RUH KADEHİ |Düzenleniyor|

By ssoullflyy

479 90 219

Sekiz Ejderha Krallığının laneti kan kırmızısı saçlarda yaşam bulacak. Herkesin unuttuğu şey ise, her lanetin... More

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
G🐉
G2🐉
4.Bölüm
5.Bölüm
🦇
6.Bölüm

G🧙🏻‍♀️

18 3 0
By ssoullflyy

Merhaba!
G🐉 geçmişi , G🧙🏻‍♀️ geleceği temsil etmektedir.
İyi okumalar!

Savaş sonrasında kalan iki krallığında tam ortasında duran köyde kendi halimde geçinmeye çalışıyordum.

Bana her zaman destek olan arkadaştan öte kardeşim dediğim kızla köyde ufak bir evde yaşıyoruz.
Her yerde kalan krallıkların askerleri dolaşıyor ve bizlere korku vermekten asla geri durmuyorlar. Her fırsatta bize öldürücü bakışlar atıyorlardı.

Burda yönetim kötü bir yönetim değil aksine köylüleri strese sokmadan ekonomilerini düzenliyorlar fakat askerlerin yaptığı baskı bütün her şeyi alt üst ediyor.

Burda dönen geçmiş dedikodularıysa tamamiyle kafamı karıştırıp her iki krallıktan da soğumama neden oluyor.

Yaşlı bir teyzenin anlattığına göre bütün diyarın kraliçesi genç bir kız varmış. Bu kız babasını kaybetmesi üzerine tek varis olduğu için tahtta geçmiş ama kızın bilmediği şeyse hiç bir şeyden haberinin olmadığı kehanetin ona büyük bir oyun oynadığıymış. Kehanette bütün krallıkların yıkıldığı yazarmış ama kızın yaptığı bir hata varmış.
Kızın yakın arkadaşıyla çocuğunun babası kıza ihanet etmiş ve krallıklarının çıkarları üzerine hareket edip anlaşmışlar.

Söylentilerin doğru olup olmadığı makul. Doğruysa şu an kral ve kraliçenin ikisinden birinin tarafına geçmeyeceğim kesin.

Yıkılan krallıkların soyları tükenmek üzere.
Savaşın üzerinden bir asır geçmesine rağmen izleri hâlâ devam etmekte.

♥️

Vera ile birlikte oturmuş bıçakları biliyor keskinleştiriyorduk. İkimizde bu işten geçimimizi sağlıyoruz ve aynı zamanda yeni bir savaş için hazırlık yapan askerlerin bir nevi gözdesi oluyorduk.

Askerler anlamadığım bir şekilde hiç bir zaman bana ve Vera'ya diğerleri gibi sert davranmamış aksine ılımlı yaklaşmışlardı.
Bunun elbette bir sebebi olmalıydı ama şu an bu hallerine hiç isyan edecek gücüm yok.

Ailem beni savaşta doğurduğu için yüzümde geçmişimin belkide ailemin izini taşıyan , ne yaparsam geçmeyen bir yara izi var. Bu yara izi Vera'nın dediğine göre bir kusur değil aksine güzellik abidesiydi.

"Kusur diye düşündüklerimiz bizi biz yapan şeylerdir , herkes güzellik algılarına uymak zorunda değil. İster yüzünde yara olur , isterse farklı bir şey. Kimseyi ilgilendirmez benim güzeller güzeli kardeşim." Diyerek bıkmadan usanmadan her üzüldüğümde beni mutlu etmesini başarmıştı.

Yüzüme dokunduğumda geçmişimden yansımalar görüyor belkide anımsıyordum. Ya da tamamiyle saçmalıktan ibaret bir kurmacaydı...

"Daldın gittin yine uzaklara..."
Vera'nın kısık sesiyle kendime geldim.
"Şey..." Nefes aldım , Vera dikkatle gözlerime bakıyordu.
"Aklıma takılı kalan o kadar çok şey var ki... Bazen kendimi kaybolmuş bir eşya parçası gibi hissediyorum. Sahibim beni aramış aramış sonrasında ortalığı yakıp yıkmış..."
Elimdeki hançerdeki yansımama baktım ve sözlerime devam ettim.
"Bulamayınca da hiç umursanmamış , unutulmuş gibi hissediyorum."

