Narin ve Ateşi sevenler için söylüyorum. Bölümdeki sahneleri çok az. Bölüm Nehir ve Yiğitin yüzleşmesini anlatıyor daha çok.
Okumak istemezseniz diye belirtmek istedim.
"Şimdi daha iyimisin kızım?"diye soran kadına baktım.
Elini omuzuma atmış aşağı yukarı sıvazlıyordu.
Gülümseyerek başımı salladım.
"Daha iyiyim teşekkür ederim. Sizi de işinizden alı koydum özür dilerim "
Kadın hafif tebessümle
"Yok kızım ne özrü, aslında ben Ateş Aksoyun kayınvalidesiyim.Buraya -"diye konuşuyordu ki, Ateşin sesiyle lafını tamamlayamadı.
" Anne,hoşgeldin" diyen Ateş ve yanındaki Narin tam yanımıza geldi.
Narin hızla kadına sarılırken ben daha yeni bu kadının Narinin annesi olduğunu anlamıştım.
"Hoşgeldin annecim. Ama neden buraya geldin ki? Evde ters bir durum yok dimi?"
Kadın "yok kızım ilk evinize gittim ama şirkette olduğunu söyledikleri için buraya geldim. "Deyip ardından yüzünü Ateşe çevirerek" Ateş oğlum bir kaç saatliğine Narini senden ödünç alsam olur mu? Akşam Atlas bırakır evinize"diye devam etti.
Ateşin kaşları hızla çatıldı.
" Neden?"diye sordu.
Kadın gülümseyerek "aslında yarın gelecektim ama yarın diğer köyde bir akrabamızın düğünü var. Azadın kuzeninin oğlunun düğünü. Oraya gitmemiz gerekti "diye söylediğinde Narin "aa benim yerime de kutlarsınız "dedi.
Ateş ve ben hâlâ hiç bir şey anlamamış şekilde ikisine bakıyorduk.
Narin suratımızdan anlamadığımızı görüp " şey yarın benim doğum günüm de"dedi.
" Yarın Narin ve ikiz kardeşi Nas'ın doğum günü. "Diyen kadın " Nas ölü doğmuş bir bebekti "diyerek dolu gözlerini saklamak için başını eğdi.
Sertçe yutkundum.
Yarın benim de doğum günümdü.
"Annemlerle her yıl mezarını ziyaret ederiz. Annemler her doğum gününde bağışlar yapıyor.Hatta her doğum gününde bana aldığı hediyeden bi tane de Nas için alıp ona özel hazırlattığı dolaba saklıyor"diyerek annesine sarılan Narine baktım.
Duygulanmıştım.
Birileri ölü doğan bebeklerini bile unutmayıp her yıl doğum gününü kutluyor. Ona hediyeler alırken benim annem babam beni bir çöp gibi atmışlardı.
Bir an o bebeğin yerine olmak istedim.
Aynı gün doğmuşduk. Belki de başkaları beni şanslı bulurdu ama bana göre o bebek şanslıydı.
" Yarın düğün için başka köye gitmemiz gerektiği için ziyaret edemicez. Bu yüzden Narini şimdi alıp gitmeyi düşünüyorum.Sonra Atlas bırakır eve. Biz de zaten iki saate çıkacağız evden. Tuzlu köyü biraz uzak olduğu için şimdiden çıkmamız gerekiyor ki , erkenden orda olalım. Hazırlıklara da yardım edelim."Diyerek hafif gülümseyen kadın Narinin elini ellerinin arasına alıp Ateşe baktı beklentiyle.
Ateş başını sallayıp "Tamam "dedi ardından bana bakıp " senle konuşacaklarım vardı zaten "dediğinde kaşlarım çatılsa da başımı sallayarak ayağa kalktım.
"Bu hanım kızım kim?"
"Nehir. Benim kumam" Narinin cevabıyla kadın hızla kafasını bana çevirdi.
Kadın şaşkınlıkla bana baktı.
Yüzündeki ifade yerini soğukluğa bıraktığında bir an kalbimin kırıldığını hissettim.
Soğuk bakışları üşümeme sebep olmuştu.
