théodore, tk

By thvaleria

553 108 192

'Monsieur, embrasse-moi à l'aube.' 'Bayım, bir şafak vakti öpün beni.' More

1; le début de la fin
2; les adieux sont inévitables
3; fleur sauvage
4; la douleur de mon âme
5; homme mystérieux
6; L'ancien nous me manque
7; visages oubliés
8; maison
9; Je te garde en vie en moi
10; désespéré
11; Théodore

12; première défaite

22 6 1
By thvaleria


'toutes mes pensées sont pour toi'

'Tüm düşüncelerim seninle ilgili,'

...





31.12.1984



Jeongguk zihninde dolaşan o anıyla beraber ne yapacağını bilemez halde önünde duran esmerin kollarına tutundu. O an hissettiği korkunun şimdi bin katını hissediyordu. Tekrar olacaktı. Her bir acıyı, her bir kaybedişi yeniden yaşayacaktı.

Taehyung Jeongguk'un çatılmış kaşlarına dikkatle baktı. Beyaz tenli gözlerini ondan kaçırdığı için artık bakışlarını göremiyordu. Ondan ayrı kalmanın getirdiği özlemle aralarındaki bir kaç santimi yavaşça kapatarak beyaz tenlinin alnından öptü. Dudakları altındaki gergin ten saniyeler içinde gevşerken, kollarını tutan eller sıkılaştı.

"Korkuyorum." dedi Jeongguk. Taehyung bu ses tonunu biliyordu. 2 sene öncekinin aynısıydı.

'Seni unutmaya korkuyorum.'

Alnını beyaz tenlinin alnına yasladı. Jeongguk'un aldığı her titrek nefes esmerin dudakları arasından geçip gidiyordu. Esmerin elleri beyaz tenlinin belini buldu.

"Güzelim, anı yaşamaya ne dersin?"

Jeongguk ona edilen hitap şekliyle eğik olan başını kaldırdı ve bunu yapmasıyla burun buruna geldiler. Zihninin arkasında dönüp duran binlerce şeyi göz ardı etti. Onu, bu yakınlığı daha sonra unutacak olmasının verdiği korkuyu da öyle.

Aşığının dudakları arasından çıkan nefes dudaklarına çarpıp tüylerini diken diken etti. Jeongguk dayanamayarak aralarındaki bir milimlik mesafeyi kapattı ve dudaklarını birleştirdi.

Taehyung beklediği hamleyi almanın verdiği sevinçle elleri altındaki bedeni arkasında duran duvara yasladı. Jeongguk ellerini Taehyung'un bir hayli uzamış saçlarına attı.

İşte şimdi ait hissediyordu. Esmerin bedeni onun etrafını sarmışken ve dudakları ahenkle dans ediyorken, evindeydi.

Jeongguk'un sırtının duvara çarpmasıyla ikilinin dudakları sesli bir şekilde ayrıldı. "Çok özledim." diye fısıldadı Taehyung. Jeongguk bir kez daha dudaklarına kapanarak yanıtladı onu.

Hafif çıkık ön dişlerini esmerin alt dudağına geçirip çekiştirdi. Esmer de onun dolgun üst dudağıyla ilgileniyordu. Jeongguk'un ısırışıyla beraber Taehyung kendini kontrol edemeyeceğini hissetmişti. Elleri altındaki ince beli tek hareketiyle kaldırarak bedenini havada olan bedene yasladı. Böylece Jeongguk duvar ve Taehyung'un kucağı arasında sıkışıp kalmıştı.

Dudakları bir kez daha ayrıldığında Jeongguk'un heyecanlı sesi duyuldu;

"Anlat bana! Lütfen! Seni nasıl unuttuğumu, neden benimle bu evde yaşamadığını, sana kaç kere daha geri döndüğümü ve bunların hepsini nasıl sil baştan yeniden yaşayıp durduğumuzu anlat!"

Taehyung dudaklarında yer edinen hafif gülümsemeyle iki yanında sallanan bacaklara hafifçe vurdu. Jeongguk böylelikle bacaklarını Taehyung'un beline sarıp yerini sağlamlaştırmıştı. Hoş ya, sağlamlaştırmasa da esmer onu hiçbir halükarda düşürmezdi.

Baldırlarını sıkıca sarmış büyük elleri göz ardı etti beyaz tenli. Kızarmış dudaklarını yaladı, esmerin bakışları saniyesinde oraya kaydı ama kendine gelerek yine göz göze gelmelerini sağladı ve Jeongguk alnını esmerin alnına yaslayarak dudaklarını bir kez daha araladı.

"Hayatının ne kadarını kaçırdığımı anlat."

Taehyung bir kaç saniye sessiz kaldı. Buraya gelirken kendine Jeongguk'a bir şeyi anlatmayacağına dair söz vermişti. Çünkü geçen seferleri hatırlıyordu; Bir defasında Jeongguk ağlama krizine girmiş, bir diğerinde Taehyung'u suçlu gördüğü için onunla kavga etmiş bir diğerinde ise evden kaçıp bir kaç gün ortadan kaybolmuştu.

Ama sonu hep aynı bitmişti. Jeongguk, tıpkı doktorunun söylediği gibi, onu üzen bir durumda zihnini her şeye kapatıyor ve o anıların hepsini oradan siliyordu.

2 yıl önce de aynen böyle yapmıştı. Jeongguk'un Taehyung'u ansızın zihninden sildiği ilk gündü bu.




09.02.1982




Evde bir karmaşa hakimdi. Jeongguk akan yaşlarını siliyor ama sildiklerinin yerini hemen bir yenisi alıyordu.

