Faith • Yoonmin

By mijasama

22.7K 4.1K 13.2K

Vita Park Jimin benimle oynamak istiyordu. Tek kural aşık olmamaktı. Birimiz çoktan kaybetmişti. More

Giriş
1. Wedding
2. Seni her zaman çok beğenmişimdir biliyor musun delta?
3. Vitayı al delta.Gücünü göster.
4. Düşündüklerin, göreceklerinin yanında hiçbir şey vita.
5. Dikkat et de altımda yalvaran sen olma vita.
6. İçinde olmasını ister misin vita? Senin olmasını ister misin?
7. Kokuna ihtiyacım var delta.
8. Karşısında olma. Yanında ol diyorum sadece.
9. Bu kadar güzel bir varlığı zehirlemek büyük bir kayıp olur.
10. Seni istiyorum delta
11. Senden nefret ediyorum
12. Hak ettiğin her şeyi sana tek tek vereceğim.
13. Ben sizi soymaya gelmiştim Sayın Delta
14. Bensiz yapamıyorsun sevgilim
15. Sana tekrar aşık olmayacağım
16. Yakında her gece benim olacaksın
17. Biraz sarılsak?
18. Götür beni buradan
19. Hayatımda geçirdiğim en iyi doğum günüydü
20. Benim güzel vitam
21. Seninle kalmak istiyorum
22. Seni seviyorum
23. İstedim ki herkes ne kadar şanslı bir vita olduğumu görsün
24. Deltan Yanında
25. Uyudum, ama sen yokken üşüdüm
26. Olması gereken oldu
28. Sen Zaten Beni Öldürdün
29. Nasıl Yapacağını Biliyorsun
30. Bu akşam yeni başkanı seçeceğiz
31. Benim için mi yaptın onlar için mi?
32. Artık Bana Aşık Değilsin
33. Bu gece mühürle beni deltam
34. Kokun şimdi benim mi?
35. Sen bana en güzel hediyeleri verdin

27. O bana bunu yapmaz

453 117 516
By mijasama

O bana bunu yapmaz

Vicdanımız bizi her yerde bulup avlardı. Sinsice içimizi kemirip bizi yer bitirirdi. Dostoyevski'nin suç ve ceza romanındaki gibi, romanın baş karakteri Raskolnikov'un işlediği suçu kimse görmemişti. Ama vicdanı her yerde onu bulmuştu. Tıpkı Jimin'in vicdanının onu rahat bırakmadığı gibi.

Ayun öldüğünden beri Jimin'in kurdu hastaydı. Jimin kendi elleriyle yapmamıştı ama yapanı biliyordu buna emindim, bana karşı duyduğu vicdan azabından da bu hale gelmişti. Geçen on günde Jimin ile iletişimimiz yok denecek kadar azdı. Bugün As üyeliği resmiyete kavuşacaktı. Bu kadar hırsla istediği bir şey için zerre kadar sevinmiyordu bile.

Geçen on günde yakında açılışı olacak otelimiz için çalışmaktan başımı kaldıramıyordum. Aynı zamanda As üyelik işleri ve babamdan kalan işleri de devraldığım için sabah erken çıkıp gece geç saatlerde eve dönüyordum. Jimin hep uyuyordu, yanına gittiğimde konuşmuyordu. Kurdunu hissedemiyordum, ama hasta olduğuna emindim. Kurdunu hissedemeyen kurdum deliriyordu Jimin'i her gördüğümde, Vitasını arıyordu çaresizce.

Eve gönderdiğim doktorları reddediyordu. Evdeki çalışanlardan öğrendiğim kadarıyla yemek de yemiyordu. Durumun ciddiyeti beni gerdikçe kurdumun sinirini kontrol edemeyip ona bağırıyordum. Bu ya ağlamasıyla sonuçlanıyordu ya da ciddi kavgalar etmemize sebep oluyordu. En büyük kavgamızı da dün gece etmiştik. Evi terk etmeye bile çalışmıştı, evden çıkmasına izin vermeyince gidip misafir odasında uyumuştu.

