Bir Yaz Hikâyesi

By GeceninGolgesi373

8K 1.3K 6.9K

Liseden mezun olduktan sonra bile asla ayrılmayan 4 kızın dostlukları anlatılıyor. Hayatları, arkadaşlıkları... More

2. Bölüm🐚
3. Bölüm🐚
4. Bölüm🐚
5. Bölüm🐚
6. Bölüm🐚
7. Bölüm🐚
8. Bölüm🐚
9. Bölüm🐚
10. Bölüm🐚
11. Bölüm🐚
12. Bölüm🐚
13. Bölüm🐚
14. Bölüm🐚
15. Bölüm🐚
16. Bölüm🐚
17. Bölüm🐚
18. Bölüm🐚
19. Bölüm🐚
20. Bölüm🐚
21. Bölüm🐚
22. Bölüm🐚
23. Bölüm🐚
24. Bölüm🐚
25. Bölüm🐚
26. Bölüm🐚
27. Bölüm🐚
28. Bölüm🐚
29. Bölüm🐚
30. Bölüm🐚
31. Bölüm🐚
32. Bölüm🐚
33. Bölüm🐚
34. Bölüm🐚
35. Bölüm🐚
36. Bölüm🐚
37. Bölüm🐚
38. Bölüm🐚
Final🐚

1. Bölüm🐚

946 94 564
By GeceninGolgesi373

Selamlarr millet

Nasılsınız

Hazır yaza girmişken yaz havası veren bir kitap yazmak istedimm

Bakın bakalım sevecek misinizzz

Okuyan herkese şimdiden teşekkürlerrr

Sizi çok seviyorumm🤍

İyi okumalarr

***
Zaman öyle hızlı geçiyor ki bize asla bitmeyekmiş gibi gelen okul bile bitmişti. 

Gecenin bir yarısı, kızlarla pijama partisi yapıyorduk. Evde dördümüzden başka kimse yoktu. Ailem sınavdan sonra bu tarz bir planımız olduğunu biliyorlardı. Bu yüzden bir günlüğüne evi bize bırakmışlardı. Onlar da babaanemde kalacaklardı.

Gül, Adel, Defne ve ben -yani Rojin- kız kıza oturmuş abur cuburları gömerken bir yandan da sohbet ediyorduk. Sonunda sınava girmiş, üzerimizdeki tüm stresten kurtulmuştuk. Dördümüzün de sınavı beklediğimiz gibi geçmişti.

Hepimiz istediğimiz bölümlere yerleşecektik büyük ihtimalle. Gül ve Adel diş hekimliği istiyorlardı. Bu yüzden sınava deli gibi çalışıp istedikleri sonuçları alabilecek seviyeye gelmişlerdi. Azimleri görülmeye değerdi. Hayran olunası kişiler oldukları inkar edilemez bir gerçekti.

Defne, gastronomi istiyordu. Hep ilgisi vardı zaten yemek yapmaya. Çok da yetenekliydi. Yaptığı yemeklerin tadına bir kez bakan herkes bir daha yemek isterdi. O kişilere ben de dahildim tabii.

Bense İngilizce tercümanlık bölümünü istiyordum. Sınavım da iyi geçmişti. İstediğim üniversiteye rahatlıkla girebileceğime inanıyordum.

Dördümüz de bu süreçte bizi zorlayan durumlar yaşamıştık elbette. Ama hedeflerimiz uğruna vazgeçmedik. Hayallerimize sıkı sıkı tutunup istediklerimizi elde ettik. Üzerimizde, verdiğimiz emeklerin karşılığını fazlasıyla alma mutluluğu vardı.

Düşüncelerimden sıyrılınca bakışlarım Gül'e kaydı. Kahverengi, kıvırcık saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp cipse uzandı. Yüzünde hüzünle karışık şaşkın bir ifade yer edindi. Cipsi yedikten sonra dudaklarını büzerek bize baktı. ''Ya kızlar, şimdi biz liseden tamamen mezun mu olduk?'' Bu sorusuyla Adel gözlerini devirirken ben ve Defne gülümsemekle yetindik.

Adel, ''Yok kanka. Yarı mezun olduk biz.'' dediğinde Gül, ona dilini uzattı. ''Ay çok komiksin Adel.'' dedi alayla. Adel, ''Komiklik olsun diye demedim ki. Mezun olduk direkt. Niye drama bağlıyorsun ki?'' Adel diğerlerimizle kıyasla duygularını daha az belli ederdi. Yine de ben onun hislerini anlayabiliyordum.