"Anladım. Memnun oldum kızım. O zaman biz gidelim"dedi .
Ateş Narini kendine çekip yanağını öpüp kokusunu içine çekerek "seni seviyorum "diye fısıldadı.
Ama tabi ki,fısıldasa bile yanıbaşlarında olduğumuz için çok net duya biliyorduk.
Narin Ateşe şokla bakarken Ateş omuz silkti.
Bu halleri çok tatlı geldiğinden gülümsedim.
Narin ve annesi çıkışa doğru gittiklerinde Ateş yüzünü bana çevirdi.
" Aziz Koç kim Nehir?"diye sordu.
Duyduğum isimle çarpılmış gibi oldum.
Ateş onu tanıyor muydu? Ve en önemlisi neden bana soruyordu?
Yoksa 2 milyonu mu öğrenmişti?!
Yutkunarak "anlamadım?"diye sordum. Vakit kazanmak için.
Bir adım yaklaştı.
"Kıvırmaya çalışma küçük tırtıl , 2 milyon gönderdiğin Aziz Koç kim? Yoksa eski sevgilin mi?"diye sordu.
Gerilmiştim.
Ne diyecektim şimdi ona?
Üvey olduğumu ve dedektivle anlaştığımı mı?Gerçek ebeyenlerimi bulmaya çalıştığımı mı?
Ateş beklediğini gösteren bakışlar attığında ona her şeyi anlata bilceğimi düşündüm. Ona güvene bilirdim. Hatta belki bana yardım bile ede bilirdi.
Derin nefes alarak " bunu evde konuşalım olur mu Ateş? Söz veriyorum her şeyi anlatacağım.2 milyona gelirsek çalışıp öderim. Maaşımdan kesersiniz"dediğimde güldü.
"2 milyon umrumda değil. Ama merak ediyorum. Gizli saklı iş çeviriyorsun. Senin için endişeliyim. Umarım başını belaya sokmamışsındır"
Çok iyi biriydi. Narin şanslıydı.
Gülümseyerek her şeyin yolunda olduğunu söyledim ona.
*
Eve geldiğimde çok yorulmuştum. İş epey yormuştu beni.
Tabi üzerine Yiğitin sözleri de eklenince iyice bunalmıştım.
Son günlerde yaşadıklarım hiç kolay şeyler değildi.
Ilık bir duş iyi gelir diye düşünerek üzerimi çıkaracağım sırada kapı şiddetle açıldığında şaşkınlıkla gelen kişiye baktım.
Yiğit yüzündeki gülümsemeyle hızla gelip beni kucağına alarak döndürdü.
Ben hala şoktaydım. Düşmeyeyim diye sıkı sıkı tutundum ona refleks olarak.
Gülerek beni yere indirdiğinde şaşkınca bakıyordum ona.
Soğuk elleri yanaklarımı bulduğunda titremiştim.
"Ateş bana her şeyi anlattı. Onunla çocuk için evlenmişsiniz"diyip yeniden güldü.
Çok mutlu görünüyordu.
Bir dakika Ateş her şeyi anlattı mı?!
Nasıl yani ama oyun? Yiğit ona geçmişi anlatmış ola bilirmiydi?
" Yani aranızda aşk yokmuş. "Dedi ve gülerek "ortada bir çocuk olmadığına göre aramızda bir engel yok. Bir birinizi sevmediğinize göre boşana bilirsiniz "devam etti.
Kaşlarım çatıldı.
Neden bahs ediyordu?
Şaşkınca ona baktığımı farkettiğinde elini alnına vurup "dur her şeyi baştan anlatayım" dedi.
"Bu gün Ateşin odasına gidip ona Narini sevdiği halde neden ikinci bir kadınla evlendiği sordum. O da Narinin çocuğu olamayacağı için zorla evlilik yaptığını söyledi.
Yani seni değil bir tek Narini sevdiğini, seninle sadece çocuk için evli olduğunu anlattı."diyip güldü.
"O kadar mutlu oldum ki, aranızda aşk olmamasına. Gerçi biliyordum senin hâlâ beni sevdiğini. Ama onun da seni sevmediğini bilmek içimi rahatlattı.
