Hii...
Biraz geç geldim galiba 👀
Taehyun- neden bu kadar sakinsin?
Sessizlik sorusunun cevabıydı. Taehyun, kahvesinden bir yudum aldıktan sonra devam etti;
Taehyun- aslında seni buraya başka bir nedenden dolayı getirdim.
Seonghwa- nasıl yani?
Derin bakışlarını sabit tuttu.
Taehyun- dün olanlarla ilgili
Duyduğu kelimeler karşısında Seonghwa'nın yüzü düştü.
Seonghwa- bu konulara pek girmesek?
Rica edercesine sordu.
Taehyun- bunun senin için kişisel bir konu olduğunu anlıyorum ama sadece merak ediyorum, o gün neden o kadar üzgündün?
Seonghwa-üzgün olduğumu kim söyledi?
Taehyun- Seonghwa gördüm, asfaltın ortasında tek başına yürüyordun. Ağlamaktan gözlerin şişmişti ve yüzündeki üzüntü o kadar belirgindi ki anlamamak mümkün değildi.
Seonghwa- hayır
Derin bir nefes aldıktan sonra konuştu;
Seonghwa- yani iyiydim, aklımda bazı şeyler vardı. Düşüncesizliğim bu yüzden oldu yani.
Taehyun- Buna inanmayacağım tabii ki.
Seonghwa- sen bilirsin.
Seonghwa'nın yüzünün düştüğünü görünce konuyu saptırdı.
Taehyun- neyse bunu sonra konuşuruz, aç mısın, tatlı bişeyler yiyelim mi?
Seonghwa- Aç değilim, teşekkür ederim.
Nazikçe itiraz etti.
Taehyun- burda bekle.
Aç olmamasına rağmen bişeyler almak için gitmişti. Nazik tavrı o kadar hoştu ki nihayetinde seonghwa'nı güldürmeyi başarmıştı.
Seonghwa, yanından ayrılıp siparişleri alan bedeni izledi bir süre.,.. ama bakış açısını bozmasına neden olan şey omzunda hissettiği baskı oldu. Yana doğru döndüğünde ufak çaplı bir şok yaşadı.
San- KALK, GİDİYORUZ!
Seonghwa, aniden karşısında duran bedeni şaşkınlıkla izledi. Neden burda olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Asıl ne yüzle buraya...yanına yaklaşmaya cüret edebilirdi?
Hemen ayağa kalktı ve öfkeyle çıkıştı;
Seonghwa- senin burda ne işin var?
San- beraber geldiğin kişi kim?
Seonghwa- bu seni ilgilendirmez, lütfen burdan gider misin?
San, öfkeyle yumuruğunu sıktı. Gözleri o kadar koyu ve nefret dolu bakıyordu ki, Seonghwa bu gereksiz kinin nerden çıktığını anlamamıştı.
San, aniden seonghwa'nın kolunu kavradı.
Seonghwa- bırak kolumu.... bırak
San- gidiyoruz burdan
Seonghwa, bileğinin etrafına sarılan kollardan kurtulmaya çalıştı. Ama aynı zamanda sakinliğini de korudu diğer müşterileri rahatsız etmemek için.
Seonghwa- hiçbir yere gitmiyorum.
Etrafı işaret etti.
Seonghwa- insanlar rahatsız oluyor.
San- kimin umrunda
Seonghwa- saygısız mısın?
San, hızla çocuğu kolundan çekti ve onu ordan dışarı sürükledi. Seonghwa, çaresizce kıvrandı.
Seonghwa-MANYAK MISIN SEN, BIRAKK.
San- insanları rahatsız etmiyorum bak...ayrıca saygısız da değilim
Taehyun- ne oluyor burda? Seonghwa, bu kim?
Taehyun, şaşkınlıkla hızla yanlarına doğru ilerledi.
Seonghwa- hiç kimse...lütfe-
San- hiçkimse öyle mi?
Bir anda yüzündeki öfke yerini alaycı bir gülümsemeye bıraktı.
Seonghwa, olası kavga ihtimalini göz önüne getirdi ve Taehyun'u kolundan tutarak oradan götürmeye çalıştı.