Lisedeki anılarımızı onun da özleyeceğini çok iyi biliyordum. Lise bitmişti ama dostluğumuz sonsuza kadar sürecekti. Anılarımızı özlesek de üstlerine yenilerini ekleyecektik. Bizim hikâyemiz asla bitmeyecekti.

Defne aniden aklına bir şey gelmiş gibi heyecanla yerinden doğruldu. Bu hareketiyle kızıl saçları yüzünün önüne gelmişti. Hızlıca onu ittirip ''Ya kızlar o değil de yarından sonraki gün konsere gidecek miyiz?'' diye sordu heyecanla.

Çarşamba günü çok sevdiğimiz bir grubun konseri vardı. Daha önce hiçbirimiz konsere gitmemiştik. Bu, hepimiz için ilk olacaktı. Gül ''Gidecektik de... Hani sınava az kalmıştı. Biletleri almayı unuttuk. Ya hepsi bittiyse?'' dedi üzgün bir sesle. Adel, ayaklanıp çantasına uzandı. Onu biraz kurcaladıktan sonra çantasından dört tane bilet çıkardı.

Üçümüz de ona şaşkınlıkla bakarken kibirli bir şekilde sırıttı. ''Ablanız unutmaz. İşte biletler!'' dediğinde dayanamayıp üzerine atladım. ''Sen var ya sen mükemmelsin!'' dedim heyecanla. Ardından yanağını öpmeye çalıştım. Buna izin vermeyip başımı ittirdi. Yüzünü ekşitmişti.

''Sırnaşma bana. Bu tarz şeyleri sevmiyorum.'' dediğinde uzaklaşıyormuş gibi yaptım. Gardını indirdiğini görünce hızla yanağına sulu bir öpücük kondurup Gül'e doğru koşup arkasına saklandım.

Adel elinin tersiyle yanağını sildi, yüzünü buruşturarak bana ters ters baktı. ''Bittin kızım sen!'' dedi tehditkar bir şekilde. Ama ben tabii ki de korkmuyordum. En fazla ne yapabilirdi ki yani? Bu şekilde düşünürken birden üzerime doğru gelip beni gıdıklamaya başladı.

İşte buna hazırlıksız yakalanmıştım. Dokunduğu an kahkahalara boğulmaya başlamıştım bile. Elini ittirmeye çalışam da bir türlü başaramıyordum. ''Yardım edin!'' diye seslendim kızlara doğru. Defne bu hallerimize deli gibi gülerken Gül, ''Hakettin ama... Cezanı çek.'' dedi. 

Onlar beni sattığı için beni benden başka kimsenin kurtarmayacağını anladım. Bir gün onlardan bunun hesabını soracaktım. Bir gün  işiniz düşecekti elbette. Bekleyin ve görün. Adel'e bakmaya çalıştım. Ama gülmekten kısılan gözlerim yüzünden net göremiyordum. Kahkahalarımın arasından ''Adel! Dur lütfen!'' diye yalvardım.

Zafer kazanmış bir ifadeyle bana baktığında ''Bir daha yapacak mısın?'' diye sordu. Vereceğim cevabı düşündüm. Şu an beni gıdıklamayı bırakmıştı. 'Hayır' desem kurtulacaktım. Ama yalan olacaktı. Ben kesin bir daha yapardım. Dudaklarımı ıslatıp, dürüstlüğümü kullanmayı tercih ederek ''Yapacağım.'' der demez gıdıklama işlemine devam etti. Ama bu defa daha fazla dayanamayıp ''Tamam! Tamam! Bir daha yapmayacağım. Cidden.'' dedim pes ederek.

Üzerimden kalktı. Gıdıklmayı bırakmıştı sonunda. Rahat bir nefes verdiğimde Defne bana bakarak ''Yalnız çok iyi kahkaha attın.'' dedi yarı alaycı yarı ciddi bir tavırla. Bana yardım etmedi, üstüne bu şekilde konuşuyordu, öyle mi? Elime geçirdiğim ilk yastığı ona fırlattım. Tam isabet! Yastık yüzünün ortasına gelmişti. Şaşkın ifadesi beni güldürürken o, yastığı eline alıp bana fırlattı sertçe.