Ben sana sormadan geçmişi anlatmak istemedim. Ateşin ne tepki vereceğini kestiremedim çünkü.
Şimdi eğer sen de kabul edersen ben Ateşe her şeyi anlatacağım. Biliyorum Ateş iyi bir adam. Sevenlerin arasına girmez. Eğer anlatırsak boşanırsınız. Ateş de eğer evdekiler ısrar ederse başka biriyle evlenip çocuk yapar. Sonuçta sizin daha çocuğunuz yok öyle değil mi?"
Duyduklarımla beynimden vurulmuş gibi hissediyordum.
Bu adam neler söylediğinin farkındamıydı?
Görünen o ki, Ateş oyun olduğunu Yiğite söylememiş.
Yutkunarak geri çekildim.
"Yiğit sen ne dediğinin farkında mısın?"
Hevesle başını salladığında kalbimin ne kadar acıdığını hissettim.
"Yiğit çocuk için bile olsa ben evliyim. Hem de senin kuzeninle. Bunun ne demek olduğunu anlıyormusun?!Sen gelmiş burda evli bir kadına kocandan boşan diyorsun. Bu çocuk oyuncağımı ?!"
Yiğitin kırıldığını gözlerinden göre biliyordum.
Gözleri tereddütle baktı.
" Bir birimizi seviyoruz. Sen önceden benimdin. "Dediğinde küçük bir çocuk gibi gelmişti gözüme.
" Önceden. Senindim. Ama şimdi değil. Şimdi evli bir kadınım ben. Şimdi sadece kocama ait bir kadınım. "
"Yapma.."dedi çaresizce.
Başımı iki yana salladım.
"Başkasının kadınıyım !"
"Sus"diye bağırdı. Hızla yaklaşıp yanaklarımı kavradı.
"Sus yalvarırım sus. "Acıyla konuştu.
Gözlerim dolacaktı biliyorum.
"Artık senin değilim Yiğit kabul et bunu"
"Benimsin. Hep benimdin. Şimdi de benimsin.İnkar etme işte. Görmüyormuyum bana bakarken titreyen gözlerini. Dokunduğumda titreyen vücudunu hissetmiyormuyum? Yaklaştığımda bile ritimleri değişen kalbini bilmiyor muyum sanıyorsun?!"
Ağlayacaktım. Bir az daha konuşursa ağlayarak boynuna sarılacaktım.
Bunun olmaması için kendimi hızla geri çektim.
Bir an boşluğa düşer gibi oldum.
Kokusu ,sıcaklığı beni içine çekiyordu.
"Titreyen gözlerimde sadece vicdan azabı göre bilirsin.O da sadece kocama senden bahs etmediğim için ."diyip bir adım daha uzaklaştım.
"Titreyen vücudumda sana ait tek bir iz yokken , bedenim sadece kocama ait izlerle dolu. Sadece onun dokunuşları var. "Dedim. Ne dediğimin farkındaydım. Benden iğrenmesini istiyordum...
"Silerim ! O adamın tüm izlerini silerim !"dedi kendinden emin şekilde.
Kaşlarım çatıldı. Hiç mi iğrenmiyordu?!
Saniyeler önce açtığım mesafeyi kapatarak yaklaştım ona.
"Söylesene ben seni kabul ettim diyelim. Sen kuzeninin dokunduğu bu bedenden hiç mi iğrenmeyeceksin? Başkasının senin vereceğin zevki çoktan tatdırdığını bildiğin halde nasıl dokunacaksın bana?! Başkasının kadını olmuş birini nasıl arzulaya bileceksin? "
Kalbini paramparça ediyordum farkındaydım. Tırnaklarımı avucuma bastırdım.
Gözleri dolmuştu. Tüm zerresine kadar kırıyordum onu.
Dilimi dudaklarımda gezdirip bir az daha yaklaştım.
" Hadi ondan boşanıp seninle evlendim diyelim.Seni kabul ettim . Peki ya hiç düşündün mü ?" Kulağına doğru uzanıp " seninle birlikte olduğum her an eski kocamı hatırlayacağımı. Belki de onun dokunuşlarını düşünüp ikinizi kıyaslarım."diye fısıldadım.