Aslında Jimin'in yaptığı şey umurumda değildi. Ben sadece onun iyi olmasını istiyordum. Yemek yemedikçe odadan çıkmadıkça üzülüyordum ve elimden de hiçbir şey gelmemesi sinirimi bozuyordu. Çünkü bana hiçbir şey anlatmadığı gibi kimseye de anlatmıyordu.

Bu geçen günlerde birkaç kere dışarı çıkmıştı. Korumalardan duyduğum kadarıyla gittiği tek yer anne ve babasının mezarıydı. Taehyung ve Jungkook zor günler geçirdiği için evden çıkmıyorlardı. O yüzden onlarında konudan haberi yoktu. Namjoon ise başkanın bu hafta ona özel davetiyle As üyeliğini resmiyete kavuşturmuştu. Jimin ve Dongmin için yapılacak As üyelik töreninde duyurusu yapılacaktı. Namjoon deli gibi Ayun'un ölüm haberini araştırıp bir şeyler bulup beni kurtarmaya çalışıyordu.

Sabah uyandığımda şaşırtıcı bir şekilde Jimin'in yanımda uyuduğunu görmüştüm. Dünkü kavgamızdan sonra bu beklemediğim bir şeydi. Tabii kurdunu göstermediği için kokusunu da hissetmemiştim. Üzerini örttüğümde biraz feronomlarımı bıraktım, belki kurdu cevap verir diye ama hiç bir şey olmadı.

Ona yaklaşıp saçlarını okşadığımda yüzünün solgunluğu içimi titretti. Elimi omzundan kollarına doğru indirdiğimde zayıflamış bedeni canımı yaktı. Hiçbir şey yemediği için küçücük kalmıştı. Zaten Jimin zayıftı ama şu an kemiklerinin sayılması mahvediyordu beni. Ne çok hasret kalmıştım o güzelim portakal çiçeğine karışmış zambak kokusuna.

Ben ona dokumaya kıyamazken o nasıl kendine bunu yapıyordu aklım almıyordu. Elimi yüzüne çıkardığımda yavaşça gözleri aralandı. "İşe gitmedin mi?" Dedi.

"Gitmedim. Bugün eşimin As üyelik kabul töreni var." Dediğimde gülümsedim. Elini kaldırıp yüzümde gezdirdi. O kadar zor hareket ediyordu ki. Sanki konuşmaya da takati kalmamıştı. Yüzümdeki elini tutup öptüğümde gözlerini kapattı. Zayıf bedenine yaklaşıp başımı boynuna gömdüğümde elini saçlarımda gezdirdi.

Koku bezinde çok az hissedilen kokusunu içime çektiğimde "Jimin seni çok özledim" dedim. Saçlarımı okşamaya devam ederken hiçbir şey demedi. "Sana dün gece bağırdığım için özür dilerim, ama beni çok üzüyorsun" dediğimde "Önemli değil" dedi.

Koku bezine öpücüklerimi bıraktığımda ellerimi sırtında gezdirdim. İncecik belini okşadığımda bana sıkıca sarıldı. Huzur benim için Jimin'in kollarıydı. "Seni seviyorum" dediğimde bir şey demedi.

Jimin'e her sabah işe giderken onu sevdiğimi söylesem de cevap vermezdi. Ama bilirdim beni sevdiğini. Hayat ikimiz içinde kolay olmamıştı. Biliyordum bu cümlenin bizim gibilerin dudaklardan kolay dökülmediğini. Ama ben Jimin'i beklerdim, zaten onun için her şeyimi gözümü kırpmadan feda edebilirdim.

O kadar uzun süredir aramız bozuktu ki. Şu an onu bırakmak istemiyordum. Ama hazır aramız iyiyken belki ona kahvaltı yaptırabilirim düşüncesiyle geri çekildim. "Sana kahvaltı hazırlayacağım tamam mı?" Dediğim de bir şey demedi. Gülümseyip yataktan kalktığımda hızlıca duş alıp üzerimi değiştirdim, hala yatakta hareketsiz yatıyordu.

