Youth

By AsamiKun6

3K 916 911

"Gençliğim senindir." "Ne yaparsak yapalım, ne olursa olsun.. gençliğim senindir." More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
23
24
25~ Final

22

60 21 16
By AsamiKun6

Minho ve Changbin'in kafeye gelmesi ile arkadaş grubu arabalara binerek Minho'nun evine gelmişti. Minho'nun anne babası yemek hazırlığı yaparken bir araya gelen kalabalık grup salonda Minho'nun Jisung'a sırnaşmasını izliyordu.

"Sapık!"

Jeongin karşısındaki manzara gözlerini devirmeden yapamadı. Minho arkadaşına resmen sülük gibi yapışmış, sürekli o şirin yanaklarını öpüyordu. Bu manzaradan rahatsız olmayan tek kişi olan Felix, şakacı bir şekilde Jeongin'e bir öpücük göndererek oturma odasının kahkahalarla dolmasına neden oldu.

"Bu sefer gerçek olduğuna hala inanamıyorum." Changbin içini çekti.

"Siz kendinizi yeterince kandırsaydınız, ilk seferde gerçek olabilirdi." Minho daha önce kandırdıkları arkadaş grubu ile dalga geçmeyi ihmal etmemişti.

Seungmin onun söylediği şeye gözlerini devirdi. "Hepimiz, siz ikiniz ve Felix kadar hayalperest değiliz."

"HEY!" Felix bağırdı ve en yakın arkadaşının omuzuna hafif bir yumruk attı.

"Gerçek bu." seungmin omuz silkti. "ve bazen gerçekler acıtır."

"Tamam artık kavga etmek yok." Chan arkadaşına laf yetiştirmeye hazırlanan Felix'in konuşmasına izin vermeden küçük tartışmayı bitirmeye çalıştı

Felix, Seungmin'i işaret etti."O başlattı!" Diyerek arkadaşını şikayet etti.

Seungmin dilini çıkardı. "Iyy bebek bir de şikayet ediyor."

"Minho hyung, evini suç mahalline çevirmek üzereyim." Felix ciddi bir şekilde konuştu.

"Hayır çeviremezsin." Minho olumsuz anlamda başını salladı. "Annem ve babam evde, biraz terbiyeli ol."

Jisung kıkırdayarak, "Annenle baban evde olduğu için senin terbiyeden bahsedecek biri olduğunu sanmıyorum." dedi.

"Annemle babam evdeyken sana ne kadar ahlaksız olabileceğimi göstereceğim." Minho salondaki kalabalığa bakıp, "tüm dostlarımız umurumda falan değil. İnan o kadar arsız bir adam olabilirim ki tahmin bile edemezsin."

"Tanrım lütfen yapma." Seungmin dehşete düşmüş bir halde konuştu.

"bekleyin... siz de..." diye fısıldadı felix. Açıkçası o tüm bu arsızlıkları izlemek istiyordu.

"Artık onları ikna etmemize gerek yok, sakin olmalısın." Jisung böyle söylemesine rağmen elleri Minho'nun vücudunda gezdiriyordu.

"Eğer böyle devam edersen bebeğim sakin olamam ki."

Chan elindeki yastığı Minho'ya fırlatıp "Arkadaşların burada, biraz terbiyeli ol." diyerek şakayla karışık uyardı .

"Dün geceyi hepinizin önünde yeniden canlandıracağım."

"Lütfen yap." Felix heyecanla konuştu.

"Felix!" Jisung içini çekti. Sonra dönüp Minho'ya kaşlarını çatarak baktı.

Felix, "Bedava porno ama" diyerek omuzlarını silkti.

"Tamam, bu kadar şaka yeter. Annem ve babam mutfakta. Ayrıca Özür dilerim sadece şakalarına ayak uydurdum güzelim."

"Peki bunu kim başlattı?"

"Sen?"

"ah evet ben!" Jisung ensesini kaşıdı.

"Bebeğim çok yaramazsın."