Gözünde küçük düşmek istiyordum.
Aynı zamanda çaktırmadan kokusunu içime çektim.
Şu an burda kollarına atlaya bilirdim. Ona sıkı sıkı sarılmak istiyordum.Beni sıkı sıkı sarsın ,hiç bırakmasın. Hatta o kadar sıkı sarılsın ki , kollarında son nefesimi vereyim istiyordum. Çünkü daha fazla bu acıya tahammül edemiyordum.
Zorlukla geri çekilmeye çalıştım.
Çalıştım çünkü geri çekileceğim sırada yanağımda hissettiğim ıslaklıkla haraket edemedim.
Ben ağlamıyordum emindim.
Derin nefesler alarak güçlükle geri çekildim.
Yiğitin yanağından düşen yaşları gördüğümde ölmek istedim.
Sevgilim benim yüzümden bu haldeydi.
Buruk bir gülümseme bahş etti bana.
"Ritimleri değişen kalbin de mi böyle düşünüyor?"diye sorduğunda gözlerimi hızla kaçırdım.
" Nehir görmüyor musun halimi? Ne kadar acı çektiğimi. Nefesim kesiliyor Nehir.Bu eskiden beni öptüğünde,yaklaştığında ya sevgili olma teklimi kabul ettiğinde ya da beni sevdiğini ilk söylediğindeki nefes kesilmesi gibi bir şey değil. Bu acı veriyor. Her gün biraz daha öldürüyor. Dayanamıyorum artık."acıyla söylediği şeyler beni de yaralıyordu.
Geri gidip "ben hamileyim"dedim yüksek sesle.
"Ne?"
"Duydun işte artık çok geç.Ben hamileyim. Başka bir adamın bebeğini taşıyorum. "Dediğimde gözleri bir noktaya kitlenmiş şekilde durdu.
Gözlerini takip ettiğimde karnıma baktığını gördüm.
Bir kaç saniye devam eden sessizlikte bu acının bitmesi için" düş artık yakamdan"dedim.
Ama aynı anda söylediği şeyle kaskatı oldum.
"Hemen boşanmalısınız!"
Şaşkınca "ne?"diye bu sefer soran ben oldum.
Yanıma yaklaşarak "kimse hamile olduğunu bilmeden hemen boşanmalısınız. Sonra hemen ardından biz evleniriz. Her kes ikimizin çocuğu olduğunu sanar. Kaç aylık bebek?Bir iki aylıksa erken doğum yaptığını söyleriz. Ah hayır karnın büyerse anlarlar. Tamam buldum başka bir ülkeye gideriz. Yurtdışında doğum yaparsın. Sonra döneriz İstanbula. " dedi hevesle.
Delirmişti. Evet evet şuan duyduklarını hazmedemediği için delirmiş ve sayıklıyordu.
"Yiğit sen ne dediğinin farkında mısın?sana başkasından hamileyim diyorum ve sen..."
"Umurumda deği. Sonuçta senden de bir parça değil mi o bebek? Belki de kız olur sana benzeyen? Maviş maviş gözleri olur. Tıpkı senin gibi bakar. "Ellerimi tuttu.
"Söz veriyorum onu kendi çocuğum gibi çok seveceğim. Ona çok iyi bir baba olacağım."
Midem kasıldı. Nasıl bir adamdı bu böyle?
Beni gerçekten bu kadar çok mu seviyordu?
Bu çok sevmek miydi yoksa bir takıntı mıydı?
Belki de Yiğit beni takıntı yapmıştı. Yoksa kim kuzeninin karısına böyle şeyler söyleyip kendisiyle evlenmek için ikna etmeye çalışırdı ki?! Heleki o kadın hamile olduğunu söylüyorsa!
Biri bu kadar isteyemezsiniz.
"Yiğit sen iyi değilsin !"dedim şaşkınlıkla.
Gülümsedi.
Ama bu gülümseme nedense beni korkutmuştu.
"Sonunda anlaya bildin. Evet iyi değilim. Sensizlik hiç iyi gelmiyor bana. Lütfen kabul et. "
Ellerimi hızla ellerinden kurtarıp geri kaçtım.
