nin yeniden gözleri dolarken kısa bir anlığına birkaç saat öncesine gidip geldi. "Abisiyle mi bir şey oldu? Yoksa barda mı bir sorun çıktı... dur ben şimdi Tolga itini arayıp öğrenirim." Alaz sehpadaki telefonuna uzanırken asi kolunu tutup durdurdu. "Hayır bir şey olmadı.. kimse bu durumda olduğumu bilmiyor, bi tek sen biliyorsun." Alaz sıkıntılı bir nefes verirken aralarındaki mesafeyi bi tık daha azaltıp asi'ye yaklaştı. "Buraya niye geldim onuda bilmiyorum ama sen gelene kadar o kaldırımda nefes alamıyordum.. sen gelince yeniden nefes aldığımı hissettim.." Asi'nin daha kendine bile itiraf edemediği gerçekler birer birer ağzından dökülülerken Alaz pür dikkat asi'nin insanın içini delip geçen gözlerine bakıyordu. Asi gözünden akan yaşı hızlıca silerken Alaz ani bi hamle ile yeniden sarıldı kıza. Mümkün olsa içine sokacakmışçasına sıkı sarılırken asi gözyaşlarını serbest bıraktı. Alaz usulca asinin saçlarını okşarken kısa bir öpücük bıraktı. "Bende bir tek senin yanında nefes alabildiğimi hissediyorum." Alaz'ın cümlesi ile asi daha sıkı sarılırken kokusunu birdaha koklamayacakmış gibi içine çekti. Alaz yavaşça geri çekilip asi'nin gözyaşlarını silerken yanağını okşamaya başladı.
"Bu kadar olayın, kargaşanın içinde aklıma sen geldiğinde hayatın daha da yaşanabilir olduğunu hissettiriyorsun bana." Asi sadece Alaz'ın gözlerine bakarken yüzünü adamın avuç içine bastırdı. "Sende bana iyi gelen bir şey var asi... sadece gördüğümde değil seni düşündüğümde de nefes alabiliyorum ben." Asi'de elini Alaz'ın yüzüne getirip nazikçe okşamaya başlarken Alaz gözlerini kapatıp asi'nin dokunuşlarını hissetti. Bakışlarını gözünden adamın dudaklarına indirdiğinde bir saniye bile kaybetmeden kapandı dudaklarına. Alaz sanki bunu bekliyormuş gibi gözlerini açmadan karşılık verirken aralarındaki mesafeyi sıfıra indirerek asi'yi belinden daha da kendine çekti. Alaz asi'nin üst dudaklarını kendi dudaklarının arasında esir tutarken asi elini Alaz'ın ensesinde ve saçlarında gezdiriyordu. Öpüşmeleri gitgide alevlenirken Alaz asi'yi kucağına çekip öpüşmelerini dahada büyüttü. Nefes nefese geri çekildiklerinde asi onaylarcasına başını sallarken Alaz bir saniye bile kaybetmeden yeniden kapandı dudaklarına. Asi'nin göbeğini ve sırtını açık bırakan cropunu bir çırpıda çıkarıp odanın bir köşesine fırlatırken asi'de adamın kazağını çıkardı.
Alaz, Asi kucağında dudaklarını bir saniye bile ayırmadan ayağa kalkıp geniş yatağa doğru ilerlerken hafifçe yatağa bıraktı kızı. Köprücük kemiğinden başlayıp boynunu sertçe öpmeye başlarken asi hazla karışık inleyip Alaz'ı mümkünmüş gibi daha çok bastırdı kendine. Alaz asi'nin vücudunu keşfe çıkmışken bir yandanda sütyenini çıkarıp kendi kazağının yanına yolladı. Yeniden asi'nin dudaklarına uzanırken bu sefer dillerinide devreye sokmuşlardı. Asi'nin yardımı ile kısa süre içinde Alaz'da çırıl çıplak kalırken hiçbir şey söylemeden asi'nin gözlerine uzun uzun baktı. Alaz bembeyaz çarşafın içinde tüm çıplaklığıyla yatan kızın güzelliğiyle yandığını hissederken aşkla süzmeye devam etti. Bir yandan da parmakları asi'nin göğüslerinden karnına inerken, asi de kesik kesik nefes alıyordu. Bu durum Alaz'ın dudağında keyifli bir gülümsemeye neden olurken bir anda kendini bastırmasıyla ikisininde gözleri kapandı. Asi sesleri bastırmak için Alaz'ın dudaklarını kendi dudaklarına hapsederken aşkla, tutkuyla, affedişlerle bedenlerini birbirine kavuşturdular.