Merdivenlerden hızlıca inip mutfaktakilere çıkmalarını söyleyip Jimin'in en sevdiği pankeklerden yapacaktım. Kahvaltıyı hazırlayıp onu beklemeye başladım. Onu bunaltmak istemiyordum. Aradan geçen sürede bende asistanlarımı çağırıp bir kaç şirket işini halletmiştim. Jimin'in merdivenlerden indiğini görünce hemen asistanlarımı kovup onun güzelliğini izledim.

Jimin solgunda olsa her zaman güzeldi. Üzerinde omzundan düşen saten sabahlığı ile aklımı yine kaybettiriyordu bana. Yavaşça geçip karşıma oturdu. Yemek yemeğe çalışıyordu, ama yiyemediği de belliydi. En azından bir şeyler yediğini görmek beni mutlu etmişti. Gülümseyerek onu izlerken bana başını kaldırıp baktığında yüzünde mimik bile değişmiyordu.

"Bugün doktor gelecek konsey törenine gitmeden seni görsün" dediğimde elindeki çatalı bıraktı "İstemiyorum" dedi sertçe. Yine başlıyorduk. "Güzelim, bak iyi değilsin doktorun seni görmesi lazım" dedim sakince.

"İstemediğimi defalarca kere söyledim sana. Bu ısrarını anlamıyorum" diye bağırdı bu defa. Sabrımın son demindeydim artık. "O yemeği yiyeceksin, sonrada siktiğimin doktoru seni görecek" diye bağırdığımda sinirle ayağa fırladı "Bana zorla bir şey yaptıramazsın" dedi sonra sinirle arkasını dönüp merdivenlere doğru ilerledi.

Sinirden ne yaptığımı bilmeyerek hızla peşinden gittiğimde yatak odasına girip kapıyı kitledi "Aç kapıyı" diye yumrukladım. Kıracaktım kapıyı "Yoongi git" diye içeriden ağlama sesini duyunca durdum. Derin bir nefes aldım. Her zaman hayatımda öfke problemim vardı ama Jimin beni sakinleştiriyordu işte.

Olduğum yerde sinirden ne yapacağımı bilemeden telefonu elime aldım. "Taehyung, buraya gelir misin?" Dediğimde Taehyung tamam dedi ama anlamadan telefonu kapattım. Kafayı yiyecektim artık.

"Jimin, bak ne bok yediysen umurumda değil artık. Aç kapıyı" diye kapıya sinirle bir daha vurduğumda içeriden sadece hıçkırık sesleri geliyordu. "Git" dedi boğuk sesiyle. Öfkeden delirecektim. Ama onu korkuttuğum kesindi. "Gidiyorum ağlama" dedim merdivenlere yöneldiğimde öfkemi bir şeyden çıkarmam lazımdı. Gidip kahvaltı yaptığımız masadaki şeyleri devirince çalışanlar koşup gelmişti.

"Ne bakıyorsunuz? Viski getirin bana" diye bağırdığımda hepsi korkup uzaklaşmıştı. Bir sigara yakıp evin içinde volta atmaya başladığımda çalışanların hepsi de bir yere kaçmıştı. Muhtemelen delta feronomlarımın ağırlığı onları korkutuyordu. Bir süre sonra Taehyung geldiğinde geldiğini bile anlamıştım. "Ne oldu burada?" Dedi bana dönerken.

Elimdeki viskiyi kafama diktiğimde "Jimin odadan çıkmıyor beni dinlemiyor, gidip bir bak" dediğimde sinirden kendimi kontrol edemiyordum. Bir sigara daha yaktığımda "Böyle davranırsan tabii kendini odaya kapatır" diye masayı gösterdi. Yanıma yaklaştığında "Sabahın körü daha kaç bardak içtin?" Dedi.