Ama tabii ben olağanüstü reflekslerim sayesinden hemen sağa doğru atlayıp yastık darbesinden kurtuldum. Bu Defne'nin bozguna uğramasını sağlarken benim kibirli bir ifade takınmama vesile oldu. Eee ben koskoca Rojin'dim! Böyle hareketler bana işlemezdi.

Adel, yerine oturur oturmaz ''Film izleyelim mi?'' diye sordu. Konu değiştiğine göre artık güvenli bölgedeydim. İçim rahatlarken ben de yerime yerleştim.

Yere serdiğimiz yorganların üzerine yatıp başımı Gül'ün dizine yasladım. O, hiç bozunutya vermeden Adel'e cevap verdi. ''İzleyelim. Ama ne izlesek ki?'' diye sordu.

Adel yüzüne hain bir ifade yerleştirip bana baktığında ne izlemek istediğini anlamıştım. Ağzından tek bir kelime çıkmasına izin vermeden ''Hayır.'' dedim net bir sesle. Beni asla ikna edemeyecekti.

''Ya ama bak zaten çok korkunç değil. Yeni çıkmış bak. Çok iyi bir film.'' Onuncu sınıftan beri bana korku filmi izletmeye çalışıyordu. Ama ben o tarz filmleri hiç sevmediğim için sürekli itiraz ediyordum. Şu anda da izleyeceğimi düşünüyorsa çok yanılıyordu. İnadım inattı.

''Olmaz. Hem romantik komedi varken korku ne ya?'' dedim gözlerimi devirirken. Cidden o ne yani? Bu tercihlerinden dolayı oturup vizyonsuzluğun kitabını yazmaya başlayabilirlerdi. Gül, saçımı hafifçe çekiştirip ''Romantik komedi sıktı artık. Senin yüzünden hep o tarz filmler izliyoruz. İçimiz dışımız romantik komedi oldu. Ben Adel'e katılıyorum. Korku filmi izleyelim.'' dedi. Yüzüme kızgın bir ifade yerleştirmeye çalıştım.

Adel bu ifademe karşı çarpık bir şekilde gülümsedi. ''Korkunç göründüğünü sanıyorsan çok yanılıyorsun. Tam bir sıçana benziyorsun.'' dediğinde bir kez daha gözlerimi devirdim. Yine de tepkimden taviz vermeyip Defne'ye çevirdim bakışlarımı. İttifak kurabilirsek bu iş yatabilirdi.

Şu an bire karşı iki durumundaydık. Bu savaşın adil olması için onun da beni desteklemesi gerekiyordu. ''Sen de korku filmi izlemeyi sevmiyorsun, değil mi Defneciğim?'' diye sordum yarı tehditkar bir sesle. Mesajımı almış olmasını umdum. Defne bana şaşkınca baktı.

Ne diyeceğini bilemiyormuş gibiydi. ''Yani... Ne bileyim? Bana çok da farketmez. Neye karar verirseniz uyarım ben.'' dediğinde sahte bir sinirle yerimden doğruldum.  ''Öyle şey mi olur? Kendi özgür düşüncen var senin.'' dedim. Gül beni hafifçe ittirerek sırıttı.

''Bunu diyene de bakın! Şu an zorla istediğini kabul ettirmek istiyorsun. Nerede özgür düşünce?'' Gül'ün dediğiyle gözlerimi irileştirdim. İşaret parmağımla kendimi işaret ederek ''Ben mi? Ay üstüme sağlık.'' dediğimde kahkaha atmaya başladılar. Çok komikti (!).

Adel bana bakıp ''Oy çokluğuyla korku filmi izliyoruz.'' dedi bundan zevk alıyormuş gibi. Trip moduna girip kollarımı birbirlerine bağladım.

''İyi be! Ne yaparsanız yapın. Ben izlemem zaten. Yorganın altına saklanırım.'' dedim aksi bir sesle. Adel'in suratı benim asık suratıma meydan okurcasına güller saçıyordu. Bunu umursamamaya çalışarak yorganın altına girdim.

Yazın başında, bir de Antalya'da ne yorganı diye sorguluyor olabilirsiniz. Şöyle söyleyeyim: klima açıktı ve salon kış günlerini aratmayacak kadar serindi. Yani terden boğulma gibi bir durum yaşamayacaktım.