"Minho!" Jisung hafifçe göğsüne vurdu.

"ah! tamam, tamam!" Minho yanakları kızaran sevgilisine baktı. Kızarmış yanakları onu daha da tatlı göstermişti. Jisung kendisine dikkatle bakan Minho'nun gözlerine bakınca orada gördüğü sevgi ve şefkatle gülümsedi. Öyle güzel gülümsedi ki gözlerinin içi parladı. İkisi birbirlerinin gözlerinde kayboldular. Aşk dolu bakışları birbirlerine bakıyorlardı.

"İkinizi bu kadar aşık görmek güzel ama aynı zamanda mide bulandırıcı." Jeongin tüm o romantik anın içine yapan cümlesini kurarak Minho ve Jisung'u gerçekliğe döndürdü.

Felix artık isyan ederek "Onların lanet anını mahvetmeyin artık!" diye bağırdı.

Diğerleri Felix'in isyanına gülerken Minho'nun annesi salona gelip gençleri yemek için çağırdı.

"Hadi gençler yemek hazır."

"Teşekkür ederim anne, geliyoruz ." Minho gülümseyip, Jisung'u yakınında tutarak mutfak girişine baktı.

"Sevgilinin suratını yalayasın diye ilk bizim gitmemizi istiyorsun değil mi?" Changbin şakacı bir şekilde gözlerini devirdi.

"Evet, kesinlikle."

"Sanırım ben de kalacağım. Bu anı kaçırmam." Felix şakayla karışık konuşsa da diğerlerinin peşinden gitmeyip salonda kalmıştı.

"Mutfağa git seni sapık!" Minho kaşlarına çatarak kendilerini izleyen genci mutfağa kovdu.

Felix söylenerek oturduğu koltuktan kalktı.  "Üf tamam be! En büyük destekçinize bir öpücüğü çok görüyorsunuz ya daha ne diyeyim size!" Minho ve Jisung'u oturma odasında bırakarak mutfağa gitti.

"Beni öpmeyi bu kadar mı seviyorsun?"

"Hem de nasıl tahmin bile edemezsin." Minho hafif eğildi ve dudaklarını birleştirdi. Jisung öpücüğe hemen karşılık verdi. Minho onu belinden çekerken Jisung kollarını Minho'nun boynuna dolandı.

Öpücük yumuşak ve yavaştı. Aynı  zamanda tutkulu ve tatlıydı, ikisi birbirlerine olan tüm sevgilerini döküyorlardı. Minho geri çekilip erkek arkadaşına hayran hayran baktı. Jisung'un her iki yanağına da nazik öpücükler kondurdu. Sonra alnına, minik burnuna ve son olarak dudaklarına  öpücük bıraktı.

Jisung gözleri kapalıyken "Seni seviyorum."diye fısıldadı.

Minho hızla Jisung'a sarılıp "Seni seviyorum." Dedi. İki aşık bir süre birbirlerine sarıldılar. İçeriden gelen çatal bıçak sesleri ile ayrıldılar. "Hadi şimdi yemek yiyelim, olur mu?"

"Hadi gidelim." Jisung yumuşak bir gülümsemeyle başını salladı.

"Bize katılmanıza çok sevindim." İkisi masaya otururken Youngmi kıkırdadı.

Minho "Önceliklerim var artık." diyerek sevgilisinin yanında oturdu.

"Akşam yemeği yemektense erkek arkadaşımla yemeyi  tercih ederim."

"Bak, Felix anladı." Minho çilli çocuğu işaret etti.

"Elbette anlar kafası başka bir şeye çalışmıyor." diyerek Felix'e takıldı Seungmin.

"HEY?!" Felix kaşlarını çattı.

Changbin onun elini tuttu."Sadece şaka yapıyor bebeğim."

"Pek sayılmaz. Felix çıldırmış durumda."

"Bence sen biraz fazla kaşınıyorsun."

Chan yine didişmeye başlayan ikiliye bakarak "Çok konuşuyorsunuz sürekli gergin olay çıkaracaksınız diye yeterince yemek yemiyorum." diye sızlandı.