Alaz saatler süren kavuşmalarının ardından kendini yatağa attığında beklemeden Asi'yi de kendine çekip göğsüne yatırdı. Asi'ye duyduğu aşk içine sığmazken onunla arasındaki milim mesafe bile özlemesine neden oluyordu. Uzun bi süre sessiz kalıp tavanı izlediler. "Teslim olmaya gitmiştim..." Asi duyduğu cümle ile kafasını kaldırıp adamın gözlerinin içine baktı. "O sabah seni bırakıp teslim olmaya gitmiştim." Asi şaşkınlıkla gözlerini büyütürken hala Alaz'a bakıyordu. "Neden daha önce söylemedin?" Alaz asi'nin saçlarını okşarken gözünün önüne gelen bukleleri geriye itti. "Bi anlamı olmayacaktı, seni kullandığımı düşünüyordun, benden nefret ediyordun... bende senden uzak kalmaya çalıştım.." Asi'nin gözleri dolarken kafasını yeniden adamın göğsüne koydu. "Senin ağzından duymadan beni kullandığına hiçbir zaman inanmadım... çünkü o gece yalan olamayacak kadar güzeldi." Alaz asi'nin saçına kokulu bir öpücük bıraktı. "Hemde her bir dakikası, o kadar özeldi ki.." dedi bir yandan asi'nin saçını okşamaya devam ediyordu. "Ama sen, o gecede sende umrumda değilsin dediğinde... içimde bir şeyler koptu sanki. Fiziksel anlamda kalbimin acıdığını hissettim." Asi'nin gözyaşı akıp Alaz'ın çıplak göğsünü ıslatırken Alaz yerinde kıpırdandı. Asi'nin kafasını kaldırıp kendisine bakmasını sağlarken yüzünü avucunun içine aldı. "Özür dilerim... yaşattığım her şey için." Asi zorlukla gülümseyip kafasını sallarken Alaz uzanıp kızın alnından öptü. "Artık ağlamana izin vermicem, bak bugün ne oldu bil- " Asi parmaklarını Alaz'ın dudağına koyup cümlesini yarıda keserken gülümsedi. "Tamam kötü şeylerden bahsetmek yok... hemde böyle bi anda." Alaz sıkıntı ile kafasını sallarken asi'nin bu gece neden ağlayarak buraya geldiğini bilmemek geriyordu.
Asi ellerini adamın çıplak göğsünde gezdirip parlayan gözlerle ona bakarken Alaz hızla kendine çekip dudaklarına ateşli bir öpücük bıraktı. Asi kendini geri çeksede Alaz buna izin vermeden kızın sırtını yatakla buluşturup tekrar üzerindeki yerini aldı. İkisininde içindeki ateş tekrar harlanırken nefesleride sıklaşmaya başlamıştı. Asi zorlukla adamın dudaklarından ayrılıp yeni çıkmış kirli sakalında parmaklarını gezdirmeye başladı. "Gün aydınlanacak neredeyse farkında mısın? Ve biz durmadan sevişiyoruz." Alaz yüzündeki ufak gülümsemesi ile omzunu silkti. "Napabilirim güzelim, doyamıyorum bir türlü sana." Asi adamın sözleri ile istemsizce bacaklarını aralarken Alaz'ın yüzündeki gülümseme genişledi. "Bana asla karşı koyamıyorsun ve ben bunu çok seviyorum." Fısıldar gibi çıkan sesi ile kendini kıza itmesiyle birlikte derinliklerini doldurdu. İkisininde dudaklarından haz dolu bir inleme çıkarken asi tırnaklarını adamın sırtına geçirdi. Alaz'ın her sert hareketinde yatakla birlikte sarsılırlarken ikiside birbirlerine asla doyamıyacaklarmış gibi hissediyorlardı. Alaz, Asi'nin gittikçe yükselen sesinin odanın dışına taşmaması için dudaklarına kapandığında, kıza her dokunuşunda daha fazla bağlandığını fark ediyordu. Alaz rahatlayarak asi'nin boynuna kapandığında bir kez daha kokusunu içine çekerek yorgunlukla gözlerini kapattı. Asi'de parmaklarını Alaz'ın saçlarında gezdirirken aşkı bulduğu için şükrediyordu.