Adel, filmi açıp hemen yanımdaki yerini aldı. Kafama kadar çektiğim yorganı üzerimden çekti. Ona sinirle bakarken ''Kalk, sen de izleyeceksin.'' dedi. Kaşlarımı çattım. ''Asla izlemem.'' dedim inatçı bir şekilde. O beni dinlemeyip doğrulamamı sağladı.

''Eğer izlemezsen çeker giderim bak.'' dedi tehditkar bir şekilde. Ha şimdi de tehditler başlamıştı öyle mi? Onu mahkemeye verme vakti geldi de çattı. Bu evde çok üstüme geliniyordu. Şimdi 'yok' deyip tekrar yorganın altına saklanmak vardı da bu deli kız dediğini yapardı. Gecenin bu vaktinde gitmesine izin veremezdim.

Uslu bir kız gibi filmi izlemeye başladım. Başta her şey normal gibi gözüküyordu. Bizim yaşlarda olan kız bir villadaki partiye gitti. Birkaç kişiyle selamlaştıktan sonra sevgilisinin yanına gitti. Birden öpüşmeye başladılar. Daha ilk dakikadan böyle bir başlangıç hiç benlik değildi. Az sabredin. Şöyle bir on bölüm sonra falan şey edin yani. Ne bu acele?

Sevgilisinden ayrılıp villanın içine girdi kız. İçeride kimse yoktu. Birden ışıklar kapandı. Zifiri karanlık yüzünden kız bir şey görememeye başladı. Dışarıdan gelen müzik sesi kesildi. Kızın nefes seslerinden başka bir şey duyulmuyordu. Bu diken üzerinde durmamı sağladı.

Kız ne olduğunu sorgularken birden ürkütücü kahkaha sesleri duyulmaya başladı. Gerginlikten tırnağımın yanındaki etleri ısırmaya başlamıştım. Umarım kıza bir şey olmazdı. Kız tam arkasını dönüp dışarı çıkacaktı ki arkasında çok korkunç bir canlı belirdi. Kız kulakları sağır edecek bir çığlık atarken ona görünen canlı da korkunç kahkahalar atmaya devam etti.

Tabii bu sahne ödümü koparmıştı. Hemen yorganın altında saklandım. Çığlık atma gibi bir huyum yoktu. O görevi benim yerime Defne üstlenmişti. Muhtemelen bu sahneyi ömür boyu unutamayacaktım. Adel ise bana bakıp gülüyordu. Bundan son derece zevk aldığını kırk kilometre uzakta olan biri bile rahatça anlayabilirdi. Sanki komedi filmi izliyordu.

''İzlemiyorum lan artık!'' diye haykırdım. Diğerleri beni umursamadan  izlemeye devam ettiler. Hadi Adel ve Gül'ü anlıyordum. Korkmuyorlardı zaten. Ama Defne? O hangi akla hizmet izliyordu ki? Korkusundan uyuyamayacaktı gece boyu. ''Sen izleme. Yat.'' dedi Gül kıkırdarken. ''Öyle yapacağım zaten!'' diye çemkirdim.

Gözlerimi sımsıkı yumup hayallere dalmaya başladım. Kısa bir süre sonra uyurum diye düşünüyordum. Tabii yükselen çığlık sesleri olmasaydı... Derken telefonumdan 'pikatchu' diye bildirim sesi yükseldi. Tamam, biraz garip bir bildirim sesi olduğunu itiraf ediyordum. Ama aşırı hoşuma gitmişti. Ne yapayım?

Kızlar bu sesten ürkerken ben kıkırdayıp telefonu elime aldım. Taner'den mesaj gelmişti. Taner, ortaokuldan beri arkadaşlığımı sürdürdüğüm bir çocuktu. Onunla çok iyi anlaşırdım. Kafa dengi biriydi.

Hemen bildirimin üzerine tıklayıp mesajı açtım.

Taner: Naber Rojin??

Rojin: İyidirrr. Senden naber?

Taner: İyi benden de.

Dedim bakayım sınavın nasıl geçti.

Rojin: Fena değildi.

İstediğim bölümün geleceğini düşünüyorum.

Taner: E çok güzel.

Burada mı kalacaksın? Şehir dışına mı çıkacaksın?

Rojin: Buralardayım ya. Antalya'dan vazgeçemem ben.

