Başını kaldırıp etrafa bakındığında salonda tek başına olduğunu fark etti. Telefonunu kontrol ettiğinde hiç bir bildirim yoktu. Geçen gün Minho nun verdiği numarayı açtı. Bir süre telefon ekranındaki numaraya bakıp kapattı.
Arayıp özür dilemeyi düşündü ama duyguları ile hareket etmemekte kararlıydı. Ayrıca hala aynı fikirdeydi.
Bir insanın kalbini kırdıktan sonra özür dilemenin ne manası vardı ki? Özür dilemek sadece suçu örtbas etmek içindi.
Minho'yu düşünmeden de duramıyordu. Belki de özür dilemek en mantıklı şey olabilirdi ama Jisung sadece korkuyordu.
Ondan hoşlanmaktan, onunla sevgili olmaktan, onu kırmaktan, bir kere daha özür dilemeli miyim diye düşünmekten korkuyordu.
Şimdi onu kırdığı gibi bir kere daha kırmak istemiyordu. Sonuçta şuan Jisung onun sayesinde yaşıyordu.
Jisung bencillik yaptığını hissederek az önce kapattığı telefonunun ekranını tekrar açtı. Mesaj kısmına girerek Minho'ya mesaj yazmaya karar verdi.
Minho & Jisung
Jisung
Selam müsait misin?
《İletildi 17.22》
Neyse ben yazayım elbet görürsün mesajları
Özür dilerim Minho
Kırdım seni git dedim sana
《Görüldü 17.25》
Ben aslında seni kırmaktan korkuyordum
Üzülmeden korkarken üzdüm seni
Özür dilerim
Sert çıkıştım
Gereksiz yere triplere girdim
《Görüldü 17.27》
Ben korktum aslında
Benden hoşlanmanı doğru bulmuyorum
Minho
Sebep?
Jisung
Bu doğru değil Minho
Çünkü bunu hak etmiyorum
Senin gibi birisi beni değil benden daha iyilerini sevmeli
Minho
Benim için en iyisi sensin Jisung
Beni sevmek zorunda değilsin ama lütfen bana karşı kaba davranma
Kırıldım beni öylece göndermene evet
Ama gel desen koşa koşa geri gelirim yanına
Kırıldım ama hemen eskisi gibi olur kalbim eğer beni çağırırsan
《Görüldü 17.33》
Beni sevmek, bana aşık olmak zorunda değilsin sana bunu söyledim aşık edeceğim dedim ama istemiyorsan bu tabii ki olmaz kendini zorunda hissetme
Özür dilerim bende
Seni zora soktum bir anda
Sevdiğimi söyleyerek
《Görüldü 17.35》
Arkadaş olalım mı?
《Görüldü 17.36》
-
Cevap vermemiş ve sohbetten çıkıp telefonunun ekranını kitlemişti. Karşısındaki beyaz duvara dikmiş gözlerini düşünüyordu. Odaya giren Changbin ile dikkati dağılmıştı.
"Uyandın mı Jis?"
Başını sallayarak onayladı arkadaşını.
"Bir sorun mu var Jisung? İyi görünmüyorsun."
"İyiyim."
"Değilsin. Belli. Ne oldu anlat bana."
Bir kaç adımda Jisung'un yanına ulaşmış ve Jisung un yanına oturmuştu.
"İnatçısın değil mi?"
"Evet sen anlatana kadar bırakmam."
"Hyunjin nerde?"
"İçerde uyuyakalmış salak. Odanda yatıyo."
"Uyandırma o zaman. Anlattıklarım da aramızda kalsın..."
"
...En azından şimdilik."
Changbin başını sallayarak onayladı arkadaşını.
"Changbin senden hoşlanan biri ile arkadaş kalabilir miydin?"
"Hayır."
"Peki onun davranışları seni değiştirir miydi?"
"Nasıl yani?"
"Arkadaş kalsaydınız diyelim ondan hoşlanmaya başlar mıydın?"
"Bu arkadaş kız mı erkek mi?"
"Erkek."
"Bilmiyorum arkadaş olduğum için hoşlanmazdım sanırım."
"Di mi? O zaman arkadaş kalmamızda bir sorun yok."
Changbin kaşlarını çatmış Jisung'a bakıyordu.
"Peki bu arkadaş o çocuk mu?"
"Hayır. Benimle ilgisi yok. Soru öylesine."
"Hmm. İnanmadım. Adı ne bu çocuğun, kim bu çocuk?"
"Adı Minho."
"Nasıl tanıştınız...?"
Arkadaşının üzerinde gezdirdiği bakışlarını ellerine çevirdi. Ne diyebilirdi ki?
Daha fazla saklayamayacaktı galiba...
"Ben intihar etmeye kalkıştım Changbin."
Bir anda, tek nefeste söylemişti.
"Ne?"
Changbin fazlasıyla bağırdığını fark edince ağzını eli ile kapatmış ve arkadaşına yaklaşıp fısıldamıştı.
"Jisung kendine gel ne diyorsun?"
"Beni buldu. Durdurdu. Onun sayesinde yaşıyorum."
"Ama neden?"
"Bilmiyorum."
"Ne demek bilmiyorum Jisung!"
"Bilmiyorum işte gelme üstüme!"
Changbin aklını yitirecekti neredeyse. Arkadaşının neden bunu yaptığını anlamıyordu. Bir sebep arıyordu ama bulamıyordu.
"O seni nereden bulmuş?"
"Bilmiyorum."
"Onu seviyor musun Jisung?"
Jisung dudaklarını birbirine bastırarak bakışlarını tekrar ellerine çevirmişti. Jisung da duygularından bir haberdi. O da bilmiyordu nasıl hissettiğini.
"Bilmiyorum."
"Off."
Changbin oflayarak ellerini alnına götürmüştü. Arkadaşına yardımcı olmaya çalışıyordu ama Jisung bunu zorlaştırıyordu.
"Jisung..."
"Changbin bunları Hyunjin'e şimdilik anlatma olur mu?"
"Neden?"
"Neyi anlatmıyorsunuz bana diye sormayacağım çünkü her şeyi yeterince duydum. Peki neden benden saklıyorsun bunu Jisung?"
Jisung bakışlarını hızla kapıya çevirdiğinde Hyunjin tam karşısında duruyordu.
"Hyunjin..."
"Jisung, kim bu Minho?"
"Bilmiyorum Hyunjin."
"Peki yarın tanışırız."
"Ne?"
Changbin gülümseyerek Hyunjin in yanına gitmişti.
"Hyunjin haklı Jisung. Arkadaşımızı seven kişiyi tanımak istiyoruz. Hata mı ettik? Yarın şu sardunya kafeye gelsin. Buluşuruz orda. Saat de..."
"12 de."
Hyunjin Changbin i tamamladığında Hyunjin hariç ikisinin de dudakları yukarı kıvrılmıştı. Hyunjin bunları ondan neden sakladığını bilmiyordu ve evet kırılmıştı.
Jisung, telefonunu açıp mesajlara girdi.
-
Minho & Jisung
Jisung
Minho Selam
Yarın bizim arka sokaktaki sardunya kafeye gelebilir misin
Konuşuruz
Saat 12 de
Çok teşekkür ederim ♡
《İletildi 19.21》
《Görüldü 19.22》
Minho
Çağırırsan koşa koşa geleceğimi söylemiştim Jisung
Geldim say
《Görüldü 19.23》
-