"İçmedim bir şey. Ayun öldüğünden beri böyle. Odadan çıkmıyor, yemek yemiyor, gönderdiğim doktorları reddediyor. Delireceğim artık anladın mı?" Diye sinirle ayağa kalktığımda "Sakin olmazsan onu korkutursun. Düzgünce konuşmayı bilmiyorsun ki? Bağırıp duruyorsun" dedi sinirle sonra arkasını dönüp merdivenlere yöneldi "Kal burada." Dedi bana sertçe.

Taehyung Jimin'in en yakın dostuydu. Belki onunla konuşur diye çağırmıştım ama beni azarlarken haksız da sayılmazdı. Ben insan ilişkilerinde hiç bir zaman iyi değildim. Daha önce bir sevgilim bile olmamıştı ki nasıl davranacağımı bilmiyordum.

Yukarıdan açılan kapı sesine bakılırsa Jimin, Taehyung'u odaya almıştı. Bir kaç bardak daha içtiğimde çalışanlar evi toplamış ben hala salonda kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Taehyung merdivenlerden inerken ona baktım. Kalkıp yanına gittiğimde "Kustu, duşa girdi" dedi. Düşünceli görünüyordu.

Masaya geçip oturduğumda oda bir içki aldı "Hyung, hamile olabilir mi?" Dediğinde şaşırmıştım. "Bilmiyorum" dedim. "Nasıl bilmiyorsun? Düğüm verdin mi? Kokusunda bir farklılık hissetmedin mi?"

"Düğüm verdim ama kurdunu sakladığı için hissedemiyorum hiçbir şey. Doktora müsaade etmiyor ki. Ne olduğunu da anlayamıyorum." Dediğimde düşünceliydi. "Bilmiyorum. Kurdu ile ters düşmüşler anladığım kadarıyla. Kurdu ona küsmüş. Geçmişte seninle olan konular zamanında da böyleydi. " Dedi. Bir sigara yakıp bana baktı "Hyung böyle giderse ölür, o zaman da ölecekti az daha. " dedi korkuyla.

İçime bir şey oturmuştu sanki. "Bende bundan korkuyorum" dediğimde "Sen ona bir şey yapmadın değil mi?" Dedi "Saçmalama Taehyung iyi olması için kıçımı yırtıyorum ben ne yapacağım?" Diye bağırdığımda başını iki yana salladı. Yukarıdan sesler gelince duştan çıktığını anlamıştım.

İkimizde yukarı bakıp tekrar birbirimize baktığımızda "Bir süre ayrı mı kalsanız?" Diye fısıldadı. "Ben mi sebep oluyorum? Ben onun için her şeyi yapıyorum" dediğimde "Hyung hassas bir dönemde yani birbirinize iyi geliyor gibi de değilsiniz. Bilmiyorum aklıma bir şey gelmiyor." Dedi sessizce.

Hiçbir şey anlamamıştım. Doktorun geldiğini çalışanlar haber verdiğinde derin düşüncelerimden ayrılmıştım. "Belki sen konuşursan, kabul eder" dediğimde Taehyung'a bakıp. "Ben çıkayım sen burada kal" dedi. Başımı salladığımda kendimi bok gibi hissediyordum. Yanında olması gereken benken, ona davranışlarım yüzünden yanına bile çıkamıyordum.

Dakikalar saatler gibi geçmişti. Taehyung ve doktor aşağı indiğinde yanlarına gittim. "En başta ruh eşi çıktı ve sizi reddediyor diye düşündüm. Ancak vücudunda çiçeklenme yok." Dedi sakince. "Muhtemelen, Bay Park kurdu ile ters düşecek bir şey yaptı ve kurdu yaptığı şeyden dolayı bedenini terk etti. Geri gelmezse iyileşmesi zor" dedi doktor. Kalbimin teklediğini hissettim o anda "Ne yapabilirim?" Diye sordum.