Senin sınav ne durumda?

İyi miydi?

Taner: Senin kadar iddialı konuşamasam da fena değildi diyebilirim.

Güzel bir bölüme yerleşebileceğimi düşünüyorum.

Ve sen buradaysan ben de tabii ki buradayım ;) .

Mesajını okuyup cevap vermeye hazırlanıyordum ki Adel gözünün ucuyla telefona baktı. ''Kim?'' diye sordu. Sırıtarak ''Taner.'' diye cevap verdiğimde ifadesizliğini korudu. Taner'i pek sevmezdi. Bunu çok iyi biliyordum. Her seferinde konusunu açıp onunla uğraşırdım. Yine de açık vermezdi pek. Ama ben ciğerini biliyordum ciğerini.

''Ne diyor?'' diye bir soru daha ekledi. Al işte! Merak ediyordu. ''Hiiiç, sınav nasıl geçti falan.'' Cevabımdan tatmin olmamış olacak ki telefonuma bakıp son mesajı okudu. Mesajı okuduğunu belli edecek şekilde çatıldı kaşları. ''Kızım bu çocuk arkadaş ayağına... Neyse. Ben seni bin defa uyardım zaten. Gerisini sen bilirsin.'' deyip filme döndü. Yüzü asılmıştı.

Taner'in benden hoşlandığını düşünüyordu ama ben ona katılmıyordum. Kırk senedir Taner'le arkadaştım. O anlamda bir adım atmamıştı bana hiç. Tabii bana göre... Adel benden çok daha farklı düşünüyordu.

Taner'i daha fazla bekletmeyip mesajına cevap yazmaya başladım.

Rojin: İyi madem... Ortaokul, lise şimdi de üniversitede de birlikteyiz demek.

Taner: Aynen öyle.

Ama sakıncası yoksa bir soru soracağım.

Rojin: Sor tabii.

Ne sakıncası olacak?

Taner: Sen niye geç cevap verdin?

Rojin: Adel'le konuştuk da.

Taner: Yanında mı şu an?

Rojin: Evet. Kızlarla pijama partisi yapıyoruz.

Taner: Yaa, çok güzel.

İyi eğlenceler size o zaman.

Ben seni çok tutmayayım.

Rojin: Tamamdır.

Kendine iyi bak Taner.

Taner: Sen de kendine iyi bak Rocuğum :) .

Telefonu kapatıp tekrar yorganın altına girdim ama yüzümü örtmedim. Filmin sonuna gelmişlerdi hemen hemen. Filme bakmadan tavanı izledim bir süre. İyice dalmış olmalıyım ki zaman hızlıca geçmişti ve film bitmişti. Şimdi rahat bir nefes alıp uyuyabilirdim. Tabii o gördüğüm canlı, bilinçaltımı terkederse...

Adel her zaman yaptığı gibi filmi yorumlamaya başladı. ''On üzerinden beş puan. Vasat bir filmdi. Hiç gerçekçi değildi. Korkunç, hiç değildi.'' dediğinde Defne ve ben ona yan gözle baktık. Bizim korkudan bir yerlerimiz tutuşmuştu tabii. Ama hanımefendi pek rahattı. Gül de ona katıldığını belirttiğinde o da bakışlarımızdan nasibini almıştı.

''Yatın artık be! Saat kaç oldu?'' diye uyardım onları. Adel telefonuna bakıp ''Henüz ikiye yeni geliyor. Erken yani.'' dedi. Ona şaşkınca bakıp ''Sana göre 'geç' kavramı ne? Çok merak ettim şu an.'' dedim. Düşünüyormuş gibi yapsa da sadece ''Bilmem.'' diye cevap verdi.

''Ama neyse madem bugün çok koptuk erken uyuyalım bari.'' dedi Adel. Ben ve Gül onu onaylarken Defne yerinde huzursuzca kıpırdandı. Kaşlarımı merakla çatarak ''Ne oldu?'' diye sordum.

Utana sıkıla ''Ya benim lavaboya gitmem gerekiyor da...'' dediğinde derdini anlamıştım. Hakediyordu ama. Lafımı dinleseydi böyle olmazdı.