" Çık odamdan lütfen korkutuyorsun beni"dedim.
Gözlerinde yeni bir kırılma daha oldu.
Onu daha kaç kere kıracaktım bilmiyorum ama söyledikleri beni rahatsz etmişti.
"Evli bir kadına bunları söylemek çok yalnış. Bunu sen de biliyorsun"dedim.
Evet evlilik oyun ola bilirdi ama Allah katında ben evli bir kadınken şimdi onunla bu konuda konuşmam bile yalnıştı.
"Yiğit lütfen "dedim çaresizce. Başını sallayıp tek kelime etmeden odadan çıktığında az önce yaşananların rüya mı gerçek mi olduğunu düşündüm.
Yazardan.
Yiğit hırsla odadan çıktı. Bahçeye çıkıp derin nefesler aldı.
Nehir hamileydi.
Onun sevdiği başkasına ait olmuştu.
Göğüs kafesi sıkışıyordu bunları düşündükçe.
Kıskanç yanı delirirken, kalbi bunun bir önemi olmadığını söylüyordu.
Kalbi Nehirsiz bir hiç olduğunu, onsuz daha fazla dayanamayacağını haykırıyor, adama acı çektiriyordu.
Ellerini saçına atıp sinirle çekiştirdi.
Çaresizdi.
Yiğit Demirhan çok çaresizdi. Hem de bir kadın yüzünden. Bu aşk onu güçsüz yapıyordu.
Aniden omuzuna konan ellerle irkilerek geriye döndü.
" Onu bu kadar çok mu seviyorsun?" Diye soran kadını duyduğunda dona kaldı.
Onları duymuş muydu?!
"Ben.."
"Her ne olursa olsun yaptığın çok yalnıştı Yiğit. O evli.Bir yuvayı yıkmak çok yalnış. Bilirsin yuva yıkanın yuvası olmaz derler. Nehirden uzak dur lütfen"
Yiğit şaşkınlıkla kadına baktı.
"Bunu sen mi söylüyorsun? O senin kuman. Gördüklerinden sonra evdekileri toplayıp anlatman gerekirken sen gelip bana ondan uzak durmamı mı söylüyorsun? Nasıl bir kadınsın sen? Bu kadar iyi biri olunmaz"
Narin gülümseyerek " onlar bir birini sevmese de evliliklerini bitirmek onların bileceği bir iş. Sen ya da ben bunun için onları zorlayamayız."dedi.
Yiğit burukça " hamile olduğunu söyledi. Boşanmayacak zaten"dedi .
Narin Yiğite acıdı. Evet Nehirin sözlerini duymuştu. Ama söylediklerinin yalan olduğunu biliyordu.
Ateş aralarında bir şey geçmediğini ,hatta kızın onu odadan kovmasını bile anlatmıştı.
İç çekerek başını salladı.
Yiğiti teselli ede bileceğini sanmıyordu.
Eğer onun yerine olsaydı kesinlikle Yiğitin yaptıklarını yapamazdı.
Yiğit çok aşıktı.
Konuşmalarını duyduğunda çok da şaşırmamıştı ilk başta. Çünkü Yiğit ve Nehirin bakışmalarını yemek masasında görmüş bir şeyler olduğundan şüphelenmişti.
"Lütfen yalnız kala bilirmiyim?"dediğinde Narin usulca başını sallayıp içeriye girdi.
Düşünceli bir şekilde yukarıya çıktı. Odanın önünde biraz düşünüp Nehirle konuşmanın doğru olacağına karar vererek kendi odasına değil Nehirin odasına girdi.
Odaya girdiğinde Nehirin yatakta gözlerini bir noktaya dikmiş oturduğunu gördü.
Yutkunarak yavaş adımlarla yanına geldi.
"Nehir?" Dediğinde genç kadından hiç bir tepki alamadı.
Dudaklarını bir birine bastırıp yanına oturdu.
Bir kaç saniye beyninde söylemesi gerekenleri topladıktan sonra elini Nehirin koluna koydu.
" Nehir ,ben her şeyi duydum" dedi.
Nehir histerik bir gülüş attı.