"Bay Park bir vita, kurdu güçlü, o yüzden geri gelmesi zor olabilir. Bu yaptığı şey neyse ondan kurtulması gerekebilir" dedi Taehyung ile birbirimize baktık o anda. "Anladım, irtibatta kalalım" dedim. Doktora eşlik ettiğimizde ikimizde tekrar birbirimize baktık.

"Kiminle yaptı?" Dedi Taehyung bir anda. "Yaptığı her neyse yerine getirmesi lazım" dediğimde birbirimize bakıyorduk. Cevabı biz anlamıştık ama doktor anlayamazdı. Jimin muhtemelen bir bozulmaz yemin etmişti. Bu yemin sadece konsey içinde yapılırdı. Taraflar şartlarını sunduğunda kan ile kurtları bağlanırdı ve sözlerin yerine getirilmesi gerekirdi. Kurtlar birbirine bağlandığı için sözünü yerine getirmeyen tarafın kurdu onu terk ederdi. Kişi de kurdu onu terk edince bir süre sonra ölürdü.

Jimin'in bana Monaco'da teknede söylediği şey Lee ailesi ve başkan arasında yapılan bozulmaz yemindi. Bu yeminde şartlardan biri Lee ailesinin başkanı başkan yapmak için destek vermesiydi. Lee ailesi de karşılık olarak başkandan Vita Harin'i Lee Suho ile evlendirme sözü almıştı. Şartlar yerine gelsin diye zaten babamla Vita Harin'in evliliği reddedilmişti. Yoksa başkan ölecekti.

Jimin bunu yapmış olabilir miydi? Yaptıysa kiminle yapmıştı. Bozulmaz yeminde kurtlar birbirine bağlı olduğu için tarafların birbirini öldürmesi de mümkün değildi. Ayun öldükten sonra Jimin böyle olmuştu. Yemin ikisinin arasında mıydı? Ayun öldüğü için mi Jimin böyle olmuştu? Eğer böyleyse Jimin verdiği sözü yerine getirmeden kurtulamazdı.

"Ayun'la yapmış olabilirler mi?" Dedi Taehyung bir anda aklımı okumuş gibi. "İkisinin ortak bir çıkarı yoktu ki? Hem öyle olsa Jimin onu öldürmeye çalışmazdı ki." Dediğimde ikimizde dalgın dalgın salonda düşünüyorduk. Jimin'in aşağı indiğini farketmemiştik.

"Gidelim mi törene?" Deyince bir anda ikimizde Jimin'e baktık. Yüzü solgundu, tükenmiş gibi görünüyordu. Ahh kokusunu nasıl özlemiştim? Gülen yüzünü, hatta bana küfür etmesini bile özlemiştim.

"Gidelim" dediğimde bana bakmadan aynaya doğru yürüyüp kendine baktı. "Namjoon oraya direkt gelecek." Dedi Taehyung üçümüz kapıya yöneldiğimizde. Korumalar kapımızı açtığında Jimin yanıma oturmuştu arka koltukta ama bana bakmıyordu.

Taehyung karşımızda Jungkook'la telefonda konuşuyordu. Jimin'in eline uzanıp tuttum. Bana baktı ama sesini çıkarmadı. Camdan dışarıyı izliyordu. Bu hali içimi öyle çok yakıyordu ki, Ama konuşma işini geceye bırakacaktım.

Tören için salona girdiğimizde herkes bana bakıyordu. Ayun'u öldürdüğümü düşündükleri içindi muhtemelen. Bugün Namjoon ile de konuşmam gerekiyordu. Çünkü Jimin'in derdinden unutmuştum ama yargılanmam başlayacaktı ve elimde bir şeylerin olması gerekiyordu.