Vera bana üzgünce baktı ve başını öne eğip işini yapmaya devam etti. Bense onun boynundaki Kırmızı Ejderha Krallığının izine bakıyordum. Kırmızı bir ejderha vardı boynunda , herkes de var aslında. Kiminin boynunda kimininse herhangi bir yerinde. Benim ise tam iki göğsümün arasında Siyah ve Kırmızı Ejderha Krallığının simgesi iç içe girmiş bir şekilde duruyor. Vera bana bunu kimseye söylememem konusunda uyardığı için asla dekolte elbiseler giymezdim. Gerçi gerek de duymuyorum. Bir prenses veya kraliçe olsaydın elbette dert edinebilirdim bu durumu...

♥️

Bir anda kapı dahi çalınmadan çalıştığımız yere soygun yaparcasına girilmesiyle kaşlarımı çattım.

Vera anında elindeki kılıcı karşıya uzatmış tetiğe geçmişte bile.
"Ne oluyor burada?" Sorumla birlikte askerler yavaşça gülümsedi.

"Size sormalı Lena Hanım. Ne oluyor burada?"
Duraksadım , Vera'ya bakmamla onun zaten bana baktığını fark ettim.

"Ne saçmalıyorsun sen? Kapı dahi çalınmadan girilir mi içeri?"
Adam gülerek yanıma geldi. Bembeyaz saçlarıyla beyaz dişleri uyum içerisindeydi.
Bana yaklaşması veya yanıma gelmesinden zerre etkilenmeden bakışlarımı üzerinde gezdiriyordum.

Karşımdaki Beyaz Ejderha Krallığının askeri yanıma gelmekle kalmayıp aramızdaki boy farkını kapatarak üzerime doğru eğilmişti.

"Söylesene , kimsin sen?"
Elleri yavaşça saçlarımda dolandı , ardından yanağımda dolanmaya devam etti. Harita yolu izler gibi devam etti ve durdu. "Kim olduğunu şimdi bütün herkese kanıtlamak isterdim minik ayışığı...
Sırası değil , elbette gelecek vakti ve zamanı."

Anlamayan gözlerle karşımdaki adama bakmaya devam ettim.
Vera ise elindeki kılıçla önümdeki adamı dürtmüş ve benden uzaklaştırmıştı.

"Ne için geldiğini söyle?" Vera sert sesiyle konuşmuş ve emir vererek uzaklaştırmıştı adamı benden.

"O beni tehdit için kullandığın kılıcın sahibiyim Vera Altınay , müsadenle benim olanı almaya geldim." Bunu söylerken asla Vera'ya bakmayıp , benim gözlerimin içine bakarak söylemişti.
Bu resmen bir meydan okumaydı...

Ufak bir sırıtışla gözlerimin kızıl rengine bulanmasına izin verdim. Vera'nın elindeki kılıç yavaşça adamın önüne saplanmıştı , aynı zamanda kapıyı açarak adama gitmesi gerektiğini hatırlattım.

"Bu kadar ciddiyetsizlik sizcede fazla değil mi ?"
Adamın göz bebekleri hafif bir beyazlık aldığında kafamda bir şey hissetmeye başladım. Elimi kafama attığımda papatyalardan yapılmış bir taç olduğunu gördüm. Ben gördüğüme şaşırırken kapının kapandığına dair olan zil çoktan çalmıştı bile...

"Bu da neydi böyle?" Vera'nın sorgulayıcı bakışları üzerimdeyken anlamadım der gibi ona baktım.

♥️

Dışarı çıktığımda çok büyük bir izdiham vardı. Her yer birbirine girmiş , bütün genç kızlar yaka paça kollarından tutulmuş bir şekilde sıraya giriyorlardı.

Bir askerin Vera ile beni aynı anda omuzlarımızdan tutmasıyla neye uğradığımızı şaşırdık.
"Bırakın bizi , neler dönüyor burada?"  Bağırmam , sormam hiç bir işe yaramamış aksine daha hızlı bir şekilde bizide diğer genç kızların olduğu yere götürdüler.

Aradan neredeyse bir saat geçmesinin üzerine karşı taraftan iki ejderhanında kanatları gözüktü.
Beyaz Ejderha Krallığı kraliçesi Bianca Smanov ve Siyah Ejderha Krallığı kralı Arel İzgi köylülerin olduğu yere olabildiğince gösterişli bir şekilde gelmişlerdi.