" Neden geldin ?"
" Ben çok üzüldüm. Kendimi suçluyorum bu durumda. "
"Neden?"
" Eğer ben bu ailenin mutluluğunu düşünmeseydim şimdi hiç birimiz bu durumda olmazdık. Siz de böyle acı çekmezdiniz "
Nehir kafasını iki yana salladı.
"Senin hiç bir suçun yok ki. Yiğit ve ben kendi kararlarımızın bedelini ödüyoruz"
Narin iç çekti.
" Eğer onu seviyorsan neden öyle şeyler söyledin?"
" Çünkü bir sonumuz yok. Ben onun kuzeniyle evliyim"
Narin kaşlarını çattı.
" Ateşle boşanacaksın değil mi?"
Nehir Narinin takıldığı şeye güldü.
Elini ellerinin arasına alıp dostane bir şekilde " korkma okyanus gözlü , boşanacağız. Ben Ateş ve Yiğit kuzen olduğu için üzülüyorum. Ateşle boşansak bile Yiğitle tekrar birlikte olamam ki. Ailesi karşı çıkar. Her kes Ateşle ne için evlendiğimi biliyor. Çıkacak olan dedikoduları düşenemiyorum bile. Ateşle evliyken Yiğitle ilgilendiğimi bile düşünecekler. Oysa kimse gerçeyi bilmiyor.
Onlar için ben Ateşin eskisi olacağım. Ateşin eskisi kuzeniyle evlenecek. Bunu yapamayız"dedi.
"Başkalarının ne düşündüğünü önemsersen asla mutlu olamazsın."dedi Narin ve eliyle Nehirin saçlarını okşayıp " bunu ben de yaptım. Ve az kalsın intihar ediyordum. Sırf başkaları mutlu olsun diye ben canımdan oluyordum. Nehir, hayat bir şeyleri ertelemek için çok kısa. Mutluluğunu erteleme. Eğer Yiğiti seviyorsan, bunu ikinize yapma"dedi.
Nehirin kararsız bakışlarını görünce "bence her şeyi Ateşe anlatmalıyız. O yanınızda olursa, kimse size karşı gelemez merak etme. Her şeyi hall eder."dedi.
" Şimdi sen diyorsun ki, Nehir ve Yiğit sevgiliymiş. Yiğitin o bahs ettiği evlenen kız da bizim küçük tırtılmış öyle mi?" Ateş kaşlarını hafif kaldırıp sorduğunda Narin gözlerini devirdi.
"Kocacım daha kaç kere söyleyeceğim ? Doğru anladın işte"
Ateş eliyle saçlarını karıştırıp " işler sarpa sardı desene" dedi.
"Nehir endişelerinde haklı , Narin. Eğer ben Nehiri boşadıktan sonra Yiğitle evlenmeye kalkarsa, diğer insanları boş ver ama evdekiler karşı çıkar. Her kes Nehire yüklenir. Evliyken başkasıyla düşüp kalktığını düşünür. Eskiden sevgili olduklarını söylesek bu sefer de Ateş kıza dokunmuş, şimdi kuzeniyle mi evlenecek derler. Bu sefer de biz oyunu açıklamak zorunda kalırız. Oyun ortaya çıkarsa her kese rezil oluruz.
Ben Nehir yeniden İstanbula döner hayatımızdan tamamen çıkar. Tanımadığımız adamla evlenir zaten diyordum. Şimdi sevdiğinin kuzenim olması benim için değil ama aileler için sıkıntılı." Diye anlatan Ateş Narinin hüzünlü gözlerini görünce iç çekti.
Narin üzgünce koltuğa geçip oturdu.
"Ne yapacağız peki Ateş? Onların acı çekmesine izin mi vereceğiz? Ben Nehire Ateş hall eder dedim. "
Ateş karısının üzüldüğünü görüp yanına gitti.
Narinin karşısında diz çöküp ellerini elleri arasına aldı.
Ellerine öpücük kondurup " halledicem. Gerekirse oyun olduğunu anlatırım her kese.Onların daha fazla acı çekmesine izin vermeyeceğim. Biz sevdiğinden ayrı kalmak nedir iyi biliriz. Şimdi onların durumu bizimkisinden daha acı. Yiğitin yerinde olmayı asla istemezdim. Kardeşimin acısını tahmin bile edemiyorum."dedi anlayışla.