Yerimden kalkıp elimi ona uzattım. ''Gel götüreyim seni.'' Bana minnettar bakışlarını gönderip elimi tuttu. Kıyamıyordum işte hiçbirine. Ne yapayım? Beraber lavaboya giderken, filmi sonuna kadar izlememekte ne kadar da akıllıca bir karar aldığımı düşünüp kendimle gurur duydum.

Onu kapıda beklerken çarşamba günü gideceğimiz konserde ne giyeceğimi düşünüyordum. Defne lavabodan yeni çıkmıştı ki ışıklar aniden kapandı.

Defne, hiç bekletmeden çığlığı bastı ve koluma sarıldı. Ben onun kadar korkmamıştım. Bunun sebebi iki şey olabilirdi zaten. 1: Elektrikler gitmiştir. 2... Demiştim ki tam karşımızda iki kişi birden ''Böööö!'' diye bağırdılar. Tam tahmin ettiğim gibi. Yine de irkilmedim desem yalan olurdu. Defne bir çığlık daha attıktan sonra kolu gevşedi ve birden tökezledi. Tam yere düşecekti ki onu belinden yakaladım.

Kız bayılmıştı. Adel ve Gül şaşkınlıkla bakakalırken. ''Işığı açın. Kız bayıldı.'' dedim. Endişelensem de şu an sakin olmam gerekiyordu. Allah'tan Defne dışında üçümüz de her durumda soğukkanlılığımızı koruyabiliyorduk. Defne'nin kolunu omzuma yerleştirip Gül'den yardım alarak onu salona taşıdım. Adel ışıkları yaktıktan sonra kolonya ve sarımsak getirdi.

Sarımsağı ona koklatıp eline yüzüne kolonya sürdük. Birkaç tokat da attıktan sonra kısa bir süre içinde kendine geldi. Neye uğradığını şaşırdı tabii. Dürüst olmak gerekirse bu şaşkın hali çok komikti ama durumun ciddiyetinden dolayı gülemiyordum şu an. Yine de sorun değildi. Zamanla bu olayla bol bol dalga geçecektim nasıl olsa.

Korku filmleri izleyenlerin sonu böyle olabilirdi bakın. Demedi demeyin. Ablanızın bu dediği kulağınıza küpe olsun. Boyunuzu aşacak işlere baştan bulaşmayın.

''İyi misin?'' diye sordu Gül, Defne'ye. Defne başını olumlu anlamda sallarken ''İyiyim ama bana ne oldu?'' diye sordu.

Adel gülümseyerek ''Bayıldın.'' dedi. Konudan bağımsız olarak bu kıza gülümsemek çok yakışıyordu. Defne, ''Gerçekten bayıldım mı?'' diye sordu şaşkınca. Yok kızım yalandan bayıldın. Gerçekten bayılan kaç insan var ki zaten?

''Maalesef.'' dedi Gül üzgünce. Ardından dayanamayıp, ''Özür dilerim ya. Bu kadar korkacağını bilsem seni böyle korkutmazdım.'' dedi pişmanlığını belli ederek. Defne elini sorun yok dercesine salladı. Ardından gülerek ''Bundan sona 'bayılmadık' da demeyiz artık.'' dediğinde durumun saçmalığına aynı anda gülmeye başladık. Böyle bir olay kaç kişinin başına gelebilirdi ki acaba?

Güzel gülücüklerle dolu bir hayat vardı önümüzde. Bu onlardan biriydi sadece. Kahkahalarımız birbirlerine karışırken birlikte ne kadar da güzel olduğumuzu düşündüm. Onlarla tanışıp bu dostluğa sahip olduğum için çok şanslıydım.

Seviyordum işte hepsini. Onların da beni sevdiklerinden emindim. Birlikte olduğumuz sürece delirmek de, saçmalamak da, gülmek de çok daha güzeldi.

***
İlk bölümü beğediniz mi bakalımmm??

Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorumm

 

Continue Reading

You'll Also Like

13.8K 702 82
CESARETİN VARSA HAYDİ İTİRAFAA Gizlilik İçerir. Bilgileriniz sadece yazdığınız kişide kalacaktır. ✅
1K 79 21
"Ailem mi? Arkadaşlarım mı?" Başrol karakterimiz girmemesi gereken sokaklara girince hayatı değişti. Bu hikayede yanında iki kişi daha vardı. Can ve...
6.5M 210K 105
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
167K 13.5K 34
Gerçek ailem kurgusu!!! Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız k...