Ejderhalarından inen kral ve kraliçeyi göz ucuyla süzdüm.
İkiside kendinden emin , soğuk ve olabildiğince sert duruyorlardı.
Bianca bir kraliçeye aslaya yakışmayacak şekilde asker değilde resmen kral üniforması giymişti.

"ARAMIZDA BİR MELEZ VAR!"
Bağırılmasıyla başımı konuşan beyaz saçlı adama çevirdim. Bu adam dükkandaki adamdı...

"BU MELEZ HER KİMSE BİZ BULMADAN ÇIKSIN ORTAYA!
AKSİ TAKDİRDE ÇOK DAHA KÖTÜ ŞEYLER OLABİLİR!!"
Konuşmasıyla gülerek başımı eğdim. Vera'ya baktığımda korkuyla bana bakıyordu.
"Neyin var?" Kulağına fısıldamamla daha çok gerilmişti.
"Lena hiç bir şey bilmiyorsun. Tıpkı annen gibi..."
Duraksadı elleri yavaşça elbisemin ön tarafındaki düğmelere gitti.
"Onu görmelerine izin verme Lena. Melez sensin!"
Etrafa bakındı ve bana daha çok yaklaştı.
"Kehanet yeniden yazılıyor.
Kehanet yerini bulmadan kaderini değiştir. Kaç dediğimde kaç."
Anlamayan gözlerle ona baktım. Vera elbette bir şeyler biliyordu.
Vera'nın gözlerindeki kırmızı parlaklığı görmemle büyü yaptığını anlamıştım.
Etrafımızda yavaşça morumsu dumanlar yükselmeye başlamıştı.
Vera'nın sesi ise hiç olmadığı kadar yüksek çıkıyordu.

"Moon Goddess, hear me and heed my call. A prophecy was written, let the prophecy change. May the Red Queen return, may the Red Queen be protected. Let the source of magic guide its owner."

(Ay Tanrıçası, beni duy ve çağrıma kulak ver. Bir kehanet yazıldı, kehanet değişsin. Kızıl Kraliçe geri dönsün, Kızıl Kraliçe korunsun. Bırakın büyünün kaynağı sahibine yol göstersin.)

"LENA KAÇ!"
Vera'nın bağırmasıyla olabildiğince hızlı bir şekilde koşarak kaçmaya başladım. Herkes şaşkınlık içinde bana ve Vera'ya bakıyor anlam vermeye çalışıyordu.

Büyüm bana yol gösteriyordu adeta , bastığım yerlerin ardında koca bir ateş bırakıyordum.

Ardımda bıraktığım ateşleri takmadan daha da hızlanmaya çalışıyordum ki bir şey oldu.

Bir anda olduğum yerde kaldım , hareket dahi edemedim. Sonra bir ses geldi arkamdan.

"Minik melez nereye böyle?"

Tekrardan merhabaa!

Bölümü çok geç attığımın farkındayım , sizden özür diliyorum.
Bölümde mantık ve kelime hatası varsa yine özür dilerim.
Hiç kontrol etmeden atıyorum.
Normalde bundan önce bir tanıtım gibi bölüm atıcaktım ama sonraya kaldı.

Ay Tanrıçası kim?

Beyaz saçlı adam kim?

Bianca ve Arel'in arasında ne var?

Alisa'ya noldu?

Umuyorum ki ilerleyen bölümlerde cevapları var fakat sizinde fikirlerinizi merak ediyorum.

Sevgiyle kalınnn 🫶🏻


Bahsedilen iz bu.
Herkesin farklı yerlerinde ejderha izi var.

Continue Reading

You'll Also Like

65.6K 4.1K 27
Levent ve kedi sandığı ama kedi olmayan kedisi Çakır'ın hikayesi 🌈
321K 13.5K 53
İronisine yazılmış bir gerçek ailem+mafya kitabıdır düzenlenmeye alınmış olmasına rağmen saçma kısımları vardır 'Kraliçe Elsa' isimli ilk ve tek kurg...
16.3K 42 20
18 yaşından küçükler okumasın
233K 9.2K 15
"MARDİN'DE AŞK" Birbirlerine olan aşklarını ifade etmek için konuşmaya gerek yok . Belki de sessizlik, kalplerinin birbirine daha da yakınlaşmasına...