Seonghwa- gidelim burdan
Ordan ayrılacakları sırada San'nın konuşması onları durdurdu.
San- sevgilimin kolundan tutup götürmeye nasıl cesaret edersin?
Taehyun, bunu duyunca kaşlarını çattı.
Taehyun- ne saçmalıyorsun sen?
Bakışları anlamsızca Seonghwa'nın yüzünde dolaştı.
Cevap olarak San, Taehyun'a doğru birkaç adım attı ve konuştu;
San- başka birinin altında yatan orospulara çok mu meraklısın?
Sorusunun cevabı yüzünde patlayan yumuruktu.
Seonghwa- TAEHYUN...
Taehyun, öfkeyle dolup taşarken San, aldığı darbeyi yeni farketmiş olacak ki yüzü aniden katı kesildi. Öfkeyle tısladı;
San- buna nasıl cüret edersin?
Öfkeden gözü dönmüştü.
Taehyun- konuştuğun kelimelere dikkat edeceksin
Seonghwa- Taehyun, dur lütfen.
Taehyun- sen kenara çekil
Eliyle Seonghwa'nın durmasını işaret etti.
San-kavga mı istiyorsun? Ama bunu sana kötü ödeteceğime emin olabilirsin.
San, aniden Taehyun'nun yüzüne yumruğu indirdi.
Seonghwa, korkudan çığlık attı
Seonghwa- D-durun lütfen...
Durdurmak için aralarına girdi ama faydasızdı
İkisi de nerdeyse kavga ediyorlardı. Birbirlerini itip darbeler bıraktılar ama mekan görevlileri kavgayı farketti ve hemen müdahale ederek onlara engel oldu.
M/G- lütfen, bura kavga edilecek bir yer değil sorunlarınızı başka yerde çözün.
Taehyun- zaten kavga etmeye meraklı değilim... gidelim seonghwa
Seonghwa'nın kolunu tuttu ve arabaya doğru götürdü.
San, elini dudaklarına doğru götürdü ve akan kanı yavaşça elinin tersiyle sildi. Gitmelerine engel olmadı çünki eninde sonunda ayağına geleceklerini biliyordu.
San- o aptal çocuğa dersini vermeden önce seni mahv edeceğim Seonghwa. Bundan hiç şüphen olmasın.
...
.
.
.
.
.
Seonghwa-lütfen arabayı durdurabilir misin? Yaran çok kötü kanıyor, temizlememiz lazım
Taehyun- gerek yok
Kızgın olduğu sesinden anlaşılıyordu.
Seonghwa- lütfen, enfeksiyon kapabilir
Taehyun'un, vazgeçerek arabayı hızla yol kenarına çekti ve durdurdu.
Seonghwa- ilk yardım çantası?
Taehyun, eliyle yandaki kutuyu işaret etti. Seonghwa, hemen alarak içerisinden gerekli malzemeleri çıkardı.
Taehyun- seonghwa
Seonghwa- evet
Taehyun- o çocuk neden sana kötü şeyler söylüyordu?
İçerini sessizlik sardı.
Taehyun- yoksa seninle-
Susmasına sebep olan şey dudak kenarına bastırılan pamuktu.
Taehyun-- ahh
Seonghwa-özür dilerim acıdımı?
Bakışlarını Taehyun'un gözlerine kaldırdı.
Taehyun-hayır
Kısık sesle konuştu.
O anda gözleri buluştuğunda Taehyun, nefesini hissedebileceği bir mesafeden bile yakın oldukalarını farketti. Burnunun ucundaki güzel yüzü inceledi ve yarayı ince parmaklarıyla temizlerken oldukça narin göründüğünü düşündü. Pembe aralık dudaklarından aldığı kısık kısık nefesler Taehyun'u çıldırtıyor ve onları tatmak için zorluyordu.
Seonghwa- oldu işte
Seonghwa, uzaklaşacağı sırada Taehyun, elini ensesine bastırarak buna engel oldu. Seonghwa, buna karşılık şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı....
.
.
.
.
.
.
.
Biri bana bunun açıklasın plss😬😬❤️🔥
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
❤️🔥
Düzenlemeye pek vaktim olmadı aslında🙃umarım beğenmişsinizdir🍓