Namjoon Ayun'un ben evden çıktıktan sonra öldüğünü ispatlamıştı geçen telefon kayıtlarıyla ama yine de yeterli olmayacaktı. Benim bizzat ellerimle öldürmeyeceğimi zaten konsey de biliyordu. Biz işlerimizi intikam için olmadıkça kendi ellerimizle yapmazdık, birilerine yaptırırdık. Ayun'un evinde onu kim zehirlediyse benim adamım olmadığını ispatlamalıydım.

Başkan gelip konuşmasını yapmaya başladığında Lee Dongmin'de bugün As üye olacağı için keyifle bize selam vermişti. Dongmin'i öldürmek yerine kendi safıma çekmeyi mantıklı bulmuştum. Çünkü konsey bu şekilde komple benim elimde olabilirdi. Jimin'inin As üye olması, Namjoon'un As üye olması ile sadece tarafımızda olmayan kişi Lee Dongmin'di. Ama ona As üyeliği sessiz sedasız verdiğimiz için oda bizim tarafımızda olmuştu.

As üyeleri tarafıma çektiğim için başkan rahat hareket edemeyecekti. Çünkü başkanı konseyde sadece as üyeler sorgulayabilirdi. Geçen beni suçladığında da o yüzden bu kadar rahat ona diklenebilmiştim. Şimdi konsey benimdi. Ama bu birilerini rahatsız etmiş olmalıydı ki Ayun'un ölümünü üzerime atmıştı. Tabii bu da başkandan başkası olamazdı.

"Bugün toplanma konumuz Lee Ailesinden Alfa Lee Jihyung'un vefatı sonucunda yerine Alfa Lee Dongmin As üyelik görevine geçmiştir. Kendisine başarılarının devamını diliyorum." Dediğinde başkan alkışlarla Lee Dongmin kalkmıştı.

"Aynı zamanda bu hafta Alfa Kim Namjoon'a özel olarak rozetini teslim ettik. Ona da görevinde başarılarını diliyorum." Dediğinde Namjoon'da kalkıp Dongmin'in yanına gitti.

"Son olarak Park Ailesinden Vita Lee-Kim Ayun'un vefatı sonucunda yerine Vita Park-Min Jimin As üyelik görevine geçmiştir. Kendisine görevinde başarılar diliyorum" dediğinde Jimin'de yanımdan kalkıp Namjoon ve Dongmin'in yanına geçmişti.

Rozetleri takılırken hepsi gülümserken sadece Jimin gülümsemiyordu. Beni çağırdıklarında 4 as üye olarak fotoğraf çekilecektik. Jimin'in yanına gittiğimde elimi beline koydum. Fotoğraf çekimi bittiğinde "Tebrik ederim güzel vitam" dediğimde bana baktı. Ama gülümsemedi. Ayakta durmakta güçlük çektiğini görebiliyordum.

"As üye toplantısı olacak" diye Namjoon yanımıza geldiğinde "Ben eve gitsem olur mu? Sen beni temsilen katılırsın." Dedi Jimin bana. Onu tek göndermek istemiyordum. "Taehyung ile git, ben başkana hasta olduğunu söylerim" dediğimde başını salladı.

Taehyung'a işaret ettiğimde Jimin'i alıp götürdü. Onu öpememiştim bile içime dert olmuştu. "Jimin iyi değil" dedim Namjoon'a salona giderken "Hak ediyor" dedi. "Ne demek hak ediyor?" Diye sinirle ona döndüğümde başkan geldiği için susmuştu.

Dongmin, Namjoon ve ben başkanı takip edip toplantı salonuna girdiğimizde başkan genel ihalelerden bahsediyordu. Ama asla dinleyemiyordum. Aklım Namjoon'un söylediğinde takılı kalmıştı. Konular bittiğinde "2 gün sonra yargılanman başlayacak" dedi başkan sert sesiyle. Ona döndüğümde sadece başımı salladım.

"Siz istifa etmeye hazırlanın, çünkü suçsuzum" dediğimde sinirlendiğini görebiliyordum. Namjoon ve Dongmin de meydan okumama şaşırmış şekilde bakıyordu.