Günün ilk ışıkları hafif aralanan perdeden içeri sızarken genç kız bir an bile uyumamış saatlerdir sevdiği adamı uyurken izliyordu. Sanki birdaha hiç göremiyecekmişçesine, yüzünü ezberlercesine izledi tüm gece. Parmaklarını zarifçe adamın önce kaşında, sonra kirpiklerinde en sonda dudağında gezdirip zarifçe okşarken içinin huzurla kaplandığını hissedebiliyordu. Olduğu yerde uzanıp adamın dudağına uzun ve tutkulu bir öpücük bırakırken gözlerinin dolmasına engel olamamıştı. Zorlukla geri çekilip yavaşça yataktan kalkarken hızla yere saçılan kıyafetlerini giydi. Adamı uyandırmamaya dikkat ederken tüm kıyafetlerini giyip etrafa bakındı. Gördüğü kağıt kalemle hızla masaya ilerledi. Kalemi eline alırken titrediğini yeni fark etmişti. Derin bir nefes alırken yatakta huzurla uyuyan adama baktı. Uzunca Alaz'ı izledikten sonra yazmaya başladı. Gözyaşı kağıdı ıslatırken, gözyaşını hızla silip yazmaya devam etti. Kağıdı adamın başucundaki komidine koyduktan sonra eğilip Alaz'ın açıkta kalan üstünü örttü. Gözyaşları gitgide hızını arttırırken bir an önce gitmesi gerektiğini biliyordu. Eğer gidemezse durumların dahada zorlaşacağınıda. Alaz'a son bir kez baktıktan sonra deri ceketini alıp sessizce odadan çıkarken ağzından küçük bir hıçkırık firar etmişti.
Genç adam yüzüne vuran güneş ışığı ile yüzünü buruştururken zorlukla gözlerini açtı. Asi'yi yanında görmemesiyle gözlerini tamamen açarken yatakta doğrulup etrafa baktı. "Asi." diye seslenip banyosunun kapısına bakarken sıkıntılı bir nefes verdi. Yerde bi tek kendi kıyafetlerinin olduğunu fark ederken asi'nin gittiğini anlamıştı. Başucundaki komidine uzanıp telefonunu alacakken gördüğü kağıt parçası ile yüz hatları gerginleşti. "Hayır ya..." diye mırıldanırken yavaşça kağıdı aldı. Okumak için cesaretini toplamaya çalışırken derin bir nefes alıp verdi. Birkaç saniyenin ardından okumak için kendini hazır hissederken ürkekçe elindeki kağıt parçasına baktı. "Bana bu kadar yanlışımın içinde tek doğrum sen olamazsın demiştin... Bir yanlışta bu kadar güzel olamazdı Alaz Soysalan... bizim hikayemizde burda bitti..." Genç adam gözlerinin dolmasıyla defalarca okuduğu notu artık bulanık görmeye başlarken sıkıntılı bir nefes verip kağıdı avucunun içinde sıktı. "Neden asi neden?" diye kendi kendine mırıldanırken telefonun çalmasıyla bakmadan kapattı. Nefes alamadığını hissederken telefonun tekrar çalmasıyla öfkeyle eline aldı. Yaman'ın aradığını görünce kaşlarını çatıp telefonu kulağına götürdü. "Ne var abisi?" Dikkatle telefonun diğer ucundaki sesi dinliyordu. "Asi dün gece Zafer Demirhan'ı öldürmüş.. teslim olmaya gitmiş sabah." Yaman'ın ağlayarak söylediği cümle ile Alaz başından kaynar su dökülmüş gibi hissederken eliyle kalbini tuttu. "Asi!" diye mırıldanırken telefonu elinden düşürüp diğer elindeki nota yeniden baktı. Genç kızın gözyaşının ıslattığı bölgeyi okşarken derin bir nefes almaya çalıştı. "Dün gece veda etmiş bana." Mırıldanmasıyla ağlaması şiddetlenirken artık nefesinin tamamen kesildiğini hissedebiliyordu.
SON