"Üzgünüm baba." Felix gözlerini devirdi.

"Bana yaşlı muamelesi yapma!"

Youngmi iç çekerek şakalaşan gençlere baktı. "Genç olmayı özledim."

Sang Chul da eşine katılarak"Evet, böyle büyük bir arkadaş grubuna sahip olmayı özledim." Dedi.

Dikkatle onları dinleyen Jisung endişeyle "nasıl yani ilerde ayrılacak mıyız?" diye sordu.

"Hayır, grup olarak takılmaya devam ettiğiniz sürece ayrılmazsınız. Ne kadar meşgul olursanız olun, birbirinize zaman ayırdığınızdan emin olun. Çünkü bizim hata yaptığımız nokta tam olarak buydu. İşlerle meşgul olmaya başlayınca birbirimizi ihmal ettik. Bir süre sonra hiçbirimizin birbirimize ayıracak vakti yoktu."

Minho gayet ciddi bir ses tonuyla "Yani yaşlandığımızda hâlâ film geceleri falan yapmak zorundayız." Dedi.

"Bak sen peki ilk satışı kim yaptı?!" Sang Chul'un sözleri, masadakileri kahkahalara boğdu.

"Ayy üzgünüm ilk satan zaten bendim."

Youngmi mahcup bir şekilde konuşan oğluna bakıp, "Seni cezalandıracağım" diyerek takıldı.

"Ben taşınacağım." Minho annesine dilini çıkararak omuz silkti.

"Seni repunzel gibi bir kuleye kilitleyeceğim." Youngmi derin bir nefes aldı ve gülmesini tuttu.

"Aman tanrım, umarım yakışıklı bir prens gelip beni kurtarır!" Minho kirpiklerini kırpıştırarak Jisung'a döndü.

Seungmin gözlerini devirerek "Bu ikisinden bıktım." diyerek güldü.

"Aslında evli olmadığımıza kızmıştın ve şimdi birlikteyiz ve bizden bıktın mı?!" Minho dramatik bir şekilde nefesini tuttu.

"Sana hiç inanmadım."

"Bekleyin, biz yine neyi kaçırdık gençler?"

"Tanışıp birlikte kaçtığımızda, kaçmamız hakkında bir şaka yaptım. Onlarla dalga geçmek çok eğlenceliydi. Bu yüzden geri dönene kadar onları evli olduğumuza ikna etmeye devam ettik."

"Çocuğunuzun hayatında olmadığınızda olan budur." Sang Chul iç çekti ve eşinden göğsüne bir tokat yedi.

"Tatlım, elimizden geleni yaptığımızı biliyorsun."

Minho ailesinin söylediği şeylere gözlerini devirdi. "Bence iyi bir beyefendi olduğumu düşünüyorum, çok teşekkür ederim."

Masada tatlı atışmaları izleyen Jisung en sonunda konuşmaya dahil olup "Doğru. Taylor Swift 'erkeklerin dünyasında o bir beyefendi' derken Lee Minho'dan bahsediyordu." dedi.

"Sadece senin için bir beyefendiyim Han Jisung"

"Birbirinize isimlerinizle mi hitap ediyoruz?" diye sordu Hyunjin.

Minho "Nadiren." diyerek omuz silkti.

"Birbirinize ne diyorsunuz?" Hyunjin sinsice kaşlarını oynattı.

"Normalde sadece Ji derim ve o da bana Min diyor. Ama ben 'aşkımı' her şeye tercih ederim. Ah tabi bir de ruh eşim demeyi seviyorum" dedi Minho.

Jisung, Felix ve Hyunjin'e güldü. "Kirli kafalarınızı çukurdan çıkarın."

Sang Chul sandalyesine otururken içini çekti."Oğlumuzun eşcinsel olmasına çok sevindim."

Jisung şaşkınlık gözlerini kırpıştırdı."Bir ebeveynin bunu söylediğini duyacağımı hiç düşünmezdim."