"Kim suçlu kim suçsuz konsey belirler." Dedi sinirle kalkarken. Salonda üçümüzü bıraktığında Dongmin bana döndü "Ne planlıyorsun? Başkan henüz kurula sunmadı. 2 gün sonra sunacakmış. Eğer başkanı öldürecekseniz, bana haber verin. Elimden ne geliyorsa yaparım." dedi sessizce. Dongmin'in birden bu kadar fedaimiz olmasına şaşırsam da samimiydi.

"Sana haber vereceğiz. Sen beklemede kal" dedi Namjoon yanımdan atlayarak. "Hyung seninle konuşalım" dedi sakince Namjoon bana dönüp. Hepimiz kalkıp salondan çıkıp arabalarımıza yöneldiğimizde Dongmin'i arabasına bindirdik. "Yoongi desteğim seninle" diye yine gereksiz sevgi gösterisi yapıp arabaya binmişti Dongmin.

"Aşık oldu bana herhalde gerizekalı." Dedim bende Namjoon'a dönerken. "Özgürlüğünün senin elinde olduğunu biliyor" dedi omuz silkerek. "Sessiz bir yere geçelim" deyip tören salonunun bahçesini gösterdi. İkimiz korumalara geride kalmasını işaret edip yerleştiğimizde gerginliğini görebiliyordum. Sigara yakıp paketi bana uzattı. İçinden bir tane çıkarıp yaktığımda "Konuş artık" dedim.

"Hyung bu hafta başkan beni rozetimi almam için evine çağırdığında evine kayıt cihazı yerleştirdim." Dedi. "Delirdin mi sen?" Diye bağırdığımda "Sakin ol, ben yapmadım. Adamlarımdan birini evine sızdırdım, bugün törendeyken yokluğunu fırsat bilip çıkarttırdım zaten." Dedi sigarasından nefes alırken tedirginliğini görebiliyordum.

"Ayun'u başkan öldürmüş. Kayıtlarda belli, telefon konuşmasında açıkça söyledi" dedi. Sevinerek ayağa kalktığımda "Orospu çocuğu biliyordum. Bunu kullanalım yargılanırken, göreceğim o piç başkanı istifa ederken." dedim.

Namjoon sevinmiyordu ama "Hyung telefonda konuştuğu kişi Jimin'di." Dedi. Olduğum yerde kaldım. Nefes alamadığımı hissettim."Jimin As üye olsun diye öldürmüş." Dedi.

"Dinlediğini anlayıp böyle yapmış olabilir mi? Eğer Jimin'i As üye yapacaksa Jimin Ayun'u zehirlediğinde neden durdursun?"

"Çünkü bu şekilde senin üzerine atabileceklerdi." Dedi. Sigarasından bir nefes aldı "Jimin bu işin içinde" dedi.

Bacaklarımı hissetmediğimi farkettiğimde oturmaya çalıştım "Hyung bu olay çok büyük. Sen yargılanırken As üyelik hakların elinden alındığında savunmasız kalacaksın. Çin mafyasına seni öldürtecekler" dedi.

Söylediklerini hazmedemiyorum. "Jimin bana bunu yapmaz" diyebildim.

"Jimin'i başkan yapacaklar, bunu en başından planlamışlar. Çin mafyası ile başkan iş birliğinde. Jimin Amerika'dan geldiğinden beri. Seninle evlendirmelerinin sebebi de buydu. Sen konsey için Jimin'in önünü açarken Jimin'e bir şey olmayacak ve başkanlığa temiz bir şekilde gelecekti."

"Hyung Jimin'i sen As üye yaptın. Sen onun önünü açıp As üye olmasına katkı sağladın" dedi.

"O bana bunu yapmaz" diye öfkeyle ayağa kalktığımda "Hyung bende inanmadım, bir haftadır işin içinden çıkamıyorum. Ama Başkan Jimin'e telefonda açık açık 'yargılandığı sürede evde olma' dedi. Sonrada Çin mafyasına tarih verdi 4 gün sonra evi basıp seni öldürecekler. Jimin en başından başkanın adamıydı." Dedi.