Narin burukça gülümseyip elini Ateşin yanağına koydu.
Yavaşça okşayıp " iyiki benim kocamsın "dedi.
Ateş de gülümseyerek "sen de iyi ki benim karımsın. "Dedi.
Aklına gelen şeyle kaşları hızla çatıldı. Ellerini yumruk yapıp
"Başkasının karısı olduğunu düşünmek bile istemiyorum.Başkasıyla seni düşünemiyorum bile "dedi.
Narin Ateşin kendi kendine kıskançlık krizine girdiğini görüp kıkırdadı.
Parmaklarını kocasının yanağında gezdirip " düşünmene gerek bile yok zaten kocacım "dedi gülümseyerek.
Ardından dudaklarını yaklaştırıp dudağının sol kenarına öpücük kondurup geri çekildiğinde Ateşin koyulaşmış bakışlarını gördüğünde kıkırdadı.
" Aşkım şimdi önemli bir meselemiz var . Ona odaklanmamız gerek"
Ateşin yüz ifadesi değişti.
" Yarın Nehirin de doğum günü "dedi aniden.
Narinin gülümseyen yüzü düştü.
Gözlerini kaçırıp " öyle mi ? Ne güzel. Birlikte kutlarız o zaman. "Dedi.
Belki başka zaman olsa buna sevinirdi ama Ateşin onu değil de Nehirin doğum gününü biliyor olması birazcık üzmüştü Narini.
"Senin doğum günün olduğunu bilmiyordum. Nehir üniversite için bazı dosyalar hazırlamamı istemişti o gün öğrenmiştim "Ateşin söylediklerini duyuğunda gözlerine baktı.
"Ona doğum gününü sormadım yani. Yalnış anlayıp üzülme diye diyorum. Sana da sormamıştım .Üzgünüm. Kocan olduğum halde bilmiyordum. Bu gün annen söylemese bilmeyecektim." Dedi Ateş.
Narin hafif tebessümle Ateşin elini okşadı.
" Ben de sana sormamıştım. Havin anneye sormuştum o yüzden biliyorum doğum günün ne zaman. Belki de sana sorsam daha iyi olurdu. Sen de bana sorardın. İş güç ,sonra yaşananlar. Güzel güzel oturup dertleştiğimiz zamanlarımız çok kısıtlı oldu hep. Bu yüzden aklına gelmemesi normal. Sana kırgın değilim ki"
Ateş karısının hafif tebessüm eden yüzüne bakıp iç çekti.
" Nehirin doğum gününü bilip seninkini bilmemem seni üzdü. Bunu saklamaya çalışma."
"Ateş ben-"
Ateş Narinin elini kalbinin üzerine getirip "burası sadece senin. Benim aldığım her nefes seninle anlam kazanıyor. Lütfen bunu unutma "dedi.
Ateş Narinin hâlâ bir yerlerde endişe duyduğunu göre biliyordu.Eğer bir şeyler içinde birikirse çok kötü patlayacağına emindi. Narin de kendisi gibi en küçük şeyi bile kıskana biliyordu.
Ama Nehiri kıskanmasına gerek yoktu.
Nehir Ateş için kardeş gibiydi. Şimdi de kardeşinin sevgilisiydi.
Ateşin sözleri Narini gülümsetirken eğilerek Ateşin dudaklarına sıcacık bir öpücük kondurdu.
Geri çekildiğinde " hem beni zorluyorsun hem de olmaz diyorsun. Bu hiç adil değil ahu gözlüm "dedi üzgünce Ateş.
Narinin gözleri hızla büyürken" Ateş yaa"dedi.
Ateş gülerek ayağa kalktı.
"Tamam,tamam ,sustum "
" Ee ne yapacağız ? "Diye sordu Narin de ayaklanarak.
"Nee?"
"Duyduğunuz gibi teyze gidiyorum.Babannem aradı acil gitmem gerek. "Diye açıklama yaptı Yiğit.