Minho da babasına gülerek "Neslin benimle bittiğini biliyorsun, değil mi?" diye takılarak sordu.

"Nesli devam ettirmek zorunda değilsin. Siz yine de çocuk sahibi olabilirsiniz, nasıl karar verirseniz verin sizi destekleyeceğim. Bu sizin hayatınız."

"Ben de babanla aynı fikirdeyim. Ve ben zaten bir kadınla evleneceğini hiç düşünmüyordum. Çıktığın kızlarla hiç ilgileniyormuş gibi görünmüyordun."

"Çünkü ilgilenmiyordum."

Jisung masanın altından Minho'nun elini tuttu."Sen sadece benimle ilgileniyorsun?"

"Yeterince belli değil miydi?".

"Ah güven bana, öyleydi." Hyunjin gözlerini devirdi. "Jisung sadece kendinin farkında değildi. Kuruntu yapıp durdu."

"Hepimiz bekliyorduk. Yani cidden, bir araya gelmeniz yeterince uzun sürdü." Felix de Hyunjin'e katıldı.

"Yemin ediyorum hepiniz gerçekten işsizsiniz."

Jisung çalan telefonu ile ayaklandı. "İzninizle bir telefona bakayım." diyerek mutfaktan çıkarken telefonunu çıkardı.

Arayan kişi görünce dondu. Oturma odasına doğru yürürken elleri titriyordu. Titrek bir nefes alıp telefonu cevapladı.

"Merhaba?" diyerek mümkün olduğu kadar sakin bir şekilde cevap verdi.

Babası sert sesiyle "Neredesin?" diye sordu.

"Bir...arkadaşımla birlikteyim..."

"Çabuk evine dön, hemen."

Jisung sessizce "Ben...tamam." dedi. Yenilgiyle içini çekti, ebeveynlerinden korkuyordu.

"Bekleyeceğim ve beklemekten nefret ettiğimi biliyorsun." Babası kapatmadan önce tehdidini yaparak telefonu Jisung'un yüzüne kapattı.

Jisung gözyaşlarına engel olmak için çok uğraştı ama başarısız oldu. Titreyerek mutfağa geri döndü.

"Ş-şey ... s-özür dilerim gitmem gerekiyor." nefesini kontrol etmeye çalıştı.

Felix gelen aramanın kimden olduğunu tahmin ederek hızla ayaklandı. "HAYIR!" diyerek karşı çıktı.

"Lix bunu yapmam gerektiğini biliyorsun."

"Hayır Jisung yine baban tarafından dövülerek eziyete mi uğrayacaksın, olmaz gidemezsin!" Felix sinirlenmeye başlamıştı.

"Tatlım, bilmemiz gereken bir şey mi var?" Youngmi nazikçe sordu.

"E-eve gitmem gerekiyor!"

Minho yavaşça ellerini tuttu."Sungie, hadi konuşalım bebeğim."

"Hayır! Yapamam... Onlardan kaçamam!" Jisung kendisini Minho'nun elinden kurtarmaya çalıştı ancak hızla Minho'nun göğsüne doğru çekildi.

"Geri dönmene izin vermeyeceğim."

Felix artık kendini tutmayarak arkadaşlarına baktı. "Artık saklamayacağım Jisung, her şeyi söyleyeceğim. Seni bir daha kaybetme riskini göze almayacağım."

"lix..." diye bağırdı Jisung. "Gitmek zorundayım."

"Jisung eğer tehlikeli bir durumdaysan seni koruyacağız." Sang Chul ayağa kalktı.

"Beni koruyamazsınız!" Jisung'un ağlaması şiddetlemişti.

"Jisung ailesi tarafından yıllarıdır şiddet görüyor. Anne babası çok acımasız hastanelik olacak kadar şiddet gördüğü zamanlar oldu. Eskiden de ailesi çok iyi değildi fakat Jisung'un eşcinsel olduğunu öğrendikten sonra eziyetleri iki kat arttı. Jisung'u her yönden kısıtlıyorlar. Onların istediği bölüm onların istediği iş onların istediği hayatı yaşamaya mecbur bırakıyorlar."