"Nasıl? Düzgün anlat" Söylediklerini idrak edemiyordum ki birkaç adım geri geri gittim. "Hyung otel ihalesini ikinize verdiler. Jimin ve seni yakınlaştırmak için, sonra Jimin ve seni evlendirdiler. Bunu kim yaptı? Başkan. Harin ve babanı sana kim yönlendirdi? Jimin. Biliyordu babasıyla annesini öldürdüklerini sen onları öldürünce Ayun kalmıştı. Ayun'u kendi öldürdüğünde seni vurabilecekleri bir şey kalmamıştı. Başkan adaletli görünmek için Ayun'u As üye yaptı. O sırada bize konseyi temizletti. Sonra da seni yok etmek için Ayun'u öldürüp senin üzerine attı. Böylelikle sen savunmasız kaldığında seni öldürebilecekti. Sen ölünce Vita olarak başkan olabilecek tek kişi Jimin olacak" dedi.

"Jimin beni en başından beri kullandı." Dediğimde başını salladı. "Emin olmadan sana söylemek istemedim." Dediğinde kurdumu kontrol etmekte zorlanıyordum. Öfke miydi içimi yakan? Üzüntü müydü? Hayal kırıklığı mıydı? Babam hep bana zaafın olursa kaybedersin demişti. Jimin benim zaafım olmuştu ve ben kaybetmiştim.

Namjoon'a cevap vermeden arabama yöneldiğimde "Hyung ona zarar vermeye çalışma zaten şu an yargılanman var. Jimin'e bir şey yaparsan kurtuluşun olmaz. O artık As üye" diye peşimden geldi.

Arabaya ulaştığımda kapıyı açtım "Ne olabilir? Ölür müyüm?Sikeyim Namjoon Jimin zaten beni öldürdü. Sikerim artık konseyi de her şeyi de" diye arabaya bindiğimde hedefim evdi.

Eve nasıl vardığımı anlamadan hızla arabadan indiğimde çalışanların hepsine "Evden çıkın" diye kükredim. Ne öfkemi ne kurdumu kontrol edemiyordum artık. Öfkeyle merdivenleri tırmandığımda odanın kapısını kırarcasına açtım.

Jimin tam karşımda yatağın başlığına yaslanmış oturuyordu. Karanlığın ortasında kurdunu hissettim, 10 gün son ilk defa kurdumla heyecanla buluştuğunda Jimin buz mavisine dönmüş gözlerini benden ayırmıyordu. Kurdum heyecanla konuştu.

Vitamız

Evet arkadaşlar hikayenin kilit bölümü buydu. En başından beri bu bölüme gelmek istemiyordum. Üzüyordu beni bakalım jiminimiz neler yapmış gelecek bölümde göreceğiz 🥺💜

Giriş bölümünde ilk yazdığımda bozulmaz yemin kavramını yazmıştım. Unutanlar giriş bölümüne bakabilir.

Oy sınırımız 90'dır. İlgiliniz için teşekkür ederim ☺️

Oylarınızı ve yorumlarınızı unutmayınız 🤗💜

Continue Reading

You'll Also Like

2.7K 144 13
jeon jungkook ünlü bir yazar ama aynı zaman da bir seri katil'di öldürdüğü insanları kaleme alıyor ve kitaplar çıkarıyordu Taehyung ise onun hikayele...
140K 15.3K 25
Vampir lordu Kim Taehyung ve onun yenidoğanı Jeon Jungkook. Daha önce bir insanı hiç dönüştürmemiş ve himayesine almamış olan vampir lordu Kim Taehyu...
47.6K 2.7K 23
"Çocuklar ikinizi de üzmek istemem ama ev sahibi sadece evli çift arıyor üzgünüm."
206K 21.8K 45
min yoongi, park jimin'in sokağına yeni uğrayan bir kedidir.