Taehyung bunun olacağını az çok ön görmüş olsa bile engellemek adına hiçbir şey yapmamıştı, yapamamıştı.

"Aklım almıyor, nasıl sakladın bunu benden?!"

Jeongguk'un ağlamasından dolayı kırık çıkan sesi Taehyung'un bir kaç saniye gözlerini kapatmasına sebep oldu. Ona bunları yaşattığı için kendinden nefret ediyordu.

"Güzeli-" Taehyung'un samimi ses tonunu bölen Jeongguk'un bağırışıydı "Sakın! Sakın bana öyle hitap edeyim deme!"

Taehyung aklından geçen düşüncelerle seslice yutkundu, annemin ölümünü kabullenmek istemediğim için sana söylemedim demek istedi ama dudakları aklına uymadı;

"başında bir sürü dert vardı, o yüzden sana söylemek istemedim."

"Bana annenin ölümünü söylemek yerine öylece uzaklaşmayı seçtin öyle mi?!"

"Yemin ederim düşündüğün gibi değil miniğim" Jeongguk yaşlı gözlerini pencereye dikmişti, sırtı Taehyung'a dönüktü. Taehyung daha yarım saat öncesinde eve nasıl mutlu geldiğini hatırlıyordu, böyle bir olay yaşayacaklarını hiç düşünmemişti.

Gelir gelmez Bayan Claire koşarak yanına yaklaşmış, Jeongguk'un sabahtan beri odadan çıkmadığını söylemişti. Odadan çıkmamış, kimseyle görüşmemiş, hiç yemek yememişti. Taehyung hastalığıyla alakalı bir şey olmuş endişesiyle odaya girdiğinde Jeongguk pencere kenarında oturuyordu. Masada da Taehyung'un annesinin ölümünden sonra düzenlenen belgeler vardı.

"Eğer hastalığım yüzünden sana gelmeseydim bana bir gün bunları gerçekten anlatacak mıydın?" Taehyung ona sorulan soruyla derin bir nefes aldı.

Uzaklaşmayı planlamıştı, en başından beri, annesinin ölümünden sonra sadece uzağa gitmeyi istemişti. Jeongguk'u kendi kötü moraliyle etkilemeyecek, artık yapması gereken tek şeyin annesinin borçlarını ödemek olduğu için bencillik edip aşık olduğu adamın da hayatını mahvetmeyecekti.

Hayır, Jeongguk ona gelmeseydi Taehyung'un ona gitme gibi bir planı yoktu. Arada sırada fikrini değiştirecek gibi olsa bile Taehyung onun hayatını mahvetmemeyi her şeyin önüne koymuştu. Ona olan sevgisinin bile.

Jeongguk aldığı sessizlik karşısında bir kez daha hıçkırdı. Taehyung kenarıda yanan mum ışığı altında yavaşça Jeongguk'un sırtına yaklaştı. Bir adım ve bir adım daha. Ayakkabılarının tahta zeminde bıraktığı sesten ve Jeongguk'un iç çekmelerinden başka hiç ses yoktu.

Taehyung, göğsü beyaz tenlinin sırtına değene denk durmadı. Onlar kayıp yapboz parçası gibi birleşirken Jeongguk geceyi delip geçen, Taehyung'un zihninde durmadan dönecek o sözleri söyledi.

"Ben gelmeseydim, sen bana hiç gelmeyecektin Theodore."

Sevgilisine taktığı lakabı bu defa ona tapar gibi söylememişti. Jeongguk bu ismi veda eder gibi söylemişti.

"Böyle zor bir anda sana yararım dokunamıyorsa, ne diye birlikteyiz ki?" Bir sorudan daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi.

Taehyung duyduklarının ağırlığıyla bir adım geriye gitmek zorunda kaldı. Göğsü beyaz tenlinin sırtından ayrıldı. Jeongguk'un omuzları bir kaç kere daha sallandı. Esmer ne diyeceğini ve ne yapacağını bilemez haldeydi.

Annesini kaybetmek ona çok zor gelmişti, şimdi bir de aşık olduğu adamı kaybedemezdi. 'Aptal' diye düşündü, 'aptalın tekiyim.'

"Jeongguk seni bu dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum." diyebildi. Onun da gözleri doluydu şimdi. Ancak bir şey oldu. O gece yarısı, onların o büyük aşkı yarım kaldı.

Jeongguk nihayet Taehyung'a yüzünü döndüğünde, Taehyung bu bakışları tanımadığına yemin edebilirdi. Jeongguk çok başka bakıyordu, bakışları, bakışları bir yabancıya bakar gibiydi.

Esmerin taptığı dudaklar bir kaç kere daha açılıp kapandı, ne diyeceğine karar veremez gibiydi. Eğer bunun Jeongguk'u son görüşü olacağını bilse esmer kesinlikle çok daha detaylı bakardı sevgilisine.

Beyaz tenlinin kararsız yüz ifadesi silindi, bakışları hâlâ aynıydı, dudaklarını bir kere daha araladı.

"Bayan Claire!" Zaten hazırda olan yaşlı kadın aceleyle odaya girdi. Anlamsız gözlerle sabahtan beri odadan çıkmamış olan o yüze baktı.

"Bu yabancının odamda ne aradığını bana söyleyecek misiniz?"




...

'jusqu'à ce que mon esprit t'oublie.'

'Zihnim seni unutana kadar.'

Continue Reading

You'll Also Like

245K 11.9K 70
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
12.8M 610K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
462K 54.3K 51
bir ipe bağlanmayı öğretmek fwb texting / düzyazı slowburn⚠️
52.8K 4.5K 30
i'm on top of the world