Nehirin söylediklerinden sonra daha fazla burda kalamazdı.
Havin üzgünce baktı.
"Ama daha yeni gelmiştin."
"Yine gelirim teyzem"dedi Yiğit teyzesini kendine çekip sarılırken.
Bu teyzesini mutlu etmedi ama yine de gülümsedi.
"Tamam o zaman gel hadi. Yemek de her kese söylersin "
Yiğit başını sallayınca mutfaktan çıktılar.
Akşam yemeği için her kes masada toplandığında Nehir Yiğite kaçamak bakışlar atıp duruyordu.
Ama Yiğit sanki Nehir yokmuş gibi davranıyor. Onun olduğu tarafa bakmıyordu bile.
Ateş hayran gözlerle karısını izlerken Narin kaşlarını çatmış yemeğine odaklanmıştı.
Ateşe ne yapmaları gerektiğini sorduğunda kocası güzel bir gece karşılığında planını anlata bileceğini söylemiş, onu yeterince sinirlendirmişti.
Adamın tek düşündüğü yataktı !
Ciddi bir sorun vardı ortada ama Ateş takmıyor gibiydi.
Oysa bu meselenin her kesi ne kadar etkileyeceğini en iyi kendisi anlatmıştı.
"Ben yarın gidiyorum " Yiğitin sözleri ortamdaki sessizliği bozdu.
Nehirin gözleri hızla Yiğiti bulurken Yiğit ondan tarafa bakmıyordu.
"Nasıl yani nereye gidiyorsun?"diye sordu Ateş.
"İzmire gidiyorum. Babannem aradı. Bir iş için yine imzam gerekiyormuş. Ama ben kabul etmedim. Şimdiye kadar şirketi yeteri kadar kullandı. Artık işlerin başına geçmem gerek. Kendi işimin kuracağım."
"Oğlum bir az daha kalsaydın daha geleli 3 bile olmadı" dedi Cihat bey.
Yiğit başını iki yana salladı. " Olmaz amca. Yine gelirim ben zaten."dediğinde Cihat derin nefes verip başını salladı.
"Sen bilirsin oğlum. "
Ateş ,Narin ve Nehir Yiğitin neden böyle yaptığını biliyorlardı.
Ateş derin nefes verip başını sessizce iki yana salladı.
Nehir aceleyle ayağa kalktığında her kes ona baktı.
"Şey ben kendimi iyi hissetmiyorum da. Biraz dinlersem iyi olucak. "
"Neyin var kızım? Eğer kötüysen bir doktora gidelim"dedi endişeyle Zeynep.
Nehir annesinin bu çıkışına şaşırsa da kendini toplayıp"yok annem, biraz dinlenirsem iyi olacağım. Siz yemeğinize devam edin"dedi.
Ardından gözlerini Yiğite çevirdiğinde onun da kendine baktığını gördü.
Gözlerini çekmek istemese de kimsenin şüphelenmemesi için hemen masadan uzaklaştı.
Narin de onun ardından ayaklandı.
"Ben bir Nehire bakıcam. Merak ettim."
"Ama daha bir şey yemedin?"diyen Ateşe ters ters baktı.
Bu adam neden bu kadar umursamaz davranıyordu ki?
"Doydum ben Ateş"diye ters bir cevap verip Nehirin peşinden gittiğinde Cihat gülümsedi.
"Narin çok iyi bir kız"
"Öyle. Baksana Nehire ne kadar da iyi davranıyor. Gerçi Nehir de iyi biri. İkisi çok güzel ve temiz kalpliler.Belki onların yerine başkası olsa kavgalar eder,bir birilerine düşman olurdular ama onlar bir birine kız kardeş oldular "dedi Havin.
Yakında sezon finali bölümü gelcek. Aslında final olucaktı ama benim için çok değerli olan bir arkadaşım çok ısrar edince kıramadım.
Bundan sonra bölümler kısa olur diye düşünüyorum.Çünkü dersler ve kurguyu aynı anda yürütmek biraz zor oluyor.
Yazım hatalarım varsa affola. Bir kaç gündür çok yorucu geçiyor hayat. Düzenlemeye zamanım olmadı.