Felix bunca zaman saklandığı şeyleri söylemişti. Sadece bunlar yoktu fakat bu kadarı bile arkadaşlarını yıkıma uğratmıştı. Hyunjin anında ayaklanıp Jisung'un yanına gitti.

"Jisung neden tek başına mücadele ettin? Biz ne olursa olsun senin yanındayız. Neden bize anlatmadın?"

"Tatlım şu an bunun zamanı değil sonra konuşursunuz. Jisung eşyalarının tamamını için yanına birkaç dakika eve uğramıyorsun? Artık tamamen burada kalmalısın."

Jisung olumsuz anlamda başını salladı.z "Kız kardeşimi bırakamam. Orada yaşamak zorundayım. O henüz yetişkin değil."

"O zaman onları çocuk istismarından şikayet edeceğiz. O da burada kalabilir, fazlasıyla yerimiz var." Youngmi Jisung'un oraya dönmesini istemiyordu. Gencin titreyişi korkusu ne kadar büyük şeyler yaşadığının en açık resmiydi.

"Ji seni bu durumdan kurtarabiliriz." Minho ikna edici bir sesle yavaşça konuştu.

"Korkuyorum." Jisung Minho'nun göğsüne doğru hıçkırdı.

Sang Chul "Jisung, hepimiz yardım etmek için buradayız. Sadece sen izin verirsen yardım edebiliriz. Seni zorlayamayız. Seçim sonuçta sana kalmış. Ama bize güvenebilirsin hem seni hem de kardeşini kurtarabiliriz."

Youngmi eşine katılarak "Sen ve kız kardeşin tehlikedeyseniz, sizi memnuniyetle kabul ederiz." dedi.

"Changbin hyung ve Chan hyung'u da sizinle birlikte gönderebiliriz, hiçbir şeyin olmadığından emin oluruz. O evden çıkarsın. Eunmi'yi arkadaşına bırakırsın. Sonra darp raporu alır mahkemeye başvururuz." Felix'in önerisi diğerlerinin de aklına yatmıştı.

Sang Chul heyecanla "Tek sorun şu ki kardeşin reşit değil, mahkeme alabileceğimizi söyleyene kadar onu alamayız. Ama bunlar birer pislik, mecbur kalırsam onun velayetini ödeyeceğim. Her türlü yola başvururum." dedi.

"Sen ne diyorsun?" Minho yavaşça Jisung'un yüzünü avuçladı. "Taşınmak ister misin? Ailene hak ettikleri şekilde ceza almasını satıyor musun?"

"...Evet." Jisung tereddütle cevapladı.

"Tamamen emin misin?" Minho ikinci defa sorup sevgilisinin içinde bir tereddüt kalmadığından emin olmak istiyordu.

"Evet. Artık böyle yaşayamam." Jisung bu defa tereddüt etmeden başını salladı.

"Hyunglar, hazırlanın. Siz de onlarla gidiyorsunuz." Felix'in talimatı herkesi gülümsetmişti.

"Sevgilimi o hale getiren o orospu çocuğunu döversem beni durdurmayın."

Jisung fısıltıdan biraz yüksek bir sesle konuştu. "Minho lütfen kendini tehlikeye atma."

"Korma ne seni ne de kendimi tehlikeye atma. Hadi şimdi gidelim aşkım." Minho, Jisung'un alnına nazik bir öpücük kondurdu.

"Hadi gidelim."

~~~~~~~~~~~

Keyifli okumalar 💞

Continue Reading

You'll Also Like

210K 10.8K 65
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
56.3K 2.1K 19
Alaz'la Asi yer değiştirmiş olsa nasıl bir dinamikleri olurdu çok merak ettim. Yaman, Alaz ve Cesur'un birlikte büyüdüğü; Asi'nin Soysalanlar'ın kız...
181K 12.8K 51
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma i...
230K 15K 18
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !